Sokratese göre aşk güzelliğin aracılığıyla çoğalma arzusudur.ama bu hazzın insana verdiği o değişik gıdıklama nedir? Zenonu kratipposu düşüren o delice o budalaca saçma sapan haller, bizi sürüklediği o uygunsuz azgınlık
aşkın en tatlı anında o alev saçan kudurmuş zalim surat,sonra nedir o birden kabarıp böbürlenme.bu kadar çılgınca bir işin içinde o ciddileşip kendinden geçme? Hem ne diye hazlarımızla pisliklerimizi sarmaş dolap edip aynı yere koymuşlar.Ne diye insan hazzın son seviyesinde acı çeker gibi ölecek gibi oluyor.
Şu insanlar ne korkunç bir hayvan ki kendi kendinden bu kadar iğreniyor kendi zevklerini başının belası sayıyor.
(Montaigne)
Ah zavallılar sevinçlerini suç sayanlar (Gallus)
Ey insan derdin azmı ki kendine yeni dertler buluyorsun ( Montaigne)
İnsanın en kötü durumu kendini bilmediği ve idare edemediği zamanlardır ( Montaigne)
[ Alıntı]
"aşk"
hakkında ne öğrenmiş olursanız olun, sizin bilgeliğiniz, kafka'nın mesihi gibi, ancak varışından bir gün sonra gelebilir. aşk var olduğu sürece, bozguna teğet geçer. yol boyunca ilerlerken kendi geçmişini fesheder; sorun çıktığında sığınabileceği hiçbir liman bırakmaz ardında. kendisini neyin bekleyeceğini, geleceğin ona ne getireceğini bilemez. bulutları dağıtacak, kaygıyı bitirecek güveni asla bulamaz. tanımını yapmış gibi olmayayım da, belirsiz ve nüfuz edilemez bir gelecek üzerindeki ipoteğe benziyor bu şey.
Yer imleri