1961-1964 yılları arasında milli eğitim bakanlığı'nca, bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'nde personel eğitimi için görevlendirilen bedia tuncer tarafından derlenen şiirler. inilti adlı bir kitapta toplanmışlardır:
zorba kız kaçırır,
kamaret kurşun kaçırır,
karaborsacı döviz kaçırır,
zengin hanım kürk kaçırır,
ağa koyun kaçırır,
orman ağası kütük kaçırır,
ve sonunda kaçırmak için bizlere,
elbette akıl kalır.
http://tabutmag.com/
içlerinden birinin hikayesi insana asıl delinin kim olduğunu sorgulatır.
"bir hasta yatmıştı. dosyasında, çıplak bir şekilde e-5'i trafiğe kapattığı için polis tarafından getirildiği notu vardı. neden yaptığını sorduğumda, 'ceket-kaplumbağa-seykobeş-ezdiler' dedi manisinin verdiği hızla, tek kelimeymiş gibi... sonradan anladım ki, bir kaplumbağanın ezildiğini görünce sinirlenmiş, yolun ortasına dikilmiş; ama insanlar sağından solundan geçmeyi sürdürünce, soyunup giysilerini ve saatini (seiko 5) koyarak yolu kesmeye çalışmış ama onları da ezerek geçmişler."
Bu şiirde bir rap havası var sanki
Dışarıda herkes içerken!...
Çay, süt!...
Ve yerken
Muhallebi, tavukgöğsü, pasta!...
Burada adın (HASTA)
Çorba
TASTA!...
Bence hastaların çoğu (USTA!...)
Aşağı HASTA!... Yukarı HASTA!...
Tımarhane bahçesi oldu HASTA!...
Gel HASTA!...Git HASTA!...
(Taburcu!...) ol hastaneyi ASTA!...
Türkçede en çok sevmediği kelime HASTA!...
Ne istediğini bilmeyen hem seni ziyan eder hem kendini...
Dört boyutlu görebilenler" sizce ancak akıl hastanalerinde kilit altında mı bulunur?
Konu Bülent tarafından (12-11-2014 Saat 11:14 PM ) değiştirilmiştir.
Yer imleri