Asch’ ın deneyine itafen bireyler karar verme sürecinde guruba uyum sağlıyor. Kendi düşüncesi grubun düşüncesi yanında etkisiz kalıyor ve karar alma sürecinde uyum sağlamak adına tıpkı bir sürü psikolojisi gibi yanlışta olsa grubun kararına katılıyor.
“Asch deneyi”, deneklerinden, bir kart üzerine yerleştirilmiş siyah çubukları, birbirleriyle eşleştirmeyi isteyen bir deney. İçerisinde kullanılan yöntem çok basit. Kart düzeneğinde kullanılan yöntem de şu: bir kâğıt üzerinde yer alan çubuklardan bir tanesi solda tek başına dururken, diğer üç tanesi sağda yer alıyor. Deney yürütücüsü de, deneklerden, solda görülen çubuk ile sağda görülen çubuklardan birini eşleştirmesini istiyor. Gösterilen çubuklar aşağı yukarı şöyle: Deneyde, denekler, yan yana dizilmiş masalara oturtuluyor ve kâğıtlar da tam karşılarına konuluyor. Deney yürütücüsü, kâğıtları sırayla deneklere gösterip çubukları eşleştirmelerini ve doğru olduğunu düşündükleri çubuğu yüksek sesle söylemelerini istiyor. Deney süresince, deneklerden hemen hepsi durumdan ve deneyin içeriğinden haberdarlar ve hatta ne yapacaklarını çok iyi biliyorlar. Her biri, daha önce bu deneye maruz kalıp deneyin “asıl” hâlinde kurban edilecek “denek”i alt etmek için işbirliği yapma amacındalar. Yani, deneklerden, aslında, yalnızca biri “denek”. Diğerleri olayı biliyor ve kendi kararlarıyla asıl “denek”in kararlarının nasıl etkileneceğini görmek için kolları sıvıyorlar. Olaydan haberdar deneklerin oturma düzeninde dağıtılması da deneyin bir parçası. Olaydan haberdar deneklerin hemen hepsi ilk sırada cevap vermek üzere sandalyelere oturuyor. Onlardan sonra, “olaydan haberi olmayan asıl denek” oturuyor ve ondan sonra da yine “olaydan haberdar denek” oturuyor. Yani “asıl denek”ten önce dizilen “sahte denekler” e karşı, “asıl denek”in hemen sonrasında bir tane “sahte denek” daha var. “sahte denekler” in, “asıl denek”in öncesine dizilmelerinin nedeni, “asıl denek”in fikrini etkileyebilme ihtimalini arttırmak. “asıl denek”in hemen sonrasında oturan bir “sahte denek” ise, “asıl denek”in içini rahatlatma görevini üstleniyor: “korkma, doğru söyledin! Sana katılıyorum.”.
Deney, üzerinde çubukların olduğu kâğıtlarla birlikte tam on iki kere tekrarlanıyor. “solomon asch” hepsini bir bir not ediyor.Çıkan sonuç ise;
– Deneylerin yarısından fazlasında deneklerin %50′sinden fazlası, gruptaki “sahte denek”lere uyup yanlış cevap verdi.
– Deneklerin yalnızca %25′i tüm denemelerde, grubun kalanından etkilenmeyip doğru cevabı verebildi.
– Tüm deneylerde grup uyumu %33 olarak belirlendi.
Asch’ ın deneyi insanın karar verme sürecinde çevrenin etkisinin oldukça fazla olduğunu gösteren önemli bir sosyal psikoloji deneyidir. Bu sosyal etkiyi günlük hayatımızda çok sık görmekteyiz. Nitekim bizler gruba uyum sağlama potansiyelindeyiz. Kendi kararımız doğru, grubun kararı yanlış olsa da gruba uyum sağlamak ve etkisi altında kaldığımızdan dolayı grubun kararını kabul ederiz. Miligram deneği de buna dayanarak otoriteye itaati göstermiştir. İnsanlar davranış ve düşüncelerini, içinde bulundukları grubun standartlarına göre düzenliyorlar. Örneğin; mitinglerde insanların hep beraber hareket etmesi, mensup olduğu dine pek inanmadığı halde onun ritüellerini yerine getirmeye çalışması, milli maçlarda atılan gole sevinme, trafikte korna çalanları gördükçe korna çalınması gibi. Çünkü insan toplu halde hareket ederken yüzeysel düşünür. Herkesin söylediğini tekrarlamak belki de daha kolayımıza gidiyordur.
Asch’ ın bu deneyi grup baskısı ve sürü psikilojisi hakkında önemli ipuçları veriyor. Grubun içinde gruba ters bir şey söylenirse yadırganacaklarını düşünüp tedirgin olma durumu günlük hayatımızda sıkça karşımıza çıkmaktadır. Grupta çıkıntılık yapmamak için uyum sağlama ve kültür de devreye giriyor.

alıntıdır.