2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Düşünmek üzerine

  1. #1
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Mesajlar
    17

    Standart Düşünmek üzerine

    insandan başka canlı olmasaydı, insan kendini nasıl tanımlardı, insan kendini tanımlarken diğer diğer canlılar ile arasındaki ayrıma vararak kendi tanımını yapmıştır. Şöyle şeyler denir, geleçek nesillere bilgilerini/tecrübelerini aktarır, insan en üstün varlıktır dünyada, diğer canlılardan faklılaştığımız noktaları ortaya koymaya çalışırız kendimizi tanımlarken. Ama insan kendini başka nasıl tanımlayabilirdiki -hep bir nesneyi tanımlarken özelliklerini sayarken diğer nesnelerden ayrıldığı noktaları ortaya koymaya çalışmayız mı.- İnsan ilk nefes almaya başladığında hiç bir bilgisi yoktur hayat ile ilgili hiç bir değeri/yargısı da yoktur, büyüdükçe alışkanlıklar, değerler ve hayat ile ilgili yargılara varmaya başlar. İnsan kendini bir yere ait olarak görmek istiyor, diğer insanlarla birlikte bir toplumda olmak istiyor, kendini değerli görmek, birşey yaratıyor/bir işe yarıyor olarak görmek istiyor, insan kendini diğer insanlardan farklı/ayrıcalıklı görmek istiyor, tanınmak, önemsenmek istiyor. Kısaca insan anlaşılmak ve anlatmak istiyor, bu anlaşılma ve anlatma işini çeşitli yollara başvurarak yapabiliyor, bazen yıkarak, bazen yaparak kendini anlatabiliyor. İnsanın doğası kaygıya pek yatkın değildir, tüm bu saydıklarımı başaramadığında inanılmaz bir kaygıya düşüyor. Insan kaygıya düşmemek için yukarıda saydıklarıma uyum sağlıyor, uyum sağlayamayaçak bilgiler aldığında aklını kullanarak bu bilgilerin bazılarını reddederek, görmezlikten gelerek veya umursamayarak uyum sağlamayı deniyor, halk arasında şunu derler ya çocuk babasından/çevresinden pek farklı olmaz anlamında "Armut dipine düşer" evet çoğunlukla armut dibine düşüyor. Kaygı ile ne kadar mücadele edebiliyorsak o kadar serbest düşünebiliyor ve o kadar gerçekçi bilgi ile ilgileniyoruz. Yukardaki tüm saydıklarımdan ne kadar soyutlanmış isek vede kaygı ile mücadele edemediğimizde akıl inanılmaz oyunlara girebiliyor, zihin yapısı hasar görebiliyor, ve olmadık hayali düşünceler üretebiliyor.

    Düşünmenin üzerindeki engeller nelerdir,

    Okumak için okumak düşünce üzerinde bir engeldir, şöyle ki,
    Kitap okumak için kitap okuyan kişiler düşünmez, veya bir meslek sahibi olayım diye üniversiteye gidipte okuyanlarda düşünmez, kitap yazarının düşüncelerini takip eder sadece, takip ettiği konu üzerinde daha önceden kendine sormuş olduğu sorular yoksa, bu konu üzerinde daha sonra durmazda, bu kişi okuyarak pek iyi bir işte yapmaz.
    Düşünen kişi devamlı sorular sorar kendine ve çevresine, mesela kişi bir konu hakkında bir noktaya takılmıştır, bu takıldığı yerde durup gözlemler yapar, neyi bilmediğini iyi bilmeye çalışır, bu bilmediği yeri ondan önce bilenler varmı diye araştırır, bu bilmediği konu hakkında çevresindeki kişilerden bu bilmediği yeri bilenler varsa onlarla konuşarak bilmediği yer konusunda yardım ister, kişinin çevresinde bu bilmediği yere yardım edecek biri yoksa dünyada bu konu hakkında fikir yürütmüş kişileri bulmaya çalışır ve bu konu hakkında fikir yürütmüş kişileri bulup okursa bu kişinin okuması iyi bir okumadır. Ama bir konu hakkında bir rahatsızlık bir belirsizlik duymadan, kendine bu konu hakkında sorular sormadan okuma işine girişen kişilerde bu okumalar kişi üzerinde bir zehir etkisi yapabilir -uykum gelsin diye, zaman geçsin diye okunan hafif popiler roman tarzı kitaplar yapmaz tabi-, nasıl zehir etkisi yapar, kafasına sadece bu yazarın düşünceleri girer ama ezberi bir şekilde kalıp halinde kendine alır -Okuyan kişinin oluşturmadığı, yazarın hayat tecrübeleri, gözlemleri ve kendi yaşam bağlamı içinde oluşturduğu düşüncelerdir- bu düşünceler kafaya yerleşirse ve bu yerleşen düşünceleri sağ solda söylemeye kalkar ise bu kişi kendi düşünceleri olmadığı için iyi bir şekilde karşı tarafa aktaramaz da, okumuş olduğu yazarın düşünceleri kişinin kendi hayatında da istediği bir etkiyi yapmaz. Sarhoş olmuş ortalıkta dolanan kişiye benzer bu kişinin durumu ayılacaktır bir gün, ama ayıldığında sarhoşkendi söylediklerini hatırlamayaçaktır-hangi noktada ayılaçaktır-. Sersem sersem dolaşmıştır, kendi hayat gerçekliğinden uzaklaşmıştır, okumuş olduğu kitaplardaki yazarlar gibi konuşmaya kalkışmak sarhoşluktur.
    Mantıklı düşünme yöntemlerini bilmemesi, düşünceyi geliştirme yöntemleri ile hiç tanışmaması ve ilgilendiği konu hakkında yeterli bir kavramsal bilgiye sahip değilse düşünemez kişi.
    Korku, kaygı ve baskılar düşünmenin önünde bir engeldir, bir şeyden korkmam gerektiğine inanmış isem, bu korktuğum şey üzerinde bir sorgulama yapamam, sorgulanmayan şey üzerinde serbes bir düşünce geliştirilemez, ançak onun isteklerine göre hareket edilebilir, hareket tarzını da sorgulayamazsın. Korktuğumuz şeyler düşüncemiz üzerinde bir engeldir. Kaygı duyduğumuzda davranışlarımızı gerçekçi olmayan bir şekilde değiştiririz -Savunma mekanizmalarına/düzenlerine başvurma durumu- davranışlarımızı gerçekçi olmayaçak şekilde değiştirdiğimize göre düşüncelerimizde bir düzensizlik oluştuğunu görebiliriz, ben kaygılandığımda mantıklı olamayan düşünceler geliştiriyorum, kendim hakkında değerlendirmelerim değişiklik gösteriyor. Kaygı durumu kişinin düşüncesi önünde bir engeldir. Dıştan bir baskı olabildiği gibi içtende kendimize bir baskı uygularız, dıştan baskı durumunda şunu böyle yap bunu böyle yap, kişinin her düşüncesine müdahale, kişinin her hatasında hatasını düzeltme fırsatı vermeden hatasını ulu orta yerde açıklamak da baskıdır. Iç baskıda ise kişi kensinden yüksek beklentilere girer, şunu yapamadım şunu yapmalıyım, şu niye olmadı, şunu yaparsam günah, şunu yaparsam şu kişi neder, şunu yaparsam insanların gözünde nasıl algılanırım, bu gibi söylemler içindeki kişi engellere takılmış demektir. Düşüncelerini serbestce birikimli şekilde oluşturamaz.

    Çocukluğunda yaşamış olduğu zorluklarda, kişinin mantıklı düşünmesinin önünde engeldir. Şöyle ki. İnsan sağlıklı olduğu sürece, kendi içsel gelişimini sürdürebiliyor, insan ilişkileri normal oluyor, bunu normal bir süreç içinde yapabiliyor. Güvensiz ortamlar sağlıklı ortamın oluşmasına engel olmakta. Bu güvensiz ortam şöyle oluşmakta, insanın insan olmasından dolayı bazı gereksinmeleri/ihtiyaçları vardır, bunlara cevap verilmediğinde, bu güvensiz ortamın ortaya çıktığını düşünüyorum. Bu gereksinmeler şöyle; Kişi değerli/dengede olduğunu hissetmek ister, çocuk kendini anne ile özdeşleştirir belli bir yaşa kadar, ve annesi dayak yiyorsa, anne bu dayak yemenin etkisiyle çocuğuna gerekli emzirmeyi/ilgiyi veremez ise, çocuk yeterli sütü/ilgiyi alamaz ise kendisinde bir dengesizlik/değersizlik hisseder. Bu dengesizlik sonucunda çocuk emmek için ağlamaya başlar ve isteğinin anlaşılmasını/karşılanmasını bekler. İnsanlar bebeklikten itibaren kendini anlatmak ve anlaşılmak ister/İnsan anlaşılarak ve kendini anlatarak yaşamını sürdürmek istiyor. Anlaşılmak için başta çeşitli işaretlerle bunu yapmaya girişir, anlatmak için kendisi gibi bir canlıya ihtiyacı vardır -yalnızlığı bu yüzden sevmez-. Anlaşıldığını bildiği yerde bulunmak istiyor ve anlaşıldığını bildiği yerde gelişimini sürdürebiliyor. Hiç kimse tarafından anlaşılmadığını (en uç sınırda) düşündüğünde onu tek anlayan yere anne karnına geri dönmek istiyor. Anlaşıldığını hissettiğinde kendini değerli görüyor. Bir yere aid hissediyor kendini. Değerli gördüğü yerde kök salmak istiyor. Anlaşılmadığında ve kendini anlatamadığında kendisiyle ve çevresiyle ilişkileri bozulmaya başlar ve kişi kendi kendine çeşitli oyunlara girişebiliyor/akıl sağlığı bozuluyor. Çevresiyle ilişki içinde olmak ister/yalnızlık istemez. Kişi kendini anlatamadığında ve anlaşılmadığını hissettiğinde kişide belli belirsiz bir kaygı oluşuyor ve bu kaygıdan kendi benliğini korumak için savunma mekanizmaları geliştirmeye başlıyor ve ileriki yaşlardaki insan ilişkilerinde algısı bozuluyor ve mantıklı düşünce sürecleri etkileniyor. Duygusal/emosyonel bozukluklar başgösteriyor. Bu durum kişinin mantıklı düşünmesi önünde bir engeldir.

    Düşünce hataları ve akla uydurmalar mantıklı düşünme önünde bir engeldir,
    Bu hataları sıralarsam, genelleme, filtreleme, olayı kişiselleştirme, akıl okuma/senaryolaştırma.

    Bu engeller ortadan kalktığında serbest bir şekilde düşünce gelişmeye başlayabilir veya bu engellerin hiç olmadığı kişilerde mantıklı ve serbes bir şekilde düşünebilmektedirler. Tüm bu engellerin farkında kişi ne zaman varır, ve bu engelleri aşma ihtiyaçını ne zaman hisseder. Düşüncelerimiz üzerinde düşünmeye ne zaman gereksinim duyarız açaba ?

    Çoğu kişi kendini mutlu/değerli hissettiği bir yerde bulunuyor ve kendini değerli hissettiren düşünceleri/yeri/kişilerin doğruluğunu sorgulamıyor.

    Fakat, hayatın karmaşıklığını hisseden, çevresiyle çelişkilere düşen kişi, uyum ve kendi içinde dengesizlik/değersizlik hissini yaşayan, rahatsızlık duyan kişi, hayatını belli bir düzene koymak ve çevresini anlamak/anlamlandırmak için olayları incelemeye başlar, insan oğlu belirsizlikten hoşlanmaz, çevresini anlamak ve kendini çevresindekilere anlatmak ister.

    İnsanı asıl düşünmeye, yoğun düşünceye iten veya intihara sürükleyen bir süreci açmaya çalışaçağım, İnsanı bir düşüncesi üzerinde ilerici/protest/devrimci/karşıt düşünmeye iten, o davranışı/düşüncesi sonunda gördüğü zarardır, bir köleyi efendisine başkaldırmaya iten ne ise, kişinin de kendisine verdiği zarar sonucunda kendisine başkaldırışı aynı nedendir. Artık son noktaya gelmiştir, artık o zararlar sonucunda uğradığı kaygılar/başarısızlıklar/hep aynı yerde tepinmeler/ondan bu durum içinde bulunmanın çok şeyleri götürdüğü hissinde, kişi bu durumu aşması için cesaret edemediği şeyi aşaçak cesareti düşünmez artık, bu davranışı yapmadığında artık kendini bir hiç gibi hissetmeye başlar işte bu noktaya gelen kişinin iki yolu vardır, ya intihar ya da başkaldırı.

  2. #2
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Mesajlar
    17

    Standart

    Bende teşekkür ederim,
    Yazının tamamını forumu kısıtlama dolayısıyla yazamadım, ancak yarısını yazabildim.
    Tamamını okumak isterseniz Blog adresini veriyorum http://durankisiselyazilar.blogspot....k-uzerine.html

Benzer Konular

  1. Obsesifçe Şizofreni olduğunu düşünmek
    By bodyno in forum Şizofreni
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08-07-2013, 12:48 AM
  2. Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 04-03-2012, 01:06 AM
  3. hoşuma gitmeyen şeyleri yapmak(düşünmek) istemediğim zaman kötü düşünceler geliyor
    By absinthe1991 in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 01-01-2012, 09:22 PM
  4. okb üzerine bir tahlil....
    By therapi25 in forum Obsesif- Kompulsif Bozukluk OKB ( Saplantı - Zorlantı )
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26-04-2009, 02:17 PM
  5. Gülümseme üzerine :)
    By ates in forum Motivasyon ( Güdülenme )
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07-01-2008, 06:26 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •