Sayfa 12/62 İlkİlk ... 2891011121314151622 ... SonSon
620 sonuçtan 111 ile 120 arası

Konu: şiir Köşesi

  1. #111
    Gümüş
    Guest

    Standart

    BEKLEYECEĞİM

    Aylar geçip yıllar olsa da
    Yıllar geçip zaman dolsa da
    Aşkın arzuları beni boğsa da
    Bir gün seversin diye bekleyeceğim

    Bugün nişanlansan, yarın evlensen
    Benden başka binbir kişi sevsen
    Hepsiyle ayrı ayrı izdivaç görsen
    Bir gün dönersin diye bekleyeceğim

    Seni beklemekle geçse de ömrüm
    Şu fani dünyada kalmasa günüm
    Senden uzakta ölürsem bir gün
    Ahirette seni bekleyeceğim...

    AHMET HAMDİ TANPINAR
    bu şiir sanki beni yazmış

  2. #112
    Gümüş
    Guest

    Standart

    ANNEM İÇİN

    Bir günümüz bile sensiz geçmezken
    Şimdi mezarına hasretiz anne...

    Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer
    Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin
    Bir yığın toprakla bir parça mermer
    Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin.

    Bir yığın toprakla bir parça mermer,
    Üstünde yazılı yaşınla, adın;
    Baş ucunda matem renkli serviler
    Hüznüyle titreşir sanki hayatın.

    Seni gömdük anne yıllarca evvel
    Göz yaşlarımızla bu ıssız yere
    Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel
    Matem dağıtırken hasta kalblere.

    Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun
    Hüznüyle erirken Dicle de sessiz,
    Öksüzlük denilen acıyla vurgun
    Bir başka ölüydük bu toprakta biz.

    AHMET HAMDİ TANPINAR

  3. #113
    vagrant
    Guest

    Thumbs up

    sevde kardeşim ellerine ve yüreğine sağlık ne güzel şiirler eklemişsin.


    Yolumuz İnsana

    Demem şu ki sevgilim
    Bir yerinde yaşamın
    Birileri
    Bittiğini anlatıyorsa durmadan sevdaların
    Ve az biraz,
    Tutunduğumuz yerinden
    Basıyorsa yüreğimize
    Direnmek gerek
    Direnmek gerek ki hem de nasıl
    Hani diyor ya Usta;
    “o iyi insanlar,o güzel atlara binip gittiler”
    gitmemişler...
    gittilerse de dönmüşler
    sevdaları zulalarında
    konuşacakları günü beklemektedirler

    Tayfun Talipoğlu

  4. #114
    vagrant
    Guest

    Standart

    Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular


    Hiç göze gelmediler
    Gözdesi de olmadılar kimsenin
    Kimse farkına varmadı yalansız gözlerinin
    Göz oldu mu yüreklerinin
    Hiç anlamadılar
    Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

    Çözülemedi bakışlarındaki tarifsiz sevdalar
    Kim dedi sevgimi
    Büyüyünceye kadar cevapsızdılar
    Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

    Sarıydılar yada soluk benizli
    Çoğunlukla karaya yakın bir esmer
    Ve onlar genellikle burunlarını hiç silmezler
    Derin iç çekişleri bundandır
    Dünyanın kahrından değil
    Çünkü umurlarında değil
    Onların farkında olmayanlar
    Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
    Onlar çok ve çocuklar
    Büyüyecek adam olacaklar
    Önceleri öğretmen,ebe
    Sonra doktor olmak isteyecekler
    Bildiklerinden değil
    En yakınlarında onları gördüler,
    Hep onlar olmak istediler
    Çalınmış geleceklerinden habersiz
    Yarım yamalak düşlerde eridiler
    Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

    O güzelim yürekleri
    Delikanlılık edebiyatıyla körelttiler
    Okumanın erdeminden
    İnsan gibi yaşamanın bilimden geçtiğinden
    Haberleri olsun istemediler
    Ne kadar parlarsa parlasın
    Hep suskun kaldı o gözler
    Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

    Ahmed Ariften bu yana
    Yolunu gözleyenlerin adı değişti
    Hepsi o kadar
    Kuşpalazı,boğmaca,karaçiçek,sıtma
    Belki azaldı ama
    Yeni nedenleriyle yürek enfaktı
    Kanser filan hala kapıda
    Çaresizlik dağlar aşırmakta
    Yer yurt terk edildi
    Gurbet artık sıla
    Çalansa bildik değil başka bir hava
    Kırıldılar farkında olmasanız da
    Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

    Onlar çok ve çocuklar
    Gözlerinden dillerine dökülürse
    Bir gün sorular
    Sürdürebilecek miyiz aynı yalanı
    Yoksa yine susturacak mıyız onları
    Küçüldü dünya
    Çoğu gitti azı kaldı
    Geçici demişlerdi körlüğümüze
    Biraz fazla uzadı
    Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
    Onlar çok ve çocuklar
    Sesiz de kalsalar bizi bağışlamayacaklar
    Mazeretlerimize inanmayacaklar
    Yaşamımızda görünmedikleri her karenin
    Hesabını soracaklar
    Hazırlıklı olmak gerek
    Çünkü onlar şimdilik
    Çok ve çocuklar

    Tayfun Talipoğlu

  5. #115
    vagrant
    Guest

    Standart

    Hayat İstanbul'a dayalı

    Terziler ne bilsin! İstanbul kaç bedendir?
    Çoğu İstanbul'u hep göz kararı diker.
    Kimine bol gelir İstanbul, kimine ise dar,
    Uyanı da uymayanı da üzerine hep İstanbul'u giyer.

    Sonra yollar! Bazısı uzun boylu, bazısı kısa tepeden basıktır
    Sonu İstanbul'a varmayan yolun yüzü hep asıktır,
    Ama bilirim bütün yollar doğuştan İstanbul'a aşıktır,
    Patikası da asfaltlısı da hep İstanbul’a gider.

    Cihan Paça

  6. #116
    vagrant
    Guest

    Standart

    İstanbul

    Körpeciktim sana geldim
    Üsküdar'ı kamp eyledim,
    Her yerini ayrı sevdim
    Ne güzeldin sen İstanbul

    Gençliğimi aldın benden
    Yıllarımı çaldın benden,
    Lodos ile Kadıköy'den
    Kovdun beni sen İstanbul

    Benim için ömürdün sen
    Her şeyinle güzeldin sen,
    Razı geldim ne ettiysen
    Yokum artık ben İstanbul

    Bir daha dönmem sana,
    Hakkım helal benden yana,
    Son bir sözüm olsun sana
    Sağlıcakla kal İstanbul.

    ALINTI

  7. #117
    vagrant
    Guest

    Standart

    Oyun

    Hadi, İstanbulculuk oynayalım
    Hadi sen benim annem ol,
    ben de oğlun...
    Ver bavulumu, gözle yolumu...
    Mızıkçılık yok tamam mı..?

    Babamı dürüp koydum mendil cebime,
    gözlerimde özleyince..
    İtmişti beni elleri sorumluluğun,
    Her soluğumda boğulduğum...

    İstanbul biriktirdim avuçlarımda,
    Ayaklarımda yitirdiğim sevdamla.
    Anılarımı geziyor beynimde bir gezgin,
    Seslerini duyuyorum çocukların...

    İstanbul biriktirdim avuçlarımda,
    Ortaköy'ünden de, Kadıköy'ünden de..
    Üsküdar'ından da, Taksim'inden de..
    Alıp getiriyorum kokusunu, havasını..
    Alıp getiriyorum banliyölerini, vapurlarını..
    Simitçilerini, dilenci küçük kızlarını,
    Alıp getiriyorum denizini, köprüsünü..

    Vereyim İstanbul'u sana
    aç ellerini.
    Sıkı tut düşürme.
    Başka yok,
    çabuk bitirme..

    Ver bana şimdi eski ruhumu,
    mızıkçılık yoktu unutma,
    İstanbulculuk oynuyorduk hesapta....
    Ver bana şimdi sevdamı..
    Ver bana sevdamı...

    ALINTI

  8. #118
    vagrant
    Guest

    Standart

    Yürüyelim Seninle İstanbul'da

    Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
    hayallerim kıpkırmızı olurdu

    İstanbul hala güneşin ardında
    ufuklarında birkaç kara leke
    birkaç kan pıhtısı dudaklarında
    İstanbul hala sevimli mi sevimli
    ve hala bir tomucuk tadında
    yürüyelim seninle İstanbul'da

    korkusuz bir rüyadır
    bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
    birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü
    yenilgisiz bir muamma gibidir
    arar bulusmayan ellerimizi
    deli rüzgar yine sarhoş, hovarda

    tam orada, Çamlıca yokuşunda
    birkaç bulut çekelim gökyüzünden
    damarlarımızdan geçirelim ve birden
    bırakalım suların üzerine
    sen bir defa konuş, sen bir defa gül
    kumlu ebrular yapalım seninle
    serpmeli ebrular, bülbülyuvası
    hercaimenekşe, gonca ve sümbül

    yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
    yürüyelim seninle İstanbul'da
    boğaziçi magrur türkülerini
    gözlerine baka baka söyleyin
    martılar üşüyünce
    denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi

    anlayabilir misin
    neden çıban gibi büyür bağrımda
    büyürde kelebek olur bu sızı
    kırmızıyı sevdiğini söyledin
    bu yüzden mi günlerdir
    İstanbul'da gül kokusu yayılan
    tepeler kırmızı, sular kırmızı

    İstanbul bilmeli ki, sahillerine
    mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
    İstanbul bilmeliki, limanlardan gemiler
    önce senin yüreğine açılır
    uzaklarda bir yerde
    toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
    parmaklarında hüzün
    sana doğru akan nehrin
    ağlayan suretidir

    bir elimizde umut
    bir elimizde sevda
    yürüyelim seninle İstanbul'da
    musiki kesilsin, tükensin yazı
    çaresiz kalınca mızrap ve şiir
    ozan bir kenara bıraksın sazı
    ressam fırçasına neden mi kızgın
    tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
    kırmızıyı sevdiğini bilince
    çekilir mi artık güllerin nazı

    Anadolukavağı'nda her akşam
    burcu burcu bir rüyadır hayalin
    karanlık, hüznünü düşürür dağa
    kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
    endamın her sabah iner toprağa

    hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
    ayrılık acıyla süzülür kandan
    nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
    dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
    öylesine yorgun, mahzun ve candan

    İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
    uykusundan uyanınca fırtına
    dalgalar türkümüze aşina olur
    yüzümüze bakınca deniz fenerleri
    sahibini arayan gemilerin
    çığlığıyla vurulur

    tarih heyelandır hainlerin ardında
    İstanbul tarihin soylu anası
    biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
    sevdayı kız kulesi'nden
    yalıların burukluğu altında
    geçiyoruz sokaklardan delice

    anlayabilir misin
    beyoğlu'nda gezinen
    hayal kırıklığının benden türediğini
    anlayabilir misin
    kırmızı neden böyle
    doldurur aynalara inleyen yüreğimi

    sana giden yolların kavşağında
    bir adam direniyor izini bulmak için
    siliyor tanyerine akan alın terini
    ufkunda sapsarı umudun rengi
    mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
    arıyor sessizce kaybolan günlerini

    Gülhane'de simit satan çocuklar
    nasıl anlasınlar ellerimizin
    neden böyle çekingen olduğunu
    Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
    gökyüzüne dokunurken bu acı
    kimdir diye sorsunlar içlerinden
    birlikte yürüyen iki yabancı

    biz gitsek de, İstanbul'da yine de
    yıllar yılı gezinmeli bu sızı
    benden bir yaralı şiir kalmalı
    senden bir tebessüm, bir de kırmızı

    Nurullah Genç

  9. #119
    vagrant
    Guest

    Standart

    İçim Buruk Bu Sabah


    Bu sabah gerçekten yağmur var İstanbul da,
    Bakıyor gözlerim ıslak ve kederli.

    Çökmüş üstüme gecenin uykusuzluğu ve hüznü,
    Vermiş yorgun bedenime sıkıntı ve dert.

    Açılan yara kalbimi,
    Canımı acıtmıyor artık.
    .
    Sadece kanıyor ve tamir etmeye çalışıyorum onu,
    Bir kez daha.

    Tecrübelerin acı geçmişi bizi engelliyor adeta,
    Kapılıyoruz endişeye elimizde olmadan.

    İçimizi bir korku kaplıyor,
    Haklı yada haksız.

    Yürüyorum, Üsküdar’dan, Kadıköy’e
    İçimi donduruyor hava..

    Aklımda sen
    Ve gecenin kabus dolu uykusuzluğu.

    alıntı

  10. #120
    vagrant
    Guest

    Standart

    Hep Kahır


    Dur! bırak kaynasın kahvenin suyu,
    Bana İstanbul'u anlat nasıldı?
    Bana boğazı anlat nasıldı?
    Haziran titreyişlerle kaçak yağmurlar ardı
    Yıkanmış, kurunurmuydu yine o yedi tepe
    Ana şefkati gibi sıcak bir güneşle

    İnsanlar gülüyordu de
    Trende, vapurda, otobüste,
    Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
    Hep kahır, hep kahır, hep kahır
    Bıktım be...

    Dur! bırak, kalsın, açma televizyonu
    Bana istanbulu anlat nasıldı?
    Şehirlerin şehrini anlat nasıldı?
    Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
    Köprüler, sarayburnu, minareler ve halice öv
    Diyiverdin mi bir merhaba, gizlice

    İnsanlar gülüyordu de
    Trende, vapurda, otobüste
    Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
    Hep kahır, hep kahır, hep kahır
    Bıktım be...

    Dur! bırak, kımıldama, kal biraz öylece n'olur
    Kokun istanbul gibidir, gözlerin istanbul gecesi
    Şimdi gel sarıl, sarıl bana kınalım
    Gökkubbenin altında ordada beraber
    Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
    Hasretinin çölünde sanki bir pınar gibi

    İnsanlar gülüyordu de
    Trende, vapurda, otobüste
    Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
    Hep kahır, hep kahır, hep kahır
    Bıktım be...

    Cem Karaca

Sayfa 12/62 İlkİlk ... 2891011121314151622 ... SonSon

Benzer Konular

  1. Lak Lak Köşesi
    By 9 ŞUBAT in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 1997
    Son Mesaj: 06-07-2013, 08:57 AM
  2. şiir
    By sizobako in forum Şizofreni
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 08-06-2011, 03:53 PM
  3. Bir şiir
    By çürük in forum Psikoloji FORUMU Chat Odası
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 03-04-2010, 02:19 PM
  4. şiir
    By ebru hanım in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 03-07-2009, 02:58 PM
  5. Bir Şiir
    By BETÜLL in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 29-08-2008, 10:46 AM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •