2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Somatizasyon Bozukluğu

  1. #1
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Somatizasyon Bozukluğu

    Fiziksel bir dayanağı olmamasına rağmen yaşanan psikolojik problemler nedeniyle oluşan fiziksel şikayetler Somatizasyon Bozukluğu olarak adlandırılır. Somarizasyon Bozukluğu’nda bulguları açıklayacak bir fizyolojik durum söz konusu değildir. Kişi psikolojik problemlerini bedensel şikayetler ile dile getirmektedir SB’nda.

    DSM IV-TR’a göre Somatizasyon Bozukluğu şöyle ifade edilir:

    A. Birkaç yıllık bir dönem içinde ortaya çıkan, tedavi arayışları ya da toplumsal, mesleki ya da

    önemli diğer işlevsellik alanında bozulma ile sonuçlanan ve 30 yaşından önce başlayan çok

    sayıda fizik yakınma öyküsünün olması.

    B. Aşağıdaki tanı ölçütlerinden her biri karşılanmış olmalıdır.Herhangi tek bir semptom bu

    bozukluğun gidişi sırasında herhangi bir zamana ortaya çıkabilir.

    1. dört ağrı semptomu: En az dört ayrı yer ya da işlevle ilişkili ağrı öyküsünün olması.(örn.
    baş, karın,sırt, eklemler, ekstremiteler, göğüs, rektum, menstruasyon sırasında, cinsel ilişki
    sırasında ya da idrar yapma sırasında)

    2. iki gastro intestinal semptom: Ağrı dışında en az iki gastrointestinal semptom öyküsünün

    bulunması (örn.bulantı, şişkinlik, gebelik sırasında olanın dışında kusma, diyare ya da
    birçok değişik yiyeceğin dokunması.)
    3. bir cinsel semptom: Ağrı dışında en az bir cinsel ya da üreme organlarıyla ilgili semptom

    öyküsünün olması (örn. cinsel ilgisizlik, erektil ya da ejakülatuvar işlev bozukluğu,

    menstruasyonların düzensiz olması, aşırı nestruel kanama, gebelik boyunca kusma)

    4. Bir psödonörolojik semptom: Ağrı ile sınırlı olmayan ve nörolojik bir durumu düşündüren
    en az bir semptom ya da defisit öyküsünün bulunması (koordinasyon ya da denge
    bozukluğu gibi konversiyon semptomları, paralizi ya da lokalize güç yitimi, yutma güçlüğü
    ya da boğazda düğümlenme duygusu, afoni, üriner retansiyon, hallüsinasyonlar, dokunma
    ya da ağrı duyumu yitimi, çift görme, körlük, sağırlık, katılmalar; amnezi gibi dissosiyatif
    semptomlar; bayılma dışında bilinç yitimi)

    C. Aşağıdakilerden ya 1. ya da 2. vardır:

    1. yeterli bir incelemeden sonra B Tanı Ölçütlerindeki semptomların hiçbiri bilinen genel
    tıbbi bir durum ya da bir maddenin (örn. Kötüyekullanılabilen bir ilaç, tedavi için
    kullanılan bir ilaç) doğrudan etkileri ile tam açıklanmaz.
    2. ilişkili genel tıbbi bir durum olsa bile fizik yakınmalar ya da bunların bir sonucu olarak

    ortaya çıkan toplumsal ya da mesleki bozulma, öykü, fizik muayene ya da laboratuar

    bulgularına göre beklenenden çok daha fazladır

    D. Bu semptomlar amaçlı olarak ortaya çıkartılmamakta ya da bu tür semptomları varmış gibi davranılmamaktadır (Yapay Bozuklukta ya da Simülasyonda (Temaruz) olduğu gibi).

    Somatoform Bozukluları bir hastalık olmaktan çok bir durum, savunma düzeneği olarak betimlenir Psikodinamik Yaklaşım’da. Bilinçaltı çatışmalar bastırma, yadsıma, yer değiştirme ve konversiyon savunma düzenekleriyle değiştirilmekte ve hastanın bilincinde fiziksel yakınmalar olarak yaşantılanmaktadır Psikodinamik Yaklaşım’a göre. Bu bozukluğu yaşayan kişiler şikayetlerini sözel olarak ifade edemezler. Kendi söyleyemediklerini bedenlerine söyletmeye çalışırlar bilinçaltı bir seçimle.

    Somatoform Bozuklukların etiyolojisinde modelleme ve kültürün etkisini de gözardı etmemek gerekir. Çocukluk döneminde aynı ev ortamında kronik bir hastalığı olan birisiyle uzun bir süre yaşayan kişilerin, erişkin olduklarında somatizasyona eğilim gösterdikleri bulgulanmıştır. Erken çocukluk deneyimleri çocuğa hastalanıldığında kuvvetli ilgi alındığını göstermiştir.

    Somatoform Bozuklukları’nın oluşmasında yardım çağrısı, odak noktası olma, çevresindekileri kontrol etme, yönetme ya da hasta olmakla elde edilmiş avantajları sürdürme çabasının rolü büyüktür.

    Somatizasyon Bozukluğu görülen kişilerin ilk çocukluk yıllarında bakıcıları ile aralarında anksiyeteli bağlanma davranışı olduğı gözlemlenmiştir. Sorunlarını kelimelerle ifade etmek yerine somatik olarak ifade ederler. Modelleme de önemli bir etkendir.

    Somatizasyon Bozukluğu 30’lu yaşlardan önce başlar. Genellikle uzun yıllara yayılan kronik bir seyir gösterir. Bedensel yakınmalar için genellikle ruh sağlığı uzmanlarına başvurulmadığı için, kişinin yakınmalarının düzelmemesi ve kronikleşmesi söz konusudur. Ayrıca bu durum çok miktarda ilaç kullanımına ve buna bağlı gelişen yan etkilere de yol açmaktadır. Bu durum kişinin evlilik, iş ve sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkiler.

    Tüm toplumda, bu hastalığa ömür boyu yakalanma riski % 0.1-0.5’tir. Kadınlarda 5-20 kat daha çok görülür. Bu kişilerin aile öyküsünde benzer hastalığı olan kişilere rastlanır. Bu tanıyı almış kişilerin anne ve kız kardeşlerinde Somatizasyon Bozukluğu %10-20 dolayında görülür. Genel olarak alt sosyoekonomik katmanın üyesi, eğitim düzeyi düşük kadın hastalarda somatizasyonun daha sık görüldüğü düşünülmektedir. Tek ebeveyn olma, yalnız yaşama ve işsizlik de riski artıran faktörlerdir. Somatizasyon hastalığı gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere oranla daha fazla görülüyor.

    Somatizasyon Bozukluğu yaşayan kişiler tüm yaşamları boyunca hasta olduklarına ilişkin bir inanç taşırlar.Yaşamları boyunca şikayetlerinin olmadığı bir yıllık bir dönem yok gibidir. Somatizasyon Bozukluğu kronik, ancak dalgalanan bir bozukluktur.

    Somatizasyon Bozukluğu yaşayan kişiler yaşam koşulları ağırlaştıkça daha şiddetli semptomlar gösterir, hatta semptomlarına yenileri eklenir. Yakınmaların hafiflediği iyilik dönemleri genellikle bir yılı aşmaz. Yıllarca süren Somatizasyon Bozukluğu hastalarında sosyal yeti yitimi görülen hasta oranı % 80’lere varır.

    Somatizasyon Bozukluğu tedavisi zordur. Bundaki en önemli etken, bu bozukluğu yaşayan kişilerin hastalık genellikle kronikleştikten sonra ruh sağlığı uzmanlarına başvurmalarıdır. Tedavinin ilk aşamasında öncelikle Somatizasyon Bozukluğu yaşayan kişiye sonrasında da ailesine bu durumun psikolojik bir bozukluk olduğu anlatılmalıdır.

    Somatizasyon Bozukluğu tedavisi çift ayaklı yürümelidir, farmakoterapi ve psikoterapi. Uzun soluklu bir psikoterapi ihtiyacı vardır sağaltım için. Kişinin Somatizasyon Bozukluğu geliştirmesindeki dinamiklerin tanınmasından sonra, kişinin duygularını fark edip kelimelerle ifade etmeyi öğrenmesi, terapinin en önemli kısmıdır.

    Kaynak :http://www.hydforum.net

  2. #2
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Somatizasyon Bozukluğu

    "Somatizasyon bozukluğu 30 yaşından önce başlar ve yıllar süren kronik bir seyir gösterir. Bedensel yakınmalar için genellikle ruh sağlığı uzmanlarına başvurulmadığı için, kişinin yakınmalarının düzelmemesi ve kronikleşmesi söz konusudur...

    Somatizasyonu stresin ya da duygusal sorunların fiziksel yakınmalarla ifade edilmesi olarak tanımlayabiliriz. Ruhsal sıkıntı ve gerginlik uygun biçimde ifade yolu bulamadığında kişi bunun için bedenini kullanmakta ve sıkıntısını 'bedenselleştirmekte’ yani bedeniyle ifade etmektedir. Bedenselleştirme de en çok ağrıdan yakınılır; halsizlik, baş dönmesi, nefes darlığı ve çarpıntı da sık görülen diğer yakınmalardır. Ağrılar baş, sırt, bacak, kol, eklem gibi vücudun bir çok bölgesinde olabilmektedir. Somatizasyon mide bulantısı, kanama, kusma ve yemeğe dayanamama gibi bir çok şekilde de ortaya çıkabilir. Hatta bazen kişinin herhangi bir enfeksiyonu olmamasına rağmen idrarını ağrılı yapmasına bile neden olabilir.

    Ruhsal bir bozukluk tanısı olan Somatizasyon Bozukluğunu ise şöyle tanımlayabiliriz: Fizik muayene ve laboratuar incelemeleri sonucunda organik bir neden ile açıklanamayan birçok bedensel yakınmanın bulunması ve bu yakınmaların kişinin mesleki, sosyal ve özel hayatındaki işlevselliğini etkilemesi (tıbbi bir durum olsa bile , psikolojik zorlanma ve işlevsellikte bozulma fizik muayene ve laboratuar bulgularına göre beklenenden daha fazladır).

    Somatizasyon bozukluğu 30 yaşından önce başlar ve yıllar süren kronik bir seyir gösterir. Bedensel yakınmalar için genellikle ruh sağlığı uzmanlarına başvurulmadığı için, kişinin yakınmalarının düzelmemesi ve kronikleşmesi söz konusudur. Ayrıca bu durum çok miktarda ilaç kullanımına ve gereksiz tedavi masraflarına yol açmaktadır. Bu hastalık için yapılan sağlık harcamasının ortalamanın dokuz kat üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Tabi ki tüm bunlar da kişinin evlilik, iş ve sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkilemektedir.

    Bir başka önemli konu da, kişinin bu belirtileri bilinçli olarak ortaya çıkarıp çıkarmadığıdır. Kişinin yakınları tarafından uzmanlara en çok sorulan soru budur. Sonuçta bu soruna neden olabilecek fiziksel bir bulguya rastlanmamış olması kişiyi bazen, yakınlarının yanında zor duruma düşürse de bu belirtiler kesinlikle bilinçli bir çabanın ürünü değildir. Kişi bunları isteyerek yapmamaktadır!

    Tüm toplumda, bu hastalığa ömür boyu yakalanma riski % 0.1-0.5’tir. Kadınlarda 5-20 kat daha çok görülür. Pratisyen hekimlere başvuruların 5-10% unu oluşturur. Genellikle ergenlikte ve genç erişkinlikte ortaya çıkar. Bu kişilerin aile öyküsünde benzer hastalığı olan kişilere rastlanır. Bu tanıyı almış kişilerin kız kardeş ve annelerinde hastalık %10-20 dolayında görülür. Tek yumurta ikizlerinde eş hastalanma oranı %29, çift yumurta ikizlerine %10’dur. Genel olarak farklı etnik ve toplumsal kökenden gelen, alt sosyoekonomik katmanın üyesi, eğitim düzeyi düşük kadın hastalarda somatizasyonun daha sık görüldüğü düşünülmektedir. Tek ebeveyn olma, yalnız yaşama ve işsizlik de riski artıran faktörlerdir.

    Somatizasyon bozukluğunun çıkardığı sorunların en önemlisi sağlık kurumlarına yapılan yüksek harcamadır. Bazı kurumlarda suistimale uğrayabilirler. Gereksiz ilaç kullandıkları için gerçekten hasta olabilirler. Ayrıca bu kişiler klinisyenleri çok fazla meşgul etmekte ve çaresiz bırakmaktadır.

    Ancak kişiye Somatizasyon Bozukluğu tanısını koyarken çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü somatik belirtilere depresyon, anksiyete bozukluğu, kişilik bozukluğu, fobi ve panik atak hastalarında da rastlanır. Örneğin, depresyon ve anksiyete hastalarının %85'inde somatik yakınmalar vardır. Bunun yanında somatizasyon, Somatizasyon Bozukluğu tanı kriterlerini karşılamaksızın zorlanmaya tepki olarak, olağan bedensel duyumlara olağandışı duyarlılık olarak ya da yalnızca kültürel bir ifade tarzı olarak da ortaya çıkabilirler. Örneğin, kocasıyla duygusal bir yakınlık içine giremeyen, kocasından saygı görmeyen kadınlarda bedensel yakınmalara sıklıkla rastlıyoruz.

    Somatizasyon bozukluğu, kendiliğinden iyileşmenin nadir olduğu bir ruhsal rahatsızlıktır. 6-8 yıl süre ile herhangi bir tedavi görmeyen hastaların %90’nında rahatsızlığın sürdüğü bildirilmektedir. Özellikle yaşam koşullarının ağırlaştığı dönemlerde belirtilerinin şiddetlendiği ve yenilerinin eklendiği görülür. Yakınmaların hafiflediği iyilik dönemleri genellikle bir yılı aşmaz. Yıllarca süren somatizasyon bozukluğu olan hastalarda sosyal yeti yitimi görülen hasta oranının %83’ü bulabildiği bildirilmektedir.

    Somatizasyon Bozukluğunun tedavisi oldukça zordur. Çünkü kişiler yakınmalarının bir tür psikolojik bozukluk olduğunu kabullenmezler. Tedavi yaklaşımında önce kişiye ve ailesine bunun psikolojik bozukluk olduğunu anlatmaya çalışmak ve uzlaşmak gerekir. Bu özellikle kişi tarafından kolay kabullenilmez. Bazı dirençler gösterebilir. Bu uzlaşma gerçekleşirse hastadan psikiyatristinin/psikoloğunun onayı olmadan başka bir hekime ya da tahlile yönelmemesi istenir. Böyle bir ittifak kurulduktan sonra da psikoterapi sürecine başlanır.
    Sonuç olarak, 1 yıllık bir psikoterapi sürecinde tedavi şansı % 80 'e kadar çıkar.

    http://www.psikoloji.gen.tr
    Konu 9 ŞUBAT tarafından (13-03-2008 Saat 02:25 PM ) değiştirilmiştir.
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

Benzer Konular

  1. sanrı bozukluğu
    By serhat1971 in forum Daha Çok Psikolojik Belirti ve Bulguları Olan Yapay Bozukluklar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16-04-2010, 07:46 PM
  2. anksiyete bozukluğu
    By sibel_87 in forum Yaygınlaşmış Kaygı Bozukluğu
    Cevaplar: 13
    Son Mesaj: 20-01-2010, 12:29 PM
  3. Konsantrasyon Bozukluğu...
    By Nefertiti in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 20-12-2009, 05:12 PM
  4. Psikolojik Hastalıkların Bedende Görülmesi (Somatizasyon)
    By 9 ŞUBAT in forum Somatizasyon Bozukluğu
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16-06-2008, 02:07 PM
  5. Somatizasyon Problemleri ve Başa Çıkma Yolları
    By Gümüş in forum Somatizasyon Bozukluğu
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28-10-2007, 10:22 AM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •