4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Hayatımın özeti ve sorunlarım. Yok mu bir sihirli değnek?

  1. #1
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Apr 2013
    Mesajlar
    18

    Exclamation Hayatımın özeti ve sorunlarım. Yok mu bir sihirli değnek?

    30 Yaşındayım. Erkek olduğumu da belirtmeliyim sanırım. Balık Burcuyum.

    Çok kolay olmasa da çocukluğumdan bugüne kadar kendimi ve yaşadıklarımı özetle anlatmaya çalışacağım.

    Çocukluğum Orta 2’ye gidinceye kadar köy denilebilecek tarzda bir ilçede geçti.
    Çocukken belli başlı istisna zamanlar haricinde dışarıda diğer çocuklarla yani sokakta hiç oyun oynamadım. Annem beni göndermezdi çünkü. Annem çok disiplinli bir kadındı. Yatış kalkış saatlerim belli, fazla televizyon izlemeden, dışarıda oyun oynamadan vb. Dayak yediğim çok olmuştur annemden. Babam ise hiç dövmedi ama genelde hep azarlardı ki bu dayak yemişten beter olurdu.Özellikle başkalarının yanında azarlaması.
    Ve soframız genellikle anne-babamın tartışmaları ile geçerdi.Öyle büyüdüm.

    İlkokula başladığımda çok çekingendim. Teneffüste herkes bahçede oyun oynarken bir kenarda durur herkesi izlerdim ürkek ürkek. Okulda tuvalete gidemez evin de yakın olması nedeniyle tuvalet ihtiyacım için eve gelirdim. Belki de ev uzak olsaydı çişimi tutacaktım, okul tuvaletine girip başkaları ile karışmaktan bile çekiniyordum.
    İlkokul hayatım ders olarak başarılı geçti, ders çalışırdım genelde sınıfta ilk 3’e giren uslu akıllı ama sınıfta oldukça sessiz biriydim. Ama tabi bir de kurnazdım ilkokulda sınavların cevap anahtarını alıp kopya çekmişliğim vardır.
    Beden eğitimi derslerinde genelde başarısızdım. Futbol filan oynamazdım. Hâlâ futbolla hiçbir şekilde ilgilenmem.
    Her hareketim ürkek ve çekingendi. Sokakta yürürken herkes bana bakıyor gibi olurdum. Sanki ben de bir eksiklik varmış gibi, alay edeceklermiş gibi hissederdim. Kızarır bozarırdım. Hatta ailem bakkala gönderirdi bir şeyler almak için oraya gitmeye bile çok çekinirdim. Alacağım şeyleri genelde deftere yazdırırdık ama ne kadar tuttuğunu sormaya bile utanırdım.
    Sadece 1 tane samimi arkadaşım vardı. Onun evine giderdim, o da bize gelirdi.
    Çok hayal kurardım onu yapacağım bunu yapacağım diye.
    İnsanların beni önemsemesini, mühimsemesimi çok isterdim. Hep benimle ilgilenmelerini. Hâlâ da öyleyim.
    O yıllarda çok acayip şeylerden zevk alırdım. Mesela bir ara komşuların evine tebeşirle “bu ev icralık yazmıştım” sonra da mahallede bu muhabbet geçince içimden kıkır kıkır güler zevk alırdım. Sınıfta masaların altına ilginç notlar yazan kağıtlar bırakırdım bunları kat kat gazetelere sarardım öğretmen bunu açarken zevk alırdım. Telefonla rastgele numaraları arayıp telefon şakaları yapmayı severdim. ( O yıllarda cep telefonu yoktu ve karşıdakine numaranız gözükmüyordu) . Ramazan da teravihe giderdim millet namazda iken kadınların olduğu perdeli bölüme tesbihleri fırlatırdık, dışarıda ayakkabıların yerini değiştirirdim. Ne bileyim böyle acayip abidik gubidik şeyler yapar zevk alırdım.

    Orta-1 de aynı küçük ilçede okudum. Yaşıtlarım bilardo salonlarına, kahveye filan takılırken ya da maç yaparken ben yine aile baskısından dolayı hep evdeydim. Zaten dışarı çıksam da onlara ayak uyduramaz korkar çekinir utanırdım sanırım.
    Ben evde kız gibiydim hep misafirler gelirdi ya da annemlerle zorla misafirliğe götürülür kadınların muhabbetlerini dinlerdim. Ha bu arada tığla dantel örmüşlüğüm bile vardır.
    Babam taksicilik yapardı annem zaman zaman onunla gitmeme müsaade ederdi. Herhangi bir parkta ya da kahvede oturur oralet içerdik babamla. Uslu uslu oturur konuşan birileri varsa onları dinlerdim.
    Ailem dindar biriydi. Küçük yaşta namaz kılmaya başladım ama bazen kılar bazen de kılıyor numarası yapardım.
    Ailemle aramız hep mesafeliydi. Bunu hissederdim. Başkalarının anne babalarının çocuklarına davranışını kıskanırdım. Mesela bizimkiler gibi disiplinli değildiler dışarıda oyun oynamalarına müsaade ediyorlar, harçlıkları ile çikolata vs alıp yemelerine kızmıyorlar, herkesin içinde çocuklarını azarlamıyorlar vs.(Belki de bunları yapan başka aileler de vardı ama ben hep bizde olmayanı görüyordum)
    Ailemin oldukça disiplinli olması karşısında ben de büyüdükçe onlara karşı gelmeye başladım. Özellikle Orta-1’den itibaren anneme karşı geliyordum, dediklerini elimden geldiğimce yapmıyordum.

    Orta-2 den itibaren bulunduğum yerden başka bir yere gittim. Gittiğim yer oldukça büyük bir yerdi. Okula orada devam ettim. Orta-2. sınıftan itibaren ve Lise -3 de dahil olmak üzere hep yatılı bir yurtta ailemden ayrı kaldım. Yurtta da genelde asosyal biriydim ama iyi kötü samimi arkadaşlarım oluyordu. Ama illa ki orada bulunanlara göre bir farkım vardı. Yani ne bileyim herkes gibi değildim. Fazla içine kapanık, futbol filan oynamayan futbolla ilgilenmeyen, kız peşinde koşmayan biri. Yaşıma göre o yıllarda ağır kitaplar okuyor, siyasete merak salıyordum.
    Bir çok şeyi yapmaya cesaret edemiyordum, korkaktım. Denize gidilirdi giremezdim korkardım. Bir kenarda dururdum. İnsanların yüzemediğimi görünce benimle dalga geçeceği korkusu vardı. Yaşıtlarım araba sürmeye meraklıyken, eline bir fırsat geçince direksiyona atlarken ben ise bundan korkar ve kaçınırdım. Yani bir özgüven eksikliği, insanların benimle dalga geçeceği korkusu, başaramama korkusu vardı.



    Bu arada kaldığım yurt dini bir cemaate aitti. O yıllarda şikayet etsem de şimdi oradaki eğitim sisteminden bir şikayetim olmadı. Bana çok şey kazandırdı. Bir müslümanın bilmesi gereken asgari dini bilgiyi bana öğrettiler. Belki de orada kazandığım iman olmasaydı şu ana kadar çoktan intihar ederdim.
    Üniversite için 1 sene evde kendim hazırlandım ve bu sürede hep ailemle huzursuz geçti. Sofrada hep kavga olunca bir gün inşallah çok uzaklara giderim de yüzüme hasret kalırsınız demiştim ve Allah bu duamı kabul etti. Gerçi öyle desem de çok duygusalım kıramam, kıyamam, acırım hep.

    Üniversiteye gittiğim zaman da yine çekingendim herkes hemen kaynaşırken ben hep mesafeli kaldım. Herkes bir şeyler yaparken bir yerlere giderken “ben işim var, gelemem şu var bu var” diyerek gitmezdim. Çoğu zaman tek takılırdım. Galiba bunu yapmamdaki sebepler şunlardı:
    Bendeki bir harekete arkadaşlar güler, ayıplarlar, küçük görürler, alay ederler ya da ben onlar kadar kadar para harcayamam düşüncesi ya da hep kendimi farklı görmem (düşünce yapısı olarak)

    Üniversite boyunca hep sınırlı sayıda insanlarla takıldım. Diğer insanlara hep genelde kapalıydım. Samimi olduğum insanlara dahi kendimi tam açtığım söylenemez.


    Üniversite bitince çok fazla beklemeden bir işe girdim. Ama ne yaşadığım şehirler ne de işimi sevdiğim söylenebilir.
    Hep bir mutsuzluk.
    Hep bir husursuzluk
    Çekingenlik çocuk yaşlarımdaki kadar olmasa da hâlâ devam etmekte.


    Benim Derdim Sorunum Nedir Diyecek Olursanız Şunlar:

    -Yeni birinle tanışınca ya da yeni bir ortama girince hemen kaynaşamıyorum, konuşurken yüzüm kızarır. Ortak muhabbet edebileceğim konu çok azdır. Karı-kız ya da futbol muhabbeti desen zaten sıfır.(sevmem de)
    -Hep mutsuz ya da huzursuz değilim ama genel olarak hüzünlü bir insanım.Ve bu halimi sevmiyorum
    -Hep kafamda bir şeyler tasarlarım şunu yapayım bunu yapayım diye. Ama ya başlar yarım bırakırım yada isteksizlikten hiç başlayamam. Hayatta başladığım bir çok şeyin sonunu getiremiyorum.
    -Şu an etrafımda hiç samimi arkadaşım yok. Asosyal bir kişiliğim. Ne bileyim şöyle dertleşebileceğim, çıkıp dışarıda oturup bir şeyler yiyip içebileceğim.Arkadaş edinebileceğim bir ortamım da yok şu an.
    -Bir insana kız ya da erkek çabuk bağlanıyorum. Sürekli benimle ilgilenmelerini, beni sevmelerini istiyorum. Bu gerçekleşmeyince çok üzülüyorum.
    -İnsanların beni önemsemesini istiyorum.
    -Düşüncelerimi insanlara çok rahat bir şekilde ifade edemiyorum.
    -Bazen dışarda yürürken filan bir ürkeklik oluyor. Sanki insanlar bana bakıyor gibi, vebalıymışım gibi.
    -Dini inancı kuvvetli ve asgari dini bilgiye sahip bir insanım. Ama ibadetlerimi de yerine göre aksatıyorum ve bu da beni çok huzursuz ediyor.
    -Evlenmek istiyorum ama bu durumlarımdan dolayı evliliğe hazır olmadığımı, evleneceğim kişiyi de huzursuz ederim diye düşünüyorum.
    -Çabuk kırılıyorum. Yani birisi olumsuz bir şey söylediği zaman yüzüne karşı belli etmesem de o iç dünyamda çok kötü oluyorum. Battaniyenin altına girip yatasım geliyo
    -Konuşurken genel olarak kısık sesliyim. Bazen bir lokantadan filan bir şey isteyeceğimde sesimi duyuramam. Galiba çekingenliğin bir sonucu.
    -Özgüvenim eksik. Yapmak istediğim şeyleri acaba yapamam mı, beceremem mi diye hep erteliyorum.
    -Saat olarak yeterince uyuyorum ama hep böyle yorgun kalkıyorum. Sanki sabaha kadar kafamda planlar yapıyor, konuşuyor gibi uyanığım gibi oluyor. Hani sabah kalkarsınız da oh be ne güzel uyumuşum dersiniz ya o duyguyu senede bir kaç kez anca yaşıyorum.
    -Yapmak istediğim şeyleri planlamakta zorlanıyorum. Mesela artık şu x işini öğreneyim diyorum. O işe başlamadan daha hayır bu x işi şimdi önceliğim değil başka bir x işini yapmalıyım diyorum. Sonra onu da yapmıyorum. Aradan bir müddet geçiyor hop yine aynı kısır döngü önceki x işini yapmalıyım diyorum ve bu böyle dönüp gidiyor. Sürekli kararsız bir halim var.BUGÜN olmalı dediğim yarın gerek yok oluyor ertesi gün yine olmalı diyorum.
    -Mükemmeliyetçi bir yapım var. Her şey istediğim gibi tam ve eksiksiz olsun istiyorum.

  2. #2
    Karar Dönemi Denizmavisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2013
    Yer
    İzmir
    Mesajlar
    73

    Standart

    Merhaba Mahlasi,Yazdıklarını sonuna kadar okudum.

    O kadar emek vermişsin,okumamak olmazdı.Ben de hemen hemen aynıyım.Maalesef çoçuk üzerinde anne babanın,yaşadığı çevrenin olumsuz etkileri olabiliyor.Bir yerlerden başlamak lazım,uzman desteği aldın mı?
    Hayatında olumlu şeyler var.Üniversiteye gitmen,bir işte çalışman,dini duygularının olması,sorunlarının farkında olman,görmen,konuşman,okur yazar olman,güzel bir ülkede yaşıyor olman,yiyeceğinin olması,temiz içecek suya sahip olman,genç olman,insanları kırmak istememen,duygusal olman,genelde iyi bir insan olman,evli değilsin ama aslında kızların evlenmek istediği ideal bir erkeksin,en önemlisi insan olman.Ama bunları bende biliyorum,farkındayım diyorsun değil mi?Peki ozaman sorun nedir?Bulursan banada haber ver.

    Görüşmek üzere.
    "Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin"

  3. #3

    Standart

    Sevgili Mahlasi;
    ben de aynı durumdayım.Denizmavisi duygusallık iyi bir şey diyorsun.ama ben bir faydasını görmedim.yani 21 yaşındayım ve şu ana kadar hiç sevgilim olmadı.yaşlı bir anne babam var.artık bir 3.şahıs sevsin istiyorum beni.bütün kardeşlerim yuvadan uçtu.uzun sürden beri yaşlı bir anne babayla beraberim.ve daha üniversiteye bile giremedim.üstelik beni sıkıştırmaya da başladılar.senin işin var.istediğin kızla evlenirsin.paran var.bağımsızsın ben hala annemin babamın eline bakıyorum.onları pek sevmiyorum ama onların eline bakıyorum.bence bu daha kötü bir şey.Bence evlen.sorumluluk aldıkça yani odağın değiştikçe sorunların da azalır diye düşünüyorum.tabii haksız da olabilirim.ne de olsa senden yaşça çok küçüğüm.ama bu benim görüşüm.

  4. #4
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Apr 2013
    Mesajlar
    18

    Standart

    Teşekkürler ilginiz için. Şu ana bir kez psikiyatriye gittim. Bu pazar da bir psikolog ile görüşceğim. Bir şeyleri değiştirme niyetindeyim ve 3-4 gündüz büyük bir azimle çabalıyorum. Dün 4-5 saatlik bir moral çöküntüsü yaşasam da yani pes etmiş olsam da tekrar toparladım kendimi, savaşmaya devam
    Gelişmelerden haberdar ederim

Benzer Konular

  1. Cevaplar: 24
    Son Mesaj: 21-11-2011, 12:10 PM
  2. elinizde sihirli değnek olsaydı
    By e-blue in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 14
    Son Mesaj: 15-04-2009, 07:25 PM
  3. Sihirli değnek
    By _BeTaLiZa_ in forum Oyun Bölümü
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 12-12-2008, 12:36 PM
  4. sihirli değnek.....
    By YAĞMURR in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 10-02-2008, 05:45 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •