1.İnsomnia:
Uykuya dalma güçlüğüdür. Aslında bir psikiyatrik tanı sınıflandırması olup olmadığı durumu oldukça karmaşıktır.Araştırmacıların çoğu uykuya dalma güçlüğünün diğer psikiyatrik durumlara ikincil olarak ortaya çıktığını ve hastalığın tedavisiyle uykuya dalma güçlüğünün de ortadan kalktığını iddia ederek hastaları polisomnografik incelemeye göndermemektedir. Buna karşı çıkan görüş ise uyku bozukluğunun birincil olduğunu ve diğer klinik tablolardan bazılarının uyku bozukluğuna ikincil olarak geliştiğini söylemektedir. Ancak bu tartışmaların arasından gerçeği bulabilme şansımızın bugünkü teknolojik olanaklarımızla olası olmadığı görülmektedir. İnsomnia günlük yaşantımızda oldukça sık karşımıza çıkmaktadır. Hastaların büyük bir kısmı hekime başvurmamaktadır. Genelde insomnia kendiliğinden düzelme eğiliminde olsa da altta yatan daha ciddi bir psikiyatrik hastalığın ilk habercilerinden olabilir. Bu nedenle dikkatlice izlemek gerekebilir. Birincil insomniaların tedavisinde ise zopiklon ve kısa etkili benzodiazepinler tercih edilmelidir. Ancak bağımlılık olasılığı gözden kaçırılmamalıdır.
2.Hipersomnia:
Bu hastalık aşırı uyuma ve gündüzleri uyuklama olarak ikiye ayrılır. Kelime anlamı çok uyuma olan hipersomnia genellikle diğer psikiyatrik hastalıklara eşlik eder. Nadiren tek başına bulunarak birincil hipersomnia adını alır.Bu durumda uyarıcı ilaçlar kullanılır. Bağımlılık riski fazladır. Hipersomnia her zaman patolojik olmayabilir. Kişilik özelliklerinin veya ailesel yatkınlığın hipersomniaya yol açtığı kabul edilmektedir. Ayrıca ileri derecede akciğer, karaciğer hastalıklarında, beyin lezyonlarında ve kalp yetmezliklerinde de hipersomnia bulgusu olabileceğinden dolayı, hipersomnialı hastalar mutlaka hekime götürülmelidir.
3.Uyku-Uyanıklık döngüsündeki bozukluklar:
Burada en dikkat çekici özellik hastaların herhangi bir zamanda uyuyabildikleri halde, istedikleri zaman genelde uyuyamamalarıdır. Bu hasta grubunda kronik yetiyitimi ve sosyal uyum sorunu oluşturan hastalıkların dışlanmasıdır( örn şizofreni). Hastaların uyku-uyanıklık döngüsü bozulduğundan dolayı hekime uyuklama veya uyuyamama yakınmaları ile gelebilirler. Geceleri vardiya usulü çalışan personelde, uzun hatlarda çalışan uçak personelinde bu bozukluk sık görülmektedir. Genelde uyuma ve uyanma saatlerine sınırlama getirildiğinde kendiliğinden düzelmektedir.
4.Solunumla ilişkili uyku bozukluğu:
Bu grupta obstruktif uyku apnesi sendromu ve santral alveolar hipoventilasyon bozuklukları vardır. Genel olarak apne, hipoapne ve oksijen desaturasyonu görülür. Her iki hastalık insomniye de neden olabilsede daha sık olarak hipersomni görülmektedir. Uykuda ölüm görülebilmektedir (Onedin’in laneti). Farmakolojik tedavi bilinmemektedir. Nasal cerrahi, trakeostomi ve uvuloplasti gibi yöntemler denenebilir. Devamlı nasal basınçlı hava uygulamaları kullanılabilir (nCPAP).

Dr. Ümit Tural ― Anksiyete Bozuklukları
KOÜTF Psikiyatri AD Dönem – V Psikiyatri Stajı Ders Notları