3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: önemli Bir Hata: Sebepleri Birbiriyle Kariştirmak

  1. #1
    Gümüş
    Guest

    Standart önemli Bir Hata: Sebepleri Birbiriyle Kariştirmak

    ÖNEMLİ BİR HATA: SEBEPLERİ BİRBİRİYLE KARIŞTIRMAK


    Sevmediğim tek insan tipi mezaret bulma üstadlarıdır./ Florance Nightingale


    Bilim adamları, bir insanın uzun yıllar yaşayabileceğini söylüyor. Bazı kurallara uyulursa, bu mümkünmüş. Peki neden, 65 yaşına gelen birinin bir takım hastalıklara sahip olduğunu duyunca şaşırmayız ve “yaşlı” olduğu için hastalıklarla mücadele etmesini normal karşılarız. 70 yaşında olmak hasta olmayı gerektiriyor mu? Aslında hayır. Kişiler yaşlı oldukları için değil, bazı sağlık kurallarına uymadıkları için, sözgelimi, spor yapmadıkları, aldıkları gıdalara yada yaşam tarzlarına dikkat etmedikleri v.s. için hasta oluyorlarmış.

    Büyüklerimizden birisi, bunu “sebeplerin iltibas edilmesi” olarak tanımlamış. Başka bir deyişle, “sebeplerin iltibas edilmesi”, aynı konuda aktör gibi görünen bir çok olay arasından sadece birisini ve genellikle de konuyla ilgisiz olanını seçip asıl saik olarak görmek anlamına geliyor. Sözgelimi, bir bahçede çiçek açması için güneş, su, verimli toprak v.s. gibi bir çok şart gerekiyor ama yine sözgelimi suyu kesilen bahçede çiçek yetişmiyor. Bu bizi, suyun o bahçe için “her şey” olduğu hissine götürebiliyor. Aslında, sadece su değil başka şeyler de gerekli. Hiçbir şey tek başına yeter şart değil, gerekli şartlardan biri.

    Buna benzer bir şekilde, yaşlılık ta hasta olmak için yeter şart değil. Aslında gerekli şartlardan biri de değil. Kısacası, insanlar yaşlandıklarında hasta olmaları gerekmiyor, aslında, ellerinde olan yada olmayan sebeplerle sağlık kurallarına uymadıkları için vücutlarında biriken sorunların ilerleyen yaşlarda belirgin olmalarıyla hasta oluyorlar.

    Aynı yanlışı başka konularda da görebiliriz. Sözgelimi babası zengin olmadığı için başarılı olamadığını söyleyen gençlerle karşılaşıyorum. Başarılı olmanın paradan başka bir yığın gerek şartı var. Aslında diğer gerek şartlara sahip değilse, babası zengin olan bir genç, belki babasının servetini de “batıracaktır”. Ama, parayı başarının tek şartı gören bir genç, bizzat harekete geçmek, elindeki imkanlarla yapabileceği en iyi araştırmak yerine babasının zengin olmayışına sığınmış ve etrafa da bunu anlatıp durmaktadır. Aslında, çiçek yetiştirmek için su da gerekmektedir, ama başarılı olmak için mutlaka zengin olmak gerekmez. İşin kötü tarafı, bu genç, etrafında onu onaylayan birkaç kişi de bulmuşsa artık işi bitmiştir. Aslında, pahalı sigaralar içmekte, bir kızın gönlünü çelmek için olağanüstü çaba sarf edebilmekte, babasının arabasıyla dolaşmak için ne yapıp edip benzin parası bulabilmektedir. Oysa, bir sürü ucuz kitap satan yer, ödünç kitap alabileceği kitaplık, gidilebilecek ücretsiz seminerler vardır ama bunlara zaman ayırmaz. Zira, babası zengin değildir ve sadece sanki zenginler kitap okumakta, zenginler seminerlere gitmektedir.

    Yabancı dil öğrenmek zorunda olduğunu söyleyen bir öğrencime, neden bu konuda somut çalışmalar yapmadığını sordum. Lisedeki İngilizce öğretmeninin hiç de hoş biri olmadığını ve onu İngilizce’den soğuttuğunu söyledi. Bu mazeretle kendi hayatını şekillendiriyordu. Mesleğiyle ilgili yabancı kitaplar okuyamıyor, yabancı müşterilerle dialoğa giremiyor, hep bir tercümandan yardım almak zorunda hissediyordu. Sevmediği bir İngilizce öğretmeninin etkisini kırmak yerine, onu hayatına hakim kılmıştı. Etkilenmeyi sadece pozitif algılıyor, negatif anlamda kontrolü başkasına bıraktığını fark etmiyordu. Aslında, odaklanamıyor, yaz tatillerinde yabancı ülkelere gidebildiği halde, aklına İngilizce konuşulan ülkelere gitmek gelmiyordu. İngilizce öğrenmek için kitap okuması, akşamları TV seyretmek yerine film seyretmesi gerekiyordu. Kısacası, sorun tembellik etmesi ve odaklanmamasıydı. Biraz “ittirince” aslında sorunun okumayı yada televizyon seyretmek yerine İngilizce filmler seyretmeyi zor bulmasının olduğunu kabul etti. Zira, ana dilinde de kitap okumayı sevmiyordu. Asıl sebepler bambaşkaydı.

    Ailesiyle ilgilenmek için tek yeter şartın, daha iyi maddi olanaklar olduğunu düşünen biri, aslında en önemli şeyin onlara zaman ayırmak olduğunu görmezse, hem zaman hem de finansal olanakları birlikte aramayacak, bir gün zengin ama meşgul olduğu için yine ailesine zaman ayıramayan biri olabilecektir.

    Ülkede, kitap okumamasını, maddi imkansızlıkla açıklayıp duran biri, bir türlü onca arabayı kimin aldığı yada insanların yılda birkaç ay kullanabildikleri yazlıklara onca parayı nasıl “bağladıkları” sorusuna odaklanmayacaktır.

    Daha iyi hayat için sadece daha iyi bir maaş almak gerektiğini düşünen insanlar, daha iyi maaşın her zaman daha çok emek ve özel hayatından daha çok fedakarlık anlamına geldiğini göz ardı edeceklerdir. Aldıkları maaşın ortalama olarak en az dört katını işverene kazandırmak gerektiğini ve belki de cep telefonlarını yirmi dört saat açık tutmak zorunda olacaklarını hesaba katmazlar. Zamansızlığın neden olduğu iletişimsizlik sorunlarını, yılın belli zamanlarında zar zor alabildikleri tatillerinde yada izinlerinde telafi etmeye çalışacaklardır.

    Bunun gibi, ailelerine ayıracak daha çok zamanı bulan insanlarsa, aileleriyle zaman geçirme eğitimini ve disiplinini almamışlarsa, TV karşısına geçip ailece bazı “eğlence” programlarını seyredecekler ve nitelikli zaman geçirme şansını yitireceklerdir.

    Yabancı bir dil öğrenmek için yurt dışına gitmek gerektiğini düşünen ama bunun için bir türlü zaman yada gerekli parayı bulamadıkları için, bu konuda başarılı olamayan insanlar tanıyorum. Yabancı bir ülkeye gitmek, yabancı bir dili öğrenmek için yeter şart değildir, belki gerek şartta değildir. İnsanlar, kendi ülkelerinde de yabancı dil öğrenebilirler. Gerek şartlar, konuyla ilgili hayalleri canlı tutmak, hedefleri netleştirmek, çalışmak ve neticeleri ölçülebilir hale getirmektir. Bunlar olmadığında, yabancı bir ülkeye gidip dil öğrenseniz de, ülkenize döndüğünüzde gerek şart sandığınız şey kaybolur o dili unutmaya başlarsınız.

    Daha çok zamanı, daha iyi ekonomik şartları ve bunların değerini anlamamıza yardım edebilecek bir eğitimi bir arada istemek Allah’tan çok şey istemek anlamına mı geliyor? Bence hayır. Bunu yapabilen yada bunlara kavuşmuş insanlar olduğuna göre bizim için de mümkün derim ben. “Her mümkün vaki olmaz” derseniz, size katılmakla birlikte, “Benim yada sizin vaki olmayacağını nerden biliyorsunuz?” diye sorarım

    http://kisiselgelisimfelsefem.blogspot.com/

  2. #2
    Nefertiti
    Guest

    Standart

    "Daha çok zamanı, daha iyi ekonomik şartları ve bunların değerini anlamamıza yardım edebilecek bir eğitimi bir arada istemek Allah’tan çok şey istemek anlamına mı geliyor? Bence hayır. Bunu yapabilen yada bunlara kavuşmuş insanlar olduğuna göre bizim için de mümkün derim ben. “Her mümkün vaki olmaz” derseniz, size katılmakla birlikte, “Benim yada sizin vaki olmayacağını nerden biliyorsunuz?” diye sorarım"

    her mümkün herkes için vaki olamayabilir doğru,ama her zaman söylerim,imkansız yoktur,hayalgücü,istek azim ve sabır....Sonra tevekkül...
    Ölen ölür ,kalan sağlar bizimdir

  3. #3
    Çıraklık Dönemi
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Mesajlar
    1.033

    Standart

    ellerinize saglık tevekkül herseyden önemlidir hatta tevekkül etmek bizim için büyük bir avantaj manen bi rahatlama yoludur bence

Benzer Konular

  1. Sen Hiç Hata Yapmazmısın?
    By 9 ŞUBAT in forum Sosyal Çevreyle İlgili Problemler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19-05-2009, 12:50 PM
  2. Ruhi hastalıkların sebepleri
    By harmonyy in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05-04-2009, 01:22 AM
  3. Aile İçi Şiddet Şekilleri/Sebepleri:
    By Nefertiti in forum Evle İlgili Problemler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26-11-2007, 11:30 PM
  4. boşanma sebepleri
    By babyrose in forum Evle İlgili Problemler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 07-11-2007, 10:56 AM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •