fazlası var eksiği yok
298306_174176189386397_1788496792_n.jpg
405198_508481999165321_406883346_n.jpg
BEN anne OLMASAYDIM EĞER;
Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim.
Hamileliğim esnasında 80′li kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bir alanda rekorumu kıramayacaktım.
O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kâğıt parçasının bu kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim.
Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda kumandayı buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama atacak kadar kendimden geçmeyecektim.
Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım.
Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım.
Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insanüstü bir uğraşa asla girmeyecektim.
Bir insanın gaz çıkarması kaka yapması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.
Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde Süper anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim.
Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik.
Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım.
Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım.
Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım.
Annesinden zorla ayırdılar diye “Uçan Fil Dumbo!” çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.
Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.
Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer bir yerin kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.
Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım.
38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.
Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım.
SEN OLMASAYDIN EĞER; yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim.
SEN OLMASAYDIN EĞER; ben asla “anne” olmayacaktım. Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış… Bu lafın doğruluğuna inanmayacaktım!
fazlası var eksiği yok
298306_174176189386397_1788496792_n.jpg
Annelik....
İlk önce aşktır annelik. Karşılıksız,
koşulsuz, tükenmeyen, parmak uçlarımdan her bir saç telime kadar sarıp sarmalayan bir aşk hem de benim için.
Hayatınızda
tatmadığınız bir duyguya hazır olun.
Garanti veriyoruz, böylesini asla görmediniz.
Annelik büyümektir. Herşey olabilir bir
kadın, her yaşta herşey olur, yeri geldiğinde sonsuza dek hep çocuk kalır. Ama anneysen eğer, büyürsün. Belki sadece çocuğun için, onun gözünde; ama mutlaka büyürsün. Siz de büyüyeceksiniz. Bebeğinizle birlikte günden güne, her bir
gülücük, her bir harf büyütecek sizi.
Annelik emektir. Uykusuz gecelerde,
ateşlenen yavrunun başında tutulan
nöbetlerde, süt olsun diye içilen bir tas
kompostoda, okulun kapısında, ütülenen
gömleklerde, boyanan ayakkabılarda,
örülen saçlarda, kesilen tırnaklarda, mutfakta, sokakta, ayakta, ötede, beride…
Hepsinde emeği vardır annenin. Öyle ya da böyle… Bunu daha hastanede geçirdiğim ilk gecede anlamıştım. Kimseye bu kadar emek vermedim hayatımda. En sevdiğim
dediğim kocam için bile katlanmadım bunların hiçbirine. Sadece yavrum için
eyvallah diyorum bütün zorluklara. Böyle
büyüyecek aramızdaki sevgi. Emek
harcamadan anne olunmuyormuş bunu
öğrendim. Bu yüzdenmiş ki doğuran değil, büyüten annedir der büyüklerimiz.
Annelik öğrenmektir sonra. Her gün o
kadar çok şey öğreneceksiniz ki
bebeğinizden, siz bile şaşırıp kalacaksınız bu işe. Bir minik el çırpmanın, çarpık bir
gülücüğün, ağzından çıkan her bir sesin
değerini bileceğiniz gibi; gaz çıkartmanın, düzenli kaka yapmanın, deliksiz iki saat
uyumanın da değerini öğreneceksiniz. Alim olacak kadar çok kitap okumuş olsanız bile, yaşayarak öğreneceksiniz. Siz ona öğretmeyeceksiniz, o size öğretecek.
Ağlaya ağlaya, bağıra çağıra öğretecek size bunları. Siz de ” peki” diyeceksiniz.
Başka…
Gurur duymaktır annelik. Bu sevilesi varlığa sahip olunduğu için, böbürlenmektir, mest olmaktır. Huzurdur annelik. O minicik kat kat
gıdıdan bir dolu nefes çekildikten sonra, o koku dünyanın en şahane aromasıymışçasına huzur bulmaktır.
Annelik fedakarlık yapmaktır. Kocadan,
uykudan, kitaptan, oyundan, gezmeden
feragat etmektir. Annelik güçtür. Bir kadının en güçlü hali… Mutluluktur, hüzündür, endişedir,
korkudur… En önemlisi annelik başlayan, ve hiç
bitmeyendir. Şimdi minicik olan o ayaklar yürüyüp koşmaya başladığında da, okullar bittiğinde de, başka yuvaların fertleri olunduğunda da gitmeyen o duygunun adıdır.
keşke bir parçada annem böyle olsaydı...:/
Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?
Ne güzel anlatılmış. Anne olmanın ne demek olduğunu en iyi anneler bilir.
HAYALPEREST
Rabbim sizlerede hayırlı evatlar nasip etsin. imrenmeyin
eminim böyledirde hissettirmiyordur
ewet ya.. metroda falan bazen ağlıyor birisinin bebeği başkaları sustur su çocugu diye bakarken ben anlıyorum seni diye bakıyorum. enterasan bi durum
sonrada kaynanalar neden söyle neden böyle.. unutma ki o çocuk birgün büyüyecek ve yuvadan uçup gidecek.. kendinizi frenlemeyi öğrenmelisiniz. Duygularınızı kontrol altına almayı öğrenin bunun sonucunda damadınıza yada gelininizin sizden çekeceği var mazallah
kesinlikle mükemmel..içim gitti fazlasıyla...
Yer imleri