6 sonuçtan 1 ile 6 arası

Konu: Zihin Engelli Birey Ve Aile

  1. #1
    Gümüş
    Guest

    Standart Zihin Engelli Birey Ve Aile

    ZİHİN ENGELLİ BİREY VE AİLE



    ZEKA GERİLİĞİ

    Halihazırdaki işlevlerde önemli sınırlılıkları,zihinsel işlevlerde önemli derecede normal altı ,zihinsel işlevlerle ilişkili uyum becerilerinde sınırlılıkları ve 18 yaşından önce ortaya çıkma durumunu kapsar.

    ZİHİN ENGELLİ BİREYİN DOĞUMU VE AİLE

    İnsanoğlunun kendine içten içe sorduğu en önemli sorulardan biri yaşam sistemi içindeki en önemli görevinin ne olduğuna dairdir.Bir çok cevabın içerisinde,kendinden gelen canlıya baktığında’’evet benim sebebim bu der.’’Getirmiş olduğu canlının ne kaşı ne gözü ne de şekli pek mühim değildir.Onu koşulsuz sevecektir.Sadece bir mucizeye imza atmış,tanrının yeryüzündeki görevini yerine getirmiştir.

    Dünyaya gelen bütün çocuklar melek olmasına nazaran bazı melekler ömürlerinin sonuna kadar masumiyet ve saflığından hiçbir şey kaybetmeden yaşarlar.Tanrı bu melekleri çok özel kullarına gönderir.

    Seçilmiş olmak hakikaten zordur.Hele de niçin seçildiğinizi bilmiyorsanız.Ama bazen bazı soruların cevaplarını bulamazsınız.Aslında yaşamınızı gözden geçirdiğinizde cevabını bulamadığınız birçok soru vardır.Bu sorduğunuz ‘’neden ben?’’ sorusuna da cevabını bulamadığınız ve aramaktan vazgeçtiğiniz diğer sorularla birlikte arşive kaldırmak,akarsuyun akış yönünü belirlemenize yardımcı olacaktır.

    Emily Perl Kingsley’ in’’ Hollanda’ya Hoşgeldiniz’’ başlıklı yazısından alıntı:

    ‘’Bana genellikle özürlü bir çocuk büyütmenin nasıl bir şey olduğunu sorarlar.işte anlatıyorum…

    Bir bebek sahibi olacağınızı anladığınızda yaşadığınız duygu İtalya’ya güzel bir seyahat planı yapmaya benzer.İtalya hakkında bir sürü kitap,broşür alırsınız harika planlar yapmaya başlarsınız.Coliseum,Mikelanjelo’nun Davut’u,Venedikteki gondollar…İtalyanca birkaç sözcük bile öğrenirsiniz.her şey çok heyecan vericidir.

    Aylar süren beklemeden sonra o gün gelir çatar.Bavullarınızı toplar yola çıkarsınız.Birkaç saat süren yolculuktan sonra,uçağınız havaalanına iner.hostes mikrofonu eline alır ve ‘’Hollanda’ya hoş geldiniz’’der.

    Hollanda mı?dediniz.Ne demek istiyorsunuz?Ne Hollanda’sı ?Ben İtalya ya bilet almıştım!Tüm yaşamım boyunca İtalya’ya gitmemin düşünü kurdum ben.Fakat uçuş rotasında bir değişiklik yapmışlardır.Hollanda’ya inmişsinizdir ve orada kalmak zorundasınızdır.Önemli olan sizi korkunç,iğrenç,pis bir yere,açlığın ve hastalıkların ortasına bırakmamışlardır.Sadece farklı bir yerdesiniz.

    Bu yüzden çıkıp yeni broşürler ve kitaplar almanız ve yepyeni bir dil öğrenmeniz gerekmektedir.Ve daha önce hakkında bir şey bilmediğiniz insanlar tanımak zorundasınızdır.Gittiğiniz yer sadece farklı bir yerdir.Oradaki yaşam İtalya’dakinden daha yavaştır,İtalya kadar etkileyici değildir.Fakat bir süre orada kaldıktan sonra nefesinizi tutar çevreye bakarsınız ve…

    Hollanda’nın yel değirmenlerini fark edersiniz ve lalelerini.Fakat tanıdığınız herkes İtalya’ya gidip gelmektedir.Sürekli orada geçirdikleri güzel günleri anlatmaktadırlar.Ve yaşamınız boyunca ‘’Evet benim gitmem gereken yer orasıydı,ben de aynı planı yapmıştım’’dersiniz.

    Bu nedenle duyduğunuz acı asla dinmez.Çünkü yitirdiğiniz düş çok önemli bir düştür.Ancak tüm yaşamınızı İtalya’ya gidemediğiniz için üzülerek geçirirsiniz,Holanda’nın güzelliklerinin hiç birinden tat alamazsınız.’’(Tanrının Melekleri,YEŞİLYURT 2003)




    Zihin engelli bir bireye sahip olmanın her zaman kötü yönlerini düşünür ve ona takılırız.Ama bazen de düşünmeliyiz ki bu bizim için büyük bir sınav…Ya da büyük bir şans.

    El ele tutuşuruz her zaman sevdiklerimizle,birlikte vermeye çalışırız bu finali.Küs olduğumuz babamız bile elimizden tutar kaldırır bizi.Ama biliriz ki bizi kaldıran babamız değil,ilişkimizin bastonudur.Yani bizim bir parçamız.Şimdi böyle düşünen annelerin hikayeleriyle birlikteyiz ve bundan güç alıyoruz.

  2. #2
    Gümüş
    Guest

    Standart Devami!

    CEVAPSIZ SORULAR
    ‘’Benim otistik bir oğlum var’’bunu ‘’benim bir oğlum var’’cümlesi kadar doğal ve rahat söyleyebilmem dört buçuk yılımı aldı.Dört buçuk yıl uzun bir süre.

    Diğer çocuklar gibi olmadığını biliyorum.Hatta doğduktan dört beş ay sonra hatta doktorlar bile bir şey anlamazken ben farkındaydım,endişeleniyordum ama anlatamıyordum.Bakışları delip geçiyor,beni aramıyor,arkamdan ağlamıyordu.Başkalarının bebekleri annelerini görünce heyecanlanıp gülüyorlar ama oğlum ben yokmuşum gibi davranıyordu.Çok kırgındım.

    Başkalarının bebekleri emeklemeye başlamıştı ama oğlum daha denemiyordu bile.bekliyorduk…Sonra emeklemeye benzer bir şey geliştirdi.Dirsekleri üzerinde sürünüyordu.Derken yürüdü.Çok temkinliydi ama zamanla ilerletip merdiven çıktı,indi.hem de tek başına.

    Yine de her şey yolunda sayılmazdı.Çünkü konuşamıyordu,tuvalet problemini halledemiyorduk.Çevremizden gelen teselliler bizi rahatlatmıyordu ve doktora gittik.Netice sonucunda teşhis kondu.Yıkıldık… O güne kadar problemsiz giden hayatımız bir anda alt üst oldu.İyi ama dert paylaşınca azalır denirdi,bizim ki azalmıyordu.Oğlum şimdi sekiz yaşında.bu soruların cevabını bulabilene biz henüz rastlamadık.

    Ben kendi adıma bunu, yaşamam gereken ve ömür boyu geliştirmem gereken bir tecrübe olarak görüyorum.Otizm,artık bizim yaşam tarzımız,hayata bakış açımız.Biz diğer ailelerden farklıyız.Bu farklılığın güzelliği sadece bizim durduğumuz yerden durup bakınca görülebiliyor.O yüzden başkalarından çok fazla anlayış beklemiyorum.Sadece hoşgörüsü fazla ve dünya görüşü geniş ilişki içinde olmaktan mutluluk duyuyorum.Bu olay anne –baba olarak bizi olgunlaştırdı.Hayata bakış açımız,olayları,insan davranışlarını algılayışımız değişti.Çevreme baktığımda anlıyorum ki çok da güçlendirdi.

    Biliyorum ki, bizi bundan başka hiçbir şey şimdiki biz yapmazdı. Ben bugünkü halimizden memnunum. Artık birbirimizi daha çok iyi anlıyoruz ve anlaşıyoruz. Geleceğe daha umutla bakıp, direncimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Hep yanında ve hep sağlıklı olmak istiyorum. Ancak yavrumun benden sonraki yaşamı beni çok endişelendiriyor. Hangi anne yavrusunun, kendinden önce hayattan kopmasını arzu eder? Bunu aklımdan çıkaramıyorum ve bu bende suçluluk durumu yaratıyor.

    Ve çaresiz,onu Allah’a emanet ediyorum.’
    HAYAT

    ‘’Sözlerime nerden başlayacağımı bilemiyorum.içimden geçenleri kağıda dökmek,kelimelerle ifade etmek inan ki çok zor,hem de çok…

    Hayat engellerle dolu dikenli bir yoldur derdi anneciğim.O zaman hiç dikkate almazdım,hatta gülerdim.Bu kadar güzelliklerle dolu,nasıl sevilmez hayat derdim.Şu an da annemi o kadar iyi anlıyorum ki…Söylenen şey ne kadar doğruymuş,zannettiğim gibi değilmiş hiçbir şey.İnsan bazen kendini,etrafın çok kalabalık olsa bile ne kadar yalnız hissediyor.Bunun sebebi benim engelli bir çocuğum olduğundan değil eminim ki.Benim gibi bir çok insan var çevremde.Ama tabi ki,yavrumun zihin engelli olması beni çok üzüyor.Ona yardımcı olamamak,onunla bir şeyi paylaşamamak…O ağladığında nedenini bilmeden onunla üzülmek ve elimden bir şey gelmemesi beni çok üzüyor.Oysa Yiğit’in dünyaya geldiği an benim en mutlu anımdı.Çocuğumu kucağıma aldığımda yaşadıklarımı hiçbir şeye değişmem.Onun bana verdiği sıcaklığı hiçbir zaman başka şeyde tatmadım.Erkek olması sevincimi ikiye katlamıştı.Çünkü ben öyle istiyordum.Ama onun zihinsel engelli olduğunu öğrenince yani üç yıl sonra dünyam başıma yıkıldı.Çok çok üzüldüm.onun için çok üzüldüm kendim için değil.

    Bazı şeylerden mahrum kalması beni çok üzüyordu.Neden bu dünyaya hiç bir şeyden habersiz olarak gelsin?Neden koşup başka çocuklar gibi oyun oynamasın,parka gitmesin,top oynamasın,bisiklete binmesin?Onun suçu ne?

    Ben kendimi hiçbir mücadele içinde hissetmiyordum.Neyin mücadelesi?

    Etrafıma baktığımda kendimi şanslıda bulduğum anlarım oluyordu.Çünkü benim her şeyi paylaşabileceğim bir eşim var,o benim en büyük desteğimdi.Kardeşim var her zaman omzuna yaslanıp ağlayabileceğim.Sevindiğimde, Yiğit bu gün ‘’anne’’ dediği anda telefonu açıp söyleyebileceğim kardeşim var.Babam var,ağlayıp,sevindiğimde ya da moralim bozuk olduğunda sigara yakıp beraber efkar dağıtabileceğim bir baba.O anlamda kendimi hiç yalnız hissetmedim.Tek beni rahatsız eden,kendini bilmez insanların tuhaf ,acıcasına Yiğit’e bakışları…Başka hiçbir şey beni bu kadar rahatsız etmiyor.O benim yavrum,onu ben doğurdum,o ben istediğim için dünyaya geldi.Her zaman onun yanındayım.O da benim yanımda.

    Hayat her şeye rağmen çok güzel.Engellerle dolu,üzüntülerle,beklentilerle ama bunun yanında sevgiler var;sevinçler var;paylaşımlar var,dostlar var.Her şeyden önemlisi dünya güzeli Yiğit var.Yiğit’in bir sürü onun gibi arkadaşları var.Onlar özel,hepsi birbirinden özel.Hepsi masum,günahsız,sevecen ve güzel…

    RUŞEN KAYAK

    HAYAT VE ZAMAN
    Hayat sürprizlerden oluşuyor ve bu sürprizler hep olumlu yönde olmayabiliyor.Biz de başına olumsuz sürprizler gelen ailelerden biriyiz.Yine bir sonbahar akşamıydı ve hamileliğimin son günleriydi.Sancılandım ve hastaneye gittik.Şenay doğdu.Ben de hep bir kızımın olmasını istemişim,onu elinden tutup gezdirip,süslemek istemişimdir.Hastaneden eve geldik.Şenay doğumda üşümüş olacak ki,burnu akıyordu ve sürekli ağlıyordu.Doktor çağırdık üşümüş dedi.

    Şenay yaklaşık bir haftalık olduğunda uyandım ve onda bir gariplik olduğunu fark ettim.ölüyor gibiydi.Hemen eve doktor çağırdık,ateşi, 41 dereceydi.Havale olduğu öğrendik.Hastaneye gittik,4 gün sonra hastaneden çıktık.Kalça çıkılığı olduğunu da sonradan fark ettik.Yıllar geçti.Şenay 7 yaşına geldi ve ilkokul başladı.Öğretmen kızımı istememişti çünkü sınıfın başarısını düşüreceğine inanıyordu.Bu sırada biz de Ankara’da bir merkezin olduğunu öğrendik ve hemen kızımla oraya gittik.Orada 9 ay kaldık.Eskişehir’e geldik Ve kızımı sınava sokup ikinci sınıfa atlattık.Zaman su gibi akıp geçti.Şenay 26 ben de 50 yaşıma geldim.keşke her şeye yeniden başlasaydık.

  3. #3
    Gümüş
    Guest

    Standart Devami!

    ŞENGÜL ŞİDE

    UYURKEN(Kemal 5 yaşındayken tutuğum bir not)
    Yavrumu uyurken seyrediyorum.odasında,gece lambasının loş ışığında.Aynı diğer çocuklar gibi uyuyor.Hatta uyanıkken yüzünde taşıdığı o zeki ifadeyi bile yitirmeden.

    O an birden uyandığını hayal ediyorum.Beni kendisine bakarken görüp,şaşırdığını ve ‘’Anne neden bana bakıyorsun?’’diye sorduğunu.

    Yok öle bir şey.Olur mu?Olacak mı?Bilmiyorum.Yüreğime bir ağırlık çöküyor.Hiç gitmeyen ama varlığına alıştığım bir ağırlık.Beni yeryüzüne bastıran,yaşamaya zorlayan bir ağırlık.Birlikte yaşıyoruz…Benim dünya tatlısı bir de kızım var.Bir de kızımın serzenişleri:

    ‘’Anne Kemal senin karnından neden çıktı sanki?Keşke o senin karnından hiç çıkmasaydı.’’

    ‘’Keşke biz de sihir yapabilseydik.Kemal’e sihir yapardık birden konuşurdu.Ne güzel olurdu.’’

    ‘’O kadar yardım ediyorum ,uğraşıyorum ama yine de abim konuşmuyor anne.Ne zaman konuşacak abim?’’

    ‘’Ne kızıyorsun çocuğa konuşamıyor zaten.’’

    Tatilde Bodrum’a parkta abisini sallarken bakan çocuklardan rahatsız olup;’’Ne bakıyorsunuz,rahat bıraksanıza o benim abim.’’

    ‘’Anne ben abime kızmazsam o iyileşir mi?’’

    Beş yaşında bir çocuk için ağır bir yük olduğunu düşünüyorum.Ama o, bu yükü öylesine doğal ve cesurca taşıyor ki onun bu hali bana da güç veriyor.

    Kemal’e teşhis konduğunda Deniz’e 5 aylık hamileydim.Babasının ve benim yaşadığım ilk şok sıkıntıları o da bizimle birlikte,karnımda yaşadı.Eğer anne karnındaki bebek dışarıdaki tüm sesleri duyuyorsa Deniz’de abisinin çıkardığı seslere,bağırışlarına alışık olarak doğdu,büyüdü,kanıksadı.Ancak şimdilerde yakınmaları yoğunlaştı.Doğal ilişkiler kurabilmesi için anaokuluna verdik.Okuldaki arkadaşlık ve oyunların güzelliğini yaşadıkça abisindeki ve onunla ilgili yetersizlikleri daha çok fark etmeye başladı.Benden daha akıllı ve konuşan bir abi istiyordu.Bunun imkansız olduğunu anlattım.Ne kadar anlayabildi bilmiyorum.Sanırım bir uzman desteğine ihtiyacımız olacak.

    Bu tür problemlerin yaşandığı aileler de diğer sağlıklı kardeşlere yönelik uzman desteği olması gerektiğine inanıyorum.İyileşme olacaksa bu ailece olmalı.Bunu inkar edemeyiz.

    İkisi de benim yavrum ve yüreğimde ki yerleri apayrı.sevgileri eşit.Ancak hangisi için daha çok üzüleceğim bilmiyorum.Rahatsızlığı olanın geleceği için mi endişelenmeliyim?Yoksa sağlıklı olana daha doğmadan yüklediğimiz sorumluluk için mi üzülmeliyim?
    Düşünüp duruyorum
    BENİM GÖZLERİMDE
    Duyuyor musun ağlıyorum oğlum
    Gözyaşları mı görüyor musun
    Doğduğun gün de ağlamıştım,
    Aynı böyle.
    Dünyanın en güzel bebeğisin
    Nasıl olursan ol,ne yaparsan yap
    Benim gözlerim de.
    Huzursuz ,korkulusun
    Buğulu gözlerin uykusuz
    Uykularım senin olsun
    Al sen yaşa bedenim de.
    T.ŞULE DÜZOVALI
    (TANRININ MELEKLERİ,2003,YEŞİLYURT)

    ‘’Benim torunumun zihinsel yetersizliği var.Şu an 8 yaşında ve hiç konuşmuyor.Annesi ve babası doktor.Maddi durumları iyi olduğu için bir çok hastaneye götürdüler.Bir çok tedavi gördü.Ama yine de konuşmadı.Babasına Güzin 4 yaşındayken depresyon teşhisi konuldu.Odasından bir hafta çıkmadı ve hiç kimseyle konuşmadı.Kızım Pelin ise hem eşinin durumuna hem de Güzin’in durumuna çok üzülüyordu.Ama artık kızlarının durumunu ikisi de kabullendi.Şu an Güzin 2. sınıfta.Arkadaşlarıyla iletişiminde sorunu var ama bunu da halletmeye çalışıyoruz.’’
    MÜJGAN ÜÇER,02.01.2007
    Yani engelli çocukları olan anneler ağırlıklı olarak çocuklarının toplumda yok sayılmamasını,dışlanmamasını istemektedirler.Onlar zaten anneliğin verdiği içsel güçle pek çok sorunun üstesinden gelmeye hazırdırlar ve korkmamaktadırlar.Onların istediği en temel şey mücadelelerinde yalnız olmadıkları hissetmektir.Ve yalnız değiller…

    KAYNAKÇA · Yeşilyurt Gökhan,Şubat 2003,Ankara Yargı Yayınevi,Tanrının Melekleri
    ŞENGÜL ŞİDE

    UYURKEN(Kemal 5 yaşındayken tutuğum bir not)
    Yavrumu uyurken seyrediyorum.odasında,gece lambasının loş ışığında.Aynı diğer çocuklar gibi uyuyor.Hatta uyanıkken yüzünde taşıdığı o zeki ifadeyi bile yitirmeden.

    O an birden uyandığını hayal ediyorum.Beni kendisine bakarken görüp,şaşırdığını ve ‘’Anne neden bana bakıyorsun?’’diye sorduğunu.

    Yok öle bir şey.Olur mu?Olacak mı?Bilmiyorum.Yüreğime bir ağırlık çöküyor.Hiç gitmeyen ama varlığına alıştığım bir ağırlık.Beni yeryüzüne bastıran,yaşamaya zorlayan bir ağırlık.Birlikte yaşıyoruz…Benim dünya tatlısı bir de kızım var.Bir de kızımın serzenişleri:

    ‘’Anne Kemal senin karnından neden çıktı sanki?Keşke o senin karnından hiç çıkmasaydı.’’

    ‘’Keşke biz de sihir yapabilseydik.Kemal’e sihir yapardık birden konuşurdu.Ne güzel olurdu.’’

    ‘’O kadar yardım ediyorum ,uğraşıyorum ama yine de abim konuşmuyor anne.Ne zaman konuşacak abim?’’

    ‘’Ne kızıyorsun çocuğa konuşamıyor zaten.’’

    Tatilde Bodrum’a parkta abisini sallarken bakan çocuklardan rahatsız olup;’’Ne bakıyorsunuz,rahat bıraksanıza o benim abim.’’

    ‘’Anne ben abime kızmazsam o iyileşir mi?’’

    Beş yaşında bir çocuk için ağır bir yük olduğunu düşünüyorum.Ama o, bu yükü öylesine doğal ve cesurca taşıyor ki onun bu hali bana da güç veriyor.

    Kemal’e teşhis konduğunda Deniz’e 5 aylık hamileydim.Babasının ve benim yaşadığım ilk şok sıkıntıları o da bizimle birlikte,karnımda yaşadı.Eğer anne karnındaki bebek dışarıdaki tüm sesleri duyuyorsa Deniz’de abisinin çıkardığı seslere,bağırışlarına alışık olarak doğdu,büyüdü,kanıksadı.Ancak şimdilerde yakınmaları yoğunlaştı.Doğal ilişkiler kurabilmesi için anaokuluna verdik.Okuldaki arkadaşlık ve oyunların güzelliğini yaşadıkça abisindeki ve onunla ilgili yetersizlikleri daha çok fark etmeye başladı.Benden daha akıllı ve konuşan bir abi istiyordu.Bunun imkansız olduğunu anlattım.Ne kadar anlayabildi bilmiyorum.Sanırım bir uzman desteğine ihtiyacımız olacak.

    Bu tür problemlerin yaşandığı aileler de diğer sağlıklı kardeşlere yönelik uzman desteği olması gerektiğine inanıyorum.İyileşme olacaksa bu ailece olmalı.Bunu inkar edemeyiz.

    İkisi de benim yavrum ve yüreğimde ki yerleri apayrı.sevgileri eşit.Ancak hangisi için daha çok üzüleceğim bilmiyorum.Rahatsızlığı olanın geleceği için mi endişelenmeliyim?Yoksa sağlıklı olana daha doğmadan yüklediğimiz sorumluluk için mi üzülmeliyim?
    Düşünüp duruyorum
    BENİM GÖZLERİMDE
    Duyuyor musun ağlıyorum oğlum
    Gözyaşları mı görüyor musun
    Doğduğun gün de ağlamıştım,
    Aynı böyle.
    Dünyanın en güzel bebeğisin
    Nasıl olursan ol,ne yaparsan yap
    Benim gözlerim de.
    Huzursuz ,korkulusun
    Buğulu gözlerin uykusuz
    Uykularım senin olsun
    Al sen yaşa bedenim de.
    T.ŞULE DÜZOVALI
    (TANRININ MELEKLERİ,2003,YEŞİLYURT)

    ‘’Benim torunumun zihinsel yetersizliği var.Şu an 8 yaşında ve hiç konuşmuyor.Annesi ve babası doktor.Maddi durumları iyi olduğu için bir çok hastaneye götürdüler.Bir çok tedavi gördü.Ama yine de konuşmadı.Babasına Güzin 4 yaşındayken depresyon teşhisi konuldu.Odasından bir hafta çıkmadı ve hiç kimseyle konuşmadı.Kızım Pelin ise hem eşinin durumuna hem de Güzin’in durumuna çok üzülüyordu.Ama artık kızlarının durumunu ikisi de kabullendi.Şu an Güzin 2. sınıfta.Arkadaşlarıyla iletişiminde sorunu var ama bunu da halletmeye çalışıyoruz.’’
    MÜJGAN ÜÇER,02.01.2007
    Yani engelli çocukları olan anneler ağırlıklı olarak çocuklarının toplumda yok sayılmamasını,dışlanmamasını istemektedirler.Onlar zaten anneliğin verdiği içsel güçle pek çok sorunun üstesinden gelmeye hazırdırlar ve korkmamaktadırlar.Onların istediği en temel şey mücadelelerinde yalnız olmadıkları hissetmektir.Ve yalnız değiller…

    KAYNAKÇA · Yeşilyurt Gökhan,Şubat 2003,Ankara Yargı Yayınevi,Tanrının Melekleri
    http://mgulludere.home.anadolu.edu.t...0ve%20aile.htm DEN ALINTIDIR.BEN ÇOK ETKİLENDİM.PAYLAŞMAK İSTEDİM.

  4. #4
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    79

    Standart özel öğrenme Güçlüğü

    ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
    *
    Özel öğrenme güçlüğü,bir çocuğun zekası normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen,okuma yazma veya matematik becerilerin de yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. Öğrenme güçlüğü gelişimsel bir sorundur. Yaşam boyu süren bir bozukluktur. Dil gelişimi, okuma, yazma, matematik becerilerini etkileyen bir sorun olduğu için bireyin eğitimini, mesleğini, sosyal ilişkilerini, günlük aktivitelerini, benlik saygısını etkiler. Çocuğun zihinsel yeteneği olmasına rağmen, akademik açıdan gerilik göstermesi öğrenme güçlüğünün en belirgin özelliğidir.
    *
    Özel öğrenme bozukluğu; beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme süreçlerinden bir yada birkaçında aksama olmasıyla ortaya çıkar. Görme ve işitme sorununa bağlı değildir. Zeka sorununa bağlı değildir.
    *
    Özel öğrenme güçlüğünün okul öncesi belirtileri:
    *
    Dil gelişiminde gecikme ve konuşma bozuklukları görülür. Konuşmayı öğrenme de güçlük,kelimeleri doğru telaffuz etmekte güçlük, kelime dağarcığının yaşıtlarına göre zayıf olması gibi belirtiler görülür.
    Kavram gelişimi yavaştır.
    Motor gelişiminde sorunlar görülür. Öz bakım becerilerini öğrenmekte güçlük, düğme iliklemeyi öğrenememe, sakarlık gibi yetersizlikler görülür.
    Bellek ve dikkat problemleri görülür. Sayıları, alfabeyi, haftanın günlerini öğrenmekte güçlük yaşarlar.
    *
    *Özel öğrenme güçlüğünün ilkokul döneminde görülen belirtileri:
    *
    Özel öğrenme güçlüğü,birçok çocuk okula başladıklarında ve akademik becerileri kazanmakta başarısız olduklarında saptanır.
    *
    Akademik beceriler: Okul başarısı yaşıtlarına ve zekasına oranla düşüktür.Okul başarısı değişkenlik gösterir,bazı derslerde başarısı normal ve normal üstü iken bazı derslerde düşüktür.
    *
    Okuma becerisi: Okuma hız ve nitelik açısından yaşıtlarından geridir,harf-ses uyumu gelişmemiştir,bazı harflerin seslerini öğrenemez,harfin şekli ile sesini birleştiremez,kelimeleri hecelerken ya da harflerine ayırırken zorlanır.
    *
    Yazma becerisi: Yaşıtlarına oranla el yazısı okunaksız ve dağınıktır, sınıf düzeyine göre yazı yazması yavaştır, tahtadaki yazıyı deftere geçirmekte zorlanır, yazarken bazı harf ve rakamları ters yazar, bazı harfleri, heceleri atlar ya da harf, hece ekler, yazarken kelimeler arasında boşluk bırakmaz yada kelimeyi parçalara ayırarak yazar.
    *
    Aritmetik beceriler: Aritmetikte zorlanır, dört işlemi yaparken yavaştır, yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte zorlanır, sayı kavramını anlamakta güçlük çeker, bazı aritmetik sembolleri öğrenmekte zorlanır, sınıf düzeyine göre çarpım tablosunu öğrenmekte geridir.
    *
    Çalışma alışkanlığı: Ev ödevlerini almaz ya da eksik alır, ödevlerini yaparken yavaştır, ödev yapmayı sevmez ve çalışırken yanında birinin yardımını arar.
    *
    Organize olma becerileri: Odası eşyaları dağınıktır, defter ve kitapları dağınıktır, yazarken sayfayı düzensiz kullanır, eşyalarını kaybeder, zamanı ayarlamakta zorlanır, yaptığı işi tamamlamakta zorlanır.
    *
    Oryantasyon becerileri: Sağ-sol karıştırır, yönünü bulmakta zorlanır, zamana ilişkin kavramlarını karıştırır, alt-üst gibi mekan belirten kavramları karıştırır, saati öğrenmekte zorlanır.
    *
    Sıraya koyma becerisi: Dinlediği, okuduğu bir öyküyü anlatırken öykünün sırasına uygun anlatmakta zorlanır, haftanın günleri, ayları sırasıyla aktaramaz, belirli sırayla yapılması gereken işlerin sırasını karıştırır.
    *
    Sözel ifade becerisi: Duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etmekte zorlanır, serbest konuşurken düzgün cümleler kurmakta zorlanır, sınıfta sözel katılımı sınırlıdır.
    *
    Motor beceriler: İp atlama, top yakalama gibi becerilerde yaşıtlarından geridir, sakardır, ince-motor becerileri gerektiren işlerde başarısızdır, kalemi kullanmakta yaşıtlarına göre geridir, yazısı genellikle okunaksızdır.
    *
    Özel öğrenme güçlüğü olan bu çocukların yukarıda belirtilen özellikleri akademik başarısını sosyal ve kimlik gelişimini olumsuz yönde etkilemekte aile, okul ve arkadaş ilişkilerinde de sorunlar yaşamasına neden olmaktadır. Bu nedenle özel eğitim, bireysel danışmanlık ve aile danışmanlığı ve gerekli durumlarda tıbbi destek yardımı alınarak tedavi edilerek takip edilmesi gereken bir bozukluktur.

  5. #5
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    79

    Standart Diskalkulia (matematik güçlüğü)

    *
    Diskalkulia (matematik güçlüğü)
    *
    Diskalkulia’nın temel özellikleri, bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun aldığı eğitime göre beklenenin önemli ölçüde altında matematik becerilerinin olmasıdır.
    *
    Matematikteki sıkıntı, okul başarısını ya da matematik becerileri gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde etkiler. Matematik terimlerini, işlemlerini ve kavramlarını anlama ve anlamlandırma da, matematiksel adımların sırasını izleme, nesneleri sayma ve çarpım tablosunu öğrenme gibi zorluklar görülür.
    Bütün öğrenme güçlüğü olguların 1/5’inde matematik güçlüğü görülür. Bu bozukluğun belirtileri de ilkokula başlamadan önce fark edilmez.
    *

    Yazdır
    Tavsiye et

  6. #6
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    79

    Standart Disleksi (okuma güçlüğü)

    *
    Disleksi (okuma güçlüğü)
    *
    Disleksi’nin temel özelliği bireyin kronolojik yaşı,ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun aldığı eğitim göz önüne alındığında beklenin önemli ölçüde altında görülen okuma başarısıdır.
    *
    Alfabeyi öğrenirken harfleri ezberleme ve doğru isimlendirmede sözcük ahengini ve sesleri analiz etme sınıflandırmada güçlükler olabilir.(örn:a-e,b-d-p gibi.) Okuma,sözcük veya sözcük parçalarını atlama, yerine başka şey okuma, çarpıtma veya eklemeler görülür. Okuma hızı genellikle yavaştır. Cümle içinde sözcüklerin,sözcük içinde harflerin yeri değiştirilebilir. Okumayı anlama da güçlükler olabilir.
    *
    Okuma bozukluğu olan bireyleri %60-80’i erkeklerdir. Okula başlamadan nadiren fark edilir.

Benzer Konular

  1. Sinirli Zihin vs. Sakin Zihin-performans farklılıklarının sebepleri, bilgi isteği
    By hightemplar in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 23-03-2012, 09:03 AM
  2. Aile içi iletişimin aile üzerindeki etkileri.
    By 9 ŞUBAT in forum Evle İlgili Problemler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14-04-2011, 06:09 PM
  3. Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 13-07-2010, 04:13 PM
  4. zihin haritası
    By BeYaZ_KeLeBeK in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 12-01-2008, 12:46 AM
  5. Zihin Açan Sporlar
    By mavigece in forum Spor Psikolojisi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 07-01-2008, 02:35 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •