En komiği sınıf arkadaşlarına sınav yapmak zorunda kalan araştırma görevlilerinin durumu.
Öğretim elemanları üniversite eğitimlerini tamamladıktan sonra doktoralarını tamamlayıp tezlerini verdikten sonra yardımcı doçent ünvanını alarak derslere girmeye başlıyorlar... Fakat bildiğim kadarıyla (eğitim bölümleri hariç) hiçbiri ne öğrenci psikolojisi nede ölçme-değerlendirme konusunda bir eğitim almadan derslere girip, sınavlar yapıp bunları değerlendiriyorlar.. Yani kısacası öğrencilik döneminde hocasından ne tarzda bir uygulama gördüyse ya o yönde devam ediyorlar yada hocasından çok fazla müzdarip olduysa 'ben öğrencilerime böyle davranmayacam' mantığı ile hocalarının tam tersini yapıyorlar... Ama her iki durumda da bir önceki nesile yani hocaya bağımlı bir durum söz konusu bence...Ben psikolojiden çok anlayan biri değilim ama bildiğim birşey varsa oda üniversitelerde öğretmenlik yapan kişilerin ÖĞRENCİ PSİKOLOJİSİNİ bilmeden hareket ettikleri... Şimdi çoğu bu yazıyı okuyan kişi 'ee zamanında oda öğrenciydi ve o zamandan kalan bir öğrencilik psikolojisi bilgisi vardır' diye düşünebilir... Ama bence öyle değil.. birçok üniversitede hala 50-60lı yaşlarda öğretim elemanları var... onların öğrencilik dönemleri ile bizim öğrencilik dönemimiz arasında dağlar kadar fark olduğunu düşünüyorum... şimdi esas merak ettiğim soruya gelecem... sizce öğrencinin psikolojisini anlamayan, derslerin nasıl işlenmesi gerektiğine dair bir eğitim almayan, eğitimin bence olmazsa olmazı ölçme değerlendirme konusunda eğitim görmemiş birisi, nasıl oluyorda öğrencilere ders verebiliyor ve nasıl oluyorda bu kişiler kendilerine öğretmen diyebiliyor...
En komiği sınıf arkadaşlarına sınav yapmak zorunda kalan araştırma görevlilerinin durumu.
o zaman sana daha komiğini söyliyeyim.. bu yaşanmış ve gerçek bir olaydır... 2008 affından sonra ev arkadaşına (yani öğrencilik döneminde aynı evde kalmışlar) sınav yapan biliyorum ben... sınıf arkadaşlığı hadi bir derecede, ev arkadaşlığı dahada bir zor
Yer imleri