Daha çok yakın bir geçmişe kadar "akademik bilimciler" tarafından şarlatanlık olarak görülüp aşağılanan hipnoz, son yıllarda doktor, psikiyatr ve psikologların tekeline verilmiş "tapulu mülk" olarak ilan edilip; onlar tarafından, tamamen kontrol dışı bir şekilde gerçekten şarlatanca kullanılmaya başlanmış olan çok etkili ve o oranda da tehlikeli bir yöntemdir.
Aslında bir terapi yöntemi olmayan hipnoz; doktor, ve psikologlarca bir kaç günlük kurslarda öğrenildikten sonra her kapıyı açan bir anahtarmış gibi kontrolsuzca kullanımaktadır.
Yöntemi kullanan doktorlar ve psikologlar insanların hipnoza yönelik çekingenliğini kırmak için,
hipnozun son derece güvenli olduğu,
kişi istemedikçe asla hipnoza sokulamayacağı,
hipnoz altında iken asla istemediği birşey yaptırılamayacağı,
hipnoz altındaki kişinin bilincini asla kaybetmediği,
kontrolun her zaman kendisinde olduğu,
istediği anda hipnozdan çıkabileceği
şeklinde; hipnozun gerçeğine tümüyle aykırı ve maalesef tamamen uydurma iddiları büyük bir rahatlıkla dillendirerek onu, insanlara sihirli bir değnek gibi sunmaktadırlar.
(Evet genellikle sadece doktor ve psikologlar... çünki onların dışında hipnozla ilgilenenler çok daha sorumlu ve dürüstçe davranarak en azından sorduğunuz zaman, yukarıdaki iddiaların hiç birinin doğru olmadığını açıkça kabul ediyorlar. (Doktor ve psikolog olmayan tanınmış bir hipnoz öğreticisine, geçen yıl katıldığım kalabalık bir hipnoz tanıtım toplantısında ben bizzat sordum ve uygulamalı olarak bütün salona; benim yıllardır savunageldiğim şekilde; bu iddiaların nasıl bir kuyruklu yalan olduğunu son derece tehlikeli olabilecek bir deney yaparak gösteriverdi.)
. Hipnoz, ne yaptığını bilen ciddi insanların elinde çok etkili bir araştırma aracı olmanın ötesinde,
özellikle iztiqbarat teaşkılatlarının; toplumları uyuşturmak, yönlendirmek, gerektiğinde de normal insanlardan katiller, tetikçiler, su_ikaztçılar, çanli bambolar ve organik robotlar(zombileşmiş insanlar) üretmekte kullandıkları son derece etkili bir yöntemdir. Bununla birlikte en azından bugün bilinen haliyle bir iyileştirme yöntemi değildir.
. Çünki hipnoz, kişinin bilincini devre dışı bırakma yöntemidir. Kişi bu şekilde hasta ve kötü edilebilir fakat iyi edilemez. Hipnozu insan psikolojisini düzeltmekte kullanmak, cerrahların ameliyatlarda bistüri yerine çakmak taşından yapılma balta kullanması ile eş değerdir.
Bilimsel olarak bütünüyle tanımlanmamış ve dolayısıyla bilim dünyası tarafından resmen kabul görmemiş olduğu halde;
tıp hizmetlerininin I. Dünya Savaşı yıllarından kalma "Türk Tababet Kanunu" ile yürütüldüğü Türkiye'de; tıp fakültesi mezunu herkese, hiç bir ek kontrol ve kısıtlamaya tabi olmadan hipnozu dilediğince tepe tepe kullanabilme tekeli verilmiştir.
Bir kaç günlük kursa katılan diş tabibinden kadın doğumcuya, pratisyen hekimden psikiyatr ve psikoloğa herkes bu tehlikeli oyuncakla dilediği gibi oynamakta kanunen yetkilidir.
Ve kimse de hiç bir şekilde itiraz etmemektedir.
Çünki bunu yapması gereken ya da yaptığında sözü geçerli olabilecek olan kişiler, ya mesleki dayanışma adına susmakta; ya da tekel olmanın verdiği rahatlıkla; kendileri de aynı oyuncağı tepe tepe kullanmakta olduklarından hayatlarından memnun rantını sürmektedirler.
Kurbanlara gelince, adı üstünde onlar sadece kurban .... Esamîsi bile okunmuyor.
Yer imleri