Kadınların çoğu 35 yaş ve üstünde zorlu bir dönem yaşıyor. Sorunlar orta yaş seviyesindeki kadınları hem mutsuz hem de sağlık açısından huzursuz ediyor. Peki nedir bu orta yaş sendromu? Nasıl başa çıkılır?

Çoğu kadının kabul etmek istemediği bu orta yaş sendromu geçici bir kriz olabilir mi? Atlatmanın en kolay yolları nelerdir? Herkes yakalanır mı? Merak ettiklerimizi Nöroloji uzmanı Dr. Mehmet Yavuz'a sorduk...

"Birey yaşadığı durumu mutlaka tanımlamalı ve paylaşmalıdır” uyarısını yapan Dr. Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bu dönemde evli olan çiftler daha çok sohbet etmelidirler. Uzun süreli ilişkili olanlar ilişkilerini hemen bitirmemelidirler. Yeni biri belki bir heyecan verebilir fakat bu dönem geçtikten sonra daha zorlu bir dönemin başlamasına sebep olabilir. Kişi yaşadığı fiziksel değişimleri olağan kabul etmelidir. Her yaşın ayrı bir güzelliği olduğunu düşünmeli, fiziksel değişimleri, yaşamın getirisi olarak görmelidir.

Kişi sağlık durumuna göre spor dalları tercih edilebilir. Daha güzel görünmek adına bir şeyler yapılabilir fakat bu "yaşlanmıyorum" mesajını başkalarına vermek için olmamalıdır. Birey kendiyle barışık yaşamayı ve kendini sevmeyi yaşam tarzı olarak belirlemelidir. Eğer yaşadığı sorunların üstesinden gelemiyor ve yoğun duygular içine giriyorsa mutlaka psikolojik yardım almalıdır."

SENDROMUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

"Orta yaş döneminde her kadın aynı belirtileri göstermeyebilir. Öncelikli ortak durum yaşanılan duygu karmaşası ve çelişkilerdir. Kişi yaşamını sorgulamaya, yaptıklarını ve yapamadıklarını gözden geçirip pişmanlık duymaya başlayabilir. Yapmak istediği şeyler için çok geç kaldığını, yeterince genç olmadığını düşünüp vazgeçebilir. Bazı kadınlarda yaşanılan kriz etkisi ile birlikte cinsel hayata ilgisizlik görülebilir. Bazı kadınlar ise tam tersi "Ben hâlâ güzelim" mesajı vermek için kendisinden yaşça küçük erkelerle birlikte olmak isteyebilir ya da olur. Bu dönmede kadınlarda yaşlanmaya bağlı olarak kilo alma, saç dökülmesi, beyazlaması, sarkmalar ve çatlaklar görülebilir. Bu duruma bağlı olarak da kadın kendi dış görünüşünden rahatsız olacak ve beğenilmeme korkusunu daha yoğun yaşayacaktır.

Çoğu kadın bu dönemde daha sık güzelleşmek için yaşlanmayı geciktirici tedavilere (estetik ameliyatlar) başvurabilir. Daha önceden dikkat etmediği birçok konuda daha titiz davranabilir. Bu dönemde en çok yaşanan sorunlardan biri de boşanmalardır. Duygu karmaşası çiftlerin aile düzenini de bozabilir. Kadınlar çocuklarını ve eşlerini bir yana bırakarak hayatı daha yoğun ve yüksek tempoda yaşamak isteyebilirler. Orta yaş sendromu, dış görünüşüne fazlaca önem veren kadınlarda daha yoğun ve sancılı geçebilir."

HANGİ DURUMLAR ETKEN ROL OYNAR?

"Birey eğer orta yaşa kadar, hayatında koyduğu hedeflere ulaşamadıysa, tatmin olduğu, mutlu bir yaşam sürmüyorsa 35 - 45 yaşları arasında böyle bir krize yakalanma ihtimali yüksektir. Hedefler, beklentiler işle, eşle, çocukla ilgili olabilir. Bu durumu en çok eşi ya da erkek arkadaşı tarafından beğenilmediği hissi tetikler. Aynı zamanda iş yerinde kariyer olarak istediği konumda olamaması, 40 yaşına kadar evlenmemiş olması ya da evli olup çocuğunun olmaması, bu dönemde kadının aldatılması, orta yaş bunalımını ortaya çıkaran nedenler olarak sıralanabilir."

ORTA YAŞ BUNALIMI NEDİR?

"Orta yaş dediğimiz 40'lı yaşlar genel olarak kişinin hayatının durgunlaştığı, çalışma ve sosyal hayatının yavaşladığı bir dönemdir. Bu dönem oldukça çatışmalı duygular içerir. Kadınlar, erkeklere göre daha duygusal yapıda oldukları için bu dönemde daha hassas olabilirler ve bu dönemde zorlanabilirler. Yapılan araştırmaların birçoğunda bu duruma hormonların etkisi olduğu sıkça söylense de bu konuda kesin bir teşhis koymak doğru değildir."

HERKES BU KRİZİ YAŞAR MI?

"Geçmişte ergenlik, orta yaş gibi gelişim dönemlerinin krizle eş anlamlı oldu düşünülürdü; ancak günümüzde bu bakış açısı terk edilmeye başlandı. Artık uzmanlar ergenlik gibi, orta yaşın da mutlaka şiddetli bir krizle geçmeyebileceğini, bazı kadınların bu dönemi daha mutlu ve huzurlu geçirdiğini belirtmektedir. Yani orta yaş krizi kaçınılmaz değil! Özellikle huzurlu ailelerde yetişmiş, mutlu bir çocukluğu olmuş kadınların bu dönemi krizsiz atlatmaları daha kolay olmaktadır."


Alinti