Sayfa 1/2 12 SonSon
19 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Hayatımın Başlığı

  1. #1
    Karar Dönemi abcde - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2011
    Mesajlar
    26

    Standart Hayatımın Başlığı

    Ben burda içimi dökmek istiyorum. Ben burda size ve burdaki herşeye meydan okumak istiyorum. Ben burda beni anlayabilecek biri bulma umuduyla bişeyler yazacağım. Çok zor durumda olan birileri olabilir, burdaki biçok şey sizi kurtaramaz ama bu cümleler belki de birilerinin hayatını kurtarabilir.


    Yazıcaklarımın az bi bölümüyle başlıyorum; Buradaki çoğu hastalık kategorisi tamamen saçmalıktan ibaret. Psikologlara ilaçlara ya da okuduklarınıza verdiğiniz paraların büyük çoğunluğu çöpten ibaret. Birileri hayatı tanımıyor , sağlık mutluluk mutsuzluk nedir bilmiyor, bilmediği şey üzerinden hastalık tanımları yaratıyor, onlarca kategori sıralıyor ve insanları bu kategoriye oturtuyor. Yine burdaki çoğu insan da bunları dinliyor ve bu çukura itiliyor.


    Fikir olarak birkaç şey söylicem, bu fikirler sadece basit cümleler değildir ve hepsi benim yaşadıklarımdan çıkan sonuçlardır. Ben bunların hepsini yaşadım, zamanında hasta olduğuma da inandım, manyak olduğuma da inandım, psikologlara da gittim, kitaplar da okudum, ölecek gibi de oldum, mutluluktan havalara da uçtum. Hiç bir uyuşturucu ya da ilaç kullanmadan, mutluluktan delirmeyi kastediyorum.

    Tanrı yoktur. Tanrı sizin kafanızdaki bir hayaldir. Tanrı sizin anne ve babanızdır. Siz zor durumdaysanız bu sizin başta annenizin sonra babanızın eseridir. Hayatınızın içine edildi ama farketmediniz. Çünkü insanın mucizevi bir tarafı var, bu taraf nedir? : Bu taraf insanın kendine yapılan yanlışları tüm dünyaya atfetmesi. Annesinin ona yaptığı kötülüğü tüm dünyaya yoracak olması. Bunun üstüne bir hayat kuracak , dışarlarda düşman arayacak. Annesine asla dönüp bakmayacak, ama anasının haricinde her tarafa bakacak. Sorunları orada arayacak. İşte tanrı da budur.

    Sonra bir gün çocuk yapacaksınız. Ve çocuğunuza da aynılarını yapıcaksınız. FARKINA VARMADAN. Çocuğunuz belki de hayatınızdaki tek dostunuz olacak, ama dost olduğunuzu düşünürken bile onun her geçen saniye hayatının içine edeceksiniz.

    Fazla uzatmak istemiyorum ve yorum almak istiyorum. Varsa bunları anlayan birisi lütfen çıkıp söylesin, soru sormak istiyosa sorsun veya bana manyak diyecekse desin. Hiç bir yerde beni doğru dürüst anlayan birini bulamadım burda da bulmama ihtimalim yüzde 99. O yüzden şaşırmayacağım.


    Hayatın kendisi insanı perişan etmelidir. Kimseden yardım almayacaksınız. Tam perişan olduğunuzda ve herşeyi kaybettiğinizde , ölümü hissettiğinizde ve gözyaşına boğulduğunuzda ise size hayat bu cevapları verecek. O zaman ise gerçek özgürlüğün ne olduğunu görme şansınız var. Tabi bu aşamaya geldiğinizde yani ölüp dirildiğinizde size ya aileniz, ya arkadaşlarınız doktor tavsiye edecek. Doktorlar ise sizin içinizdeki yaşama sevincine ölümcül darbeyi vuracak. Sen borderlinesın ,sen narsistsin, sen bipolarsın, sen takıntılısın şölesin bölesin. Ve tekrar öleceksiniz. Geçmiş olsun.

    Bunlardan daha farklı şeyler iddia eden psikologlar yada psikiyatrlar varsa burda onlar da bana söylesinler. Hayır böyle yaklaşmıyoruz desinler. Yada bana benim doktorum beni öldürmedi diyin, benim mutlu olmamı sağlıyo diyin, hayatı çok iyi biliyo diyin. Ben de bunları birkaç soruyla sıniyim.

    Çok çok fazla şey var yazabileceğim, gelen yorumlara göre devam edeceğim ya da etmeyeceğim.

  2. #2
    goffee
    Guest

    Standart

    Söylediklerinin bir çogunda haklısın ama birçogu bakış açısına göre değişen şeyler.
    Yani doktorun aslında; seni tedavi etmesi için para ödeyerek o görevin başına atadıgın insandır.
    Doktorun sen iyisin demesi bir işe yarar mı konusuna gelince.
    Çevrendeki bir çok kişi sen oraya gidene kadar zaten sana iyi durumda oldugunu söylemiştir.
    Ancak sen kendini kötü hissetmeye belkide cevrenede zarar vermeye başlamışsındırki artık çevrendekiler sen iyisin demeyi bırakmış ve iyi görünmüyorsun demeye başlamıştır.
    Bu yüzden doktora gitmeye başlamışsındır.
    Borderline, narsist, bipolar, takıntı (OKB)ve bir çok hastalığı ölüm olarak görmekte senin bakış açındır.
    Bence hepsi bir hastalıktır ve tedavi edilebilir.
    Bir hastalıgı ben iyi olarak tanımalamam ama tedavi edilebilen birşeyi sanki ucunda ölüm varmış gibide tanımlamam.
    Buda benm bakış açımdır.
    Ben sinirli birydim.
    aynı zamanda OKB sorunu yaşayan birydim.
    Banyodan 3 saatte cıkardım eskiden.
    Şimdi en fazla yarım saat duruyorum.
    Şimdi herkesten daha sakinim.

  3. #3
    Karar Dönemi melek* - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Mesajlar
    83

    Standart

    Ben seni anlıyorum ama her düşüncene katılmıyorum buna ne kadar inanırsın bilmem.Ve devam etmeni istiyorum düşüncelerini öğrenmek istiyorum.
    Yaşamak dünyadaki en nadir şeydir;
    İnsanların çoğu sadece var olurlar ...

  4. #4
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    135

    Standart

    ........................
    Konu gezgin tarafından (06-11-2011 Saat 03:08 AM ) değiştirilmiştir.

  5. #5
    Karar Dönemi abcde - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2011
    Mesajlar
    26

    Standart

    Yazının ortasında kaptırıp gittiğim için anlatmak istediğimi tam olarak anlatamadım. Şunu demek istiyorum;

    Her türlü problem, kişinin git geller yaşaması, depresyona girmesi, toplumdan soyutlanması, kendine takıntılar inşa etmesi, utanması-sıkılması , bir insanın aslında en sağlıklı tarafıdır. Bu toplumda bunları yaşamıyorsanız zaten bir problem var. Çünkü yapılan herşey yanlış, evlilikler, girdiğiniz işler, ilişkiler, okunan okullar, arkadaşlar-dostlar. Yaşanan cinsellikler.

    Bunları yaşayan insan normaldir hatta daha da fazla yalnız kalıp acı çekmesi gerekir. Fakat tam bu esnada psikolojiyle ve hastalık adını taktıkları şeyle tanışır, sonra ise psikolojinin ağına takılır. Birşeyleri başarma imkanı varken ise duraksamaya başlar, hasta olduğunu zanneder ve sahte mutluluklara,terapilere, ilaçlara yönelir.

    Narsizm,borderline denen şeylere tamamen farklı bakıyorum. İnsanların narsizmlerini desteklemek yerine bu bir patoloji olarak görülüyor. İnsanların narsizmleri beslenmelidir ve kişi kendisinin tanrısı olmalıdır, böyle bir dönem geçirmelidir. Sadece kendisinin hakimi olmalıdır ve bu dönemi uzunca yaşamalıdır. İnsanların problemlerinin ana kaynağının "annesi" olduğu herkese açık olarak söylenmelidir. Psikolglar hayatlarını saklı tutmamalıdır. Sizin karşınızda bir otorite olmalarına izin verilmemelidir, onlara boyun eğilmemelidir. Eğer eğerseniz sizi istedikleri gibi ellerinde tutup etiketleyecekler. Hiç bir sorununuzu çözmenize yardımcı olamayacaklar hatta daha da kötüye götürecekler, çünkü onlar da kendi hayatlarını güzelleştirmeyi bir türlü başaramadılar. Sadece okudukları şeyleri çok güzel ezberlediler ve size bunları papağan gibi tekrarlıyorlar.

  6. #6
    Cahillik Dönemi balık - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2009
    Mesajlar
    662

    Standart

    Hayatın kendisi insanı perişan etmelidir. Kimseden yardım almayacaksınız. Tam perişan olduğunuzda ve herşeyi kaybettiğinizde , ölümü hissettiğinizde ve gözyaşına boğulduğunuzda ise size hayat bu cevapları verecek. O zaman ise gerçek özgürlüğün ne olduğunu görme şansınız var. Tabi bu aşamaya geldiğinizde yani ölüp dirildiğinizde size ya aileniz, ya arkadaşlarınız doktor tavsiye edecek. Doktorlar ise sizin içinizdeki yaşama sevincine ölümcül darbeyi vuracak.
    Hayatın bize vereceği cevaplar nelerdir? Gerçek özgürlük ölümdür, ya da dibe batmadan yüzeye çıkamazsın gibi şeyler mi söylemek istiyorsun?
    Ölümden döndüğünde hayatın sana verdiği hiçbir cevap yok. Olduğun gibi yaşamaya devam ediyorsun. Ne göklere çıkıyorsun ne de başka bir şey.. Gerçek özgürlüğün ölüm olduğunu düşünüyorsan, ona kavuşamamışsın ki hayattasın..(bunu sana demiyorum, sen diliyle konuştuğuma bakma, ortaya söylüyorum)

    Bunlardan daha farklı şeyler iddia eden psikologlar yada psikiyatrlar varsa burda onlar da bana söylesinler. Hayır böyle yaklaşmıyoruz desinler. Yada bana benim doktorum beni öldürmedi diyin, benim mutlu olmamı sağlıyo diyin, hayatı çok iyi biliyo diyin. Ben de bunları birkaç soruyla sıniyim.
    Psikolojiyle az çok ilgiliysen, yakından uzaktan duymuşsundur kuramları.. Çeşitli kuramlar var hani, davranışçı, bilişsel, psikodinamik, hümanist var da var... Bunların içlerinden bir tanesi "hasta"lığı kabul etmezler. Çünkü her bireyin farklı olduğunu savunurlar, yaşanılan sorunlar bireylere özgü olduğu için kategorize edilemez, bu nedenle "hastalık" olarak adlandırılan durumlar ve "hasta" yoktur onlara göre, "terapist" de yoktur.. Danışman, danışan ve danışma vardır. Sen bu kuram üzerinden çalışmalarını yürüten bir uzmana gidersen belki kendini daha iyi anlatabilirsin. Bu yaklaşımı temel alarak çalışan psikolog var mı bilmiyorum ama psikolojik danışman bulabilirsin. Yalnız psikolojik danışmanlar da psikolojik sorunlar hastalık boyutuna gelmişse çözmeye çalışmazlar ve sevk ederler, yani konu alanları rahatsızlıklar değil, yaşamdaki bazı güçlükleri aşmakta (mesela karar verme güçlüğü, uyum sorunu vb) yardımcı olmaktır.
    İkinci cümleye de cevap vereyim.. Hayır, doktorum benim mutlu olmamı sağlamıyor.. Bugüne kadar onun söylediği bir cümleden dahi mutlu olmadım sanırım.. Bana yaşadıklarımın normal olduğunu, zaman zaman her insanın bunları yaşadığını, kısaca durumumu büyütmemem gerektiğini anlatmaya çalıştı sanırım.. Bir sorun vardı ama, diğerlerinden farklı bir şeyler vardı ki doktora geliyordum.. Sadece ilaçları kullanmaya devam ediyorum, kendimden umudum yok evet.. Kısaca bu. Ama bana teşhis hiçbir zaman koymadı. Sen busun demedi. Sorduğumda depresyondasın dedi sadece. Bu da beni yaralayacak bi tanı değildi. Zaten biliyordum, artık sanırım kardeş olduk.

    Anlatırken ben de coştum sanırım.. Yukarıdaki kuramlarla ilgili dediğim şeyler bu konuda engin bilgim olduğunu göstermek ya da ders vermek falan değildi, sadece psikolojide insana böyle yaklaşan bir yaklaşımın olduğu bilgisini vermek istedim, belki de biliyorsundur bunu. Yani insanı etiketlemeyen, bu kuramların içinde sadece hümanistlerdir, bu konuda epey dertlisin gibi hissettim o nedenle söyledim.. Paylaşımlarını bekleriz, kendine iyi bak...
    Hayatı emen karanlık.

  7. #7
    Karar Dönemi abcde - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2011
    Mesajlar
    26

    Standart

    Psikolojiyle az çok değil baya bir ilgiliyim. Ben de tüm kuramları okudum inceledim üstünde düşündüm ve kendi üzerimde test ettim. Heinz kohut-kendilik psikolojisi, işte bu kuram benim hayatımı değiştirdi. Ancak değiştirdikçe ben çok farklı yerlere ulaştım. Bu kuram doğru dürüst anlaşılmadı, Kohut un kendisi de zaten bir türlü anlatamadı ve günümüz psikologları bu kuramın ışığında hareket edemiyorlar. Edebilseler ne olur ben söyliyim, kendi işlerini bırakmak zorunda kalırlar.

    Danışman olmak başta güzel gibi gözüküyor. Herşey normal karşılanıyor ve hasta demiyorlar. Peki sonuç? Yine gidip onla konuşuyorsunuz, o bu işten PARA alıyor, hayati bi meseleden ,insanların en çaresiz anlarından kendine ticaret çıkarıyor. Neden o size para vermiyor? Neden gidip oraya herşeyi en dürüst haliyle aktarabildiğiniz için para vermiyor? Niye orada sakince oturuyor, niye "iş yapan adam/kadın" maskesini söküp atmıyor?

    Ben şu an çok dertli ya da kendime danışman arıyor falan değilim. Tam tersi hayati sorunlarımı çözebildiğim için rahat raht bunları söyleyebiliyorum.

    Hastalık diye bişey yoksa ve her insan özelse, kısacası psikologlara/terapilere çok çok az gerek varsa kişi nereye doğru gider ben söyliyim. 1- Tanrı yoktur. Bunu net olarak görür. 2- Anne-babasının kendi katili olduğunu net olarak görür. 3- Tüm toplumdan ayrı kendine çok çok özel bir hayat kurar. Sadece kendi kendisinin belirlediği. Bilinen ahlak kurallarının çok çok ötesinde yaşar.


    Yalnız psikolojik danışmanlar da psikolojik sorunlar hastalık boyutuna gelmişse çözmeye çalışmazlar ve sevk ederler, yani konu alanları rahatsızlıklar değil, yaşamdaki bazı güçlükleri aşmakta (mesela karar verme güçlüğü, uyum sorunu vb) yardımcı olmaktır.
    İkinci cümleye de cevap vereyim.. Hayır, doktorum benim mutlu olmamı sağlamıyor.. Bugüne kadar onun söylediği bir cümleden dahi mutlu olmadım sanırım.. Bana yaşadıklarımın normal olduğunu, zaman zaman her insanın bunları yaşadığını, kısaca durumumu büyütmemem gerektiğini anlatmaya çalıştı sanırım.. Bir sorun vardı ama, diğerlerinden farklı bir şeyler vardı ki doktora geliyordum.. Sadece ilaçları kullanmaya devam ediyorum, kendimden umudum yok evet.. Kısaca bu. Ama bana teşhis hiçbir zaman koymadı. Sen busun demedi. Sorduğumda depresyondasın dedi sadece. Bu da beni yaralayacak bi tanı değildi. Zaten biliyordum, artık sanırım kardeş olduk.

    Şimdi yukarda söylediklerim basit birer uyum sorunumu sizce? Bazı güçlükleri aşma problemi mi? Hayır, yukarda söylediklerim demek bitmeniz tükenmeniz demek. O kadar zor bişeyden bahsediyorum ki. Basit bi uyum sorunu değil bu, bu yaşayamamak demek. Depresyonun, narsizmin, bipolarlığın belki de şizofrenliğin en ağır halinden bahsediyorum. İşte bu noktadaki bir insan ise kesin olarak " ağır hasta" olarak muamele görüyor. Eğer bu kadar kötü bi ruh halini hiç tatmadıysa, zaten ben bu insanın gerçek özgürlüğü asla tadamayacağını söylüyorum.

    Umarım anlatabildim, karışık ya da çelişkili gözüküyor ama değil. Ben herkesin çok ağır derecede kötü hissetmesi gerektiğini ama bunun bir tedavisinin olmadığını söylüyorum ! Özgürlük ve mutluluk isteniyorsa bu dönem uzun bir süre yaşanmalıdır.

  8. #8
    Karar Dönemi abcde - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2011
    Mesajlar
    26

    Standart

    Ben bi kaç ay önce açtığım bu başlığı güncellemek istiyorum.

    Psikolojiyle "gerçekten" ilgili birileri varsa bana özelden ulaşsın. Bu konular üzerine yoğun sorgulamaları, fikirleri olan ulaşsın. Elimden geldiğince tüm bildiklerimi anlatıcam. Konuyu burdan tartışmak istemiyorum, çünkü inanç içeriyor sıkıntı çıkabilir, o yüzden özelden konuşalım.
    yaşamaya başlamadın.

  9. #9
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Jun 2011
    Yer
    cami avlusu
    Mesajlar
    31

    Standart

    şu an vaktim olmadığı için yazdıklarının hepsini okuyamadım.
    ama hadi annesi ona hamileyken babası vefat etmiş.doğumda da annesini kaybetmiş infertil bi çocuk üzerinden konuşalım..

  10. #10
    Karar Dönemi
    Üyelik tarihi
    Dec 2009
    Mesajlar
    6

    Standart

    yzın çok hoşuma gitti. başkaldırı ruhu var. topluma başkaldırı. anarşizm kokuyor.

Sayfa 1/2 12 SonSon

Benzer Konular

  1. Cevaplar: 24
    Son Mesaj: 21-11-2011, 12:10 PM
  2. Hayatımın Kararı
    By Yağmur. . . in forum Obsesif- Kompulsif Bozukluk OKB ( Saplantı - Zorlantı )
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 03-09-2009, 01:11 AM
  3. hayatımın anlamı tek değil...
    By meltem_81 in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 11-02-2009, 06:26 AM
  4. başlığı siz koyun...
    By mavigece in forum Paylaşım Köşesi
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 26-05-2008, 10:43 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •