Birden geçmiş gözunde yavaş yavaş yeniden canlanmaya başladı .Ah keşke o gun evden biraz daha geç çıksaydı ,yada arkadaşıyla biraz daha çene çalsaydı bunlar başıma gelmeyecekti diye düşünmeye başladı .
O esnada çalan kapı ziliyle kendine geldi .
bunca dert arasında kendini unutmuştu zeliha hiç biri yetmezmiş gibi birde kötü akrabalar ortaya çıkmaya başlamıştı insanların ikinci yüzünü artık daha net görüyordu hayat sanki tüm adaletsizlik kılıçlarını kuşanmıştı ayakta durmak için çabalıyordu zeliha hayat adil değilse o yinede dimdik duracaktı ama bunu nasıl yapıcağını kendisi bile bilmiyordu yinede azimliydi
Birden geçmiş gözunde yavaş yavaş yeniden canlanmaya başladı .Ah keşke o gun evden biraz daha geç çıksaydı ,yada arkadaşıyla biraz daha çene çalsaydı bunlar başıma gelmeyecekti diye düşünmeye başladı .
O esnada çalan kapı ziliyle kendine geldi .
YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ
Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
Benim ayakkabılarımı giy
ve benim geçtiğim yollardan,
sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
Benim geçtiğim senelerden geç,
benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!
Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN
Kapıyı açtı. Kapıdaki genç çocuk bir buket gül uzattı. Zeliha üzerinde bir kart aradı ama bir not yoktu. Çocuğa teşekkür etti, bahşişini verdi. Acaba güller kimden geliyordu? Heyecandan ve meraktan olsa gerek midesinde kelebekler uçuşmaya başladı. Gülleri kokladı ve bir vazoya koydu. Aniden gelen bu sürpriz, tüm o düşünceleri dağıttı, adeta gününü aydınlattı.
gülleri koklarken dikeni burnuna battı .. kanadı .. bi an yatağına oturdu ve düşünmeye başladı .. güller zehirli olabilirdi .. çocuğu tanımıyordu .. ayrıca kim bu şekilde basit bir hediyeyi göndermiş olabilirdi ? hiç bi fikti yoktu .. gökyüzü kararmıştı .. sigarası bitmeye yakındı.. son nefesi içine çekti .. söndürdü .. yatağına uzandı ..gülleri yere attı .. çok yalnızdı .. kendinden başka bir arkadaşı yoktu .. kendiyle çok iyi arkadaştı ..
Kendiyle iyi bi arkadaştı ama bu ona yetmiyordu. Diğer insanlar gibi olmadığını hep bilmişti. Bundan sonra olamayacağını da biliyordu. Aralarına karışamayacaktı. Bir şeyler farklıydı çünkü. Kim durduk yere bu güzelim havada hüzünlenebilirdi ki? Hem de kötü giden hiçbi şey yokken. Ya da başka insanların hikayelerini düşünüp üzülebilirdi ki. Her şeyde üzülecek bir şey bulabilirdi ki başka kim? Aradığı huzuru burada bulamayacağının farkındaydı. Ne güneşli bi hava, ne açmış çiçekler, ne yeni kazanılmış bir okul, ne doğumgünleri, ne sevgilisinin sesi.. Hiçbiri bunları vermiyordu ve sanırım vermeyecekti de.. Ölümü düşününce koca bi boşluk görüyordu.. O görüntü içini karartmasa şimdiye yolunu seçmiş olacaktı zaten.. Faydası olmayacağını bile bile kendini biraz daha iyi hissetmek için yerinden kalktı, bir film koydu.. Böylece bikaç saatliğine kendini ve kafasındakileri unutup başkalrının hayatına dalabilir, onlara imrenebilir ya da gördükleri karşısında kendi hayatına şükredebilirdi.. Kendinden uzaklaşmak ve hayatı seyretmek için filmi başlattı ve rahat koltuğuna yerleşti.. kafasında sadece filmin içine girme isteği vardı...
Hayatı emen karanlık.
Ortalıkta tehlike sinyali olmadığına göre biraz daha rahatlayabilirdi.
iki ayrı Enjektörüne birazdan kullanacağı ilaçların etkisini çabucak geçirecek 'antidotları' çekti ve dikkatla iki ayrı yere koydu.
Evet şimdi biraz olsuk ruhunu serbest bırakma zamanıydı kendisini rahatlatacak ilaçları yuttuktan sonra beni birileri öldürmek istiyorsa şimdi tam zamanı diye düşündü ne de olsa 5-6 saniyeden evvel şırıngadakiler bile onu tam ayıltamazdı.
Sonra gevşedi artık mutlu sayılırdı en azından fiziksel bedeni mutluluk ile doluydu ve hiç birşey umurunda değildi filme bakıyordu sadece.
Yer imleri