Sözlük anlamıyla vicdan;yanlış ve doğrunun ne olduğunu bildiren duygu,içsel ses.Davranışlarımızın ahlakça değerli olup olmadığı hakkında öznel şuur.Bu şuur yapmayı ya da yapmamayı öğütleyerek,uyararak,suçlayarak,kınayarak,yargılay arak onaylayarak kendine özgü bir biçimde yaşam ve eylemlerimize etki eder. Ruhsal bilgiye göre vicdan:ruhun özmalı olan bir yetenektir,kudrettir.ve tekamül oranında gelişir.
Vicdan; insan ruhunun en mumtaz hususiyeti. en ileri bilgi kaynagi… O, birseye “evet” dedimi; onu ne akil yalanlayabilir, ne de duyu organlari…
Vicdan, akil ve bes duyu… Hepsi de insana birseyler takdim ederler, ayri ayri hakikatlara kapi acarlar. Ama, ustunluk daima vicdandadir; onu akil takip eder, bes duyu ise en sonda gelir.
Gercek akil bir hakikati buldu mu, onun duyu organlarina ters dusmesi hicbir mana ifade etmez. Bunun en guzel ornegi, dunyanin dondugunu aklin emretmesine karsilik hissin reddetmesidir. Neticede akil galip gelmis, hokum ona gore verilmistir.
Hissin akil karsisindaki durumu ne ise, aklin vicdan karsisindaki durumu da odur. Vicdana ters dusen bir akilla amel edilmez. Bir hakikati vicdanen biliyorsak, onun olmadigina dair getirilen butun akli(!) deliller demagojiden ileri gitmez. Mesela, yaptigimiz bir haksizlik icin vicdanimiz bizi tazib ediyorsa, aklin ileri surecegi hicbir ozur, derdimize deva olmaz.
Insan bir cok hakikati vicdanen bilir. Gorme, isitmeden ne kadar farkli ise vicdanen bilme de aklen kavramadan o kadar ayridir. Vicdanda kiyas, mantik, fikir yurutme hipotezler kurma yoktur. O, butun bunlara muhtac olmaksizin hakikatlari dogrudan bilir.
Maviyi yesilden gozumuzle ayirdettigimiz halde, “sefkatin sevgiden” yahut “korkunun endiseden” farkini vicdanen biliriz.
Insan kendi varligini da vicdanen bilir. Bunun icin dusunup tasinmasina, “acaba ben varmiyim, yok muyum?” diye bir soru ortaya atmasina ve sonunda “madem ki dusunuyorum, o halde varim” gibi manasiz deliller getirmesine ihtiyac yoktur. Insan kendi varligi gibi, kendi sifatlarinida yine vicdanen bilir. Hayatta oldugunu, ilmi, iradesi bulundugunu, gormeye isitmeye sahip oldugunu hep vicdanen bilir. Bunlardan suphe ettigi olmaz.
Insan, gozune inanmayabilir; “acaba yanlis mi goruyorum?” diye gozlerini ogusturup yeniden bakabilir. Keza, aklina da inanmayabilir; “yanlis mi anladim?” diye yeniden okuyabilir. Ama, vicdani hususunda, onun bildirdikleri hakkinda boyle bir tereddute dustugu olmaz.
Alıntı
hayatımızdaki en buyuk erdemlerden biri olan vicdanı her zaman ne yazıkki olması gereken önemde goz onune almıyoruz ,
çogu zaman çıkalarımızı vicdanımızın önune geçiriyoruz ona gore kararlar alıyoruz , oysa gunun birinde aynı duruma kendimizinde duşebilecegini unutmayıp ona gore hareket etsek vicdanımızın sesini dinlesek eninde sonunda kazanan biz olacagız ,
ama ne yazıkki o anlık kazanılanı , ilerde çok daha fazlasını kaybedecegimiz şeylere tercih edebiliyoruz ,
huzur dolu gunler dilerim herkese .
YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ
Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
Benim ayakkabılarımı giy
ve benim geçtiğim yollardan,
sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
Benim geçtiğim senelerden geç,
benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!
Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN
Yer imleri