Boşanma, eşlerden birinin talebi üzerine hakimin bu talebi yerinde görerek eşler arasındaki evlilik ilişkisine son vermesidir.
Boşanma ile yıkılan evlilik, aslında daha önce manevi yönden yıkılmıştır. ‘Durup dururken boşandılar.’ sözü aslında olayın gerçek yüzünü değil, ancak dışarıdan görünen yüzünü açıklar. Sonu boşanmaya kadar varan kopmalar, hiçbir zaman kısa sürede ortaya çıkmaz. Boşanmayla biten her evliliğin tarihçesinde yalnızlıklar, yabancılaşmalar vardır.
Başka bir kişi ile evlilik dışı ilişkiye giren eş, bunu yapmadan önce kendi ailesinden manevi yönden kopmuş olabilir. Ancak, ekonomik bir sebep, statü veya itibar kaybı endişesi, çocukların beraberliği gibi sebeplerle evlilik birliğim sürdürebilirler. Muhtaç oldukları sevgi ve ilgiyi dışarıda bulabileceklerini düşünürler. Böyle durumlarda boşanmak onlara hal çaresi gibi görünür. Bu düşüncedeki eşler, boşandıkları taktirde yeniden evlenmeye teşebbüs etmekte zorlanırlar. Çünkü, kendi vicdanlarında önceki evliliğin hesabını vermekte güçlük çekmektedirler.Boşanmış kişilerin hayatlarında yeni bir sayfa açabilmeleri için, günahıyla sevabıyla boşanmanın hesabını vermiş olmaları; eski evliliklerindeki çözümlenmemiş kaygılar ve suçluluk duygularından tamamen arınmış olmaları gerekir.

Boşanma, ruhi açıdan, ailenin bölünmesine veya dağılmasına yol açan ve bütün aile üyelerini etkileyen oldukça karmaşık bir olaydır. Bu hem hukuki, hem de sosyal bir olaydır. Aşağıda boşanmayı hukuki ve sosyal açıdan tanımlamaya çalışacağız.
Boşanma ile yıkılan evlilik, aslında daha önce manevi yönden yıkılmıştır. ‘Durup
dururken boşandılar.’sözü aslında olayın gerçek yüzünü değil, ancak dışarıdan
görünen yüzünü açıklar:

http://www.izmir-psikolog.com/?p=250