Kadına yönelik aile içi şiddet ve kadınların aile içi şiddete bakışı

[Hydra]

Özetlemeye çalıştığım konu onay almış bir çalışmadır.Çalışmanın tamamına ulaşmak isteyen arkadaşlarım bana mesaj atarak mail adreslerini verirlerse çalışmayı atabilirim.

Sonunda yazdığım sorular sizinde fikir yürütmeniz açısından yararlı olacağını düşündüğüm sorular.Dilerseniz sizde ekleyebilirsiniz.

Aile içi şiddet tüm toplumlar ve sosyoekonomik gruplardaki kadınları etkileyen önemli bir sağlık sorunudur.1 Aile içi şiddet kadınlarda fiziksel ve psikososyal sorunlara yol açmaktadır.2 Bu sorunlar arasında sakatlıklar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, perinatal komplikasyonlar, HIV/ AIDS gibi fiziksel ve depresyon, intihar, anksiyete, ilaç-alkol bağımlılığı, travma sonrası stres bozukluğu gibi ruhsal sorunlar yer almaktadır.3 Şiddet sonucu kadınların genel sağlık durumu kötüleşmekte, yaşam kaliteleri düşmekte ve sağlık hizmeti kullanma oranları artmaktadır.

Tahminlere göre kadınların %20-30’u yaşamlarının herhangi bir döneminde eşi/partneri tarafından
fiziksel ya da cinsel şiddete uğramaktadır.5 Gelişmekte olan ülkelerde kadınların yarısından fazlasının eşi/partneri tarafından fiziksel şiddete uğradıkları belirtilmiştir. (Tr’ de %26-58)

Aile içi şiddetin algılanması ve tanımlanması her zaman toplumun ve bireylerin kültürel değerleri üzerinde
şekillenmektedir. Bu yüzden, şiddet kullanımı toplumun benimsediği ve meşru gördüğü bir amaç için gündeme geldiğinde, o davranışın şiddet olarak algılanıp tanımlanması da güç olmaktadır.11 Bu nedenle kadınların aile içi şiddete bakış açıları ve şiddeti sorun olarak algılama durumlarının belirlenmesinin, sorunun erken dönemde tanımlanması ve çözümlenmesinde sağlık personeline yol gösterici olacağı
düşünülmektedir.

Bulgular
Araştırmanın yapıldığı yer:Ankara kalesi bölgesi
Araştırma grubu:15 yaşından büyük ve evli kadınlar (Bölgede bunu ifade eden 2000 kadın var.Araştırma analizde yeterli anlamlılık derecesine ulaşabilmesi için örneklem sayısı arttırılmıştır.)
Ankara Kalesi bölgesinde yaşayan halk (1735 hane, 6612 nüfus), gelir düzeyi ve sosyokültürel yapı açısından Ankara’nın en alt diliminde yer almaktadır. Bu bölgede yaşayan nüfusun %49.3’ünü (3257 kadın) kadınlar oluşturmaktadır. Kadınların %83’ü okuryazar değil/okuryazar/ ilkokul mezunudur).12 Ankara Kalesi bölgesi Türkiye’nin her yerinden göç alan bir gecekondu bölgesidir.

Araştırmaya katılan kadınların yaş ortalaması 34.9±12.0 yıl olup, %51.4’ü 30-49 yaş grubunda, %62.7’si ilkokul mezunu, %95’i herhangi bir işte çalışmamakta, %78.4’ü çekirdek ailede yaşamakta, % 58.4’ü sosyoekonomik durumunu orta düzeyde algılamaktadır. Kadınların %42’sinin en uzun yaşadığı yer il merkezidir. Kadınların eşlerinin %72.9’u ilkokul mezunudur ve %89.7’si çalışmaktadır

Kadınların %88.1’i şiddeti fiziksel (dayak, dövme) olarak tanımlamakta, %28.6’sı şiddetin nedenini erkeklerin sözünü dinlememe olarak belirtmekte, %43.2’si eşe ihanet durumunda şiddeti haklı görmekte ve %25.9’u eğitimin şiddeti engelleyebileceğini düşünmektedir.

Kadınların Kadına Yönelik Aile İçi Şiddeti Belirleme Ölçeğinden aldıkları ortalama puan 183.2±44.5’tir. Bu ölçeğe göre, kadınların tümünün şiddete maruz kaldığı, %54.6’sının düşük, %38.4’ünün orta, %7’sinin yüksek ve çok yüksek düzeyde şiddet gördükleri belirlenmiştir.

Kadınların bazı sosyodemografik özelliklerine göre şiddet ölçeğinden aldıkları ortalama puanlar incelendiğinde, okuryazar olmayanların, eşi çalışmayanların, ekonomik durumu kötü olanların ve eşi ile arasındaki yaş farkı 5-9 yaş olanların puanlarının anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu saptanmıştır

Kadınların şiddete ilişkin görüşlerine göre şiddet ölçeğinden aldıkları ortalama puanlar incelendiğinde,
kadının erkeğin sözünü dinlemediği ve erkeğin sinirlendiği durumlarda kadının şiddete maruz kaldığını belirtenlerin ve şiddetin önlenebilmesi için eşler arasında uyumun gerekli olduğunu belirtenlerin ortalama puanlarının daha yüksek olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir.

Kadınlardan okuryazar olmayanların en fazla orta düzeyde şiddete maruz kaldıkları (%45.5),
lise ve üzeri mezunlarının çoğunlukla düşük düzeyde şiddete maruz kaldıkları (%68) belirlenmiştir. Eşi çalışmayanlar yüksek düzeyde şiddete maruz kalırken (%26.3), eşi çalışanların yaklaşık yarısının düşük düzeyde şiddete maruz kaldıkları belirlenmiştir. Ekonomik durumu iyi olanların hiç yüksek
düzeyde şiddet görmediği saptanmıştır.

Sonuçların Tr kapsamında genelleme yapılamayacağını ifade ettikten sonra
Dikkatinizi çekmek istediğim kısımlar var;

1.%88.1 şiddeti dövme olarak ifade etmiş.Bu diğer şiddet unsurlarının fark edilmemesine ve fiziksel şiddete zemin hazırlamaktadır.
2.%25.9 Eğitimin şiddeti engelleyebileceği düşünmüştür.Araştırmalara baktığımızda her eğitimden kadının şiddet gördüğünü görebiliyoruz.Sadece eğitim düzeyi arttıkça şiddete karşı önlem alma başarısının arttığını söyleyebiliriz.
3.Çalışma yapılan bölge her yerden göç alan bir bölge.

Buna göre;
1.Şiddetin çeşitlerini bilmemenin sizce ne gibi etkileri olur?
2.Eğitimin şiddeti engellemesi adına nasıl kullanılabilinir?Eğitim görmüş kişilerin bile şiddet görmesini göz önüne alırsak, bu kişilerin neden sustuğunu düşünürsünüz? Acaba örf adetlerin bunda etkisi var mıdır? Varsa ne derece etkiler?
3.Namus konusunda verilen bilgileri göz önüne alırsak, aldatan şiddete maruz kalmalı mıdır? (Kadınların birçoğu onaylamış)
4.Son olarak bölgenin göç alan bir bölge olması durumda dezavantaj sağlar mı?
Saygılar

[broken]

1.Şiddetin çeşitlerini bilmemenin sizce ne gibi etkileri olur?
2.Eğitimin şiddeti engellemesi adına nasıl kullanılabilinir?Eğitim görmüş kişilerin bile şiddet görmesini göz önüne alırsak, bu kişilerin neden sustuğunu düşünürsünüz? Acaba örf adetlerin bunda etkisi var mıdır? Varsa ne derece etkiler?
3.Namus konusunda verilen bilgileri göz önüne alırsak, aldatan şiddete maruz kalmalı mıdır? (Kadınların birçoğu onaylamış)
4.Son olarak bölgenin göç alan bir bölge olması durumda dezavantaj sağlar mı?

Konuyu yeni gördüm Sorulara cevap verelim...

1- Toplumun geneli anlamda bu soruyu soruyorsak fiziksel veya cinsel şiddete uğrayan bireylerde psikolojik sorunlar baş gösterir. Bu da aile huzurunu ve özellikle aile içindeki çocuklar üzerinde sarsıcı etkiler yapabilir...

2- Eğitim derken kast ettiğimiz ahlak gibi olgularsa bunlar geliştiği zaman kişi de zaten bu tür eğilimler görülmez. Kendine ve başkalarına saygı duyan özbenliği yüksek insanlar, şiddete başvurmak gibi ilkelce hareketlerde bulunmaz... Örf ve adetlerin bunda bir nebze etkisi olabilir...Açıkçası bunu hoş gören bir örf adete dayanarak kişi bu eylemde bulunuyorsa bu da onun cahilliğinden ileri gelir. Yani bireylerin ahmaklıklarını örf adetlere dayandırmak yanlıştır.

3-Aldatanın şiddete maruz kalması bana pek mantıklı gelmiyor. Yani amaç kişiyi bundan men etmekse şiddet ne derece etkili olur diye sormak lazım. Öte yandan yapan kişinin durumuna ve karşı tarafın insiyatifine kalmış bir durumdur...

4- Bölgenin göç alması etkili olmuştur, çopunluğu eğitimsiz bir kesim olduğunu düşünürsek kişiliği gelişmemiş insanların birbirinden etkilenip bu tür davranışlarda bulunması da çok kanıksanacak bir durum değildir sanırım...

[Hydra]

Konuyu yeni gördüm Sorulara cevap verelim...

1- Toplumun geneli anlamda bu soruyu soruyorsak fiziksel veya cinsel şiddete uğrayan bireylerde psikolojik sorunlar baş gösterir. Bu da aile huzurunu ve özellikle aile içindeki çocuklar üzerinde sarsıcı etkiler yapabilir...

2- Eğitim derken kast ettiğimiz ahlak gibi olgularsa bunlar geliştiği zaman kişi de zaten bu tür eğilimler görülmez. Kendine ve başkalarına saygı duyan özbenliği yüksek insanlar, şiddete başvurmak gibi ilkelce hareketlerde bulunmaz... Örf ve adetlerin bunda bir nebze etkisi olabilir...Açıkçası bunu hoş gören bir örf adete dayanarak kişi bu eylemde bulunuyorsa bu da onun cahilliğinden ileri gelir. Yani bireylerin ahmaklıklarını örf adetlere dayandırmak yanlıştır.

3-Aldatanın şiddete maruz kalması bana pek mantıklı gelmiyor. Yani amaç kişiyi bundan men etmekse şiddet ne derece etkili olur diye sormak lazım. Öte yandan yapan kişinin durumuna ve karşı tarafın insiyatifine kalmış bir durumdur...

4- Bölgenin göç alması etkili olmuştur, çopunluğu eğitimsiz bir kesim olduğunu düşünürsek kişiliği gelişmemiş insanların birbirinden etkilenip bu tür davranışlarda bulunması da çok kanıksanacak bir durum değildir sanırım...

Bende broken bu sorulara cevap vermesi gerekir diye düşündüm bekledim tık yok.
Ağzınıza sağlık.Ben eğitimin ahlaki değer yargıları daha iyi anlama ve uygulama anlamında katkı sağlayacağını düşünüyorum.(Sizin gibi) Haricinde bilinçli olmaya sağlayarak kendine güvenle direnmeyi de öğretebilir.

[broken]

Aslında gerçekten iman sahibi olan insanlar zaten şiddet gibi zülmlerden Allah'tan korktukları için çekinirler... Geçen gün Mesnevi'de okuduğum yazı bu konudaki kadının izzetine çok güzel değiniyor;


“Kişi yiğitlikte Zâloğlu Rüstem bile olsa, Hamza’dan bile ileri geçse yine de hükmetme konusunda kendi kadınının esiridir.

Sözlerine cümle âlemin mest olduğu Hz Muhammed bile: ‘Kellimini ya Hümeyra- Bana bir şeyler söyle, ya Hümeyra!’ derdi.

Gerçi zâhiren su ateşten üstündür; fakat bir kaba konunca ateş onu kaynatır.

İkisinin arasında bir kap girdi mi ateş, o suyu yok eder, buhar halinde havaya uçurur.

Görünüşte su nasıl ateşten üstünse, sen de kadından üstünsün; fakat hakikatte ona mağlûpsun, onu istemektesin.

Böyle bir hususiyet ancak insanda vardır. Hayvandaki muhabbet duygusu eksiktir. Bu da hayvanın noksan yaratılışındandır.

“Peygamber dedi ki; ‘Kadınlar; akıllı kişilere, ehl-i dil olanlara fazlasıyla galip olurlar.

Fakat cahiller, kadına galip gelirler. ‘Çünkü onlar sert ve kaba muameleli olurlar.’

Sevgi ve acıma, insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfıdır. ’’

[Selina]

[COLOR="red"]
1.Şiddetin çeşitlerini bilmemenin sizce ne gibi etkileri olur?

ben cocuklugumda cok siddet gördüm ve yasadim .
ve bu beni simdiye kadar etkiledi ve etkilemekte ,evliligim tecavüz dolaydindan cinsel iliskimin olmamasi .evliligime cok yan etki vermesi .cocuk olmasi icin ömür boyu doktor doktor gezmek ,sonucta psikoloji olarak organlarin klitlenmesi .cok istemenin nedeni ise, onlara nasil evlat siddetsiz yetistirilir göstermesi.

sonucta trvma hayati yasamak , trvma olduktan sonrada diger hastaliklarda pesinden geliyor .
bilirsiniz en büyük cani seri katilerin hepsi insan düsmani ve cocuklugunda siddet yasamistir .

[Hydra]

ben cocuklugumda cok siddet gördüm ve yasadim .
ve bu beni simdiye kadar etkiledi ve etkilemekte ,evliligim tecavüz dolaydindan cinsel iliskimin olmamasi .evliligime cok yan etki vermesi .cocuk olmasi icin ömür boyu doktor doktor gezmek ,sonucta psikoloji olarak organlarin klitlenmesi .cok istemenin nedeni ise, onlara nasil evlat siddetsiz yetistirilir göstermesi.

sonucta trvma hayati yasamak , trvma olduktan sonrada diger hastaliklarda pesinden geliyor .
bilirsiniz en büyük cani seri katilerin hepsi insan düsmani ve cocuklugunda siddet yasamistir .

Evet doğru gelişimde yaşanan problemler sorunun temelini oluşturuyor.Forum ilk üye olduğum zamanlarda bir olgu sunumu da paylaşmıştım sanırım konuya iyi bir örnek oldu.
Yani anladığım kadarıyla bu durumda çok faktörlü birşe.Çocukluk temelinde başlayan eğitimle desteklenecek bir konu.