3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Aldığım Kararları Sürekli Erteliyorum.

  1. #1
    Süper Moderatör 9 ŞUBAT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    9.135

    Standart Aldığım Kararları Sürekli Erteliyorum.

    Çoğumuzda bir kararsızlık hali var. Diyete başlayıp, yarım bırakıyoruz; Sigarayı bırakıp birkaç gün sonra yeniden pakete sarılıyoruz. İngilizce öğrenmek için başladığımız kursa gitmiyoruz.

    İradesiziz açıkçası. Sonra yine başa dönüyoruz: "Bayramdan sonra diyet yapacağım, Ramazan'da sigarayı bırakacağım, bu kurda İngilizceyi öğreneceğim, yeni yılda spora başlayacağım." Bu bir hastalık göstergesi aslında; 'erteleme' hastalığı. Çaresi ise sizde yani iradenizde...

    Hayatımızın belirli dönemlerinde bazı kararlar alıyoruz. Gelin görün ki bu kararların pek çoğunu gerçekleştirmeye muvaffak olamıyoruz. "Bu Ramazan sigarayı kesinlikle bırakacağım!" diye sözler veriyoruz ama birkaç yıl sonra iftardan sonra yine sigara içmeye devam ediyoruz.

    Kararsızlık listemizde sadece sigarayı bırakmak mı var peki? Liste uzun mu uzun! Diyete başlayıp bir hafta olmadan sıkılanlar, abur cubur yemeye devam edenler... Spora başlama kararı alıp da erken kalkmaya üşenenler, koşmak yerine uyuyanlar... Arkadaş tavsiyesiyle okumaya başladığı kitabı daha 40. sayfada bir köşeye atanlar...

    Bu kararsızlık hali, Batı dünyasında 'erteleme hastalığı' olarak adlandırılıyor. Amerika'da bu hastalık üzerine kitaplar yazılıyor, doktora tezleri hazırlanıyor. İnsanoğlundaki bu kararsızlık hallerini uzmanlarına sorduk.

    Bir kitabı hakkıyla bitirmenin, diyeti tamamlayıp sağlıklı bir şekilde kilo vermenin, sigarayla hayat boyu araya mesafe koymanın yollarını öğrendik.

    Prof. Dr. Nevzat Tarhan, üzerinde derinlemesine düşünülen kararlardan sonuç alındığını söylüyor. Sadece bir anlık arzuyla, hislerin devrede olduğu, mantığın yok sayıldığı kararlarda hüsrana uğramanın kaçınılmaz olduğunu hatırlatıyor. Tarhan, "Bu tür kararlar alanlar gerekçelerini bir kâğıda yazmalı. Güçlü duygularla birlikte mantıklı gerekçeler olmalı. İnsan, niçin sigarayı bırakması gerektiğini bilmeli. Bunun mantıklı altyapısını araştırmalı.

    'Sigara içiyorum, bu yüzden nefes darlığı ve öksürük şikâyetleri yaşıyorum. Ağzım kokuyor, ailem bundan rahatsız oluyor. Diyet yapmam gerek çünkü şeker hastasıyım' şeklinde notlar alıp vakayı somutlaştırmalı. Ve bu kâğıtları cebinde taşımalı, zaman zaman çıkarıp bu kâğıtlara bakmalı, etkili olur. Biz tedavi seanslarında hastalarımıza bunları tavsiye ediyoruz." diyor.

    Bu Ramazan sigarayı kesin bırakacağım!

    Sigara, belki de dünyadaki en tehlikeli alışkanlıklardan bir tanesi. Alışması kolay, bırakması ise bir o kadar zor. İnsan vücuduna hemen zarar vermiyor. Sinsice ve geri dönüşü olmayan bir şekilde tahribat yapıyor. Bütün tiryakiler, bu tahribatın farkında olmasına rağmen sigarayı bir türlü bırakamıyor. Ama hep bırakma hülyalarıyla yaşıyorlar.

    Bazıları bu savaştan zafer ile çıkıyor, bir daha eline sigara paketi bile almıyor. Bazıları da her fırsatta, "Bu kez sigarayı bırakacağım!" şeklinde kararlar alıyor. En çok da Ramazan ayı fırsat bilinip sigarasız bir yaşama adım atmak için çaba sarf ediliyor. Ne yazık ki bu söylemlerin çoğu sonuçsuz kalıyor...

    Dr. Emre Çiçek, Ramazan ayının sigarayı bırakmak için iyi bir zaman dilimi olduğunu ama tek başına yeterli olmadığını söylüyor. Çiçek, "Her insan zararlı olduğunu düşündüğü alışkanlıklara biraz daha devam etme dürtüsüyle yaşıyor. Ramazan ayında sigarayı bırakmak için güzel bir atmosfer var. Ama bu, tek başına yeterli değil.

    Sigarayı insan bir kere kendi kafasında bırakmalı. Biz hastalarımıza şunu tavsiye ediyoruz: Bir kâğıt ve kalem çıkarsınlar, günde kaç sigara içtiklerini, vücutlarına olan zararlarını, kendine göre faydalı olarak gördükleri yönlerini, hangi dönemlerde daha fazla sigara içtiklerini, keyifliyken mi yoksa kederliyken mi ihtiyaç hissettiklerini bir yerlere yazıp sigara içme ritüellerini çıkarsınlar.

    Sonra bu bilgilerin ışığında bir uzmana başvurmaları gerekiyor. Sigarayı bırakma yoluna giren tiryaki, bir daha sigarayı ağzına almamalı çünkü tekrar başladığı anda kendine olan güvenini kaybedebilir.

    ***

    Bu diyeti sonuna kadar devam ettireceğim

    Günümüz insanının en büyük sorunlarından biri aşırı kilolar. Özellikle de bayanların. Haliyle de diyet yapmak hemen her bayan için kaçınılmaz bir durum. Sağlıklı yaşamak isteyen erkeklerin de buna ihtiyaçları var.

    Uzman diyetisyen Seyran Tombul, kararlı bir diyetin formülünü şu cümlelerle özetliyor: "Bir insanın diyete başlamasının en büyük sebebi genelde güzel görünme kaygısıdır. Bunun yanında hasta, aşırı kiloludur, diz ve bel ağrısı çekiyordur. Yani diyet yapması zorunludur. Diyetin başarılı olmamasının en büyük sebebi, insanların diyete başladığı ilk hafta sonuç beklemeleridir. Bu sonucu göremeyen hastanın motivasyonu düşüyor. Önemli olan uygulanabilir bir diyeti, uzman kontrolünde sabırla devam ettirmek gerek.

    İkinci sebep, hastaların diyete inanmamaları. Medya bu inancı zayıflatıyor, insanlara estetik ameliyatlarla ya da ilaçlarla zayıflama düşüncesini pompalıyor. Bir de yemek yeme bizim toplumumuzda önemli bir haz oluşturuyor. İnsan, bir arkadaş ortamında ikram edilen bir yemeği yemediği zaman eksiklik hissediyor. 'Bugün bunları yiyeyim, yarın kaldığım yerden devam ederim' diyebiliyor.

    Bu kitabı mutlaka bitireceğim

    Hepimizin hayatında başlanıp da bitirilemeyen kitaplar olmuştur. Büyük bir heyecanla aldığımız kitap daha ilk günden tozlu raflardaki yerini alır. Arkadaşımızın ballandıra ballandıra anlattığı kitap, bizim ruhumuza hitap etmeyebilir. Böylece bitirilemeyen kitaplar listesine yenileri eklenir.

    Prof. Dr. Psikiyatr Kemal Sayar, "İnsan, bugünkü sorumluluklarından kaçmak için yapacağı işleri belirsiz bir geleceğe erteliyor. Böylece stresten uzaklaşır ve psikolojik olarak rahatlar. Bunun en büyük yansımasını maalesef kitap okumada görüyoruz. Kitap okumak çok fazla dikkat ve yoğunluk gerektiren bir eylem olduğu için okuyucu erteleme güdüsünü sürekli hisseder. Bu durumda da bir kitabı uzun bir süre masamızda tutmamızı sağlayabilir.

    Kişi, kitaba başlamadan önce ilgi alanını iyi tespit etmeli. Hangi tarz kitapları seviyorsa ona yönelmeli. Okuyacağı kitabı çok iyi araştırmalı. Tavsiyeler üzerine hareket etmek çoğu zaman yeterli olmayabilir. Okuyucu, bir dedektif hassasiyetiyle araştırdığı kitabı okumaya başlarsa başarılı sonuç alabilir." diyor.

    ***

    Haftaya spora mutlaka başlıyorum

    Spora bir türlü başlayamamak ya da spor yapmaktan sıkılmak da 'kararsızlıklar listesi'nde önemli bir yer tutuyor. "Haftaya kesinlikle spora başlayacağım" diyoruz ama bir türlü söz konusu olan hafta gelip çatmıyor. Beden eğitimi öğretmeni Ayşe Yıldırım, sporun bir hayat tarzı haline getirilmesi gerektiğini söylüyor. Yıldırım'a göre insan zayıflamak için değil de sağlıklı yaşamak için spor yapmalı.

    İşte sporun devamlılığını da bu sağlıyor. Kişi böyle bir kararla spora başlamışsa ömrünün sonuna kadar her sabah düzenli bir şekilde hareketlerini yapıyor ve koşuyor. Yıldırım, "Bir bayan, zayıflamak için spor yaparsa bir hafta sonra sıkılarak bırakır çünkü geçen bu kısa süre içerisinde zayıflayamadığını görür. Kişi, spor yapmaktaki hedefini sağlık üzerine kurmalı, hayat tarzı haline getirmeli.

    Her gün nasıl kahvaltı yapıyorsak, 45 dakika da spor yapmalıyız. Olaya bu mantıkla yaklaşırsanız devamı gelir. Bir de bıktırıcı hareketlerden kaçınmak gerek. Bunun için de bir uzmandan yardım alabilirsiniz. Oyun oynar gibi spor yapmak, müzik eşliğinde eğlenceli bir hale dönüştürmek gerekiyor sporu. Hangi hareketin vücudumuzun neresine iyi geleceğini bilmek yani bilinçli spor yapmak devamlılığı sağlar." diyor.

    ***

    Bu yıl kesin İngilizce öğreneceğim

    Herkes aynı cümlelerle söze başlıyor, "Gitmediğim kurs kalmadı ama bir türlü İngilizce öğrenemedim..." Bazıları da bu zorluklardan dolayı her yıl dil öğrenme hayallerini erteliyor. İngilizce öğretmeni Numan Doğan, "Çevremdeki birçok insan 'Sen nasıl İngilizce öğrendin? Bizim de öğrenmemiz şart ama bir türlü beceremiyoruz. Bize de bir yöntem tavsiye eder misin?' diye soruyorlar.

    Her şeyden önce İngilizceyi sevmesi gerek öğrenecek kişinin. Bunu bir yük olarak değil, iş bulmak için değil ya da para kazanmak için değil sadece hobi olarak görmesi gerek.

    Bilgisayarda oyun oynayan birisi onun getirisini ya da götürüsünü düşünmez. Çünkü zevk aldığı için oynar. Dil öğrenmek de böyledir. Böyle düşünmek, başarının anahtarıdır bana göre. Zorunluluk hissiyle bir yere kadar gidiyor, arkası gelmiyor. Azim, sevgi ve iyi bir yönteminiz olacak. Bir süre sonra bakmışsınız ki İngilizce konuşup yazışabiliyorsunuz.

    Artık teknoloji de gelişti. Bunu avantaja dönüştürebilirsiniz. Yurtdışından arkadaş edinip onlarla internet üzerinden konuşabilirsiniz. Bu, çok iyi bir yöntem olabilir." diyor.

    Bünyamin KÖSELİ / ZAMAN
    YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

    Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
    Benim ayakkabılarımı giy
    ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
    Benim geçtiğim senelerden geç,
    benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
    ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!

    Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN

  2. #2
    IDDQD
    Guest

    Wink

    Diyetisyenin soyadı güven vermiyor.

  3. #3
    protagonist
    Guest

    Standart

    Ertelemek beraberinde suçluluk, yetersizlik, endişe ve tembel hissetme duygularını da getiriyorken neden ısrarla ertelemeyi tercih ediyoruz? Ertelemenin bu kadar tercih edilmesinde bizi etkileyen olumlu şey de ne?
    Olsa olsa ertelemenin meydana getirdiği kısa süreli bir kurtulmuş olma duygusu. Geçici olarak hoşlanılmayan durumdan kaçınmak. O anlık bir rahatlama. İşte hepi bunun için.
    Sınav zamanı öğretmenimize yalvarırdık. ne olur bir hafta erteleyelim şu sınavı. söz bi dahaki hafta çok çalışıcaz. Başarırdık da erteletmeyi. O an bir sevinç. Bir rahatlama. Ama alt tarafı sınav bir hafta ileriye gitmiştir. Sınv gerçeği hala varlığını sürdürmektedi. Peki o haftayı gerçekten çalışarak mı geçirirdik. Tbiki hayır. Yine son güne kalırdı. Ama bu kez daha büyük stres, endişe, korku. Çünkü artık kısa süreli de olsa kaçış yolu yoktu. BAzen erteletmek yerine olalım da kurtulalım dediğimiz de olurdu.
    Peki neden erteliyoruz, o anda ertelememize neden olan düşüncelerimiz neler?
    -yapacağım ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.
    -Bunu yapmak o kadar sıkıcı ki.
    -Hazır değilim. Kendimi yapacak gibi hissetmiyorum.
    -peki ya başaramazsam? en iyisi hiç başlamayayım.
    -ya yeteri kadar iyi yapamazsam. Ben mükemmelliyetçiyim.
    -Bunu yaptım diyelim peki bundan sonraki daha yüksek çaba gerktirenleri nasıl yapacağım. Onlardan korkuyorum.
    -Bana bunu ne ailem ne de öğretmenim yaptıramaz. Onların bana yüklediği beklentileri kabullenmiyorum.

    Tüm bunları kullanıyoruz. Ama gerçek şu ki çalışma perisi diye bir şey yok. Ve hiçbir zaman gelmeyecek. Onu beklersek daha çok bekleyeceğiz. Çalışma isteği diye bir şey de yok. Ancak kişi çalışması gerektiğine inandığında ve bunu neden yaptığının farkında ve bilincinde olduğunda, gerçekleştirmek istediği hedefleri olduğunda ders çalışmayı isteyerek yapacaktır. Yoksa kendiliğinden gelmesini beklediğimiz istekler, çalışma şevkleri ve çalışma perileri hiçbir zaman gelmeyecektir.

    "Bugün değilse ne zaman, sen değilse kim?

Benzer Konular

  1. Desteğini aldığım üyelerden bir rica.
    By goffee 2 in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 15-06-2012, 03:06 PM
  2. Sürekli bacaklarınızı mı sallıyorsunuz?
    By Selina in forum Sağlık
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 26-06-2011, 09:28 PM
  3. sürekli aşağı
    By elmaelma in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 29-10-2010, 01:50 AM
  4. Yaşadıklarımdan aldığım en büyük ders
    By 9 ŞUBAT in forum Sosyal Çevreyle İlgili Problemler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 28-04-2009, 07:23 PM
  5. sürekli yorgunluk..
    By kırmızıpabuçlar in forum Üyeler Konuşuyor / Dertleşiyor / Soru Soruyor
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 03-02-2008, 02:55 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •