google dan tesadüfen buldum..
forumunuzu google dan tesadüfen buldum...
ve ilk bakışta bana aradığım, yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir site olduğunu hissetsem de, üye olduktan sonra öyle olmadığını fark ettim.
ya öyle ya da ben daha önce hiç forum kullanmadığım için, forumların işleyişini anlamadım.
nereye ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. daha önce hiç profesyonel yardım da almadım. ama psikoloji her zaman ilgimi çeken bir konu olmuştur.
çocukluğumdan bu yana obsesif-kompulsif takıntılarımın olduğunu amatör yöntemle kendim çözdüm. günümüz dış dünyasından çok uzak durmasam da, içine girmeye heves bulmadım hiç. başkalarının sorunun ne olduğunu görsem de kendime hiç faydam olmadı...
kendimi başkalarına feda ettiğim oldu. bu sebeple hiç istemediğim ilişkiler yaşamak zorunda kaldım geçmiş de. bunu hep empati kurabilen yanıma yordum.
başkalarından bana söylenen hep; kendini niye daha iyisine layık görmüyorsun oldu. 30 yaşındayım ve hayatımı kendimin bile içinden çıkamaz bulduğum bir çöp yığınına dönüştürdüm. iyi meziyetlerim var. zekiyim ve kültür birikimim var. iki yabancı dili akıcı bir şekilde konuşuyorum. yalan söylemekten vazgeçip, doğruları konuşmaya çabalıyorum. insanlarla ilişkim hep yarıda kalıyor. kimseyle samimi bir ilişki kuramıyorum. eşimle de aynı sorunu yaşıyorum. hatta köpeğim bile en çok benden çekiniyor. hem bana düşkün, hemde sevmeye kalktığımda karşımda titreyerek yan yatmış bekliyor oluyor. bu beni üzüyor. aynı dili konuşmamız imkansız olan bir canlının bile benden çekinmesi. çünkü asabi bir yapım var. duygularımı ifade etmek de zorluklar yaşıyorum. eşimle ayrı kaldığımız dönemimiz oldu. ve ben ona basitçe seni özledim demek varken; onu her zaman ki kusurlarıyla yargılar olup, azarlıyordum. saçma sapan ipe sapa gelmez tartışma çıkartıp ona telefon da bağırıyordum.
hayatım da zor dönemlerden de geçtim. ağır depresyonları ailemin psikolog karşıtı politikasıyla kendim atlattım bir şekilde. ama bir yerler de takılıp kaldığımı hissediyorum. hayatım da bir çıkmaza saplanıp kaldığımı ve iç güdüsel olarak bundan zevk aldığımı hissettiğim de oluyor. ama sorun hayatımdaki tüm canlılara (köpeğim, eşim ve ailem) kendimi çekilmez bir bela olarak yaşatmam. kimseyle samimi bir ilişki kuramıyorum. çünkü kimsenin beni beni gerçek anlamda anladığını hissetmiyorum. işsizim de. yabancı dil, ms office ve geçmiş ebük gübük iş hayatım dışında sunabileceğim bir cv im yok. ailemin maddi geliri kendilerini zor geçindiriyor. eşimin ailesi kendi imkanlarıyla zor ayak da. borcumuz var yasal simsarlara ve ben iş bulmak da güçlük çekiyorum. aslında sorunum iş bulmak değil de, işe sahip olmak da. insan kaynakları bölümüne istedikleri cevapları veremiyorum. ve bunun anlamını bile anlamıyorum. işe alınsam benden bekleyecekleri performansı alabileceklerine inanıyorum ama sorun insan kaynaklarındaki ahmakları aşmak da... eşim bazen evin külfetini tek başına göğüslemek den şikayetçi... beni çok seviyor ama ona bir yığıntı olduğum hissinden kurtulamıyorum...
kısacası ben bu düzene ayak uydurmak da zorluk çekiyorum ve bazen, kendime her ne kadar aşık olsam da, falezlerden aşağı atmayı düşünüp herkesi bu ızdıraptan kurtarmayı düşünüyorum. tımarhanedeki deli tanımlaması da hoşuma giderdi doğrusu...