Öfkemi yenmek için yeni bir metod geliştirdim.
Televizyonda çıkan sevmediğim insanları hayali olarak dövüyorum.
Çok rahatlatıyor :)
Printable View
Öfkemi yenmek için yeni bir metod geliştirdim.
Televizyonda çıkan sevmediğim insanları hayali olarak dövüyorum.
Çok rahatlatıyor :)
Huzur içten ve rahatlatıcı,ihlas ile yapılmış dürüst bir iç muhasebede ya da bu hesabı yapmış insanların sözlerindedir bazen.
Bazense yokluktadır.
Üç kuruşa aldığın bir küçük yiyecek,beraber neşe ile çitlenen bir avuç çekirdek, mükellef bir sofradan daha çok neşe verir.
Bazense huzur ihtiyaç sahiplerine
gücün nispetinde yapılan cüz'i bir yardımdadır.
Bir demet çiçektedir bazen,gülümseyerek gönül alınan.
Mutlu olmak için illa zengin olmaya gerek yoktur.
Parası çok olanın sıkıntısında çok olur,verecek hesabı da.
Üstelik ne demişler;
''Çok laf yalansız,çok mal haramsız olmaz.''
Seçimler bitti.
Daha tamamlanmamış,sürmekte olan itiraz süreçleri ve belli olmayan yerler olsada herkese hayırlı olsun.
Millet olarak odaklanılması gereken çok ciddi sıkıntılarımız var.
İnşallah yıllardır süren bu seçim muhabbeti de artık biter.
Bu yıllar süren maraton, birde darbe girişimiyle birleşince ortam ülkemizde yaşanmaz hale geldi.
İnşallah siyasiler artık söylemlerinde sağduyulu olmaya dikkat ederler.
Güneyimizde süregelen ve ülkemizi tehdit eden çok ciddi bir risk var.
S-400,F-35,askeri-siyasal sorunlar,İsrailin-Amerikanın doymayan iştahı,bunlarla direk bağlantılı ekonomik sorunlar önümüzdeki dönem bize çok ciddi tehdit oluşturacak.
Ayrışma değil,gücümüzü birleştirme zamanıdır.
Güneyimizdeki ülkelere,içinde bulundukları keşmekeşe bakıp ders alalım.
Şu an en son ihtiyacımız bitmek tükenmek bilmeyen bir kavgaya tutuşmak.
Bana kalsa hayatımı cennete çeviririm,
Gülerim,oynarım,sevgi dağıtırım diyorsun ya;
O iş öyle olmuyor işte.
O iş sadece sana kalmıyor.
Kimse laf dinlemiyor.
Bazen eşin,çocuğun,ailen dahi,
Seni anlamıyor.
Kadir kıymet bilmiyor.
Kimseye karışmıyorsun,
Hiç bir tartışmaya girmiyorsun,
Tehlikeli konulara girmekte,insanları kırarım diye 10 düşünüp 1 konuşuyorsun,
Ama gene habbe oluyor kubbe.
Ağzından çıkan en ufak ters lafı insanlar kayıt cihazı gibi kaydedip başkasına yetiştiriyor,
Sonra haliyle paranoyaklaşıyorsun,
Kuşkulanıyorsun insanlardan.
Bu seferde adın çatlağa çıkıyor,
İnsanlar bunun dedikodusunu yapıyor.
Sorumluluk almak öyle bir şey ki;
Alırsın hepsini üstüne yüklerler.
Almazsın bu seferde vicdanını rahatlatamazsın.
Ben anladım ki vicdan sahibi olmak aslında insanı eşşek yapıyor.
Önüne gelen semeri vuruyor.
Ama öteki türlüde zaten insan olamıyorsun ki.
https://www.yenisafak.com/ekonomi/se...ikiyor-3466670
Millete böyle projeler lazım.
Tuncelinin bu kadar dikkat çekmesinin sebebi de bu.
İşsizlik %15'lerde.
Bu kadar tarım arazimiz var, verimli kullansak dünyaya yeter,ama bu avantajımızı bir türlü ciddi bir silaha çeviremiyoruz.
Biz o barajları,demir-çelik,sanayi tesislerini tarımdan gelen parayla yaptık.
Tarımda koordinasyon yok,rehberlik yok,verim düşük.
Tarım müdürlükleri,Kooperatifler,Ziraat odaları çiftçinin sorunu çözmek konusunda atıl durumda.
Sebze piyasası denetimsiz bir şekilde tüccarların eline bırakılmış.
Sebzenin fiyatını tüccar belirliyor.
Çiftçi çoğu zaman çok olunca para etmeyeceği düşüncesiyle fazla ürün bile ekmiyor
Tarım arazilerine herkes arsa gözüyle bakıyor.
Hazine arazilerinin tapu verilmeden ekime-dikime açılması bile düşünülebilir.
Hem üretim artar,hem işsizlik maliyeti düşer.
Böyle projeler çoğalmalı,ama bir rant alanına dönüştürülmemeli.
Miras hukukunda da çok ciddi yanlışlar var.
Küçük varis ,büyük varise yem ediliyor.
Televizyonlarda toprağını terkeden köylü yüzünden,aynı araziye mirasçı olan diğer varisin toprağının atıl durumda kaldığı konu ediliyor.
Oysa ilçelere ve illere gelince durum başka.
Değerli bir toprağın büyük varisi o toprağın küçük varisinden o toprağı ederinin çok altına şufa davası açarak alabiliyor.
Yani kanun büyük sermaye sahibinin-büyük varisin lehine işliyor.
Çoğu zaman çeşitli fırıldaklar çevirerek mirasın büyüğüne konan büyük varis ödüllendiriliyor.
Bazen 4-5 küçük varis biraraya gelip kendi toprağını ayırıp kullanamıyor.
Birbirine komşu arazilere farklı kat yoğunluğu veriliyor.
Bir yere 10 kat verilirken beş metre ötesine 5 kat veriliyor.
Hatta bazı insanlar hukuksuz olarak kendi arazilerine farklı kat yoğunluğu alabiliyor.
Tüm bu sebepler insanların adalete olan inançlarını azaltıyor.
İnsanlar gayrımeşru yollara yöneliyor.
Toplum ahlâkı iyice bozuluyor.
Herkes kendi adaletini kendi sağlamaya çalışıyor.
Sonra seçimde ortalık niye Texas'a döndü diye soruyorlar.
Beni bir gülme tutuyor.