PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yeni şöhret fabrikası: İnternet



9 ŞUBAT
01-09-2009, 02:56 PM
İnternet, kolay yoldan ün kazanmanın kapısı gibi gözükse de kendi içinde bir filtre sistemine sahip. Kapının önüne kadar gelmeyi çokları başarsa da, bu sanal dünya gerçek başarı kilidini elinde bulunduranlara kendini açıyor.

Modern sanatın öncülerinden Andy Warhol (ABD’li ressam, film yapımcısı ve yayıncı) “Gelecekte herkes 15 dakika için şöhret olacak.” derken, muhtemelen görsel iletişim dünyasının gözbebeği ‘internet’i hesaba katmamıştı. 60’lar sinemanın, 80’ler televizyonun, 2000’ler ise internetin yıldızlaştığı yıllar. Hâliyle günümüzde kitlelerin zihninde yer edinmek için geleneksel medya mecralarının yerini sanal ortam aldı. Her türlü teknolojiyi hevesle ön sıralarda denemek için bekleyen Türkler, dünyanın tanıdığı ilk internet ünlülerinden birini içinden çıkardı: İnternet Mahir. Resmî literatüre geçip, kişisel web sitesini hazırlayan Mahir Çağrı tüm dünyada tanınan bir isim hâline geldi. Ondan sonra yurt içi ve dışında bunun gibi örnekler türemeye devam etti. Pop Star yarışmasında tam anlamıyla parlayamadığını düşünen Ajdar, çektiği klipleri Youtube’da yayınlayarak isminden söz ettirebildi.

Bu yeni nesil şöhret fabrikası, karanlıkta kalmış pek çok yeteneğin üstüne ışık tutmayı da ihmal etmedi. Özellikle müzik piyasasını besleyen kabiliyetler ilk kez internet aracılığıyla çalışmalarını kitlelerle paylaştı. Grup 84, Öykü-Berk, Gökhan Türkmen gibiler başarıda istikrarı sağlayabildi. Youtube isimli paylaşım sitesi olmasa belki, ne Öykü ve Berk isimli kardeşleri duyacaktık ne de ‘Evlerinin önü boyalı direk’ isimli halk müziği parçasını İspanyolların flemenkosu ile harmanlayıp yorumlamalarını. Daha önce profesyonel müzikle uğraşan kardeşler, bu ün sayesinde kasetler çıkardı, TRT’de eğlence programı hazırladı.

Bunların yanında bir hışımla kaset yapıp şimdilerde esamisi okunmayan birçok müzisyen bazı e-posta adreslerinde dolaştıktan sonra unutulup gitti.

‘İnternet ünlüleri’ kervanına son katılan, Hayrettin Karaoğuz isimli üniversite öğrencisi. Karaoğuz, Kadir Has Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’nde sınıf arkadaşlarıyla hazırladığı ‘Issız Adam’ filmini ti’ye alan ‘Kızsız Adam’daki rolüyle uzun metraj bir filmde başrol kaptı. 24 yaşındaki Karaoğuz, ortaokuldan beri mizah konusuna kafa yoruyor. Üniversiteye girdikten sonra okulun tiyatro topluluğunda yer alan genç adam, bir taraftan arkadaşlarıyla kısa film tadında çekimler yapar. Ardından Taksim’de küçük bir mekânda başladığı tek kişilik gösterilerini fakültelerde turneler düzenleyerek devam ettirir. Issız Adam’ı izledikten sonra akıllarına pek çok esprili sahneyi bir kısa filmde toplama fikri gelir. Daha önce yaptıkları her filmi internette yayınlayan ekip için, gelecek tepki önemlidir, zira bir sonraki projelerine ilham olur bu dönüşler. Ancak, bu kadar tutup televizyon programlarına kadar sıçrayacağını asla tahmin etmezler. Filmden sonra reklam ve dizi teklifleri alan Karaoğuz çekimleri başlayan ‘Gelecekten bir gün’ adlı filmden teklif aldığında kendi ekibinden arkadaşlarını da projeye dâhil etmeyi ihmal etmez. Sinema filminden önce ise Karaoğuz ve takımı ekim ayında yeni bir projeyle internette ve televizyonlarda olacaklar.

Hayrettin Karaoğuz’a oyunculuğun kapısını açan internet, kimilerini hiç beklemediği bir ünün ve dünyanın parçası yapıyor. Köşe yazarı Fikri Akyüz, son dönemlerde tartışma programlarının aranan davetlisi hâline geldi. Görüştüğümüz gün avukatlık ofisine kilit vuran taze yazar, tüm enerjisini bu alana kaydırmayı amaçlıyor. Onun hikâyesi 2003’te Eyüp civarında çıkan Aydınses isimli yerel gazetede yazdığı hukuk köşesiyle başlıyor. O sırada www.internethaber.com sitesinin sahibi Hadi Özışık, kendisine dava açan Tuncay Özkan’a karşı onu savunmasını ister Akyüz’den. İki hafta sonra da sitesinde yazarlık teklif eder. Boşanmayla ilgili yazdığı ilk yazıyı 90 kişi okur. Ertesi hafta siyaset yazar ve 350 defa tıklanır. Lise yıllarında birkaç gazete okuyarak takip ettiği siyaset, uzmanlık alanı olur. İstanbul Hukuk mezunu Akyüz o güne kadar eline kalem dahi almamıştır. Hobi diye başladığı medya macerası Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu’nun dikkatini çekmesiyle farklı bir boyut kazanır, ulusal gazetede bir köşe sahibi olur. Yeni işinde tanıştırılırken ‘internetten geleneksel medyaya geçen ilk yazar’ diye anons edilen Akyüz, sonrasında 32. Gün, Siyaset Meydanı, Teke Tek gibi programlarda görünmeye başlar. Kamuoyu onu üç ayda altı kez katıldığı 32. Gün programıyla tanır. Yazarlık geleceğinde çok önemli rol oynayan bir ismi anmadan geçmiyor Akyüz: Mehmet Barlas. www.internethaber.com’da iki yıl yazdıktan sonra sıkılır ve bırakmaya karar verir. O sıralarda Engin Ardıç ve Mehmet Barlas köşelerinde Akyüz’ün yazılarından alıntılar yapıp ondan övgüyle bahsettikleri hâlde o yalnızca avukatlık yapmaya karar verir. Beklemediği bir anda Barlas’tan telefon gelir. Usta gazeteci, bırakmaması gerektiğini, bir gün ulusal medyada yazacağını söyler. Akyüz, bu uyarıyla kendine gelir. Zaten iki hafta sonra Yeni Şafak’tan teklif gelir. Geçen şubat ayından bu yana da Takvim Gazetesi’nde köşesinde yazmaya devam ediyor. Eski çalıştığı gazetenin genel yayın yönetmeni Yusuf Ziya Bey (Cömert) ile anlaşamayan Akyüz, bağrına taş basarak ayrılır. Takvim’in teklifini değişen yayın politikasından ötürü tereddütsüz kabul eder. Dinç Bilgin zamanının Takvim’ini ‘tetikçi ve teşhirci’ diye nitelendiren yazar, gazetenin eski okur kitlesinden bir kısmının kaldığını ve şu sıralar okuyucusuyla arasındaki uyumu yakalamaya çalıştığını söylüyor.

Kamuoyunda tanındıktan sonra avukatlık bürosuna başvurular arttığı hâlde, cübbesini evinin duvarına asar Akyüz. Çünkü iki işi bir arada yürütmenin riskli olduğunu, birbirini olumsuz etkilediğini düşünüyor. 13 yıllık kariyerini bir kenara itip medyada kendine yeni bir hayat çizmekten de çekinmiyor.

devamı alttadır .

9 ŞUBAT
01-09-2009, 02:57 PM
İnternetin fişeklediği başarı öykülerinden bir diğeri geçen yıllar çoğumuzun TV’den tanıdığı Grafi2000 ekibi. Flaş animasyonu broadcast kalitesinde ilk kez televizyona taşıyan ekip, 2007’de ‘Koca Kafalar’ programıyla hatırı sayılır bir fan kitlesine sahip oldu. Aslında olay 2000’lere hatta öncesine dayanıyor. Projenin fikir babası İzmirli Varol Yaşaroğlu, daha beş yaşındayken Pembe Panter karakterini başarılı bir şekilde çizmektedir. Bu işlerin ticari mekanizmasını kavradığını ise çizimlerinin arasına sakız koyarak ablalarına satmasıyla kanıtlar. Çocukluğundaki ‘Büyüyünce de çizgi filmleri izlemelisin’ hatırlatmaları, gazete bayileri önünde geçirdiği çizgi roman incelemeleri onu 1998’de The Economist dergisinin çizerliğine kadar taşır. ‘Hayatımı değiştiren kişi’ dediği İsmail Türkmen, ona ilk bilgisayarı satar. Daha önce sulu boyalarla yaptığı karikatürleri ped ve kalem kullanarak çizmeye başlar. 99’dan beri eline kâğıt kalem almayan Yaşaroğlu, animasyon yapma sözünü aynı sene kurduğu prodüksiyon ekibi Grafi2000’le gerçekleştirir. Ajans tüm işlerini internet üzerinden yürütür. Bilgisayara adapte olan ilk animasyon programı Flash’la ‘Noel Dayı ve Aptal Kız’ gibi sanal ortamın gözbebeği çizgileri oluştururlar. Yaptıklarını televizyona taşıma fikrini, teklif götürdüğü kanallar geri çevirir. Sonunda yapımcılığını da Yaşaroğlu’nun üstlendiği Grafi2000 Kanal D’de yayınlanmaya başlar. İnternette 4 milyona kadar tıklanan ‘Koca Kafalar’la daha da sevilirler. Oyuncu Özgü Namal’ın sunumuyla hatırladığımız program, televizyon dünyasını, ünlüleri, dizileri, hatta haber programlarını esprili bir formata uyarlar. Ekip şimdilerde, atv’de ‘Harbi TV’yi ve TRT Çocuk’ta ‘Acar Kafadarlar’ı yapıyor. Dünyada ilk kez denenen bir biçimle sunulan yapım focus gruplardan olumlu tepkiler almış. TV’de çocuklar için çizgi dizi hazırlarken oto-sansür uyguladıklarını, Türkçenin doğru kullanılması yönünde dikkatli davrandıklarını belirtiyor Yaşaroğlu. Ama internetin daha özgür hareket etme imkânı sağladığını da ekliyor.

Youtube ve Myspace gibi video paylaşım sitelerinden sonra hareketli görselliğin yayılması daha da kolaylaştı. İnternetteki başarının televizyona taşıdığı ekibin başındaki Yaşaroğlu, Obama’nın liderlik sırrını ‘internet başarısı’ diye nitelendiriyor. Obama’nın seçim kampanyasında Facebook, Twitter gibi siteler kullanılarak pek çok genç organize edilmiş, bu da internetin gelecek dönemlere nasıl yön vereceğinin bir göstergesi aslında. Reklamcılığın bitip viral videonun hüküm süreceği yeni dönemde, geleneksel televizyon yapısı da darbe alacak ve IP TV’ler sektöre egemen olacak. Yaşaroğlu’nun dem vurduğu her hafta ‘80 dakika’ mizah yapma zorunluluğu ortadan kalkacak. Çünkü genç çizere göre, böyle bir sisteme en iyi mizahçının dayanması dahi zor. Televizyonun dayattığı, kaliteyi düşüren zaman dilimi, reyting sistemiyle birlikte tarihe karışacak. Yerini alan internet TV’lerde ise izlenme oranları yerine tıklanma sayısı önem kazanacak.

Geleceğe öngörülü yaklaşan 30 kişilik Grafi2000 ekibinin izleyici kitlesi 5-11 yaş arasında yoğunlaşıyor. Ama Yaşaroğlu, onlarla büyüyen bir neslin varlığından bahsediyor. İlk yaptıkları ‘Şahin Tepesi’ animasyonunu tanıyan gençlerin kendilerine devamı için ısrar ettiklerini söylüyor. Animasyona gönül vermiş bu genç ekibin, heveslendikleri yeni projeler için gözlerinin içi parlıyor. Özellikle TRT Çocuk’un yüzde 50 yerli yapım alma zorunluluğu, genç yeteneklere iş imkânı sağlıyor. Yaşaroğlu önümüzdeki yıl, birkaç tane Türk yapımı animasyon izleyeceğimizin müjdesini de veriyor.

Önceleri şöhretin ucunu yakalamak televizyonda, gazetede görünmekti. Geç de olsa 3G (üçüncü nesil) cep telefonlarının ülkeye nakliyle, şöhret yolunun mutasyona uğrayacağı kesin. Bu fabrikasyon üretim içinde yukarıda anlattığımız hikâyelere benzer başarı örnekleri elbette çıkacak. İyi olan her şartta, her zaman kazanıyor. Yalnızca, sanal dünyada bu başarılar ‘kolay ve hızlı’ kavramlarıyla birlikte düşünülerek yeniden şekillenecek gibi.

En çok kullanılan video paylaşım siteleri

Youtube, izlesene, metacafe, pikniktube, revver, vimeo, gomedia.tv, stage6

Dünyadaki ve ülkemizdeki bazı internet ünlüleri

Ghyslain Raza - Star Wars Kid: Phantom Menace filmindeki Darth Maul karakterinden etkilenerek golf topu toplayıcı çubuğunu ışın kılıcı gibi savurarak hareketler yaparken arkadaşları görüntülerini çeker ve internete sızdırır. Çocuk videodaki şişman ve ezik görüntüsü yüzünden tüm dünyada alay konusu olur. Hatta Star Wars-3 filminde bir rol alması için 180.000’e yakın imza toplanır ancak George Lucas buna yanaşmaz. Ghyslain utancından bunalıma girer ve terapi görür. Çocuğun ailesi bu özel görüntüleri internette yayınlayan 4 çocuk ve ailesi aleyhine tazminat davası açar ve 300.000 dolar elde eder. Star Wars Kid’in figürleri birçok dizi ve bilgisayar oyununda dahi kullanılır.

Çinli Fabrika Kızı: iPhone 3G satın alan bir İngiliz müşteri yeni aldığı telefonun içinde Çinli bir fabrika kızının fotoğraflarını bulunca MacRumors sitesine gönderir. Bu fotoğraf internette yayınlanınca kız birden internet ünlüsü olur, adına siteler açılır.

Sütü Seven Kamyoncu Üçlüsü: Ünlü Fransız şarkılarının sözlerini Türkçevari yorumlayan konservatuvar öğrencileri milyonları güldürerek Youtube sayesinde ünlenirler. Televizyon programlarına ve talk showlara davet edilirler.

Larry Star - Gelinlik Adam: Larry Star, ölen karısının ardından 4000 dolarlık gelinliğini giyerek e-bay açık artırma sitesinde ilan verdi. İlan milyonlarca kez tıklandı, adam bir fenemon hâline geldi.

Hayalet Sevgilim-İrem: Şöhreti çabuk yakalayan ve çabuk kaybedenlerden İrem. Hayalet Sevgilim adında bir şarkısı internette yayılır ve peşinden kaset çıkarır. Ancak kısa sürede ortadan kaybolur.

Gökçe Kırgız-Kalbime Gömerim O Zaman: Kim olduğu hâlen bilinmiyor. Söylediği şarkıya başkaları sahip çıksa da gençler onun sesini beğenmiş, gönüllü olarak video klipler çekmişler. Şarkısı geçen yıllarda cep telefonlarında melodi olarak kullanılmıştı.

Randy Costan - Peter Pan Adam: Peter Pan kostümüyle pozlar veren Randy Costan, kız arkadaş bulmak için kurduğu sitesiyle kendisini bir anda internet ünlülerinin arasında buldu.

ESİN KAYA
Aksiyon