PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İş Yerinde Kabus: ‘Mobbing’ .



9 ŞUBAT
12-06-2008, 02:24 PM
İş yerinde çalışanlar ya da yöneticiler tarafından düşmanca ve çalışma ahlakına uygun olmayan hakaretlerle tanımlanan “mobbing” yani psikolojik taciz son yıllarda üzerinde sıklıkla durulan bir konudur. Küreselleşmenin getirdiği rekabet duygusunun, yaşamın karanlık yüzü olan saldırganlığı gizleme çabalarının, kişisel yetersizlik düşüncelerinin kamçıladığı mobbing, iş yaşamında sıklıkla rastlanan bir işten uzaklaşma olgusudur.

İstatistiklere bakıldığında; çalışan nüfusta mobbinge uğrayanların oranı, İngiltere’de yüzde 16, İsveç’te yüzde 10, Fransa ve Finlandiya’da yüzde 9, İrlanda ve Almanya’da yüzde 8, İspanya, Belçika ve Yunanistan’da yüzde 5, İtalya’da ise yüzde 4 olarak bildirilmektedir. Durum böyle devam ederse, tüm kültürlerde yaşanan bu psikolojik yıpratma olgusunun yaygınlaşma, çalışan her 9 kişiden 1’inin yani % 11,3’ünün mobbing riskine maruz kalma ihtimali vardır.

Mobbing, birçok değişkenle birlikte açıklanması gereken bir fenomendir. Yıldırma yapanın kişiliği ve psikolojisi, yıldırmaya maruz kalanın kişiliği ve psikolojisi, örgüt koşulları ve sosyal sistem en önemli unsurlardandır.

Yapılan araştırmalara göre, mobbing aktörleri çoğunlukla antipatik kişiliklidir, kendini beğenmiştir, tehdit altında benmerkezcidir, kendi normlarını örgüt politikaları haline getirmeye çalışır, önyargılı ve duygusaldır.

Mobbing mağdurları ise hakkını aramaktan ve kendini savunmaktan ileri derecede çekinen ve çatışmadan şiddetle kaçan, dürüst ve iyi niyetli kişilerdir. Mağdurların iyi niyetli, içe kapanık olmaları yıldırma aktörlerini harekete geçirmektedir. Yıldırmaya maruz kalma olasılığını artıran özellikleri, yaratıcı ve bağımsız düşünerek yeni fikir ve yöntemleri ileri sürmeleri sonucu diğerlerini rahatsız etmeleridir. Profilleri incelendiğinde, mağdurların genellikle kadın olduğu ve mobbingin psikolojik etkilerini yoğun bir şekilde yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Örgütsel olarak bakıldığında, çalışanlar yöneticilerden daha çok psikolojik yıldırmaya uğramaktadır. Yaşlı çalışanlar, genç çalışanlara göre daha fazla yıldırma mağduru olmaktadır.

Yaşanan kültürün ve içinde bulunulan zamanın normları, sosyal sistemin dayattığı rekabet, aşırı verimlilik baskısı, bireysellik, ahlaki ilke ve değer kaybı ile devamlı değişim ve yenilikler de mobbinge zemin oluşturmaktadır. Örgütsel nedenler olarak hiyerarşik yapının bozulması, liderlikte yetersizlikler, iletişim azlığı, işçi alım ve çıkartma politikaları ve çalışanların problem çözmede yaşadığı zorluklar mobbing oranını etkiler.

İş yerinde yaşanan psikolojik taciz, kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayan bir süreçtir. Bu duruma mağruz kalan kişi, çevresine yabancılaşmaya başlar ve yaşadığı kayıtsızlık, bıkkınlık, yılgınlık sonucu performansı düşebilir. Mobbing, istifayla ya da kişide ruhsal veya fiziksel sorunlarla sonuçlanabilir. Araştırmalarda en kısa mobbing süresinin 6 ay; ortalama sürenin 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı ana dönemin ise 29 ile 46 ay arasında olduğu saptanmıştır.

Mobbing durumunda yıldırmayı yapan kişilerde genelde çalışana aşırı iş yükü verme, çalışanın hatalarını büyütme ve sürekli o hataları hatırlatma, çalışanın yetersiz çaba ve başarı gösterdiği yönünde ithamlarda bulunma, çalışanın iş yerindeki iletişimini sınırlandırma, iş ile ilgili tehditlerde bulunma, çalışanı iş arkadaşlarının ya da müşterilerinin önünde küçük düşürme, çalışan hakkında dedikodu yapma ve fiziksel şiddet uygulama gibi davranışlar görülür.

İş yerinde psikolojik tacize mağruz kalan kişi bu durumdan ağır bir şekilde yaralanır. Sosyal imajı zedelenen bu kişiler dışlanmışlık hissi yaşarken suçu kendinde arama yanılgısına düşerler. Bu yanılgı kişinin benlik algısını bozar ve kişiyi umutsuzluğa, mutsuzluğa, yalnızlığa ve güvensizliğe sürükler. Psikolojik olan bu sonuçların haricinde fiziksel bazı bozukluklar da ortaya çıkabilir. Yaşanan yoğun stres kişide uyku bozuklukları, sindirim ve kas rahatsızlığına neden olabilir. İşe devamsızlık, işte yaşanan verimsizlik ise hem çalışan hem de örgüt için mobbingin neden olduğu sonuçlardandır.

Araştırma sonuçlarına göre, işte psikolojik tacize maruz kalanların %98,7’si, çalışma koşullarının ve motivasyonlarının bozulduğundan, şüpheci, sinirli, kendine güvensiz, sosyal olarak itilmiş ve içine kapanık bir hal aldıklarından şikayetçi olmuşlardır. Mağdurlardan %43,9’u hasta olmuş, %30,8’i örgüt içindeki işlerini değiştirmek zorunda kalmışlardır, %22,5’i işlerini kendi isteği ile bırakmak zorunda kalmış ve %14,8’i işten atılmışlardır.

Tüm bu rakamlar iş yerinde yaşanan psikolojik tacizin sebep olduğu yaşantıların önemini ve bu tacizin önlenmesi gerekliliğini gözler önüne serer. Çünkü bir işte verimlilik sağlanabilmesi için çalışanların kendilerini huzurlu, güvenli ve mutlu hissetmeleri önemlidir. Ancak bu koşullar sağlanırsa çalışanlar örgüte bağlılık gösterirler ve yaptıklarıyla bütünleşerek verimli çalışırlar. Bu nedenle mobbinge neden olan unsurlar ve süreçlerin firma içinde net olarak belirlenip o konularda revizyona gidilmesi firmanın geleceği için önem taşır.

Elif Yavaş
http://www.veritaspsikiyatri.net