PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Trafikte Neden öfkeleniyoruz?



9 ŞUBAT
11-06-2008, 03:36 PM
Ülkemizde, binlerce kişinin yaralanmasına binlercesinin ölümüne, öksüz ve yetim kalmasına, milyonlarca liralık milli servetin heba olup gitmesine sebep olan trafik kazaları var. Kazalara sebep olarak ise eğitimsizlik, ceza sisteminin yetersizliği, altyapı eksikliği gibi faktörler sıralanabilir; ama en temelinde insan faktörü var. Direksiyonun başına oturan insanın nasıl oluyorsa bir anda kullandığı araç tehlikeli bir silah halini alabiliyor. Gün geçtikçe büyüyen, dev bir trafik sorununa sahip olan ülkemizde, öz denetime sahip, çevresine ve diğer sürücülere karşı duyarlı sürücü kimliğinin geliştirilmesi için ister yaya ister sürücü her bireyin üzerine düşen sorumluluklar var. Trafiğe çıkmadığı gündelik yaşamında gayet sakin ve olgun olan birçok insan trafiğe çıktığında öfkeli, saldırgan, kuralları ihlal eden, kırmızı ışıkta geçen, emniyet kemerini takmayan, alkollü araç kullanmayı normal kabul eden, cezalardan hiç ders almayan kişilikler oluveriyorlar. Bundan dolayı çözüme, şoför koltuğundaki insanın davranış yapılanmasından başlamak gerekir.

İnançlar trafikte tutumlarımızı yönlendiriyor!

Kişinin kendisine, yaşamına, diğer insanlara, trafik kurallarına yönelik tutum ve inançları var. Bütün bunlar, araç başına geçen sürücüyü olumlu ya da olumsuz etkisi altına alır. Yapılan araştırmalar özellikle, dikkatsiz ve çok hızlı araç kullanan, tehlikeyi küçümseyen, kendi yetenek ve becerilerini abartan, hatayı hep karşıda arayan saldırgan ve yarışmacı tutumlara sahip kişilerin tehlikeli sürücüler olduklarını gösteriyor. Bizim inanışımızda temkin ve dikkat insanı olmak önemli bir yer tutar. Riyadan, gösterişten, bencillikten uzak durmak inancımızın gereğidir. Trafikte de bu durum farklı değil. İnsanlara ve yasalara saygılı, şerit ihlalini kul hakkı ihlaliyle eşdeğer tutan bir anlayışla, gösteriş içinde olmadan, gurur ve bencillikten uzak durarak olumlu bir sürücülük kimliği kazanılabilir.

Yol öfkesi sizi kontrol etmeden siz onu kontrol edin!

Yol öfkesi olan ve saldırgan sürücü niteliği bulunan kişiler maalesef aracının gücüyle kendi değersizlik ve yetersizlik duygularını örtmeye çalışan, diğer araçları hayatın içinde yarıştığı ve gerilerde bıraktığı insanlar şeklinde algılayan yaklaşımla trafikte boy göstermekte ve kazalara neden olabilmektedir. Yol öfkesiyle bireyin fedakârlıkta bulunma, suçluluk ve vicdan duyguları direksiyonu bırakıncaya kadar yok olabiliyor. Unutmayın, öfkeyi yok edemezsiniz. Tüm çabalarınıza rağmen sizi öfkelendirecek olaylar olacaktır. Ama bu olayların sizi etkileme biçimini, trafiğe ilişkin tutum ve inançlarınızı yönlendirerek değiştirebilirsiniz. Sorumsuzluk, günah ve hata inancının olmayışı, macera hissi, çalım, gurur ve gösteriş, kişinin risk algısı… gibi inançlar kazaları tetikliyor. Trafik ortamı, insanların birbirlerine bağımlı olarak hareket ettikleri belki de en kalabalık, en yaygın sosyal ortam. Yaya yada sürücü olarak trafik ortamında bireysel sorumluluğunu üstlenmiş ve diğer sürücü ile ilişkilerinde sınırlarını bilen, yani trafikte empati sahibi yetişkin insanlara ihtiyaç var.

Reşit Olmayan Çocuğunuza Araç Vermeyin!

Özellikle ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde çocukları olan ailelerin sıkça karşılaştığı problemlerden biri de reşit olmamasına rağmen çocukların aileden otomobili istemesi geliyor. Kimi aileler çocuklarının bu isteğine, çocuğun statü saygınlığını artırmak ve ebeveynliğin farklı tatlarını yaşamak düşüncesiyle aşırı hoşgörülü bir anlayışla araçlarını teslim edebilmektedir. Kimi aileler ise katı bir anlayışla çocuğu aracın şoför koltuğuna dahi yaklaştırmamakta ve genç merak duygusuyla aracı izinsiz alabilmektedir. Her iki durumda da gençler hem kendi canlarını hem de trafiğin diğer sakinlerinin can güvenliğini tehlikeye atabilmektedir. Gençlerin içinde bulunduğu bu dönemde gereği hız algısına ilişkin risk alma eğilimi, bu yaşta şoförlüğü riskli hale getirmektedir. Bu nedenle gençlerin bu ihtiyaçları meşru zeminde doyurulmalıdır. Öncelikle kanunların çizdiği reşit yaşta olmadan tek başına araç verilmemelidir. Çocuğunuz araç kullanmayı istiyorsa; ön şart olarak sizden izinsiz aracı almayacağı konusunda anlaşarak, trafiğe kapalı alanlarda, gerekli uzmanlığa sahip, aklıselim birinin nezaretinde çocuğunuzun bu talebini belirli periyotlarda karşılayabilirsiniz.

Abdullah PURTAŞ
Psikolojik Danışman
http://www.kisiselbasari.com

dejavu
08-01-2009, 03:44 PM
Trafikte zaman zaman beni de sinirlendiren sürücüler, yayalar olabiliyor. Belki ben de başkalarını sinirlendiriyorumdur :confused:

Sayın Abdullah PURTAŞ gayet güzel bir konuya temas etmiş ve önemli tavsiyeler de bulunmuş. Kendisine ve alıntıyı yapan arkadaşa teşekkürlerimi sunarım. ;)