PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İÇİMİZDEKİ ENSTEİNLAR YA DA İÇİMİZDEKİ… (Boşluğu siz doldurun)



hipnoterapist
30-05-2008, 09:55 AM
Galiba bir yerlerde okumuştum ama nerede hatırlamıyorum şöyle diyordu yazıda ‘’EĞER BİR KONUDA BEN BUNU BAŞARDIM DİYE DÜŞÜNÜYORSANIZ İŞTE O ZAMAN İLERLEMENİZİ DURDURUYORSUNUZ’’Bu düşünceyle sizlerle olan paylaşımlarıma çocuğumla ve hayatımla ilgili başaracağım daha çok şey var diyerek başlıyorum. Ben yazarken şu konuda yazacağım diye bir konu belirlerim sonra bir bakmışım ki başka başka konulara girmiş bulurum kendimi... anlayacağınız hiperaktif özellikler taşıyan biriyim.

Bu gün sadece en iyi bildiğim bir konuyu paylaşmak istiyorum. En iyi bildiğim diyorum çünkü onunla yaşıyorum. Zaman zaman tükenmişliği, zaman zaman yetersizliği, zaman zaman gelecek kaygısı yaşıyorum, onun özellikleri ile eğitim ve yaşam ortamlarını düşündüğümde; korkuyorum.

-Çocuğunuz çok yaramaz galiba…

-Problemli bir çocuk galiba…

-AAA hanımefendi çocuğunuza söz kesmemesi gerektiğini öğretmemişsiniz.

-Aile içinde bir sorun var mı?

-Akranları ile geçinemiyor. Arkadaşına vurmuş.

-Çok farklı çocuğunuz yazmak istemiyor.

-Çocuğunuzu isterseniz başka bir alana yönlendirin korkarım akademik anlamda başarılı olamayacak.

-Yerinde duramıyor, KIPIR KIPIR, dersi dinlemiyor

-Ne kadar çok konuşuyor biliyor musunuz?

Ardı arkası kesilmeyecek cümleleri sıralayabiliriz buraya ama bunlar sadece bizlere kendimizi kötü hissettirir.



SİZ KÖTÜ ANNE BABALAR DEĞİLSİNİZ SADECE ÇOK ÖZEL ÇOCUKLARINIZ VAR.



Siz kötü anne babalar değilsiniz, sadece çok özel çocuklarınız var. Üstelik harika çocuklar sıradan olmayan, ortam sağlandığında, şifreleri çözüldüğünde dünyada ilkleri temsil edebilecek çocuklarınız var.

Eğer çocuğunuzla ilgili biraz önce belirttiğim cümlelere benzer cümleler kurulmuş ise size şu andan itibaren bu yazıyı daha farklı okuyacaksınızdır. Dilerim kendinize ait bir cümle bularak bitirirsiniz okumanızı.

Ben dikkat dağınıklığı ve hiperaktif tedavisi gören bir çocuğun annesiyim. Üstelik Psikolojik Danışmanım. 4 yaşında kreşe başladığında her gün akşam alırken öğretmeninin onunla ilgili eleştiri ve uyarılarını dinleyerek başladım eğitim kurumları ile tanışmam. Ardından çalıştığım yerlerde bu çocuklara daha dikkatli yaklaştığımı gözlemledim. Çocuğum büyüdükçe eğitim ortamındaki olumsuzluklardan daha çok etkilendim, kaygım arttı. Bu konuda okudum, çalışmalara katıldım. Üniversitelerin çocuk psikiyatri bölümleri ile birlikte kendimi ve yaşantımı yeniden düzenledim. Her çocuk psikiyatrisine gittiğimde beklerken çocukları ve aileleri gözlemledim. Farklı farklı çocuklar ve tükenmiş anne babalar gördüm. Ne kötü bir duygu, çaresiz kalmak.

NİYE FARKLI Kİ BENİM ÇOCUĞUM, NİYE SAKİN DEĞİL HEP HIZLI YADA DİKKATİ DAĞINIK, soruları bakışlarından okunuyordu. Bir umutla gelmişlerdi doktor kapısına, bu da çok güzeldi ama yetecek miydi peki? Hayır, tabi ki yetmeyecekti. EEE o zaman ne yapılmalıydı nasıl yapılmalıydı? Herkes bir şeyler söylüyor kurallardan bahsediyor kitaplar öneriyor.... Ama ben bunların nasıl yapılacağını bilmiyorum.

HERKES ÇOCUĞU DEĞİŞTİRMEYE VE SİSTEMDE BAŞARILI OLMASI İÇİN SIRADANLAŞTIRMAYA ÇALIŞTIKÇA O İNADINA DİRENİYOR VE BAĞIRIYOR; “BEN FARKLIYIM”

Ne dersiniz önce onu tanımaya çalışmayalım mı? Çocuğunuzun reddettiğiniz ama onu özel yapan kaç özelliğini keşfettiniz? Hiç mi? Doğaldır çünkü herkes size onu değiştirmenizi söylüyor...Ama ben farklı düşünüyorum. Çocuğumun bu özelliğini avantaja dönüştürmek için kendime sürekli bir bilgisayar gibi format atıyorum. Hep yeniden dene asla vazgeçme diyorum. O değiştikçe kendimi yeniden formatlıyorum. Bu yüzden diyorum ki asıl destek anne babalara ve ilgilenen öğretmenlere verilmelidir. Hangi çocuk oyuncak olarak büyüteç ister, mikroskop ister? Hangi çocuk karıncaların yuvalarına girip çıkarken neler taşıdığını nasıl taşıdığını gözlemleme ihtiyacı hisseder? Sıradan düşünmeyen ve sıradan olmayan çocuklar ister. Bu sistemde sınıfta oturtursanız bu çocuk sıkılacak, uyumsuz davranışlar gösterecektir. Eleştiri ve cezalarla özgüvenini zedeledikten sonra… alsana toplumun sıradanlaştıralım derken gözden çıkarılan bir ferdi daha. Bu eğitim sistemi bu çocukların öğrenme stillerine uyarlanmadığı müddetçe bu çocuklar okulların hep yaramaz , problemli ve uyumsuz öğrencileri olarak kalacaktır. Öyleyse suçlu kim????

Gelin bu konuda birlikte olalım birbirimize destek olalım aile üyelerimizi bilgilendirelim. Çocuğumuzu tanıyıp ona göre kendimizi yeniden formatlayalım. Çok değerli ve özel bir hazineye sahip olduğunuzu asla unutmamanız dileğiyle..........





NOT:

Bir de yasa çıkmış ben de yeni öğrendim. Çocuk sınavlara hastaneden alına raporla ayrı girebiliyormuş. Ayrı sınava girebiliyorsa, demek ki ilerde ayrı programla yürütülen özel eğitim kurumları da açılabilir. Problemli değil yaratıcılığı ön plana çıkaran, özgüveni destekleyen değiştirmeye çalışan değil, geliştiren... Kim bilir, dua edelim.





NURTEN SAYDAM

Psikolojik Danışman

(Ulaş’ın Annesi)

Kaynak: www.yasampdr.com