PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : şiir Köşesi



Sayfa : [1] 2 3

birmelek
28-10-2007, 06:50 PM
http://img138.imageshack.us/img138/2584/wwwantolojicom522290323st2.jpg

atomcekirdegi
28-10-2007, 06:56 PM
Bilmelisin ki
Bilmelisin ki... Bilmelisin ki ...
Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.
Bilmelisin ki ...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
anlam yükü o kadar azalır.
Bilmelisin ki ...
Karsındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında
çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Bilmelisin ki ...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!
Bilmelisin ki ...
Tecübenin kaç yasgünü partisi yaşadığınızla ilgisi
yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Bilmelisin ki ...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,sevgi ve güven
öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil
Bilmelisin ki ...
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da
ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Bilmelisin ki ...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Bilmelisin ki ...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin
için dönmesini durdurmuyor.
Bilmelisin ki ...
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz
Bilmelisin ki ...
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini
sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri
anlamına gelmez.
Bilmelisin ki ...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Bilmelisin ki ...
sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar
sürüyor.
Can Yücel



Benim en sevdiğim şiirlerden biridir.Bir şiirden öğrenilebilecek ne çok şey var..

istanbul
29-10-2007, 12:42 PM
http://img81.imageshack.us/img81/300/4030398mdrr7.jpg

Hayranım denizcilerin sevdasına,
öperler ve çekip giderler
Söz verirler,
ama dönmezler bir daha.
Her kapıda bir kadın yollarını gözler:
denizciler öperler ve giderler.
Ve ölüm yatırır onları bir gece
denizin döşeğine.
Hayranım öpüşlerde paylaşılan sevdaya,
Döşekte ve ekmekte paylaşılan.
Sevda bu, kimi sonsuza uzar,
Kimi bir yıldız gibi kayar.
Sevda kutsallaşır yakınlaştıkça,
Kutsallaşır uzaklaştıkça.
Erimiyor artık gözlerinde gözlerim
tadlanmıyor yanında acılarım.
Ancak taşıyacağım bakışını her nereye gidersem,
sen de taşıyacaksın acımı her nerede yürürsen.
Senindim, sen de benim.Daha ne olsun?
Bir dünya turu yaptık aşkın geçtiği yerlerden.
Senindim, sen de benim.Öyle de kalacaksın,
aşıladım ya kendimi bahçenden kestiğim filize.
Alıp başımı giderim.Kederliyim:hep sürecek kederim.
Beni sardığından beri,bilmem ki nere giderim.
…Elveda der bir çocuk yüreğinden bana.
Ben de derim elveda.

alıntı-

istanbul
29-10-2007, 12:43 PM
http://img142.imageshack.us/img142/8435/amelkovich06yz2.jpg

Denizin o gürleyen kahkahasında
bir tehlike hissetmiyor musun?
Gelinciğin kanayan ipeğinde
bir tehdit görmüyor musun?
Elma ağacının sadece elmanın içinde
ölmek için çiçeklendiğini görmüyor musun?
Unutuşun şişeleriyle birlikte
ağlamıyor musun kahkahayla kuşatıldığında?

Pablo Neruda

istanbul
29-10-2007, 12:45 PM
http://img101.imageshack.us/img101/1154/guzelgrubum1dyc5.jpgg

Ey Şilili, deniz kıyısında bulundun mu yakın zamanlarda?
Git oraya benim adıma, ıslat ellerini ve kaldır yukarı;
yabancı ülkelerden tapacağım o sonsuz sudan
yüzüne düşen bu damlalara.
Biliyorum onu, benim bütün kıyım boyunca yaşayıp durdum,
Kuzey’in hırçın denizini, çorak tarlalardan
köpüğün fırtına ağırlıklı adaları civarında.
Anımsarım denizi, Coquibo’nun çatlamış
ve demir grisi kıyılarını, Tralca’nın mağrur sularını,
Güney’in beni yaratan yalnız dalgalarını.
Anımsarım Puerto Montt’da ya da adalarda, geceleri,
sahile geri dönüşü ve bekleyen o kayığı,
ve ayaklarımız bıraktı ateşi izlere,
fosfor aydınlığı bir tanrısallığın mistik alazlarını.
Her bir adım fosfordan bir akıntıydı.
Yıldızla yazdık biz dünyayı.
Ve kayarak deniz üzerinde titredi kayık
deniz ateşinden bir dal budak, ateşböceğinden,
sayısız gözlerden bir dalga uyanan
her bir seferinde ve tekrar uyuyan kendi uçurumunda.

Pablo Neruda

9 ŞUBAT
29-10-2007, 02:46 PM
Diyarbakır ehlin nimet
Yolun pervaz, güven asker
Derya der güçlen diren
Yolun uzun, diren asker

İster kara, ister deniz
Garip asker olma keriz
Sen türksün kanın temiz
Gözün pektir, sevin asker

Nöbet tutar, garip erler
Mantık yoktur, kime neyler
Donsa kalsa, kime söyler
Yolun uzun, diren asker

Elin açık, gözün seçik
Gururlan sen, göklersenin
Semalanmış, gök çemberin
Ben bekçisin, sevin asker

Asken şebap, basen söyler
Feryat etse, dünya inler
Şu bağrında, olmasın kinler
Biter birgün, sevin asker

29.11.1983

Şebap Teker

ates
29-10-2007, 03:44 PM
http://www.antoloji.com/siir/media/06/www_antoloji_com_557406_572.JPG

mavigece
31-10-2007, 10:59 AM
En uzak mesafe ne Afrika'dır,
ne Çin,
ne Hindistan,
ne seyyareler
ne de geceleri ışıldayan yıldızlar ...
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.....


CAN YUCEL

mavigece
01-11-2007, 02:37 AM
seni bulmadan önce aramak isterim
seni sevmeden önce anlamak isterim
seni bir ömür boyu yitirmek yerine
sana hep yeniden başlamak isterim
özdemir asaf

birmelek
01-11-2007, 10:22 AM
http://img88.imageshack.us/img88/2797/annape4ff4.jpg

Aklımın olmazlarından darmadağın ettim geceyi,
Kaçtığım aşka yakalandım sonunda.
Bulduğum an yitirdiğim sözcükler gibiyim,
Sesimden kaçıyorum ele veriyorum kendimi
Serserinin biriyim...

Gecenin bir vakti yürüyüp gidiyorum içimden,
Yazımın her zaman ağlayan birini
Yüzümün yarım kalan gülüşleri resmeder bir hali var...
Önümde hep iki yol,
Birini yürüsem geç kalıyorum birine.
Kırgınım, mızıkçının biriyim
Hep ucu ucuna yetişmeyim sevmelere...

Başı boş bir rüzgar gibi gelip geçiyorum nesneden,
Gizli bir özneyim adımı çağırmıyor kimse...
Hep bir ayrılığı soyunup giyiniyorum,
Hep yarım kalıyor nota,
Hep aynı şarkıyı söyleyip, aynı yerde detone olan biriyim...
Bezginim, kaldırmaz aldanışları artık yüreğim...

İnceldiği yerden bir düğüm daha atabilirim,
Delinin biriyim asfaltın ortasına yatabilirim...
Bir düğüm daha atabilirim,
Dönüp baktığımda ipteki düğüm sayısıdır yaşamalar bilirim...

Anne bana daha iyi bir yalan bul!
Kendimi avutmaya gücüm yok artık
Kendimi sırtımda taşımaktan yoruldum,
Anahtarı kırılmış kapı gibiyim...
Kilitliyim üstelik, kimsesizin biriyim,
Suya atılmış buz parçası gibiyim...
Vakitsiz bir yağmurum,
Bir gün bir yerde apansız dinebilirim...
Anne bana daha iyi bir yalan bul..!!!

alıntı

9 ŞUBAT
01-11-2007, 01:46 PM
Aç Gözlerini

En sevdiğin elbiseni giydim
Bu gece kokunu sürdüm
Solgun yüzünü okşadım
Sessizce saçlarından öptüm
Yazdığın mektupları okudum
Kana kana su içer gibi
Plaklarını çaldım ah!
En çok o şarkıda özledim seni.

Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum
gece yarısı
Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya
katran karası
Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana
aldım koynuma
Buseni hafızamdan koparıp
iliştirdim dudaklarıma
Üşüdüm karanlıkta
Tenine dokundum hissetsin diye
Aç gözlerini

Erguvanlarına su verdim
İçerken benimle konuştular
Yastığını okşadım, kokladım
Anılar uçuştular
Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine
bir meltem gibi
Teninin kokusu karıştı kokuma
Yakıştılar

Boğuldum karanlıkta
Yanı başımdasın benden çok
uzaklarda
Ellerimi tut dokun bana
Aç gözlerini.

Attım kendimi caddelere
Yeşil ceketin sardı beni
Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz
Tuttum ellerini.


Can Dündar

mavigece
01-11-2007, 03:12 PM
http://img475.imageshack.us/img475/6264/normalhasretindenprangart9.jpg

9 ŞUBAT
01-11-2007, 04:40 PM
SEN Kİ ANLARSIN

Kendini bir suyun akışında
Ve suları kendi bakışlarında
Bulabilenler bilir bu türküyü.
Sen ki anlarsın
Bir türkü uğruna
Çileler çektin yıllar boyu.
Soluğunda
Yaban menekşelerinin kokusu.
Gözlerinde
Serin pınarların uğultusu.
Dağlar seni yaşardı her gün
Ormanlar sıcak dostluğunu.

Ne zaman çatlasa bir kaya
Bir çığlık düşse sulara
Irmaklar
Adını çizer toprağa.
değil mi ki
Hep o yangınların adına
Adına belasına
Özlemi duyulunca özgürlüğün
Öfkesini göklere çalan
Bir şimşek gibi dalardın yaşama.

Sen ki anlarsın bu yaşamı
Aşklar şimdi hücrelerde tutsak
Düğünler kelepçeli
Doğumlar
Ve çocuklar zindanlarda.
Bunları nasıl anlatayım sana
Bu türküleri nasıl çağırayım
Bu ninnileri nasıl.
Ölüme
Kapkara bir kaygu değil artık
Bembeyaz
Bir kitap diyoruz koltuğumuzda.
Kitapların göğüslerinde kan
Bu kanı nasıl okuyayım sana.
Şimdi devleşen bir öfkenin
Ve sınırlar ötesi bir özlemin
Bildirisi okunurken her gün
Her saat, her dakika,
Can çekişen
Bir çağı yaşıyoruz dünyada.

Sen ki anlarsın bu yaşamı
Okul yolunda telaşlı bir öğrenci
Bir grev sözcüsü işyerinde
Okunan kitap
Yazılan defter
Yükselen bilinç
Ve eriyen cevher
Şimdi sabahın ala şafağında
Doludizgin
Bir at gibi giriyor sulara.

Adnan Yücel

9 ŞUBAT
02-11-2007, 09:29 PM
AŞKIN ALDI BENDEN BENİ

--------------------------------------------------------------------------------
Aşkın aldı benden beni bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni

Aşkın aşıklar öldürür aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem Mecnun olup yola düşem
Sensin dün ü gün endişem bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler kulum göğe savuralar
Toprağım anda çağırır bana seni gerek seni

Cennet dedikleri ne ki bir kaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları bana seni gerek seni
Yunus-durur benim adım gün geçtikce artar ödüm
İki cihanda maksudum bana seni gerek seni

Yunus Emre

şimal
02-11-2007, 09:47 PM
BEYAZA DÖNSÜN DİYE DEVRAN

Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt -
maviye bak.
Bir bugün mü , başında bunca bela.

Hatırla ,
bulut değildi , umut hiç değil
üstümüze abanan - isli duman.
Biz ki milattan önce , milattan sonra
acı kara yıllar devşirdik sabırla
beyaza dönsün diye devran.
Kimi zaman bir çığlıkla çıktık , çığ altından
bir çığlıkla yıktık surları kimi zaman.
Biz ki nice tuzaklardan , sunaklardan
korlardan , korsanlardan kurtulan
kurban.

Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt -
maviye bak.

Sesin gökyüzüne akan ulu bir çavlan
susma , zamanın durağı yok.
yok tarihin molası.
Bırak sesin gökyüzüne aksın , yıkasın yıldızları.
Kapama şarkını , şarkını kapama
durma öyle kendine uzak.

Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt -
maviye bak.

Değer kıyımlarına en soylu yanıt
şarkıyla
güneşe köprü kurmak.

Türkan İldeniz

Nefertiti
02-11-2007, 11:14 PM
Hayat Nedir Anne?
benim hiç sapanım olmadı anne,
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım...
çok uslu bir çocuk değildim ama,
seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım.
ben hayatım boyunca
bir tek kendimi vurdum! ..

suskun görünsem de,
fırtınalı ve mağrurdum anne.
bir mızrak gibi,
aynada hep dik durdum anne! ..
ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
leke sürmedim.
ama göğsümü çok hırpaladım,
kalbimi çok yordum...
ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ...

benim hiç sevgilim olmadı anne,
ne bir yuva kurdum,
ne bir gün şansım güldü...
öpemeden bir bebeğin gidişini,
tükendi gitti çağım...
kimi yürekten sevdiysem,
yüreğini başkasına böldü...
bir muhabbet kuşum vardı,
o da yalnızlıktan öldü...

sen beni göğsünde
hep acılarla mı soğurdun anne?
yoksa evlat diye,
koca bir taş mı doğurdun anne?
eziyet degilim, zahmet değilim,
musibet hiç değilim;
bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
doğurdun da beni,
ne ile yoğurdun anne?

benim hiç hayalim olmadı anne...
ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat...
BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT!
kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim anne...
ne omuzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat...

say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne...
say ki ıslanmaktım, üşümektim,
say ki yağmurdum anne!
bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?
oy ben öleyim,
SEN BENİ NE DİYE DOĞURDUN ANNE? ? ?

Yusuf Hayaloğlu

ates
03-11-2007, 04:56 PM
http://www.yersizyurtsuz.com/images/melih_cevdet.jpg

mavigece
05-11-2007, 02:06 AM
http://img401.imageshack.us/img401/9545/nazmqa5.png

teknikerm
05-11-2007, 11:22 AM
Izdirap Dolu Bu Geceler
Bitsin,bitsin Artik Yeter
Bir Tek Sen Vardin Sevgilim
Sende Gittin Sende Gittin

Kaçmak Istiyordum Buralardan
Ama Korkuyordum Seni Yanliz Birakmaktan
Gidiyorum Gidiyorum Artik Buralardan
çünkü Sevgilim Sende Gittin

Ağlamak Neye Yarar Artik Ardindan
Bende Gidiyorum Bu Diyardan
Sensiz Seniz Yaşayamam Artik Bir An
çünkü Sevgilim Sende Gittin Sende Gittin

Resul Sandulaç

teknikerm
05-11-2007, 11:25 AM
Elbet Bir Gün Döneceksin
Seni Bende Göreceksin
Belki Birde Seveceksin
Haydi Döngel Sevgilim

Neden Böyle Yapiyorsun
Seni Sevdim Biliyorsun
Yüreğimi Yakiyorsun
Haydi Döngel Sevgilim

Elbet Bir Gün Döneceksin
Seni Bende Göreceksin
Belki Birde Seveceksin
Haydi Döngel Sevgilim

Senden Başka Yar Tanimam
Asla Kalbime Kazimam
Seni Sevdim Bir Anlasan
Haydi Döngel Sevgilim

Elbet Bir Gün Döneceksin
Seni Bende Göreceksin
Belki Birde Seveceksin
Haydi Döngel Sevgilim
Resul Sandulaç

9 ŞUBAT
05-11-2007, 11:49 AM
Sen var ya kızım,

Sen sevmesini biLmeyen, aşk için hiç değmeyen birisin.

Aynı zamanda zır deLinin birisin

Adını aşkla kazımıştım.

Güzel bir hayali gerçek sanmıştım…

Senin sevgine nasıLda kanmıştım.

SENİ SEVDİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM.

Aşkından karşıLık bekLemek suÇmuş

Şu Vefasız dünyada neLer yokmuş.

Senin beni sevmeye niyetin yokmuş.

SENİ SEVDİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM.

İntikamım çok acıdır yapmayan yaLancıdır

SöyLe bu kaçıncıdır senin bana yaptıkLarın.

Her şeyin bir sırası var sıra bana geLecek unutma ki şunu zaLim

Son güLen iyi güLecek…

Yaptığın yanına kaLmayacak bir kıyamet kopacak

KuLağını aç iyi dinLe zaLim !

SeninLe hesabım var intikamım aLınacak !..



Sen her ziL çaLdığında o mudur diye kapıyı actın mı ?

Sen her teLefon caLdığında o mudur diye teLefonu actın mı?

Sen Sokağımızdan Geçerken hiç GözLerinLe Beni Aradın mı ?

BunLarı sen yaşamadın sen biLemezsin

BunLarı ben yaşadım ben Bilirim ALLahsız bn biLirim kitapsız….



Senin sevgin hiç yaşamadan bitti mi?

Senin güLLerin açmadan kırıLıp koparıLdı mı ?

Senin o aciz bedenin bu dünyada hiç yandı mı ?

BunLarı ben yaşadım ben biLirim Allahsız Allahsız…





Sen hiç ardı ardına sigara yaktın mı?

Sen hiç sabaha kadar ağLadın mı?

Sen hiç severken aLdatıLdın mı?

BunLarı ben yaşadım sen yaşamadın sen biLmezsin ALLahsız BiLmezsin kitapsız..



Sen her gördüğünü bana benzettin mi?

Peki sen bana degiL bir başkasına SENİ SEVİYORUM dedin mi? Sen diyemezsin be güLüm bunLarı sen yaşamadın sen biLemezsin BunLarı ben yaşadım ben biLirim Allahsız.. Kitapsız..



Sen hiç doğduguna pişman oLdun mu ?

Sen içki sarhoşu degiLde sevgi sarhoşu oLdun mu ?

Sen hiçbir kuLa kuL oLdun mu?

BunLarı sen yaşamadın ben yaşadım

Sen biLemezsin Allahsız sen biLemezsin Kitapsız..bunLarı ben Yaşadım ben biLirim..



Sen meyhaneLeri kendine ev yaptın mı ?

Yukarda Allah var sen bir başkasına taptın mı

Sen içipte sokak köşeLerinde yattın mı ?

BunLarı sen yaşamadın ben yaşadım ben biLirim Allahsız ben BiLirim Kitapsız…



Sen hiç insanLığını bir başkasına sattın mı?

Sen kendini biLerek ateşe attın mı?

Sen yıLLarca bir sevgi uğruna yıpratıLdın mı ?

BunLarı sen yaşamadın sen biLemezsin bunLarı ben yaşadım ben BiLirim ALLahsız…Allahsız .



Sen hiç feLeğin ağır siLLesiyLe karŞıLaştın mı ?

Senin hiç gözyaşLarın yağmur oLup seLe karıştı mı ?

Senin o taş kaLbin acı cekmeye aLıştı mı ?

BunLarı sen yaşamadın sen biLemezsin

BunLarı yaşadım ben biLirim ALLahsız …

Sen hiç çıkmaz kuyuya atıLdın mı ?

Sen hiç ıssız ve karanLık bir odada yaLnız kaLdın mı ?

Sen hiç bitmeyen bir sevgiyLe yandın mı ?

BunLarı sen yaşamadın Sen biLemezsin

ßunları ben yaşadım bunLarı sen biLmezsin ben BiLirim ALLahsız.Ben biLirim kitapsız…



Senin hiç umutLarın başLamadan bitti mi ?

Sen unutmak için doğduğun ve yaŞadıgın yerden gittin mi ?

Sen doğruyu sevmedin ki Utanasin ZaLim ,

BunLarı ben yaşadım ben biLirim Allahsız …

Sen hiç duvarLara SENİ SEVİYORUM diye yazdın mı ?

Sen hiç kendine söz verdin mi ?

BU SEVDA BİTMEYECEK…diye

Sen hiç Allahına Dua ettin mi ?

Sevdiğimi bana kavuştur diye.

ßunLarı Sen yasamadın uLan Sen bıLemezsin

ßunLari Ben Yasadım uLan ben ßiLirim ALLahsız ..


Sen hiç isyan ettin mi ALLah’a?

-Neden yarattın neden yaşatmıyorSun diye

Sen hiç azraile meydan okudun mu ?

-Sen benim canımı aLamazsın Diye ,

Sen hiç kaderine küstün mü ?

BEN KAYBETTİM SEN KAZANIYORSUN Diyé …

9 ŞUBAT
05-11-2007, 11:54 AM
inan derdim büyük bugün, yüceden yüce
aydınlanır karanlıklar seni görünce
gözyaşlarım yüreğime inceden ince
akıp kan olmadan gel kara gözlüm.

sevdan şu boynumda ağır bir vebal
bir tek senin sevdandır tutunduğum dal
azrail yetişmeden gel şu canımı al
giden gitsin bir tek sen kal karagözlüm.

sihir mi yaptılar bilemem ki büyümü
sağlam yerden atmışlar yüreğime düğümü
yanaşmaya kıymadığın gönül kıyımı
tipi boran vurmadan sen çal kara gözlüm.

jandark
06-11-2007, 07:40 PM
Yüreksiz Mevsimler
Aynı kalsın her şey
Yosun tutmuş taşlar misali
Tozlu sayfalarda bıraktım sana gelen yanımı
Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü kaybetmiştin sokağında, ben yarınımı..

Hayatın nihavent makamında
İncesaz kıvamında söylenirken şarkılar
Sanki borçlanmış gibi
Hesabı gözyaşıyla ödedik durduk
Güneş, hep şu dağın ardında saklıydı
İnadına akşam vakti sevdik maviyi
Bulutu özlemek serbest
Uzanıp yıldız koparmak yasaklıydı…

Sürgün izler bıraktım yollara
Hiç kimse bulamadı gölgemi
Özlemek zamanında yorgun gövdemi
Usulca sararken tenin
Kokumuz sinerdi yastığa hani
Dalıp gittikçe gözlerin…
Saat başları hep yüreğimizden vurdu
Alıp şehri koynumuza yattık
Korkardık bir anı eksik yaşamaktan
Biz yorulurduk…Şehir uyurdu…..

Zordu sevmek, biliyorduk
Kavgasız olmazdı emek
Emeksiz yaşanmazdı sevda
Bir yanı hep dağ yangınıydı insan
Bir yanı yağmur kokusu üşümek…

Uzamış sakalıma değerdi omzun
Kirli düşlerimi süpürürdün aklımdan
Yaramı sararken acıtmazdı ellerin
Eğilip öperdim bahar kokulu avuçlarından
Sevemedik bir türlü sabahın olmasını
Sevemedik bu şehrin uykudan uyanmasını
Her gidişte bıçak gibi sırtıma saplanırdı gözlerin…

Sevdik işte
Utandık ismine aşk demekten

Ucuz insan pazarıydı sokaklar
Satılıktı, değersizdi, duygular
Yüreksiz iklimler mevsiminde
Korktuk belki de
Kendimize bile söylemekten…


Hiçbir şey alma giderken
Bırak aynı kalsın her şey...

Arama emirlerinde geçen ismim
Pencerende dursun

Terinde kalsın
Suç unsuru taşıyan parmak izlerim

Bir tebessüm yolla bana deniz bakışlı
Sevdam, kıyına vursun…

Tozlu sayfalarda bıraktım ten yangınımı

Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü sormuştun bana, ben yarınımı.......

jandark
06-11-2007, 07:44 PM
Öyle işte!...
Yelken açtığında gün karanlığa,yorgun,
ayazlarla flörtteyken çapkın gece,
yıldızlar üşürken göklerinde mavi mavi,
kader yazdı usul usul,mağrurca
ve başladı bu hikaye…
İnsan,bir insanı sevdi…

Öyle işte!...
Kalbini öğrendi önce,
bir bakışla sol yanında çırpınırdı hani delicesine,
ılık ılık içine akardı.
Ama gönüle eremedi aklı,
neydi,nasıldı,nerede yaşardı?
Nasıl saklardı sevgiyi,nasıl beslerdi,esirgerdi?
Kime,söküp yüreğini ölümle sunar,
''al işte,ben seni seviyorum'' derdi?
İnsan,bir insanı sevdi…

Öyle işte!...

Böyle başladı bir bilinmeyen zamanda bu hikaye.
İnsan,bir insanı sevdi.
Zaman anlam kazandı,acıya değer biçildi.
Anlamı oldu gözyaşlarının,
gecelerin sıcaklığı keşfedildi.
Yalnızlıklar çıktı geldi uzak diyarlardan,
düşüncelerin devranı oldu devran.
Güneş bir başka güzel doğar oldu güne,
dalgalar bir başka güzel dövdü sahili.
Kuşlar bir başka süzüldü semada,
rüzgar bir tatlı esti.
Ne hoştu yaşamak o zaman,
ne kutsaldı yar için alınan nefes.
Öyle işte!
Böyle başladı ,sonu acı bu hikaye.
İnsan,bir insanı sevdi:)

jandark
06-11-2007, 07:47 PM
Tiryaki

Savrulmuş, dağılmış
_________bir yığın yaprak taşır
koskoca bir orman,
_________dikiş tutmaz bir alevdir
Düşlerim...

Masum çocukların yitirilmiş tebessümleri
ve bir isim kazıntısıdır banklardaki;
_________anlamsız kalan

Sıcak bir çorba molası
_________zulamdaki özlemim
Serseri bir yılan
________pusuya yatmış gözlerim

Neylerim;
Yüzüme vurmamışsa güneş,
Yasak ise cennet elması

Neylerim;
Yalnızlığın tiryakisi olmuş düşlerim

jandark
06-11-2007, 07:50 PM
Eksik kalmış bir sevda mektubu
Bitirilemeyen bir veda
İmgesiz bir şiir gibi…
Senin varlığın bir yanımda,
Bir yanda ürküten bir hürriyetin kıyısında
Başlanmamış bir hayatın gizemiyle
Vaadkar ve kaypak bir dünya

Başımı alıp gidemiyorum kavgasız bir ölüm gibi
Cümleler uzuyor, veda nutkunu atarken sana
Her yanda mevsim yine yaz
Gidemiyorum göçmen turnaların ardından
Ve başımda yine eksik kalmış cümlelerin uğultusu
Yüklemler köşe bucak kaçıyor
Anlatamıyorum..

Gözlerimi açsam kirpiklerim kuruyor
İradesi bitmiş cümlelerimi duyamıyorsun artık
Bir sözcük olsun bütün bir hayatım kulaklarında
Ruhum yorgun bir sergüzeşte yeniden
Daha yaşamak istiyorum seni

Tutsaklığında yaşat beni, hürriyetim ol
Yaşamayan şiirlerim için imge…
Ben sana sevda muktupları yazan yorgun bir katip
Seni bırakıp buralardan gidemiyorum

jandark
06-11-2007, 07:51 PM
Hep Seninleyim

Dolmasın o gözlerin,söylenen şarkılar da.
Yosun rengi gözlerinde yağmasın yağmurlar.
Her an her yerde esen rüzgar da, fırtına da
Ben uzaklar da seni görür seni izlerim.

Her dinlediğin her söylenen şarkı da benim.
Sağanak yağmurlar da senin gözlerindeyim.
Özlemler benim, şarkılar da hasretin benim.
Sana akıp gelen benim göz bebeklerinden

jandark
06-11-2007, 07:52 PM
Aklımdasın hep

Bir sokak lambası dibindeyim
Koyu zifiri karanlığı izliyorum
Ay uzanmış sicim gibi
İnmiş gözlerime
Yaramaz bir ışık oynaşıyor benimle
Efkar basıyor gönlümü birden
Nefesime doluyorsun
Sigara dumanı gibi bir çekimlik
İstanbulu düşünüyorum sonra
Derin derin içimi çekerek
Sonra birde İzmir.i
Nasılda yakışıyorsun ikisinede
Daha önce farkedememişim işte
Bu benim suçum deyilki
İzmirden şimdi gülüşlerin hep bana
Saçında deniz kokusu şimdi
Arınmışssın tüm gidişlerinden
Şimdilerde gelişlerin bana
İlk yaza durdu buralar sözüm ona
Donuyorum sanki buz tuttum ayazda
Ayda çekiliyor yavaş yavaş
Özlüyorum.....yüzün yüzüme değiyor
Sarmalanıyor bir birine yıldızlar
AKLIMDASIN gözlerim kapanıyo

jandark
06-11-2007, 07:53 PM
Ben Sensiz Olamam

Sensiz anım yaz ortası zemheri,
Üşüyorum gel gönlümün baharı…
Sen dermanım sen sevdamın cevheri,
Düşüyorum ol ömrümün çınarı…

Gözler deniz yüzer hasret yelkeni,
Can acıtır yalnızlığın dikeni,
Tadan anlar ayrılığı çekeni,
Düşlüyorum seni sevda pınarı…

Döndü gönlüm suya hasret toprağa,
Yüzüm benzer ayaz yemiş yaprağa,
Yanımda ol can razıdır çardağa,
Kışlıyorum yeter gönlün kenarı…

Sensiz ömür yol alıyor meçhule,
İnler gönül dönmüş garip bülbüle,
Sevdan beni döndürmeden tam küle,
Taşıyorum umut – evet kararı…

Cantekin der; yar ben sensiz olamam,
Sevdim seni başka kapı çalamam,
Umudumsun başka düşe dalamam,

jandark
06-11-2007, 07:54 PM
Ecelim Olsanda Sen,Ben Hep Bekleyeceğim

Son gecemizde inan yaşlar içime aktı,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim....
İlk günden hasretinle gözüm yoluna baktı,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim.....

Bilirim bu ayrılık ikimizide yakar,
Yüreklerimiz aynı birbirimize akar,
Telefon her çalıştı senmisin diye bakar,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim.....

Sözüm namustur inan izlerin hep kalacak,
Bazen sevdanı anıp maziyede dalacak,
Aşkıma dert verenler daima ah! alacak,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim......

Unutmaki her zaman yolun bekleyenin var,
Ne zaman istersen koş sensizlik kara kış kar,
Uçsuz bucaksız dünya bana küçük gelir yar,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim....

Otuz mart sevincimdi mayıs ise kederim,
Hayatım allak bullak özleminden beterim,
Sensiz geçen saatler biraz daha hederim,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim....

İster başıma bela ister büyük sevdam de,
Seni sana bıraktım gönlüm olmaz desede,
Öyle çok sevmişimki yokluğun büyük çile,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim.....

Karagözlüm bitanem sen bende ben gibisin,
İçimi kavursada bu zamansız gidişin,
Dünyaya bedel olur sürpriz yapıp gelişin,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim.....

KARACAKIZ; Mecburdun dur! gitme diyemezdin,
Yari çok sevsen bile kaderi silemezdin,
Gelecek ne getirir bunu hiç bilemezdin,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim

jandark
06-11-2007, 07:57 PM
Hep gül,hep gül olarak kal

Şafak yeni bir güne atarken
Güneş henüz ufukta doğmadan
Uykun mahmurluğu kalkmadan
Hep gül,hep gül olarak kal

Başını düşünceler sarmadan
Yaşama ümidin hiç bitmeden
Gonca güllerin solmadan
Hep gül,hep gül olarak kal

jandark
06-11-2007, 07:59 PM
İyiki varsın

Senin
Gökmavinde
Güvercinler kanat çırparken
Senin
Dağlarında açıyorken kır çiçekleri
Sen
Sıcak iklimleri yaşıyorken

Benim
Gökyüzüm gri
Dönmedi göçmen kuşlar geri
Benim
Dağlarımda üşüyor karçiçekleri
Ben
Soğuk mevsimden hiç çıkamadım ki

Sen
Doğduğun günün mumlarını üflerken
İyiki doğdun iyiki varsın
Sen
Çok yaşa diyorlarken

Benimse
Kutlanacak ne günüm var ki
Karanlığıma yanıyor mumlar
Sensizliğe eriyor tükeniyorum
Sen
Artık yoksun diyorlar.

Nerede o
seni görünce ışıldayan gözlerim,
Nerede o
kabına sığmayan kalbim,
Nerede o
adını düşlerimde haykırdığım gecelerim.

Beni
Yok ettin..
Sen
Çok yaşa bebeğim

jandark
06-11-2007, 08:01 PM
Sabah olmayı bilmez

Yakarda yakar içimi o narin bakışların,
Her var oluşuma anlam katan bakışların,
Yüreğimi koparıp alan beni benden çalan bakışların,
Yokluğunu yaşarım şimdilerde,
Uzak ülkelerin soğuk iklimi işler ciğerlerime,
Çalar benden aniden seni, koparır dalından çiçeği,
Yokluğunu yaşıyorum şimdi yokluğunu,
Var olmama anlam katan bakışların yok tükenmiş,
Gece karanlıkları ansızın dolar gözlerime,
Sen gelirsin bakışların gelir bitmeyen özlemler dolar yüreğime,
Sabah olmak bilmez,
Ansızın kapı gıcırtısıyla uyanır gözlerim,
Gözlerime kilitli bir göz çalıyor benden beni,
Götürüyor uzak ülkelere,
Koparıyor çiçeğimi dalından alıyor beni benden

jandark
06-11-2007, 08:04 PM
Sen Benim Yüreğimin Hasretisin

Seni seviyorum biliyor musun?
Ekmek, gibi aş gibi,
Çatlayan toprağın suyu araması gibi.
Bende seni arıyorum.
Kuruyan dudaklarım da özlenen su gibi.
Bende seni özlüyorum her gün batımında.
Oysa seninle ne güzel hayaller kurmuştuk!
Yıllanmış şarabın tadında.
Sen benim yüreğimin hasretisin.
Kar kadar temiz güneş kadar parlaksın,
İçimdeki mutluluksun.
Yağmurun yağışında özlüyorum seni,
Islanan bedenimde arıyorum,
Yeşillikler arasından gözlüyorum,
Belki gelirsinde beni sararsın diye.
Ayrılığın kor olur, ateş olur içerime, volkan olur.
Sen ki özlenen yar,
Hangi sevdanın yorgunusun.
Kirlenmiş şehrin sisli bulvarında,
Hangi bıçak yarasında rehin kaldın.
Göldağı’nın eteklerinde ararım.
Her türküde bana gelir biraz haz,
Ben söylerim sen eşlik etmezsen naz.
Seni seviyorum bilmiyor musun?
Artık gel gözlerim buğulanıyor,
Her yola baktıkça umudum azalıyor.
Sen ki baharın güzel kızı
Umudun adını yazdım,
Mevsimlerde açan bir çiçek gibi!
Sende anlıyorsun beni
Kadere olan isyanımı,
Elimde kalan bir resmin gibi.
Yarına olan hevesim,
Ceylan bakışlı yar.
Bu yazda gelmedin!
Hoş sohbetli
Ey yüreği güzel nazlı yar!
Yarınların yarını bitmez elbet

jandark
06-11-2007, 08:07 PM
Gitmedim bir yere

yıllar sonra karsıma çıkıp beni suçlayacaksın
gözlerinde nefretten baska duygu olmayacak
acın kalbinde bana kızacaksın
oysa bütün suclu sensin bilmeyeceksin
ben senden bir an bile ayrılmak istemezken sensizliği nasıl tercih ettim anlam veremeyeceksin
sen bu kadar uzakken sevgime beni anlayamayacaksın
ben şimdi ağlıyorum sana
derinden yaralar açılıyor gönlüme
sorma nerdesin diye
hala kalbindeyim gitmedim bir yere

jandark
06-11-2007, 08:11 PM
Bodrum gecelerinde yıldızları topladım
Bırakmak için ellerine,
Sesini duydum çaresiz kaldığın gecelerde,
Lakin, gözlerini silemedim ellerimle,
Çünkü yapayalnızdım senden uzak bir şehirde kendimle...
Erguvan hayaller kurup
Yaşattım seni gönlümde,
Özledim...özlemeyi sevmesemde.
Kırçiçeklerinin en güzellerini topladım,
Ayak basmamış tepelerden,
Bahar kokasın diye...
Gülücüklerimi saklıyorum içimde,
Seni gördüğümde gülebileyim diye;
Bir de ömür boyu sürecek sevgimi kalbimde.
Çünkü sevgin bana
Tanrı’mdan en güzel hediye

jandark
06-11-2007, 08:13 PM
Özlemişim seni,hemde çok özlemişim,
Kıyamamışım bendeki yerine,hep bu anı beklemişim.
O an kalbim bir kuş gibi çırpındı yüreğimde,
Ben gerçekten sana inanmışım, hep seni sevmişim.

Özlemişim seni,hemde çok özlemişim,
Çocukluğuma duyduğum özlemden geçmişim.
Bir kez gözlerine bakmaya,bir sözünü duymaya,
bakarmısın,ben nelerden vazgeçmişim.

Veda edememişim sana,o son gün bile
ben hep seni beklemişim,yüce sevgimle.
Sonsuza kadar konuşmadan kalsamda yanında,
Bir ömür küssende,ben mutluyum bir kez görmeyle.

Gözlerin aldı yine beni,kandırdı bakışlarına
Ağlamamak için zor tutum kendimi karşında.
Ben seni sevmişim,vazgeçemediğim senmişsin
Unutma,seni unutmamaya,ben yeminler etmişim

jandark
06-11-2007, 08:15 PM
Baksam uzunca
Gözlerinin beni içine çeken derinliğine
Bir damla yaş bu anın resmini kaydetse
Ve yanaklarımdan elime süzülse yavaşça
Kristalden bu kürenin içinde
Güzelliğini gözlerinin saklasam usulca.

Zamanın durduğu o anı
Hapsedilmiş ölümsüz güzelliğini
Cebimde korusam bir ömür boyu.

Bilirmisin kardelen çiçeğini ey sevgili,
Gülümseyen sevimli yüzünü
Gördün mü hiç karların soğuk yüzünün arasından
Seyrederken asice gökyüzünü.

Ne bir umutsuzluk bulunur yüzünde
Ne kaşlarını çatma kışın soğuğunda,
Yüreğinde toplayıp bütün renklerini dünyanın
Bembeyaz bu dünyaya inat
Bir renk cümbüşü sunmanın
Derdindedir sadece

Kaderin garip tecellisi işte
Yazın en sıcak bu anında
Bir kardelen çiçeği açtırdı
Soğuktan donmuş kalbimde şimdi
Aşkın garip oyunları
Güzeller güzeli bu kardelen çiçeğini
Açtırıp kalbimin çölünde
Bıraktı çölün sıcaklığında benimle.

Bedenimin bencilliğinin çölünde,
Oysa bir damla su kaldı şimdi
Yeni açmış bu çiçeğe verirsem o damlayı
Boynu bükülmeyecek bilirim
Renklerine bir renkte
Benim yüreğimin rengini katacak
Ve açmayacak kar dolu bir başka kışa kadar
Az önce açtığı yerde
Kapatırken yapraklarını usulca
Bir başka soğukta açmak üzere
Bir tohum bırakacak açamadığı bu yere

Kapatmanın zamanıdır şimdi
Güzeller güzeli çiçek
Sevgiyle örülmüş yapraklarını
Beklemek lazımdır baharı
Belki de hiç gelmeyecek


Geride kalmış bu tohumu
Kahrolarak yakacağım kendi ateşimle
Acımasız alevler arasında
Yok olacak kendi benliğimle

Gözlerimden akan yaşlar
Ne kadar çok olursa olsun
Söndüremeyecek o ateşi
Durmayacağım son bir ümitle
Ta ki gözlerimde yaş kalmayana kadar

Ateşin alevi sönecek zamanın o anında
Son bir damla kalmayacak göz damarımda
Tek bir damla sadece
Söndürecek oysa son kalan alevi

Tekrar hiç olmanın son anında
Cebimdeki o yaş gelecek aklıma,
Geriye kalan son bir resim
Kaybolduğum o simsiyah aydınlıktan

Elime aldığım o son damlaya
Gözpınarım kurumuş olarak bakacak
Büyülenmiş olarak bakıp kalacağım
Güzelliğinin bu saklı resmine
Hiç açmayacağını bilerek bir daha
İzin vereceğim yüreğimdeki
Son tohumun yanmasına.

jandark
06-11-2007, 08:17 PM
Unutmaya Geciktik

Tütün makamında söylenen alkolik şarkılara sordum seni

Sarhoş bir şiirin mürekkebi isyan etti kalemime

Çift görüyordum sevdiklerimi,

Çift okuyordum "seni seviyorum" kelimesini



Yüreğimde arabeske meyilli bir çocuk,

Lanet etti okumayı ilk söktüğü güne

Tutamıyor yazması geldiğinde kendini,

Sökemiyor ayrılması geldiğinde yüreğinden sevgisini…



Bulutların doğum gününde tanıştım yağmurla

İçinde kelebeklerin intihar ettiği,

Varoş mahallelerin sokak lambalarını şemsiye yaptım korkularıma.

Gökten aşk yağdı, kimse ellerimden tutmadı!

Sen olsaydın

Yetmeyecekti yağmurun gücü aşkı ıslatmaya…



Şimdi bir tek şey yetiyor canıma

Yalnızlık!...



Bir bilsen

Yokluğunda ne kezzaplar döktüm yüreğine

Benim gibi yan diye

Ne küfürler edip, ne tövbeler ettim

Önce kör ettim gözlerini, sonra gözlerimi verdim

Ve gittiğinden beri, kimi beklediysem hep sen geldin!



Ne olur, Bana seni unutmayı öğret

Önce gözlerini sök yüreğimden, sonra düş düşlerimden.

Bir insanı sevmeye yetecek kadar yakışıklı,

Bir nefretten ders alacak kadar merhametli değilim…



Kurtulamıyorum Üzerine basa, basa yürüdüğümüz

Günahlardan.

Adına kurulmuş bir ülke kanıyor yüreğimde.

Biraz ekmek, birazda düş kırığıydı düşürdüklerimiz!

Geciktik artık. Ayrılmayı istesek de

Hiçbir işe yaramayacak düşündüklerimiz…

jandark
06-11-2007, 08:22 PM
Dün Gece

Dün gece seni düşündüm
Kalbim titreyerek;
Üşüdü ellerim, ısıtamadım.

Sigaram sönmedi,duman çöktü üstüme
Gözlerim ıslaktı kurutamadım..

Dumandı oda;
Yüzün göründü isli tavanda
Parmaklarım uzandı,tutunamadım...

Dün gece çok soğuktu:
Soğuktum ölü gibi..

Yastığa gömüldüm
Uyuyamadım...

jandark
06-11-2007, 08:26 PM
TİRYAKİN OLDUM

İçkiyi sevmiyorum
İçmesi haram olduğundan
Müptelası da olmadım hiçbir zaman
Hatta nefret bile ederim kokusundan
Bu yüzden o konumuzun dışında.


Fakat güzel bir sigara içicisiydim
Kelimenin tam anlamıyla
Tiryakisiydim.
Kırk yıllık ömrümün
Yirmi dört yılını beraber yaşadık.
Öyle bir beraberlik ki
Akşama kadar kalbimin üstünde
Yatarken de baş ucumda dururdu.
Şayet gece aklıma düşersen
Uykumu kaçırırsa sensizlik
Bana teselli olurdu.
Yıllarca sigara dumanıyla
Seni içime çekmişim
Üflediğim dumanıyla da
Resmini yaptım havada
Aklıma ne zaman düşsen
Olan sigaraya oluyor
Onunla beraber yanıyor
Onunla beraber bitiyordum.


Sigaradan da kıskandım seni
Sen kalbimin içindeyken
O ağırlık yapıyordu üstünde
Çıkarıp attım onu
Gömleğimin cebinden.
Ne beni tüketecekti artık
Ne de umutlarımı
Bir gün geleceksin düşüncesiyle
Yaşayacağım yarınlarımı
Öksürükle uyandıramayacak beni
Hasretinle başımı yastığa koyduğumda
Daha uzun göreceğim rüyalarımı


Artık senin tiryakin olacağım
Sadece kalbimi değil
Bütün azalarımı
Seninle donatacağım.
Gülleri çöpe atıp
Sana sevdamı sunacağım.
Şu fani dünyada kalan ömrümü
Seni mutlu etmek için harcayacağım.


Seni içeceğim şu alemde
Seni üfleyeceğim
Aldığım her nefeste
Seni soluyacağım.

jandark
06-11-2007, 08:28 PM
Sevgilimm...

Yıllar yılı aradığım sevgilim
Artık buldum seni yollar incimez
Ömrüm baharında yeşil fidanım
Tutacağım seni, dallar incimez

Her zaman çekmiştim bu ahu zarı
Yüreğim soğutmaz yaylanın karı
Sen çiçek misali, bende bir arı
Emeceğim dostum, ballar incimez

Aşık bilir sohbetini, sözünü
Sevgisiyle hoş eylemiş özünü
Al eline muhabbetin sazını
Çal benim aşkımla, teller incimez

Günden güne senin aşkınla yandım
Elinden badeler içip de yandım
Seherde ağlayan bülbüle döndün
Kadrimi bilirsen, güller incimez

Bu aşkın elinden ağlar gezerim
Coşkun sular gibi çağlar gezerim
Hiç korkma; bir tanem seller içinde
Ellerinden tutan eller incimez.

jandark
06-11-2007, 08:29 PM
Sevgi denizinde sevgi içinde yüzelim

Sevgi denizinde sevgi içinde yüzelim.
Sevgi içinde yüzelim denizlerde,
sevgi içinde! !
Her yanımız martılar, kırlangıçlar,
kulaçlıyoruz bizi taşıyan dev dalgayı.
İndiriyor dalga adaya vardığımızda!
Yavaşça taşırıyor bizi kumsala...
Kalkıyoruz baygın,
çiçek ve kelebekker..
ne kadar dolu, ne kadar güzel hayat.
Hayallerin pamuk helvası
sanki bir kütle artık karşın.
Koca bir oda irmik!
Alıp oynayabiliyorsun,
büküp yiyorsun kuruyemişçi pastili.
Önsezine verdiğin cevap sükunet.
Sana dönen bir tevazu, yanıt.
Biraz öngörü, biraz sabret;
ağza sakız empatinin icrası,
her şey bu kadar basit.

jandark
06-11-2007, 08:30 PM
Sıcaklığında huzurum

Kararsızdım çaresizdim
Bir çöl misali
İki kervanın ortasındaydım
Verilecek karar arifesinde
Ve her kaybediş bir başlangıçtır
Diyerek
Bir ilahi tesadüfü olayla
Yönüm döndü senin ufkuna
Bildiğim ve bilmediğim kayıplarımın ardından
Üzülmediğime şaşmamak lazım

Hem öyle tokum ki acıya,
Seninle yeniden yer bulmasın diye
acıyan yerlerimi çoktan bıraktım soğuk gecelere

Seni seçmenin essiz huzurluluğu yaşıyorum
Bu gün
Seni yaşamanın nasıl olacağını düşünüyorum
Daha
Bilmediğim yazamadığım seni özlüyorum
Görmek için çırpınırken
Heyecanım
Yanında huzur buluyor
Gözlerim senin gözlerinde beni soruyor
Neyim yüreğinde diye
Balonu uçacak çocuk gibi oluyorum
Senden ayrılınca
Gece uyandığımda ilk aklıma sen geliyorsun
Mutlu uyuyorum işte
Şarkılarda seni bulmaya çalışıyorum
Seni yaşamak istiyorum
artık
Islak mendillerim kurusun
değil mi?

jandark
06-11-2007, 08:32 PM
Yüreğimin Sıcaklığını Getirdim Sana

Pus vuruyor pencerene
Giz kokulu,
Kar taneleri düşüyor ellerine
Üşüyor gece
Sen de üşüyor musun?
Teni tenimi sarıyor
Karanlık bir boşluğun
İniltisinde…
Kardan adamlar giriyor düşlerine
Titriyor gece
Sen de titriyor musun?
Hadi;
Kapama aç pencereni
Sana;
Yakamozlar eşliğinde
Yüreğimin sıcaklığını
Getirdim hediye
Yoksa görmüyor musun?
Ay çıktı doludizgin
Aydınlığa gebe gece
Duyumsuyor musun?
Yoksa gülüm;
Sen de ben gibi,
Soğuktan ölüyor musun?
Ölüyor musun gülüm,
Ölüyor musun?

jandark
06-11-2007, 08:35 PM
Sicaklığınız Var

Kaç kez ben vuruldum sayamadım ki
Alışmıştım ağlamağa ben her gün
Baktım ki sürgün edileceğim ben
Gülerek ayırıldım kimse bilmez ki

Benim halen sicaklığım ordadır
Size verdim duygusalım hediyem
Zor günler geçirdim bu fanı dünüya
Sizi ben kazandım gerisi yalan

İsterseniz beni vurun arkadan
Kokunuzu vermem bende saklıdır
Aç kalmam umudum sizde yeşerdi
Ben sizden memnunum sizi bilemem

Yaralarım kabuk koydu kaldırmam
Sizden kalan tek hatıra deymeyin
Kin varsa gece gelin gizlice
Kabuklar kaksın ağlatın beni

Bu işe sır ermez yok ki benzeri
Biriniz tutunuz biriniz vurdu
Acıma duygusu azalmış belki
Merehmeti alan geri vermedi

jandark
06-11-2007, 08:36 PM
Geldin ya Artık Dünya Umurumda Değil

Ümidimi kesmiştim artık senden
Gelmez dedim gelmez artık gitti
Ruhumdan silinmiştin,silinmiştin bedenden
Geldin ya artık dünya umurumda değil

Unuttum dünü umudumsun bugün
Sana adadım yalnız sana kalan ömrümü
Bitti artık bitti gönlümdeki hasret sürgünü
Geldin ya artık dünya umurumda değil

Geçmişi bir bir unutacağım seninle
Afedilmez ihanetini bile sileceğim
Yalan dünyada bir tek seninle öleceğim
Geldin ya artık dünya umurumda değil.

Ne çok sevmişim ne çok bağlanmışım
Yokluğunda boş yere ağlamamışım
Ben seni sevmemişim sana aşıkmışım
Geldin ya artık dünya umurumda değil.

Hiçbir şey ayıramaz artık ikimizi
Kem gözler bile kıskanamaz sevgimizi
Önceden bir ümitti beklemek seni
Geldin ya artık dünya umurumda değil.

jandark
06-11-2007, 08:38 PM
Artık Umurumda Değil

Ben sevda nöbetlerinde
Beklerken yağmur altında,
Sen acıyı nakış nakış işle yüreğime,
Kabulümdür.
Kabulümdür senden gelen her şey.
Alıp yüreğimi göm istersen ateşlere.
Değil mi ki
Ayrılığın gölgesi düştü üstümüze,
Değil mi ki yağmur bulutları
taşındı gözlerimize;
Yap gülüm, ne istersen yap.
Dipsiz kuyulardan alıp getirdin ya
öksüzlüğümü,
Artık umurumda değil
güneşsiz ve aysız dünya.

jandark
06-11-2007, 08:40 PM
Düşünüyorum, O Halde Yalnız Değilim...

Düşüncelerden nefret ederdim
Ama sonunda bu savaşta yenildim
Düşüncelerim bakın geldim
Size arkadaşlık teklif ediyorum...
Kırmayın beni ne olur!
Kimse yok yanımda
Düşünceler arkadaşım olur
Bu andan sonra...
İstemediğim zaman
Yalnız bırakmazdınız beni
Yine yalnız bırakmayın
Bakın istiyorum şimdi...
Ağladığım zaman avutun beni
Gözyaşlarımı silin perdelerim gibi
Kimse kalmadı, herkes gitti
Ne olur siz terketmeyin beni..
Bakın yine ağlıyorum
Görün nasıl acı çektiğimi
Hiç kimseyi anlayamıyorum,
Anlaşılamazlara iletin halimi..
Düşünceler bulandırmayın beynimi,
Korku yüzünden titretmeyin ellerimi,
Aşk ile çarptırmayın kalbimi,
Yeter artık anlayın beni!
Bari siz anlayın beni! ...

jandark
06-11-2007, 08:42 PM
Gün batımı bir düş değil yaşamak!

Kıyılarda yürümek..
Dalgalardan ve derinlerden korkarak!
Biraz rüzgâr esse üşüyerek.
Ellerimiz, ayaklarımız ıslanır mı?
Avucumuza kumları alsak mı, almasak mı?
Korkarak

Derinlere gitmek
Dalgalara tutunarak
Paletiniz, şnorkeller, gözlüğünüz olmadan
Islanmanın,dalgaların, yüzmenin,
Ve gittiğiniz yer kadar yaşamanın tadına vararak!
Bir adımdır işte yaşamak

Daha derinlere gitmek,
Bir savaşın ilk etapları donanımıyla
Daha derinlere gitmek, keşfetmek
Tüm riskleri sırtınıza yükleyerek
Korkusuzca!

Hayatın içinde yaşamak...

Ve en derine gitmek
Ölümün anlamını yitirdiği bir durakta durmadan!
Beklemeden!
En derine, okyanusun kalbine doğru yürümek...
Kolay değildir okyanusun kalbine girmek
O bir tarihtir!
Tarihte her yazan da orda değildir!
Azdır, sayılıdır.

Zoru başarmak mıdır,en zoru!
Bildiğim;
Gün batımı bir düş değil yaşamak
Basit oyunların toplamı hiç değil!

jandark
06-11-2007, 08:44 PM
Seni Hatırlatıyorum Kendime

Bu şehirden
Bir otobüse binip gittim
Yollar uzadıkça
Kederim attı
Çünkü sana olan mesafemde arttı

Otobüs karanlık
Radyoda çoktan unuttuğum bir parça çalıyor
Hafif hüzünlü
Oda seden bahsediyor

Sonra biraz dalıyorum
Gözlerimi açtığımda
Küçük bir çocuk bana bakıyor
Henüz yaşını doldurmamış
Seni hatırlatıyorum kendime
İnan
En az sen kadar masum

Gittikçe gidiyorum
Biliyorum
Bitiyorum
İsmail’le dertleşiyorum
Hoş ya
Oda anlıyor halinden insanın

Başımı cama dayayıp karanlığı seyrediyorum
Akıp gidiyor zaman
Akıp gidiyor yollar
Ve içimden hiç sebepsiz kanıyorum
Suretin görünüyor otobüsün camında
Seni hatırlatıyorum kendime
Ben gidiyorum...

jandark
06-11-2007, 08:45 PM
Hatırlamak sadece hatırlamak

sevdalardır şiire başlatan aslında
amaç sadece bir kaç söz ile dizelerde yankılanmaktır
yankılanıpta yüreklere bir ah çektirip, maziye usulca döndürmektir
hani bir zamanlar çogumuz söz vermiştik sevdiklerimize
unutulmuyacaksınız diye
şimdi o sözü tutma zamanı belkide
yüregimizden kopan ateşi tekrar hissetmek hatırlamak
sevdiklerimizi yeniden canlandırmak ve başımaza tac etmek gerekmezmi sizce
muhtaçtır insan hatırlandıgını bilmeye, muhtaçtır sevgi dolu bir bakışa
hatırlamak sadece arayıp sormak ve sevdigine gitmek adına dizeleri seslendirmektir.
hatırlamak sadece canlılara özel degildir
hatırlamak duayla birleşip mevlaya el açıp paylaşmak istemek gibidir
bir kaç dua ile sevdiginin ruhaniyetine hediye etmek gibidir
hatırlamak yeniden dogmak gibidir.
şimdi geriye dönüp sevdiklerimizin yüregine akıp
hatırlama zamanı belkide
şimdi belki bir yerlerde sizin bir selamınıza, hatırlamanıza
o eskin günlerin hatrına yardımınıza ihtiyaçları vardır belkide
hatırlamak kül olan ateşe odun atmak gibidir
herşeye ragmen kırgında olsan hatırlayıp aramak gerekmezmi sevdiklerini

jandark
06-11-2007, 08:46 PM
Güzel Günler

Bir kızıl karanfil açacak
Pamuk şekerci karşılıyacak beni
Düşlerim kadar tatlı ve yumuşacık
Avucumda tuttuğum para uc uca yetecek
Bir dolamlık alacağım güzel günler yani
Ağzımda eriyecek
Sokağımdan geçeceğim
Küçükken büyük şimdi bana minik gelen bir evin
Penceresinden bir türkü duyacağım
Çocukluğumdan kalma aslında...
Yenice uyarlanmış,içimden bağıracagım
Ben geldim geldim işte
Peki siz niye siz niye değişmediniz
Sadece eskidiniz
Annem bahçemiz sevggimiz
Bir bahar dalının taç yaprakları düşlerim
Serpipte gittiğim evime döneceğim
Gülleri açacak gözlerimi alacak güneş
Tül perdemiz bana el sallayacak
Efiltiyle çağrışımcı sıcak
Saksıda ellerim tanıyacak beni
Ben aynı ben değilim
Peki siz niye siz niye değişmediniz
Eskidiniz
Annem bahçemiz sevgimiz

mavigece
07-11-2007, 10:30 AM
Böyleyim diye ayıplama beni
Bir gün kendimi
Sonsuzluğun koynuna bırakırsam
Yaralı ve yenik bir asker gibi
Darılma
Unutma ki
Her seven adsız bir kahramandır
Unutma ki
İnsan sevebildiği kadar insandır...


Ümit Yaşar Oğuzcan
UNUTMA Kİ...

9 ŞUBAT
07-11-2007, 11:04 AM
GEL GİDELİM DOSTA GÖNÜL

Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül

Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül

Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül

Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Yunus Emre'yi alalım
Gel gidelim dosta gönül

Yunus Emre

9 ŞUBAT
07-11-2007, 11:05 AM
AH NİDEYİM ÖMRÜM SENİ

Yok yere geçirdim günü
Ah nideyim ömrüm seni
Seninle olmadım gani
Ah nideyim ömrüm seni

Geldim ve geçtim bilmedim
Ağlayıp güssa yemedim
Senden ayrılam demedim
Ah nideyim ömrüm seni

Hayrım şerim yazılacak
Ömrüm ipi üzülecek
Suret benden bozulacak
Ah nideyim ömrüm seni

Gidip geri gelmiyesin
Gelip beni bulmayasın
Bu benliğe sermayesin
Ah nideyim ömrüm seni

Hani sana güvendiğim
Guveniben yuvandığım
Kaldı külli kazandığım
Ah nideyim ömrüm seni

Miskin Yunus gideceksin
Acep sefer edeceksin
Hasret ile kalacaksın
Ah nideyim ömrüm seni

Yunus Emre

istanbul
07-11-2007, 11:04 PM
ateşle, su severmi birbirini?
taşlar güle,sümbüle dönermi?
şu dağlar, tepele düz yol olurmu?
acılar,gül bahçesine dönermi bilmem?

ah bir ben,bir ben olabilseydim.
o düz yollar ben olabilseydim.
taşları,güle döndürebilseydim.
acıları,mutluluklara çevirebilsedim.

işte o zaman seni sevebilirdim.

selin deniz

istanbul
07-11-2007, 11:08 PM
http://img484.imageshack.us/img484/4990/firtina056pc.jpg



YEŞİL ŞİİR



Baktıkça çoğalır yıldızlar gecede

Parmaklarınla sayılmaz;

Kimi duyulur, kimi duyulmaz,

Dinledikçe çoğalır gecede,

Sesler gelir,

Ya hızlıdan, ya yavaştan.



Her şey kendi dilince konuşur;

Karanlık örtse de üstünü

Gecede devam eder renk renk

Ağacın dalında, rüzgarda;

Her şey kendi rengince konuşur.



Gözlerini kapatır beklerdi;

Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır,

Beklerdi işitinceye dek

Ağacın dalında, rüzgarda;

Yeşili duydu mu uyurdu

Rüyasında...

alıntı

mavigece
08-11-2007, 01:00 AM
istanbulcum nerelerdesin...:)özledik bu güzel şiir ve resimlerini;)

esin_29
08-11-2007, 08:42 AM
Gittin Diye Mi:

mavigece
08-11-2007, 09:52 AM
http://img106.imageshack.us/img106/7315/papatyaiirpn1.png

mavigece
09-11-2007, 11:04 AM
ACININ RENGİ

..ey acılara tat veren güzellik
Yüreğimize hoşgeldin
Geldin de
Çiçekli dallara döndürdün öfkemizi
Artık ister dolu yağsın ömrümüze
İsterse kar
Biz ki bildikten sonra sevmeyi
Bütün sabahlar
Acı renginde olsa ne çıkar.

ADNAN YÜCEL

9 ŞUBAT
09-11-2007, 12:14 PM
KIRMIZI YEŞİL

Kıyısına tuz ileten rüzgarı
balıkların yüzdüğünü duyarım
Dinlerim yosunların konuştuğunu
midyelerin ağladığını.
Aşkın bir kanadı vardır kırmızıdır
delinir
kan akar.
Bir kanadı var
zehir yeşili...

Sait Faik Abasıyanık

9 ŞUBAT
09-11-2007, 12:19 PM
Yalınayak Umutların Ülkesi

bütün rüyalarımın başrolüsün sen
kırık düşlerimin tamircisi
çöl sıcağında bir yudum su
ve fırtınalı gecelerimde barınağımsın.....

çünkü hesap işlemez aşka
bir bedene iki can sığdırma çabası bu
ben karlar altındayken sen üşüyeceksin
bir dikene bastığında benden ah işiteceksin
köklerim sende filizlenecek
ben yanacağım, sen tüteceksin ....

sal ordularını üstüme
senin kelepçelerin
benim kelebeklerim var
rüyalarim en az
senin kabusların kadar
bilenmiş ustura gibiyim
kanatmazsam eğer
namlularını şakağımda
adam değilim
haydi durma
tam alnımın ortasına nişan al
düşersem namerdim ...

ey hayat
gürleştir dörtyanımı
saran ateş çemberini
daha iyi anlıyorum şimdi
ateş çemberinde
kendini sokan
akrebin çaresizliğini

hayat bu
şarkılar susabilir ansızın
ve sessizlik konuşmaya başlar
ateş söner,tutuşur su
okyanuslar tükenir durmadan
ellerim arar seni
gözlerimde patlamaya hazır kaç volkan
kaç düş var seninle yaşamayı bekleyen
ya soğursa yüreğindeki ateş
ne olur
çatlarsa orta yerinden sevda
yaz sıcağındaki toprak gibi
susuz ve çorak kalırsa .........


aşk dediğin
gecenin bir zifiri kuytusunda
yaralı bir kuş gibi çırpınmaktır
tüm kelimeler taşınmış başka kentlere
en konuşkan dillerde binbir düğüm
kalemler grevde sanki hakkı verilmediği için
aşk dediğin gülüm,
çaresizliğin doruğuna çıkmak
eritip kendini
mürekkep niyetine
işte böyle kağıda akıtmaktır .....


nicedir yol verdik sevdalara
aynalar bile korkar oldu
yüzümüzdeki manayı yansıtmaktan
yalnızlıgımı çalma benden vaveyla
sessizligimi koparma benden
dudaklarım titrek anarken adını
bir çift pranga düşer ayaklarıma
buhranlar sarar da dört yanımı
sen tutsaklıgıma aglarsın
ben se senin yokluguna .


Mesut Yekta

jandark
09-11-2007, 08:10 PM
Çınarı Yıkmak İçin Baltayı Köküne VururlarÇınarı yıkmak içinbaltayı köküne vururlar.evi yıkmak içinsokarlar kundağı temele.Kartal uçmaz olurkanadı kırılınca.düşünebilir miyizbaşımız vurulunca?Onlar köküdür memleketin,dallara yürüyen su bu kökte saklıdır.Onlar umudun temeli,onlar kanadı hürriyetin, halkın aklıdır.Kaç kere kaç yerde baltalandı kökyürümez oldu sudallar kurudu.Kırıldı kanatöldürdüler aklı;Ve sonra yolladılar insanları salhaneye.Çünkü böyledir asrımızın gerçeklerinden biri.

jandark
09-11-2007, 08:12 PM
Güneşi Sönmüş Bir Bahar Akşamı...

Güneşi sönmüş bir bahar akşamında
Olmadık düşünceler başımda.
Yorgun düşmüş gün,
Zavallı gecenin kollarında.

Gelmesin, girmesin sevgiler
Bu derin rüyalara
Uçmasın uykularım sonsuzluklara.

Bu yalnızlık beni kahreden,
İnsanlardaki bu duygusuzluk
Beni öldüren.
En derin dertleri
Bu yalnızlık çemberinde yaşarım ben.
Bu zamanlarda vurdum duymaz sahtelik
Bu yalnız gecelerde tüm kahpelik.

Bir tek yudumla, bir ‘of’ la
Boşalır ayyaş kadehler
Çevremde uçuşur, karmaşık gölgeler.

Hani ellerim ellerinde
Ya da
Başın dizlerimde olacaktı?
Hani hayalin göz bebeklerimde
Yüreğin, yüreğimde atacaktı?
Hani bu, terkedilmişlik
Dönüp dönüp vurmayacaktı?

Ne eski anılar, ne yeni heyecanlar çare
Kader bile, bu illet kimsesizliğin
Usta ellerinde biçare.

Size asıl şimdi muhtacım;
Bana vaad edilen sözler.
Nerede o, yürek yakıcı gözler?
Nerede can alıcı sohbetler?
Neredesiniz ansızın çıkıp, geliveren sürprizler?

Bunalımların en kincisi
Aşkların tüm sancısı
Hırsların tek kamçısı
Dostların en yalancısı
Bu yalnızlıklarda kükrer
Yalvarışların en acısı.

Akrep ilerlemiyor, ona inat yelkovan
Benimle alay ediyor sanki zaman.
Dışarıda bir-iki it uluması,
Onlar da benim gibi başı boş, harap, viran.
Korkuyorum;
Yalnız gecelerde
Yalnız yatarak yaşlanacağım,
Bu başıboşluğa alışacağım.
İşte o an;
Sen bile geriye dönemeyeceksin
Şimdi biteviye akıp giden zaman.

Bir ses ol gel kulağıma, hiç değilse
Nasıl gelirsen gel; ecel veya şeytan.
Yollarına kırmızı gül yaprakları döktüm;
Nasıl olsa bu yalnızlıkta bin kere öldüm,
Ümitsizce bir şeyleri beklemekten çöktüm.
Başım düştü öne,
Omuzlarımda senelerce yük
Seni bekliyorum;
Nasıl olsa tuttuğum her dal çürük..

jandark
09-11-2007, 08:20 PM
Öze özlem

Denize özlem onun derinliğine
Yaylaya özlem onun güzelliğine
Dağlara özlem erişilmez oluşuna
Geceye özlem yalnızlığına

Poyraza özlem deliliğine
Sılaya özlem yarin güzelliğine
Saza özlem nağmelere
Söze özlem bal dillere


Uykuya özlem ölüm oluşuna
Rüyaya özlem yarin gelişine
Dosta özlem yüreğine
Sırra özlem serden geçişe

Öze özlem özden oluşuna
Kula özlem topraktan gelişine
Yaza özlem kışı silişine
Güle özlem bülbülün hatırına

Bu can özlemle gidecek
Özlem toprakta bitecek

Arap Kurt

jandark
09-11-2007, 08:26 PM
Gözlerim şimdi sonu olmayan bir ummana daldı..
Kalbimde bin bir sitemlerin ızdırapları varken
şimdi sana dair kocaman umutlar kaldı..

Ama gel gör ki umut yetmiyor sana ulaşmak için,
Umut var bir yere kadar ama sen yoksun o umudun ardında...
Ne vardı sanki sende olsaydın,
onca umuduma sende benimle ortak olsaydın...

Şimdi yüreğim sensizliğe koşuyor..
Bana senden kalan sadece gülüşün oldu..
Daha adını bile bilmiyorum
-geceleri sayıklamak için merak ettiğim-
Daha adını bile bilmiyorum bu yaşadığım sevdanın...
Dedim ya bana senden kalan sadece gülüşün oldu..
Gülüşlerin var, ardında ise benim göz yaşlarım..

Biliyorum sevgili sana böyle ulaşamam..
Haykırmak lazım seni sevdiğimi tüm beşere aslında..
Ama nasıl..?

Korkuyorum işte sevgili..
Dedim ya umut yetmiyor diye,
Şimdi tek bir olumsuz cevabın yıkmaya yetecektir beni..
Ve bu sefer yıkılırsam, ölürüm sevgili...

jandark
09-11-2007, 08:31 PM
Yüzünden hüzünleri taşıran kadın

yüzünden hüzünleri taşıran kadın
kırık kemiğin en sivri ucusun
seni bu denli sevmese mecnun
baharda yağmursuz
dalında bir başına kurursun

işte o zaman mutluluklar biter
sarı eteklerin uçuşmaz
taş duvara yaslanır kalırsın
ellerin telaşında utançlarının
başın en ağır kuruntularda

yolundan geri dönmüş olsa o giden
ki çoktan beri böyle titrememiş elleri
bir gece yıkılıp omuzlarında yaralı
soğuk yastığına kokusunu süren
o giden…
o yenik savaşçı dönse bile

yazdığın şiirler söner kültablasında
her duman savrulup gözlerine
uykuların yok ki bölünsün düşlerin
bütün el alışkanlıkların çürür dökülür
sokağından yankılanır yürek atışların

her nefeste batan kırık kemik
kopunca dalından
uzaklarda sızlayan
yüreğini doğradığın gecelere sarılıp
uyusan ah bir kere uyusan
ve kader böyle hükmetse

bir daha uyanmasan…

Bestami Kurtuluş

jandark
09-11-2007, 08:34 PM
Dokunmayın Hüzünlerime

Gelin paylaşalım mutlulukları
Ama
Dokunmayın hüzünlerime
Mutluluğun yolu
Hüzünden geçer
O yemekte tuzum
Kahvemde şeker.
Alın sizin olsun mutluluklarım
Bir parça hüzün kalsın yanıbaşımda
Hüzün
Çölde / vahaya giden yol demek
O vahaya er-geç ulaşmak için
Hüznün sarp yollarında
Yürümek gerek.

Kâmuran Esen

mavigece
10-11-2007, 04:44 AM
Atatürk Yaşıyor Baba

On kasımda üzgündü
bulut buluttu gözleri
“100’den çok fazla olacaktı
yaşı “dedi canım babam
“eğer yaşasaydı o büyük adam! ”

“Üzülme,” dedim ona
“Ben üzülüyor muyum bak! ”
Nedenini açıkladım sonra:

Diyor ki öğretmenimiz:
“Yaşayıp göçmüş insanların
İsimlerinin sonunda
İki sayı görürsünüz…
İlki doğduğu yılı gösterir
Öldüğü yılı gösterir sonraki.

İngilterenin Ana Kraliçesi
Elizabeth (1558-1603)
Gibi örneğin
eğer ölmemiş olsaydı, adının
sonuna yıl yazılmazdı kadının.

Atatürk’ünküne bakalım bir de
Baştaki yıl var sondaki yok
(1881 - ……..)
demek ki o ölmedi
hâlâ Kocatepe’de
dağları aşıyor baba
denizlere ulaşıyor
Atatürk yaşıyor baba!

Fevzi Günenç

mavigece
10-11-2007, 04:45 AM
Atatürk Gülümsedi

Atatürk gülümsedi öğretmenim
Siz sınıfa girince
Dağıldı kara bulutlar
Açıldı gonca


Baktı ki okul yenidir
Siz yenisiniz düşünceler yeni
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Saklayamadı sevincini


Baktı ki gençsiniz bilgili
Eğitiyorsunuz yolunca yöntemince
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Sevindi onca


Baktı ki karışmış aramıza
Çiziyorsunuz yolu
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Gözleri dolu dolu


Anlaşılan bütün yaz
Atatürk gözünü kırpmamış
Çünkü boşmuş sıralar
Çünkü harf okunmamış


Kapkara bulutlar inmiş
Işıklı gözlerine
Bora gibi fırtına gibi Atatürk'üm
Sanırım yönelmiş bilgisizliğe


Ama baktı ki gün doğmuş
Bir koşu varmışız okula
Özlemle açılmış kitaplar
Bir iştah kızda oğlanda


Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz
Bütün bakışlar sizde
Günaydın demiş derse başlıyorsunuz
Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde


Baktı ki Türkiyesi Türkiyemiz
Aydın ufuklara yürüyor hızla
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Övünüyor bizimle


Dağıldı kara bulutlar
Biz sınıfa girince
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Kürsüde kendini görünce.

Talat Tekin

9 ŞUBAT
10-11-2007, 02:46 PM
Depresyon

Ömür mevsimsiz dökülen yaprak misali
Akıp gidiyor ellerimden hayat /
İstemesekte / elbet tanışacak ölümle,
Sonbaharın ayak sesleri,
Gidenler hiç gelmemek üzere düştü yollara.

Gün gelir yeşilden sarıya çalar doğanın rengi
Hırçın öğretilerini sunar,
Yüzünü göstermeyen toprak.
Yıkılırken sömürgecilerin inşa ettiği geçitler
Üşüyecek esintilerde dağılmayı bekleyen saçlar

Hayal değil bu,
İçimden çıkarmak istedim yüzsüzlüğü
Ki, bir anda gece oldu, bütün- Aydınların yüzü
Deliliğim: düşüverdi ayaz gecelere can hıraş
Bağırdım duyan olmadı yüreğimde,
Çığ sessizliği,

Masum görünür,
Vicdani kıpırtıları olmayanların uygulamaları
Cesaret denilen tepki,
Haksızlıklara suskun kalmayıp-
Baş kaldırdı yasal yaşamın işleyiş biçimine,
Dünyamızda kökleşmiş sistemlerin,
Temeline tükürmek için…….

Mahkûmiyetimizi hazırlıyor- yetenekli eğitimciler
İnsanlara yöneltilen-
Tüm, ahlak dışılık hâkim yeryüzünde,
Üniversitelerde suç/ özgürlüğün düşünü kurmak
Ki, Yasak insanın insan olduğunun farkında olması

Yaşamın bütün dehşetini anlayabilseydi,
İnsan kendisi için.
Gömerdi bir kenara şiddette, olgunlaşmamış duyguları
Kendinden kaçmak yerine varlık savaşını seçerdi
Ufkunun yollarına dökmek için/ içindeki güneşi..

Algılanan neydi, saçmalığı anlaşılmış şeyleri
Sevgiler acıları çoğaltıyor beraberinde,
Yarı ağlamaklı/ mutluluklar denizinde yüzüyoruz
Salya sümük.

Çoğu zaman eğilir bükülürüz,
Solucan gibi sıradan basit
Beslediğimiz iyilik,
Yürürken şiddetli rüzgârların yününe
Çoğalır: benzeri olmayan haksızlıkların artışında,
Depresyon geçiren kişilerin deliliği…..

abdullah oral

Nefertiti
10-11-2007, 10:23 PM
ARKADAŞ DÖKÜMÜ
Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız

Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun

Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur

Ya bizler? Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz

Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

istanbul
15-11-2007, 01:37 PM
Hüzün Şiiri

Çöl çöl olmuş kalbimiz bir hal olmuş bize
Şam nerede bu akşam bir hal olmuş bize

Yağmalanmış kalbimin ülkesi Kudüs
Filistin ve Endülüs bir hal olmuş bize

Buhara nerede ey baharı unutmuş kalbim
ªam nerede bu akşam bir hal olmuş bize

Sürülmüş sahipleri canım İstanbul'un
Tükenmiş gurbetlerde bir hal olmuş bize

Kurumuş ta içerden İstanbul çeşmeleri
Kalmamış bir damla su bir hal olmuş bize

Bizlere sunulmuş gerçi şarabı kevser
Nerdedir içenleri bir hal olmuş bize

Sen niçin susmaktasın ey şiiri şairin
Bu zulüm boğmuş bizi bir hal olmuş bize

Önümüzde uçuşan sayfaları tarihin
Savrulmuş dört bir yana bir hal olmuş bize

Geride paramparça bir şiir coğrafyası
yıkılmış viran olmuş bir hal olmuş bize

Çıkmaz olmuş nerdedir kahraman dergilerin
Kahraman sayfaları bir hal olmuş bize

Öpsek yeridir hüzünlü gözlerinden
Narin minarelerin bir hal olmuş bize

Kan gölleri içinde şimdi Filistin gülleri
Kapanmış Kudüs yolları bir hal olmuş bize

Derin uykular tutmuş bizi ey
Dağlar gürleyin bir hal olmuş bize

Ey bizi bekleyip bekleyip hüzünlenen çağ
Bir hal olmuş bize bir hal olmuş bize

9 ŞUBAT
15-11-2007, 01:52 PM
ellerine saglık istanbul , o guzel şiirlerini özlemişiz .

hüzün
16-11-2007, 04:26 PM
Sen de benim gibisin aynı

Bir yanın sevgi duvarı
Bir yanın mahpus damı
Bir yanın delice akan ırmak
Bir yanın durgun göl
Sen de benim gibisin aynı

Bir yanın güneşe bakar
Bir yanın yıldızları görür
Bir yanın çöl sıcağı
Bir yanın Buz sarayı
Sen de benim gibisin aynı

Bir yanın uçsuz deniz
Bir yanın derin uçurum
Bir yanın aşk çağrısı
Bir yanın kurşun yarası
Sen de benim gibisin aynı

Bir yanın ceylan bakışlı
Bir yanın aslan yürekli
Bir yanın bana doğru
Bir yanın ayrılık yolu
Sen de benim gibisin aynı

elohir93
16-11-2007, 04:37 PM
ben
sensiz bir hiç olan ben
unuttum mu seni sevdiğim
ben
sana tapan ben
seni sildim mi artık sevdiğim
ben
sana canını verecek olan ben
sensiz gülümsedim mi sevdiğim
ve sen
beni canından çok seven sen
bir damla bile gözyaşı dökmedin mi
sevdiğim!!!!
ELOHİR

ates
17-11-2007, 01:02 PM
http://www.sevgidunyam.com/kart/siir/siir1.jpg

ates
17-11-2007, 01:05 PM
http://img291.imageshack.us/img291/431/siir62klj9mu.jpg

Nefertiti
17-11-2007, 08:28 PM
DUDAK PAYI

Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine

Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin

Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize

SUNAY AKIN

mavigece
18-11-2007, 04:05 AM
Hesapsız Duygular

Bil ki
üzgün bırakıp ayrılırken
caddeler
kaldırım taşlarıyla örtülmüş uçurumlardır.

Bilinçsizce mırıldanışta ansızın hatırlanan
bir şarkı gibidir dönüşündeki haz

Uzun uzun ağlamak için güdülen hasret
bazen nelere değmez
subaşından ürkütülmüş ceylanın
sekerek kaçarken ırmağa saldığı kader
sanki süzülüp kalbine gelir

Yanıp sönen solgun
ve kararsız ışıkları sehrin
topraklarda ışıldasa da yıldızlar kadar
gözlerimde yoğunlaşan anlamsız bakış
takılıp gölgesine derinliklerin
uzaklaşır.

Oysa tayların körpecik kuyruğuna
parlak yelesine bağlanan kurdela
huylarını gizlice dizginlemek içindir

Ve bilmediğim acılar
yemişine kuşların konmadığı ağaçlar
sarmaşıklar altında

Seni birazdan ay batarken anacağım
fakat unutma ki yaşamak
sonsuz bir tadla onarıyor
hırçın bir çocuğun ısırdığı elmayı

Nihat Behram |

mavigece
18-11-2007, 04:13 AM
DAVET

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!


Nazım Hikmet Ran |

whiterose
18-11-2007, 01:12 PM
YÜRÜMEK...


yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..
yürümek;

yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek ...

nazım hikmet..

whiterose
18-11-2007, 01:19 PM
İÇE KAPANIŞ


Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülere sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten kimine gam.

Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte;
Toplasın acı meyvesini nedametin
Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.

Bak göğün balkonlarından, geçmiş seneler
Eski zaman esvaplarıyle eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güleryüzle, sulardan.

Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.

CHARLES BAUDELAİRE

Rosalie
18-11-2007, 01:29 PM
size, cuma günü edebiyat dersinde, 50 küsür yaşlarındaki edebiyat hocam ders anlatırken karaladığım bir şiirimi yazmak istiyorum...

http://img181.imageshack.us/img181/9061/89495739ee8.png

"Bu ruh halini sormayın bana..
Sert ruhum...
Savunmasızım...
Neden bu hiddetin, bu karamsarlığın demeyin bana..
Bıraksalar dünyaları tersine çeviririm..
Acıyor canım..Özlem başlamadan yakıyor..
Yaşamak ağır bir zincir adeta..
Üç boyutlu bir hasret bu..
Yığın yığın, anlaşılmaz üç boyutlar ellerimde..
Kaçıyorum...."

Nefertiti
22-11-2007, 10:08 AM
***************************

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karsısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

vagrant
27-11-2007, 08:24 PM
Selam arkadaşlar ben yeniyim,biliyorsunuz. Ooooh ne güzel şiirler yazmışsınız.Gönlünüze sağlık.Bende aslında şiiri severim. İnşaallah acemiliğim geçerse yazmaya ya da bir yerlerden alıntı yapmaya gayret edeceğim.

MAVİ, MAVİYDİ GÖKYÜZÜ

Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...

Garip, güzel, sonra mahzun
Işıkla yağmur beraber,
Bir türkü ki gamlı, uzun,
Ve sen gülünce açan güller,

Beyaz, beyazdı bulutlar,
Gölgeler buğulu, derin;
Ah o hiç dinmeyen rüzgâr
Ve uykusu çiçeklerin.

Mor aydınlıkta bir çınar
Veya kestane dibinde;
Mahmur süzülen bakışlar
İkindi saatlerinde...

Birden gülümseyen yüzün
Sabahların aynasında
Ve beni çıldırtan hüzün
İki bakış arasında.


Ahmet Hamdi TANPINAR

vagrant
27-11-2007, 08:30 PM
Arkadaşlar bende bilgisayarımdaki resimlerden buraya şiirlerin üzerine kopyalama yapabilir miyim? Ya da sizler nasıl bir yol izliyorsunuz? Bana bu konuda yardımcı olacak arkadaş olabilir mi? Teşekkür ederim.

vagrant
27-11-2007, 08:35 PM
KIR UYKUSU

Ne hoştur kırlarda yazın uyumak!
Bulutlar ufukta beyaz bir yumak,
Ağaçlar bir derin hülyaya varmış,
Saçında yepyeni teller ağarmış.
Baş yorgun, yaslanır yeşil otlara,
Göz dalgın, uzanır ta bulutlara.
Öğleyin bu uyku bir aralıktır,
Saf hava bir kanat gibi ılıktır.
O zaman gönülde ne varsa diner,
Yüzlere tülümsü bir buğu iner.
Erirken sıcakta yaz kokuları,
Ne hoştur, ne hoştur kır uykuları!

Ahmet Kutsi TECER

Nefertiti
28-11-2007, 04:19 PM
Arkadaşlar bende bilgisayarımdaki resimlerden buraya şiirlerin üzerine kopyalama yapabilir miyim? Ya da sizler nasıl bir yol izliyorsunuz? Bana bu konuda yardımcı olacak arkadaş olabilir mi? Teşekkür ederim.

Vagrant konuya ve siteye uyumlu resimler olduktan sonra niye kopyalamayasın ki?
Ben gözden kaçmasın diye cevapladım.
Tabiiki son sözü sevgili mod umuz söyler..:)
ama resimli veya resimsiz şiirlerini, bekliyoruz..;)

vagrant
28-11-2007, 08:02 PM
Vagrant konuya ve siteye uyumlu resimler olduktan sonra niye kopyalamayasın ki?
Ben gözden kaçmasın diye cevapladım.
Tabiiki son sözü sevgili mod umuz söyler..:)
ama resimli veya resimsiz şiirlerini, bekliyoruz..;)Sevgili bronz.Duyarlılık gösterip cevap yazma nezaketinde bulunduğun için çok teşekkür ederim.Tabi şiirlerin ruhu ile uyumlu resimler koymak istiyorum.Ama doğrudan bilgisayarımdan nasıl yükleyebilirim sadece onu merat ettim. İlgilerinden dolayı teşekkürümü yinelerken sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

vagrant
28-11-2007, 08:06 PM
YAĞMUR

Uyu.. Gözlerinde renksiz bir perde
Bir parça uzaklaş kederlerinden
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden
Mehtabın ördüğü saatler nerde?
Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin
Yağmur ince ince toprağa sinsin
Bir başka alemden gelmiş gibisin
Dalmış gözlerinle pencerelerde.


Ahmet Hamdi TANPINAR

vagrant
28-11-2007, 08:54 PM
ÜÇ DİL

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelimede bir kat daha artacaksın

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.

Bedri Rahmi EYUBOĞLU

vagrant
28-11-2007, 08:56 PM
NİLÜFER

Ben oraya koymuştum, almışlar,
Arasına sıkışık saatlerin.
Çıkarır bakardım kimseler yokken;
Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar.

Kışken ilkyaz, sularımda açardı;
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.

Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık-
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.


Behçet NECATİGİL

Nefertiti
28-11-2007, 09:52 PM
Sevgili bronz.Duyarlılık gösterip cevap yazma nezaketinde bulunduğun için çok teşekkür ederim.Tabi şiirlerin ruhu ile uyumlu resimler koymak istiyorum.Ama doğrudan bilgisayarımdan nasıl yükleyebilirim sadece onu merat ettim. İlgilerinden dolayı teşekkürümü yinelerken sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Ne demek :)
bende şiir severim,hemen dikkatimi çekti.
Ama teknik anlamda bende çok acemiyim.
Kısaca resimlerin nasıl konduğunu bilmiyorum.:o
Arkadaşlar sana yardımcı olacaklardır..

sayende bende öğrenmiş olurum.

vagrant
29-11-2007, 07:12 PM
Teşekkür ederim, bronz. Sıcak ilgin için.

SAATLERİM
İnsan oldum kaya oldum
İnsanda kaya oldum kayada insan
Havada kuş oldum kuşta gökyüzü
Soğukta çiçek, güneşte nehir oldum
Şebnemde parlayan şey
Kardeşçesine yalnız kardeşçesine hür

Paul ÉLUARD

Çeviri: Cahit Sıtkı TARANCI

vagrant
29-11-2007, 07:14 PM
HEPİMİZE DAİR

Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın,
Gölgesi yeryüzünde avare insan?
Taş da istemezdi yosun tuttuğunu;
Solmakta her çiçek kokusu uçunca.
Tasadır ağaca rüzgârda yaprağı;
Her kuş yanar az çok ölen yavrusuna;
Sivrisinek de halinden memnun değil;
Vızıltısı şikâyet makamındadır.

Cahit Sıtkı TARANCI

vagrant
29-11-2007, 07:15 PM
SENİN OLMADIĞIN YERDE

Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa
ben koca bir hayat sığdırdım...
Beni sevmemene isyan edip kaçmak,
sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak,
ruhumun en büyük yanılgısıydı...
Hayat bana en acımasız yüzünü
sevgini inkar ettiğim zamanlarda gösterdi...
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,
hayata başladığım yerde,
kalbindeyim...
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:
Senin olmadığın yerde ne olduğunu biliyorum...

Cezmi ERSÖZ

vagrant
29-11-2007, 07:16 PM
GÖNÜL
Bunca yıl herkesten kaçtın
En sonunda buldum sandın
Ansızın içini açtın
Yapma dedim yaptın gönül

Gözleri senden uzaktı
Fark edilmez bir tuzaktı
Sana böylesi yasaktı
Yapma dedim yaptın gönül

O bir yolcu sen bir hancı
Gördüğün en son yalancı
İçimdeki derin sancı
Gitmez dedim kaldı gönül
Sen istedin ben dinledim
Senden ayrı olmaz dedim
En sonunda ben de sevdim
Şimdi beni kurtar gönül

Gözlerin bakar da, görmez
Ellerin tutar da, bilmez
Gece gündüz fark edilmez
Demedim mi sana gönül
Sabahın tam üçündesin
Dertlerin en gücündesin
Hâlâ onun peşindesin
Gitme dedim gittin gönül

Böylesi sevdiğin için
Bir kördüğüm oldu içim
Ağlıyorsun için için
Demedim mi sana gönül
Sen istedin ben dinledim
Senden ayrı olmaz dedim
En sonunda ben de sevdim
Şimdi beni kurtar gönül


Fikret KIZILOK

vagrant
29-11-2007, 07:45 PM
GÖNLÜM

Benim gönlüm bir kelebek
Dolaşıyor çiçek çiçek.
Tükenecek ömrü böyle
Çırpınarak, titreyerek

Ne şerefli bir adı var,
Ne bir büyük maksadı var.
Her gün biraz zedelenen
İki ipek kanadı var!

Sabırlıdır, gözü toktur,
Zavallının derdi çoktur.
Yorulunca konacağı
Bir yuvası bile yoktur.

Her şey ona karşı durur:
Güneş yakar, kış dondurur.
Bazı tutar kanadından
Bir fırtına yere vurur.

Benim gönlüm bir kelebek
Dolaşıyor titreyerek.
Zavallının bir baharlık
Ömrü böyle tükenecek!

ORHAN SEYFİ ORHON

vagrant
29-11-2007, 07:46 PM
GECE DÜŞLERİ


gece düşleri alır götürür beni
sığınmacı akşamların hüznüne
-ne çok şey anlatılır ya da anlatılamaz
baskının direnmeye davetine
ölümlerin yeniden dirilmelerine

bir kent düşünün her evde bir yaralı
-ya ölüler ya ölemeyenler ya ölümü bekleyenler
düğünlere kan bulaşmış bir kez
-sevgiler tutsak tek kişilik hücrelerde
sular da çürür yetmiş iki gün boyunca

gece düşleri alır götürür beni
dimdik yüreklerin yanında nöbete
şarkı, türkü, şiirle dolmaya
kilit vurulmuş denizlerin dilinde
balıkçıların ağında mavi köpük olmaya

yabancı akşamların karanlık gülleri
mektupların yanıtsız kaldığı günler
acı haberler bizleri bekler kuytularda
yapraklar sessizce hıçkırır ezgilerimizi
gözlerin, dost gözlerin sönmeyen sevgisi

gece düşleri alır götürür beni
elimde bir gül fidanı
kaşların namlu gibi çatıldığı sedirlere
dillerin bıçak açmaz suskunluğu
kararlılıklara, antlara, akşam alacalarına

ve sen gelirsin şafağın ilk rengiyle
penceremde kuş olmaya

Gültekin EMRE

vagrant
29-11-2007, 07:48 PM
SABAHA KADAR

Şu şairler sevgililerden beter;
Nedir bu adamlardan çektiğim?
Olur mu böyle,bütün bir geceyi
Bir mısraın mahremiyetinde geçirmek?

Dinle bakalım, işitebilir misin
Türküsünü damların, bacaların
Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını
Yuvalarına?

Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını
Kullanılmış kafiyeleri yollamak için,
Kapıma gelecek çöpçülerle,
Deniz kenarına?

Şeytan diyor ki: Aç pencereyi;
' Bağır,bağır,bağır; sabaha kadar.'

ORHAN VELİ

vagrant
29-11-2007, 07:49 PM
Bu Vatan Kimin?
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıra dağlar gibi duranlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir...

Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp, köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından,
Alnına ışıklar vuranlarındır...

Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır...

İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir...

Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir dağlar kahraman,
Her taşı yâkut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir...

Gökyay ’ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Senci leyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir...

Orhan Şaik Gökyay

vagrant
29-11-2007, 07:51 PM
-bir tuhaf masal-

gene gece oldu...
ve ben,her zamanki gibi
yıldızlardan merdivenimi
ay ışığından el fenerimi alıp
gökyüzüne,sana bir sevda masalı
anlatmaya çıktım...
ama bir anda anladım ki
çoktan sona ermiş masal..
prens hayalini bırakıp gitmiş
denizkızı da şarkılarını..
kimse muradına ermemiş..
ve ben,yıldızlardan merdivenim
ay ışığından el fenerim,
şaşkın ve kırık düşüncelerimle
gökyüzünde öylece suskun kalakaldım..
masalsız,sevdasız,anlamsız
yapayalnız...

ALINTI

vagrant
29-11-2007, 07:52 PM
Uzak çeker gözlerim kimi zaman
yeşile dalmış bakışlarda bul beni
bir kürek bir kayık yeter bana
yakutun dibine vurduğu yerde bul beni
bir meltem eser o sahil kasabasında
bedenimi sürükleyen poyrazın
fırtınaya döndüğü yerde bul beni...........

ALINTI

vagrant
29-11-2007, 07:53 PM
BİRAZ DAHA KALSAYDIN

Biraz daha kalsaydın yanımda ne olur
Sana kimsenin veremediğini verirdim o zaman
Yepyeni günler yaratırdım senin için
Daha başlamamış sabahlar ,
Bitmeyen geceler verirdim .
Biraz daha kalsaydın yanımda ne olur
Koklanmamış çiçekler koklatırdım o zaman
Duyulmamış şiirler fısıldar
Notaları bilinmeyen şarkılar bestelerdim
Biraz daha kalsaydın yanımda ne olur
Akşam olmadan ...
Senin için yeni doğan gün verirdim .
Ve elimde olsaydı eğer ...
Bu dünyada seninle bir ölür ,
Mahşerde seninle ölümsüzleşirdim ...

Deniz Seval

vagrant
29-11-2007, 07:55 PM
AĞLA YÜREĞİM AĞLA.....

Sabah yeni güne doğduğunda gün
Hayallerim yine sana döner
Ayçiçeğinin güneşe dönüşü gibi....
Akşam olur ümitlerim biter
Güneşin soluşu gibi....
Sıra seni rüyamda aramaya gelir
Bakarım rüyalarımda da yoksun...
Ağla yüreğim ağla
Sevdiğim hayalini bile gizler....
Bari hayalini esirgeme benden
Bu zalimlik niye
Akşam olsun isterim
İçime karalar dolsun diye...
Lakin akşamlarda zulümdür sensiz
Bilirim sen mutlusun bensiz
Ağla yüreğim ağla
Sevdiğim hayalini bile gizler....
O zaman anlarsın beni
Belki de için sızlar
Kim bilir belki dönmek istersin
Dönersin belki de geri
Dönsen de bulamazsın
seni deli gibi seven sevgili...
için için ağlıyorum sensizliğe
Acıyor narin yüreğim
Aşkımı yazıyorum gökyüzüne
Bulutlara bakıp göresin diye...

Ağlayışların en acımasızı sensizliğe olanı
Kalbimin derinliklerine işliyor sensizlik
Özlemek var ya özlemek seni
Her an alıyor benden beni...
Yüreğimden bir parça koptu,gelemem dediğinde
Dünyam kara oldu,sevemem dediğinde
Hayallerim yıkıldı,
Beni sevmeye hakkın olmadığını söylediğinde

Bana gel demeyeceğim
Benim olmanı istemeyeceğim
Seni özlemeyeceğim
Ama seni hep seveceğim....
Ben ağlıyorum senden uzakta
Hissetsem de imkansızlığı yüreğimde
Yalnızca bilmek istiyorum
Ağlıyor musun,sen de bensizliğe
Ben ağlıyorum senden uzakta
Hissetsem de imkansızlığı yüreğimde
Yalnızca bilmek istiyorum
Ağlıyor musun,sen de bensizliğe

ALINTI

vagrant
29-11-2007, 07:57 PM
SEN GİTTİKTEN SONRA...

bahar geldi mi sanıyorsun
sen gittikten sonra.
gözlerim güldü mü bir kerecik olsun
dön de kördüğüm olan hasretimi çöz
kurtar duvara çakılı kalan gözlerimi
ne olursun..
zaman, o zaman..
her şey o gün ki gibi..
ben yine sarhoş
ben yine yorgunum ayrılıktan
oysa..
oysa istediğim bunlar değildi,biliyorum
başkaları yaşadı benim hayatımı seninle
uçsuz bucaksız bir deryaya düşmüşüm
ne sarılacak bir yılan
ne gelen bir gemi var
işte ben böylesine çaresiz kalmışım
sen gittikten sonra....
zaman geçti mi sanıyorsun sen gittikten sonra
güneş doğdu mu bir kerecik olsun
oysa...
oysa istediğim bunlar değildi
sende biliyorsun....
başkalarıyla yaşadın,ellerle yaşadın
benim hayatımı
benim mutluluklarımı
benim özlemlerimi....
bir gün sessizce öleceğim
ne sen duyacaksın
nede bir başkası
TANRI NIN kolları saracak beni
senden daha vefalı....
silecek kan çanağı gözlerimi
doğmayan güneşlerimi verecek avuçlarıma
gelmeyen baharlarımı serecek ayaklarıma
ve ben..
mutluluğu yaşarken yine seni bekleyeceğim,
CENNETİN SOKAKLARINDA!!!!!

ALINTI

vagrant
29-11-2007, 08:07 PM
Ertelenen Sevdalar

ertelenen sevdaların
bedelini ödemiyor yaşam
o zaman şimdi, sımsıkı tutup yüreklerimizi
bir kez daha yitirmemek için geleceği
suskunluğu boz manın zamanı gelmedimi
özlemek yetmiyor
özlemleri sıraya koymak gerek
hikayenin bu yerinde
varsayımlar üzerine kurulan gelecekte
eğilmeden bükülmeden varabilmek için hedefe
kaçakcısı olmadan duyguların
yakalaya bilirsek birlikteliği
bu günde bizim yarın da...

Tayfun Talipoğlu

Gümüş
29-11-2007, 09:42 PM
BEKLEYECEĞİM

Aylar geçip yıllar olsa da
Yıllar geçip zaman dolsa da
Aşkın arzuları beni boğsa da
Bir gün seversin diye bekleyeceğim

Bugün nişanlansan, yarın evlensen
Benden başka binbir kişi sevsen
Hepsiyle ayrı ayrı izdivaç görsen
Bir gün dönersin diye bekleyeceğim

Seni beklemekle geçse de ömrüm
Şu fani dünyada kalmasa günüm
Senden uzakta ölürsem bir gün
Ahirette seni bekleyeceğim...

AHMET HAMDİ TANPINAR
bu şiir sanki beni yazmış:(

Gümüş
29-11-2007, 09:45 PM
ANNEM İÇİN

Bir günümüz bile sensiz geçmezken
Şimdi mezarına hasretiz anne...

Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer
Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin
Bir yığın toprakla bir parça mermer
Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin.

Bir yığın toprakla bir parça mermer,
Üstünde yazılı yaşınla, adın;
Baş ucunda matem renkli serviler
Hüznüyle titreşir sanki hayatın.

Seni gömdük anne yıllarca evvel
Göz yaşlarımızla bu ıssız yere
Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel
Matem dağıtırken hasta kalblere.

Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun
Hüznüyle erirken Dicle de sessiz,
Öksüzlük denilen acıyla vurgun
Bir başka ölüydük bu toprakta biz.

AHMET HAMDİ TANPINAR

vagrant
30-11-2007, 05:49 AM
sevde kardeşim ellerine ve yüreğine sağlık ne güzel şiirler eklemişsin.:)


Yolumuz İnsana

Demem şu ki sevgilim
Bir yerinde yaşamın
Birileri
Bittiğini anlatıyorsa durmadan sevdaların
Ve az biraz,
Tutunduğumuz yerinden
Basıyorsa yüreğimize
Direnmek gerek
Direnmek gerek ki hem de nasıl
Hani diyor ya Usta;
“o iyi insanlar,o güzel atlara binip gittiler”
gitmemişler...
gittilerse de dönmüşler
sevdaları zulalarında
konuşacakları günü beklemektedirler

Tayfun Talipoğlu

vagrant
30-11-2007, 05:51 AM
Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular


Hiç göze gelmediler
Gözdesi de olmadılar kimsenin
Kimse farkına varmadı yalansız gözlerinin
Göz oldu mu yüreklerinin
Hiç anlamadılar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

Çözülemedi bakışlarındaki tarifsiz sevdalar
Kim dedi sevgimi
Büyüyünceye kadar cevapsızdılar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

Sarıydılar yada soluk benizli
Çoğunlukla karaya yakın bir esmer
Ve onlar genellikle burunlarını hiç silmezler
Derin iç çekişleri bundandır
Dünyanın kahrından değil
Çünkü umurlarında değil
Onların farkında olmayanlar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Onlar çok ve çocuklar
Büyüyecek adam olacaklar
Önceleri öğretmen,ebe
Sonra doktor olmak isteyecekler
Bildiklerinden değil
En yakınlarında onları gördüler,
Hep onlar olmak istediler
Çalınmış geleceklerinden habersiz
Yarım yamalak düşlerde eridiler
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

O güzelim yürekleri
Delikanlılık edebiyatıyla körelttiler
Okumanın erdeminden
İnsan gibi yaşamanın bilimden geçtiğinden
Haberleri olsun istemediler
Ne kadar parlarsa parlasın
Hep suskun kaldı o gözler
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

Ahmed Ariften bu yana
Yolunu gözleyenlerin adı değişti
Hepsi o kadar
Kuşpalazı,boğmaca,karaçiçek,sıtma
Belki azaldı ama
Yeni nedenleriyle yürek enfaktı
Kanser filan hala kapıda
Çaresizlik dağlar aşırmakta
Yer yurt terk edildi
Gurbet artık sıla
Çalansa bildik değil başka bir hava
Kırıldılar farkında olmasanız da
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

Onlar çok ve çocuklar
Gözlerinden dillerine dökülürse
Bir gün sorular
Sürdürebilecek miyiz aynı yalanı
Yoksa yine susturacak mıyız onları
Küçüldü dünya
Çoğu gitti azı kaldı
Geçici demişlerdi körlüğümüze
Biraz fazla uzadı
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Onlar çok ve çocuklar
Sesiz de kalsalar bizi bağışlamayacaklar
Mazeretlerimize inanmayacaklar
Yaşamımızda görünmedikleri her karenin
Hesabını soracaklar
Hazırlıklı olmak gerek
Çünkü onlar şimdilik
Çok ve çocuklar

Tayfun Talipoğlu

vagrant
30-11-2007, 05:54 AM
Hayat İstanbul'a dayalı

Terziler ne bilsin! İstanbul kaç bedendir?
Çoğu İstanbul'u hep göz kararı diker.
Kimine bol gelir İstanbul, kimine ise dar,
Uyanı da uymayanı da üzerine hep İstanbul'u giyer.

Sonra yollar! Bazısı uzun boylu, bazısı kısa tepeden basıktır
Sonu İstanbul'a varmayan yolun yüzü hep asıktır,
Ama bilirim bütün yollar doğuştan İstanbul'a aşıktır,
Patikası da asfaltlısı da hep İstanbul’a gider.

Cihan Paça

vagrant
30-11-2007, 05:56 AM
İstanbul

Körpeciktim sana geldim
Üsküdar'ı kamp eyledim,
Her yerini ayrı sevdim
Ne güzeldin sen İstanbul

Gençliğimi aldın benden
Yıllarımı çaldın benden,
Lodos ile Kadıköy'den
Kovdun beni sen İstanbul

Benim için ömürdün sen
Her şeyinle güzeldin sen,
Razı geldim ne ettiysen
Yokum artık ben İstanbul

Bir daha dönmem sana,
Hakkım helal benden yana,
Son bir sözüm olsun sana
Sağlıcakla kal İstanbul.

ALINTI

vagrant
30-11-2007, 05:59 AM
Oyun

Hadi, İstanbulculuk oynayalım
Hadi sen benim annem ol,
ben de oğlun...
Ver bavulumu, gözle yolumu...
Mızıkçılık yok tamam mı..?

Babamı dürüp koydum mendil cebime,
gözlerimde özleyince..
İtmişti beni elleri sorumluluğun,
Her soluğumda boğulduğum...

İstanbul biriktirdim avuçlarımda,
Ayaklarımda yitirdiğim sevdamla.
Anılarımı geziyor beynimde bir gezgin,
Seslerini duyuyorum çocukların...

İstanbul biriktirdim avuçlarımda,
Ortaköy'ünden de, Kadıköy'ünden de..
Üsküdar'ından da, Taksim'inden de..
Alıp getiriyorum kokusunu, havasını..
Alıp getiriyorum banliyölerini, vapurlarını..
Simitçilerini, dilenci küçük kızlarını,
Alıp getiriyorum denizini, köprüsünü..

Vereyim İstanbul'u sana
aç ellerini.
Sıkı tut düşürme.
Başka yok,
çabuk bitirme..

Ver bana şimdi eski ruhumu,
mızıkçılık yoktu unutma,
İstanbulculuk oynuyorduk hesapta....
Ver bana şimdi sevdamı..
Ver bana sevdamı...

ALINTI

vagrant
30-11-2007, 06:02 AM
Yürüyelim Seninle İstanbul'da

Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
hayallerim kıpkırmızı olurdu

İstanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomucuk tadında
yürüyelim seninle İstanbul'da

korkusuz bir rüyadır
bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü
yenilgisiz bir muamma gibidir
arar bulusmayan ellerimizi
deli rüzgar yine sarhoş, hovarda

tam orada, Çamlıca yokuşunda
birkaç bulut çekelim gökyüzünden
damarlarımızdan geçirelim ve birden
bırakalım suların üzerine
sen bir defa konuş, sen bir defa gül
kumlu ebrular yapalım seninle
serpmeli ebrular, bülbülyuvası
hercaimenekşe, gonca ve sümbül

yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
yürüyelim seninle İstanbul'da
boğaziçi magrur türkülerini
gözlerine baka baka söyleyin
martılar üşüyünce
denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi

anlayabilir misin
neden çıban gibi büyür bağrımda
büyürde kelebek olur bu sızı
kırmızıyı sevdiğini söyledin
bu yüzden mi günlerdir
İstanbul'da gül kokusu yayılan
tepeler kırmızı, sular kırmızı

İstanbul bilmeli ki, sahillerine
mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
İstanbul bilmeliki, limanlardan gemiler
önce senin yüreğine açılır
uzaklarda bir yerde
toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
parmaklarında hüzün
sana doğru akan nehrin
ağlayan suretidir

bir elimizde umut
bir elimizde sevda
yürüyelim seninle İstanbul'da
musiki kesilsin, tükensin yazı
çaresiz kalınca mızrap ve şiir
ozan bir kenara bıraksın sazı
ressam fırçasına neden mi kızgın
tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
kırmızıyı sevdiğini bilince
çekilir mi artık güllerin nazı

Anadolukavağı'nda her akşam
burcu burcu bir rüyadır hayalin
karanlık, hüznünü düşürür dağa
kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
endamın her sabah iner toprağa

hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
ayrılık acıyla süzülür kandan
nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
öylesine yorgun, mahzun ve candan

İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
uykusundan uyanınca fırtına
dalgalar türkümüze aşina olur
yüzümüze bakınca deniz fenerleri
sahibini arayan gemilerin
çığlığıyla vurulur

tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
sevdayı kız kulesi'nden
yalıların burukluğu altında
geçiyoruz sokaklardan delice

anlayabilir misin
beyoğlu'nda gezinen
hayal kırıklığının benden türediğini
anlayabilir misin
kırmızı neden böyle
doldurur aynalara inleyen yüreğimi

sana giden yolların kavşağında
bir adam direniyor izini bulmak için
siliyor tanyerine akan alın terini
ufkunda sapsarı umudun rengi
mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
arıyor sessizce kaybolan günlerini

Gülhane'de simit satan çocuklar
nasıl anlasınlar ellerimizin
neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
gökyüzüne dokunurken bu acı
kimdir diye sorsunlar içlerinden
birlikte yürüyen iki yabancı

biz gitsek de, İstanbul'da yine de
yıllar yılı gezinmeli bu sızı
benden bir yaralı şiir kalmalı
senden bir tebessüm, bir de kırmızı

Nurullah Genç

vagrant
30-11-2007, 06:04 AM
İçim Buruk Bu Sabah


Bu sabah gerçekten yağmur var İstanbul da,
Bakıyor gözlerim ıslak ve kederli.

Çökmüş üstüme gecenin uykusuzluğu ve hüznü,
Vermiş yorgun bedenime sıkıntı ve dert.

Açılan yara kalbimi,
Canımı acıtmıyor artık.
.
Sadece kanıyor ve tamir etmeye çalışıyorum onu,
Bir kez daha.

Tecrübelerin acı geçmişi bizi engelliyor adeta,
Kapılıyoruz endişeye elimizde olmadan.

İçimizi bir korku kaplıyor,
Haklı yada haksız.

Yürüyorum, Üsküdar’dan, Kadıköy’e
İçimi donduruyor hava..

Aklımda sen
Ve gecenin kabus dolu uykusuzluğu.

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:05 AM
Hep Kahır


Dur! bırak kaynasın kahvenin suyu,
Bana İstanbul'u anlat nasıldı?
Bana boğazı anlat nasıldı?
Haziran titreyişlerle kaçak yağmurlar ardı
Yıkanmış, kurunurmuydu yine o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak bir güneşle

İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste,
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...

Dur! bırak, kalsın, açma televizyonu
Bana istanbulu anlat nasıldı?
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı?
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler, sarayburnu, minareler ve halice öv
Diyiverdin mi bir merhaba, gizlice

İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...

Dur! bırak, kımıldama, kal biraz öylece n'olur
Kokun istanbul gibidir, gözlerin istanbul gecesi
Şimdi gel sarıl, sarıl bana kınalım
Gökkubbenin altında ordada beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
Hasretinin çölünde sanki bir pınar gibi

İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...

Cem Karaca

vagrant
30-11-2007, 06:09 AM
Hüsran Sokağı


Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum
Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi
Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına
Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli

Bir ömürde kaç sokak izi kalır geriye
Saçlarımın ıslaklığından anlıyorum
Orda bir çocukluğun yağmuruna varılır
Karpuz kokusu uğurlar sizi görmezsiniz
Her sokak aslında bir patikadır

Yüzümde bir yama gibi duruyor zaman
Bütün aşkların kan grubu aynı olsa da
Ayrıdır çıkmazları son sözleri farklı
Gözlerinin rengine uymaz intiharları

Zaten hep gönüllüydü yanlışı yazgısına bulaştı
Küçük sevinçlerin büyük kederlerin sahibi
Güneşsiz bir gölge kansız bir yara oldu
Hüsran sokağında bir aşk daha vurdu kendini

A. Hicri Özgören

vagrant
30-11-2007, 06:11 AM
34 FN 346

gece yarıları
tenhadır buraları
ne in ne cin
kırmızı lambası
sanki kan damlası
demiryolu geçidinin
ağılmış su dumanı şimşekli bir karanlığa
yağmurun altında çınar
çınarın altında o karaltı
bırakılmış bir araba
34 FN 346
sağ arka lastiği yırtılmış
camlarında kurşun delikleri
içinde barut kokusu var
hala çalışıyor silecekleri
bir sola bir sağa
bir sola bir sağa
gece yarıları
tenhadır buraları
ne in ne cin
kırmızı lambası
sanki kan damlası
demiryolu geçidinin
şimşekler yaladıkça nikelajını
tırnak uçlarında çıtır çıtır
yoğun bir elektrik sokağa
bu araba mutlaka çalınmıştır
şüpheli ne zaman bulabilecekleri
dışarda unutmuş bir ayağını
bir genç direksiyona yıkılmıştır
kanı sımsıcak damlıyor
dirseklerinden koltuğa
roman çoktan bitmiş
yol bitmiş bitmiş kavga
hala çalışıyor silecekleri
bir sola bir sağa
bir sola bir sağa
bir sola bir sağa
gece yarıları
tenhadır buraları
ne in ne cin
kırmızı lambası
sanki kan damlası
demiryolu geçidinin

Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:12 AM
adımla nasıl berabersem


hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın
karanlık boşluklarında akıp giderken zaman

adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
ve sonra her zaman her ölümlüye
aynı şartlar altında kısmet olmıyan
gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın

Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:13 AM
adım sonbahar


nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar

Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:15 AM
Sessiz

herşey eninde sonunda sessizdir
bir günün kırılganlığından
kalan ve tekrar tekrar kırılan
müteellim bir insan sesinin başlattığı
ağlamanın kırı
sessizdir

dalda
yalnız ve dağılmış bir elma
yalnız ve yapraklar örtmüyor onu
gelen akşama
geçen akşamın içlenmeleri dadanmış
bu kahır sessizdir

içinin çıngarlarından yonttuğun
asi bir atbaşı gibi rüyalarının ucunda
umudun
sessizdir

filistinde akşamüstleri
sessizlik bir file somun gibi

İlhami Çiçek

vagrant
30-11-2007, 06:16 AM
Resimde


çökük bir kapı
bir at kapaklanır resimde
sağnak da var - bir adam
sürekli ıslanıyor
gece

bir resim neyse odur
bir at
bir kere kapaklanmışsa
kapaklanmış bir attır o

İlhami Çiçek

vagrant
30-11-2007, 06:17 AM
Oralarda


oralarda hâlâ
insanlar güç uğurlar kimselerini
kandır sıkışır göğüste yukarı koşar
helâllaşırlar ayrılmadan

oraların buzları
saçaklarda sivrileşerek
bir ara dal uçlarından sarkıp
usturalaşır saplarda
hâlâ

hüzün
çok eski bir öykü
oralarda
atlıların artık olmayan atlarını
artık kaçan bir uzayın kaynar kıyılarına
yürütüp aşkla yorarak
bengisu taşıdıkları o ilkyazdan
güze kalan bir gül taşılı
buruk bir andaç

oralarda genç
binbir yerinden hançerli
vurarak yalnızlığını gizli patikalara
kenti düşünür
çokça dağ seyirir bileklerinde
ne yaman bir and olur

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:20 AM
Kesit


bir resimdi işte
tandan ikindiye sarkan
kara kalem çalışılmış sürekli
ışık yoktu

önünde saçlarımızı tarardık
ölüm müydü o yalınlık
yoktu

ve gamzelerinin türevi
o cânım kırışıklığında alnının
o ceylanda bir yığın kan yazması
yüzün yoktu

hani bütün hüzünlere nesnel karşılık diye
bir sınavda kullanılan su gibi
utangaç ve bir kez daha
acıtarak göğsümün sarplarını
yüzün yoktu

ne çok güz ölüsü böyle
diyorum küllerinde bir ateş çatsam

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:20 AM
aysel git başımdan


aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın
hiç bir dakikamı yaşayamazsın
aysel git başımdan ben sana göre değilim
benim için kirletme aydınlığını
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

ıslığımı denesen hemen düşürürsün
gözlerim hızlandırır tenhâlığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim
ya ölmek ustalığını kazanırsın
ya korku biriktirmek yetisini
acılarım iyice bol gelir sana
sevincim bir türlü tutmaz sevincini
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

sevindiğim anda sen üzülürsün
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş
uzak yalnızlık limanlarına
aykırı bir yolcuyum dünya geniş
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş
sakın başka bir şey getirme aklına
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan seni seviyorum


Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:21 AM
sultan-ı yegâh


şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda
bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda
eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda
ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
su yasak rüzgâr yasak açık kapılar yasak
belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın


Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:23 AM
yalnızlığı denemek


gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersine döner yolunu bulamazsın

içi dışı uzay tozu yansımalar
sahi mi yalan mı anlayamazsın
bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın

sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın

insan insanı kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın


Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:24 AM
zeynep beni bekle


zeynep beni bekle / gece ağaçlarına
yağmur çiseliyorum / cam tozu su beyazı
yalnızlığını mutlaka değiştireceğim
bir yaprak halinde süzülüp saçlarına
eski teşrin'lerden / kederli kırmızı
zeynep beni bekle mutlaka döneceğim
söyle kim önleyebilir buluşmamızı

geceleyin ışıkları söndürdüğün zaman
benim şiir kitaplarından sızan aydınlık
elinde uyuyakaldığın heyecanlı roman
pancurların çarpıldığı lodos geceleri
rüzgârın değil benim / pencerendeki ıslık
her akşam koridordaki ayak sesleri
yanlış çaldığını zannetiğin telefon
zeynep beni bekle mutlaka geleceğim
hem bu ne ilk ayrılığımız ne de son

pikapta eminağa acemaşirân saz semaisi
sokakta çocuklar saklambaç hırsız polis
hayat akıp gidiyor olsam da olmasam da
saati durmamalı ufak sorumlulukların
resmi bırakmadın ya / son çektiğin hangisi
bak mektuplar birikmiş yine masamda
fakülteler açılacak bak bugün yarın
zeynep beni bekle mutlaka geleceğim
başladığımız filmi birlikte bitireceğiz
kim ne derse desin içimde delice bir his


Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:25 AM
kırmızı pazar


kız sen burda yeni misin peki leyla nerde
hani çekirdek gözlüm örümcekten korkan
kim ulan beni herkes tanır git patronuna sor
elektrikçi ihsan dedin mi içkide üstüme yoktur

leyla güzel kızdı ben böyle göz görmedim
sen de güzelsin bak omuzların mesela
biz elektrikçi kısmı karanlıkta güreşiriz
ölüm tellerde ıslık çalar gözümüz pektir
saçların kendinden mi sarı boyadın mı
öyle örtülü bakma içimi karıştırıyorsun

buranın tesisatını biz yaptık cahit'le beraber
düğmeye şöyle dokun süt gibi aydınlık
cahit askere gitti bak leyla da gitmiş
geceleri uyku tutmuyor işin yoksa cigara iç
yıldızlar boğazıma dizili inanmazsın
dilsiz misin nesin bir şey söylesene
istanbul'dan mı geldin yalnız mısın


Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:26 AM
belâ çiçeği


alsancak garı'na devrildiler
gece garın saati belâ çiçeği
hiçbir şeyin farkında değildiler
kalleş bir titreme aldı erkeği
elleri yırtılmıştı kelepçeliydiler
çantasını karısı taşıyordu

hiç kimse tanımıyordu kimdiler
gece garın saati belâ çiçeği
üçüncü mevki bir vagona bindiler
anlaşıldı erkeğin gideceği
bir şeyden vazgeçmiş gibiydiler
bir türlü karısına bakamıyordu

ayaküstü birer bafra içtiler
gece garın saati belâ çiçeği
şimdiden bir yalnızlık içindeydiler
karanlık gelmişi geleceği
birdenbire sapsarı kesildiler
vagonlar usul usul kımıldıyordu


Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:28 AM
üçüncü şahsın şiiri


gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım


ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım


akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım


Attilâ ilhan

vagrant
30-11-2007, 06:30 AM
Gitme Kal


Gitme Kal
Nice nice acıları aklına getir
Bunca yoksulluğu aklına getir
Gözyaşlarını aklına getir
"Gitme kal" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir
Gitme aklına getir

Kıraç mı kıraç toprakların üstüne
Güneşler açar yağmurlar kesilince
Çırılçıplak kayada yeşerir incir ağacı
Dağların kuytusunda bir uslu çiçek
Dağıtır mavisini kendi kendine
Gitme beraberlik içinde
Nasıl sevinirdik aklına getir

Her şeyi her şeyi aklına getir
Gece yarılarını aklına getir
Söylediklerimi aklına getir
Sinsi yağmurlar yağıyordu
Soğuktu
Yaktığımız ateşi aklına getir

Nerelerden geçiyorsun aklına getir
Gitme dünyamızın her yerinde
Yorgun eller gülleri derleyince
Ellerin sevincini aklına getir
Güllerin sevincini aklına getir
Ne çok severdik seni aklına getir

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:31 AM
Gece


Gece seni birdenbire hatırladım
Nasıl bakarsa sürüye dağdan bir canavar
pencereden dışarıya öyle baktım
Dışarda seni benden ayıran hayat
dışarda lodosa çevirmiş hava
eriyor günlerdir yağan kar
Bir görülmez düşmanın üzerine yürümek
ve düşüp ölmek sonra
birkaç adım atarak

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:32 AM
Ay Ayakta Değildi


Şiirlerim benim
Şarkılarım
Ay ayakta değilken
Ayaktayım
Çobandım ben
Kırk yıl
Ayakta
Çoban
Aya baktım
Güne baktım
Geceleyin
Kimi zaman
Kimi zaman
Bir çobandım
Geceleyin
Aya bakan
Güne baktım
Çiçek açtım
Geceleyin
Kimi zaman
Kimi zaman
Bir çobandım
Geceleyin
Çiçek açan
Bir çiçek
Günebakan
Geceleyin
Kimi zaman
Kimi zaman
Geceleyin
Bin çiçek
Aya bakan
Kırk yıl
Ayakta
Çoban
Ayaz oldu
Bulut oldu
Geçen kırk yıl
Umut oldu

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:33 AM
Elele Büyüttük Sevgiyi


birlikte öğrendik seninle
avucumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi
elele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi
tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtılken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği
toprağı evimiz gibi sevdik seninle
birlikte sevdik kuru toprakta
ev kuran köstebeği
köstebeğinden toprağına taşına
tırtılından kelebeğine kuşuna
elele sevdik bu dünyayı
acısıyla sevinciyle sevdik
yazıyla kışıyla sevdik
köy - köy ülke - ülke
gökler gibi sardı dünyayı
yağmur gibi sızdı dünyaya
dünya kadar oldu sevgimiz
elele büyütüp elele derdik
elele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi


Bülent Ecevit

vagrant
30-11-2007, 06:34 AM
Ben misin


dirilten misin beni gövdem
öldüren misin bilmem

gördüren misin beni gözüm
körleten misin bilmem

bildiren misin bana başım
gizleyen misin bilmem

bir ben varım benden öte
ben misin bilmem


Bülent Ecevit

vagrant
30-11-2007, 06:36 AM
Anılar Defterinde Gül Yaprağı

Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düştü sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kim bilir rüzgârlı eteklerinle
Kim bilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim sensiz
Bu sessizlikle

Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sensizlikle

Cahit Zarifoğlu

vagrant
30-11-2007, 06:36 AM
Sen Kuş Olur Gidersin Bir Trenle


Uzun bir geçmişimiz var
Hiç yorulmadan
En azından bir kere
eğlenceli beşik
ha biz varız
ha biz maskeli balo
Saygıya durup üstün bir gecede
Bir sır payı katlayıp
sade bir kahveden
Keyifsiz bir detayın hükmüyle
ha biz yokuz
ha biz seferde
Ya bu kez ölenleri görmeliysek
Ya sen kuş olup gitmeliysen bir trenle
Parka dolalım
Park bizi alır önce
Seyrimizden bir sabah kazanır
Eğri fakat daha çok eğrilmez bir şöförle
Sayısız rampaya katlanır
ya güneşten daha zengin
sofraya diz çökeriz
ya sen kuş olup gitmeliysen bir trenle
Oysa sergimize kuşlar gelir uzanır.

Cahit Zarifoğlu

vagrant
30-11-2007, 06:37 AM
Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin



Bir gün baksam ki gelmişsin..
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.
Gözlerinde bir bitmez,bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar..

Bir gün baksam ki gelmişsin..
Gülüşünde taze serin bir rüzgar
Ellerin yine eskisi kadar güzel
Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar..

Bir gün baksam ki gelmişsin..
Hasretin içimde sonsuzluk kadar.
Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.
Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.

Bir gün baksam ki gelmişsin..
Ne yüzünde bir gölge,ne dilinde sitem var.
Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar. . .


Yavuz Bülent Bâkîler

vagrant
30-11-2007, 06:38 AM
Gözlerin İstanbul Oluyor Birden


Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.


Yavuz Bülent Bâkîler

vagrant
30-11-2007, 06:39 AM
Sen Sen Sen


Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter...


Yavuz Bülent Bâkîler

vagrant
30-11-2007, 06:40 AM
Çâresiz


Ah bilsen, bir bilsen duyduklarımı
Sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden
Ve nehirler boşalacak sanki içerimden
Sakın bilme!

Anlatsan duyarım bütün güzellikleri
Erir dağlarımın başındaki kar.
Sussan içimde kıyamet kopar
Sakın konuşma!

Ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak
Ha görmemek gözlerini,ikisi de bir
Bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir
Sakın bakma!

Bir haberin gelse iki satırlık
Yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir.
Bir martı gibi çıkar kapına gelir.
Sakın yazma!
Çıkıp gittiğinden beri sessiz sedasız.
Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm.
Dönmesen çaresiz kalır ölürüm
Sakın gelme!

İşte dağlar taşlar şahidim olsun
Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum
Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum
Sakın işitme!

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:41 AM
Bir Sen Güzelsin


Sen gözlerimin ufkunda tüterken
Hüzün yağmurları yağmazdı günlerime
Ilıman ikliminle dolardı içim
Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime

İnce bir yapraktı saçların
Yaşlanmış ağacımın dallarında
En gür şafaklar sökerdi
Aşkımızın yollarında

Sen sıcak gülüşlerde yaşardın
Avuçlarında hep bahar yağmuru
Yirmi yaşın elleriyle okşardım seni
Uzandığımız gök maviydi ve deniz duru

Kaçıp sana sığınırdım
Geceler üstüme üstüme gelince
Sonsuz mutluluklar ormanında
Bir nazlı geyik gibiydin ince

Bir sen güzeldin benim için
Bir de yüzünde açan karanfil
Öyle çok esiyordun ki içimde
Bahar rüzgarı gibi efil efil

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:42 AM
Melankoli


O şehirde gene şarkılar söyleniyordur
Karşılık görmemiş sevgiler üstüne
Işıkları sönmüş odamda
Yarım kalmış şarkımı duyuyor musun?
Beni sorarsan gene yapayalnızım
Sen sıcak yatağında rahat uyuyor musun?
Boş kalan yastığımı başkası mı doldurmuş?

Ellerini okşayan o yabancı kim
Öyle uzak bakma yüzüme
Seni artık yolundan döndürecek değilim
Ne o gözlerin dolmuş yoksa ağlıyor musun?
Kırk yılda bir olsun beni anıyor musun?

Özlediğin hayatı buldun mu bilmem
Gözlerinde hala hüzün var gibi
Gene yüzün gülmüyor anlat nedendir
Gene aşksız gene bomboş mu için
Niye ellerin soğuk yoksa üşüyor musun?
Mutluluğun peşinden hala koşuyor musun?

Kar mı yağdı güvendiğin dağlara?
Seni de bir türlü umdurmadı mı kader?
Üzme kendini her şeye rağmen
Dünya yaşanmaya değer
Bu yerler bu alem her şeyden yoksun
Sana sesleniyorum duyuyor musun?


İlhan Geçer

vagrant
30-11-2007, 06:43 AM
Sonbahar Hüzünleri


Kalmadı göklerin mavi gülümsemesi
Yağmur halinde indi toprağa teşrin...
Sarı avuçlarıyla alkış tutuyor
Hüznün zaferine mevsim.

Cümle düşünceler perişan
Mahzun hayaller darmadağın.
Ölümü andırıyor çipil geceler
Acı, güneye dönüşü kuşların.

Rüzgarda çürük yaprak kokusu
Benzi uçuk hastada içlenme, telaş...
Teselli ufkunda kara perdeler
Ve kaybolan renklerde bir damla yaş...

Gümüş dumanlar örttü güzellikleri
Yok ömrümüzde o eski lezzet.
Melül akşamlar ağlatır bizi
Ürkek bakışlarda korku ve hasret.

Bir endişe var sararan dalda
Düşen yapraklarda kaldı neşemiz.
Yeşilin kaderinde can verdi ümit
Yaklaştı toprağa gölgemiz.


İlhan Geçer

vagrant
30-11-2007, 06:44 AM
Güz Vurgunu


Hüzün sokaklarında gülkurusu bir imbat
Kuşların kanadında çığlık çığlık sonbahar
Muhteşem demindeki renklere inat
Kırık telli sazlarda bir Bestenigâr

Eskimiş saçaklarda yüreği dertli kumru
Güz sevdalarına matem tutuyor
Karalar bürüdü nazlı bulutu
Sonbahar en sıcak umutları yutuyor

Semalarda yazla hazin vedalaşmalar
Daha hızlı dövüyor dalgalar kıyıları
Yine yapraksız kaldı zamanı yutan çınar
Kehribar tesbihlere dizdik zamanı


alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:45 AM
Işıklı Yaşantı


Gözlerin iki yıldız damlası
Çalar akşamla kapımı
Bir yağmur başlar içimde yeşil
Döker üzüntü yapraklarını

Her gece bir başka mevsimle gelirsin
Dudaklarında alev alev yaz
Bir bahar kadar arzulu bazan
Bazan da kış gibi serin ve beyaz

Rahat okşayışlar gibidir
Sabahımda ışık ellerin
Sonra tutup alınyazımı yazar
Bırakır ortasında güzelliklerin

Durur yeşilin ortasında umut
Mutluluk gülümser gecelerden
Ölümü yalanlayan şarkılar geçer
Birlikte dolaştığımız bahçelerden

alıntı

vagrant
30-11-2007, 06:46 AM
Usul Usul

Özlem rıhtımında gün akşam oldu
Sarıl küreklere gel usul usul
Güzelim leylâklar saçını yoldu
Dağıt hüzünleri gül usul usul

Odalar şenlensin ayak sesinle
Aynı saksılarda büyü benimle
Mutluluğa dönük şarkını söyle
Kopsun sevincinden tel usul usul

Yağmur ol göklerden yağ ellerime
Ayışığı gibi vur yollarıma
Nazlı kuşlar gibi kon dallarıma
Sevda sepetime dol usul usul

Katmer katmer açıl gönül bahçemde
Bir ipek çevre ol fakir bohçamda
Mecnun'um Leylâ'sın dertli bahçemde
Kapımı yeniden çal usul usul


İlhan Geçer

vagrant
30-11-2007, 06:52 AM
Mavi İkindiler


Bir bir uzaklaştı yıldızlar
Hüzzam besteler çalınan göklerimden
Sevimsiz bir telâş aldı zamanı
Aynalar gülüşünü yitirdi birden

Bir çıkmaz sokağa girdi ümitler
Üşüdü sevgilerin nazlı ağacı
Fenerleri karardı sensiz kıyılarımın
Pembe sevinçlerimde bir kara sancı

Parladı unutuşun keskin bıçağı
Bir tren çığlığıyle silindi hâtıralar
Köprüleri yıkıldı sana giden yolların
Mutluluğu kurumuş bahçeme yağmur
Durmadan ayrılığı ve hüznü yağar

Üzüntü mangalında yalnızlığın külleri
Aşkımızın ikilik cezvesi bomboş
Uzaklaştı limanımdan güneş yelkenlileri
Şimdi en mavi ikindiler bile loş


İlhan Geçer

vagrant
30-11-2007, 06:53 AM
Buluşmak Üzere


Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayım diyorsun
İçine doğdu belki de
İşte çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım


Can Yücel

vagrant
30-11-2007, 06:54 AM
Her Şey Sende Gizli


Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...


Can Yücel

vagrant
30-11-2007, 06:55 AM
Ölümden Sonra


Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak..

Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bize arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok.


Cahit Sıtkı Tarancı

vagrant
30-11-2007, 06:56 AM
Abbas


Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.


Cahit Sıtkı Tarancı

vagrant
30-11-2007, 06:57 AM
Desem ki


Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.

Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.


Cahit Sıtkı Tarancı

vagrant
30-11-2007, 06:57 AM
Aşk

Açınca baharın dişi gülleri,
Bir başka rüzgar eser bahçelerde.
Dinle çılgınca öten bülbülleri;
Sorma niçin düştüğünü bu derde.

De ki: – Aşktır şadeden gönülleri;
Perişan, berbat eden gönülleri.
Aşk söyletir en yanık türküleri,
Ay buluta girdiği gecelerde.


Cahit Sıtkı Tarancı

vagrant
30-11-2007, 06:58 AM
İmkânsız Dostluk


Değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil
Bilsen. Ben hangi âlemdeyim, sen hangi âlemde.
Aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler?
Sanmam. Yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil
Sen kendi gecende gidersin, ben kendi gecemde
Vazgeç kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler...


Cahit Sıtkı Tarancı

vagrant
30-11-2007, 06:59 AM
Düşten Güzel


İlktir baharın gömlümce geldiği
İlktir hem sarhoş hem ayık olduğum
Bir gerçek içindeyim düşten güzel
Sevdiğim gülüyor yanıbaşımda


Aşkından tâlihimin düzeldiği
Sen gökte ararken yerde bulduğum
Bir sende gördüm ince ruh ince bel
Sende murada erdim kırk yaşımda

Cahit Sıtkı TARANCI

vagrant
30-11-2007, 07:00 AM
Biz Nerdeyiz Sevgilim?


Gecesi benden, mehtabı senden
Bir bahçesi var ki aşkımızın,
Mevsimlerdir dolaşırız, bitmez.

Kim demiş ki zamanla gül solar?
Bülbül hiç yorulur mu türküden?
Dilbersin işte, delikanlıyım.

Ne hikmettir bu Yarab, ne güzel!
Herhalde yeryüzünde değiliz;
Sahiden biz nerdeyiz sevgilim?


Cahit Sıtkı Tarancı

vagrant
30-11-2007, 07:01 AM
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman


Dilimde sabah keyfiyle yeni bir ümit türküsü
Kar yağmış dağlara , bozulmamış örtüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman


Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerlerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum ,geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman


Beklesen de olur , beklemesen de
Ben bir gökkuruşum sırmalı kesende
Gecesi çok süren karlar buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa seni bana
Geleceğim diyorum,takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman


Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarımı aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman


Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri saracağım ben
Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde,kesin takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman


Bak işte notalar karıştı ,ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmur arsız
Ey benim yeni alfabemdeki kadim elif
Ne güzellik ,ne tad var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman


Ihlamur çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sadığım ,sadığım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman


Bahattin Karakoç

vagrant
30-11-2007, 07:01 AM
İlkyazda


Sen bir şarkıyı yorumlarken
Ayaklarım yerden kesilir benim
Yedi kat göklerde dolaşırken,
Başım bir yıldıza çarpar
Akkor kesilir bedenim...

Sen bir şiiri yorumlarken
Bense gök kuşağına binerim
Yüreğim kıpır kıpır bir kuştur artık!
Dağın, vadinin üzerinde
Yağmurla yarış ederim…

Sen bir resmi yorumlarken
Boyalar canıma karışır benim
Figürler egemen zaman ve mekana
Yer-gök türkü çiçeğidir
Yeşerten sensin güzelim...

Sen sustuğun vakit ilk yaz yok artık
Berekette biter, sevda da biter
Birden çöküverir kış ve karanlık
Şarkısız, şiirsiz, resimsiz bir dünyaya dökülür
Kanatları kırılan türküler...


Bahattin Karakoç

vagrant
30-11-2007, 07:02 AM
Aşk


Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki
Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk.

Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından
Fışkın sürerce dirilip yeniden yanmaktır aşk.

Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp,
Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk.

Sevgilinin otağını gökkuşağına boyayıp gece-gündüz,
Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk.

Yaratmaktır ya da sevgilinin toprağından yaratılmak,
Her nefes alıp verişte yanmaktır aşk.

İsmaili bir gönülle teslim olmaktır bıçağa,
Birini kandırmak değil, bilerek kanmaktır aşk.

Diline arılar konar, koynunda karıncalar gezer,
Sevgilinin ölçeğiyle her zaman sınanmaktır aşk.

İsrafil'in Sur'unu ruhunda duymaktır aşk,
Suyu suyla yumak gibi aşka inanmaktır aşk.


Bahattin Karakoç

vagrant
30-11-2007, 07:04 AM
Sana Gelirken


Sana gelmeliyim
geçip ayrılığın gül bahçesinden
ateş kesilmeli damarlarımdaki kan
gecenin en koyu karanlığında gelmeliyim sana
göz gözü görmemeli
dilimde şiirlerim olmalı bir de
yüreğim papatya dolu kırlar
öyle gelmeliyim sana..

Avuçlarımda umut dolu yarınlarla gelmeliyim sana
başımda temmuz akşamları
sonra bir yıldız kaymalı
yüreğimin kuytu bir köşesinden
bakılmaya doyum olmayan gözlerin olmalı bir de
dolunay olmalı yüzün
öyle gelmeliyim sana..

Hasretin dağ gibi oturmalı yüreğime
öyle gelmeliyim sana
kimseler görmemeli yüzümü
kimseler bilmemeli
hafiften bir rüzgâr esmeli sana gelirken
gözlerimde yalnızlık
saçlarımda yıldızlar olmalı bir de
inceden bir yağmur yağmalı sonra
ve kavuştuğum gün sana
yüreğimi avuçlarının tam ortasına koymalıyım
kuru bir gül misâli
öyle gelmeliyim sana..

Acılarım elpençe divan durmalı karşımda
uykuya dalmalı aşkı bilmeyenler
dalıp gitmeliyim bir zaman
mushaf gibi duvarlara astığım sûretlerine
utanmalı geceler sonra
gözlerinin karasından
işte öyle gelmeliyim sana..

Yangın panayırları kurmalıyım bir de
yaşadığın şehrin meydanlarına
âhımdan tutuşmalı yarasaların kanatları
ardına bakmadan kaçmalı benden
aşkı tanımayanlar
bir sen kalmalısın yanımda, bir de hayâlin
öyle gelmeliyim sana..

Sana geldiğimde sesimden değil
gözlerimden değil
gözlerimin altından tanımalısın beni
boynumdaki ip izlerinden bir de
biliyorum yakışmazdı bana
darağaçlarını süsleyemeden gelmek kapına
ama öylece gelmeliyim
gelmeliyim ve sesinden öpmeliyim seni sonra
işte öyle gelmeliyim sana..

Kıpkızıl güller getirmeliyim sana
adı şiir olan
aşkın kerbelâsı olmalı yüreğim
kan olmalı sokaklar seni gördüğümde
görür görmez
bir “âh" koymalıyım kaşlarının arasına
cennetim olmalı gözlerin
öyle gelmeliyim sana..

Sol yanından ne haber deme bana sakın
bir aynadır şimdi yokluğun cebimde
bakıp bakıp delirdiğim
hergün
bir bilinmeyene gitmek hazırlığı yüreğimde
rüyalarımda yağmur yüzlü dervişler
boynumda sensizlik yaftası
ellerimde gül ve karanfil kokuları
kessem şiir akacak bileklerimden
kesmesem sen
kalmadı yanacak yerim gayrı
sana mâlumdur elbet
dokunsalar değil
artık dokunmasalar da ağlıyorum yâr

İşte böyle gelmeliyim
gelirsem sana
ve ciğer kanım olmalı sana sunduğum güller
bir sen kalmalısın
sevdâ nöbetlerimden geriye
bir sen
sonra cennet kokuları gelmeli uzaklardan
kokun gelmeli bir de
yeşil kanatlı yağmur kuşları olmalı omuzlarımda
ellerimde yokluğun
hasretin heybemde
bir de şiirlerim yüreğimde
öyle gelmeliyim sana..


Rıdvan Canım

vagrant
30-11-2007, 07:04 AM
Göz Gazeli


Dalından koparılmış taze birer karanfildir gözlerin
Bir tatlı hüzün ve sahilsiz bir denizdir gözlerin

En deli yağmurlarla gelen bir bahar mevsiminde
Rengârenk çiçeklerle bezenmiş bâdemdir gözlerin

Umut iklimlerine sevinçle kanat açarken bütün kuşlar
Annesini kaybetmiş bir yavru pelikandır gözlerin

Hasretin en dayanılmaz ateşlerine düştüğüm o günde
Bana hayat veren pınar ve serin bir gölgedir gözlerin

Ve en güzel baharlarda saçlarıma kar yağarken şimdi
Gönül hânemi vîrân eyleyen bir hârâmîdir gözlerin

Kim demiş şefkati yok hem merhametsizdir diye
Âh, yavrusuna keder emziren bir annedir gözlerin

Yakub gibi Yusuf'unu hasretle beklerken ben
Bir gece yarısı ansızın çıkıp gelen eceldir gözlerin


Rıdvan Canım

vagrant
30-11-2007, 07:05 AM
Suların Ötesi


Bir yanı Mecnun'dur kıyılarımın
bir yanı Leylâ
yokluğundur yankılanan suların ötesinde her gece
her gece dokuz yerimden vururlar beni yâr
kanatlanmış atlar gibi geçerim
rüyalarından...

Hesaba çekilirim geceler boyu sonra
gözlerinin karasından
bilmezler dâra çekildiğimi saçlarında bin kez
sonra kenâra çekildiğimi
bilmezler
esmer bir ateş var içinde ey ölü nedir bu derler
leylâ derim, gözlerin diyemem
diyemem...

Suların ötesinde bir esmer gül açar akşamları
adı leylâ, rengi leylâ, kokusu leylâ
o yüzden siyahlar giyinirim hep ben
saçlarımı o yüzden tarayamam
siyaha mübtelâ oluşum ondandır
ondandır dalgın dalgın bakışım sulara
bilmez misin
semâya bakıp bakıp ağlayışım
ondandır...


Rıdvan Canım

vagrant
30-11-2007, 07:06 AM
AŞK İKİ KİŞİLİKTİR

Değişir yönü rüzgarın
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk, iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaktadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına.
Aşk, iki kişiliktir

Avutmaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına.
Aşk, iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece
Tüketilmiş ve düşmüş gözden;
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını,
Severken hiç bir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk, iki kişiliktir.

Ataol BEHRAMOĞLU

vagrant
30-11-2007, 07:07 AM
BEN ÖLÜRSEM AKŞAMÜSTÜ ÖLÜRÜM

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Şehre simsiyah bir kar yağar
Yollar kalbimle örtülür
Parmaklarımın arasından
Gecenin geldiğini görürüm

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Çocuklar sinemaya gider
Yüzümü bir çiçeğe gömüp
Ağlamak gibi isterim
Derinden bir tren geçer

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Alıp başımı gitmek isterim
Bir akşam bir kente girerim
Kayısı ağaçları arasından
Gidip denize bakarım
Bir tiyatro seyrederim

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Uzaktan bir bulut geçer
Karanlık bir çocukluk bulutu
Gerçeküstücü bir ressam
Dünyayı değiştirmeye başlar
Kuş sesleri, haykırışlar
Denizin ve kırların
Rengi birbirine karışır

Sana bir şiir getiririm
Sözler rüyamdan fışkırır
Dünya bölümlere ayrılır
Birinde bir pazar sabahı
Birinde bir gökyüzü
Birinde sararmış yapraklar
Birinde bir adam
Her şeye yeniden başlar

Ataol BEHRAMOĞLU

vagrant
30-11-2007, 07:08 AM
AĞUSTOS KONUĞU

Odama bir an giren uçucu bir böcek
-Arıdan irice, kanatları renkli-
Dolaştı bir süre, vızıldamadan.
Sonra bulup yolunu pencerenin
Çıkıp gitti

Bir öykü çeviriyordum Çehov'dan
Masamda bira bardağı
-Odam, kitaplarım,olağan dünyam-
Tül perdede ağustos ışınları

Tanık oldu yaşamıma
Bu uçucu böcek, sadece bir an
Çıkıp gitti sonra
Tıpkı yaşamıma bir an katılan
Sonra yitip giden bir sevgili gibi

Ataol BEHRAMOĞLU

vagrant
30-11-2007, 07:09 AM
YALNIZLAR RIHTIMI

Bir ben miyim perişan gecenin karanlığında
Yosun tuttu gözlerim yalnızlar rıhtımında

Bütün gece ağladım dalgalar kucağında
Yosun tuttu gözlerin yalnızlar rıhtımında

Bir beni mi unuttular uçup gitti martılar
Geceler ben ve deniz yalnızlar rıhtımında

Bütün gece ağladım dalgalar kucağında
Yosun tuttu gözlerin yalnızlar rıhtımında

Bütün gece ağladım dalgalar kucağında
Yosun tuttu gözlerin yalnızlar rıhtımında


alıntı

vagrant
30-11-2007, 07:10 AM
AĞAÇLAR

Bilinmez biçimler çiziyor
Havada sesi.
Kimi çiçeğe durdu,
Güzellendi kimisi.

Çağları emziren toprak
Çöllenirken acıdan
kimi kurudu kaldı.
Ölümü yendi kimisi.

Şükran KURDAKUL

vagrant
30-11-2007, 07:11 AM
SAKSIDAKİLERE

O bir saksıydı siperde
Her sabah sulanırdı hizmetçilerde
Yağmuru gördü ya şimdi
Aklı orda hep:
Dindi
Dinmedi

O bir saksıydı siperde
Gökten inenleri gördü de
Anladı gayrı
Yağmur yemek nerdeee
El elinden sulanmak nerde

Can YÜCEL

vagrant
30-11-2007, 07:11 AM
DEĞİŞİK..

Başka türlü bir şey benim istediğim,
Ne ağaca benzer, ne buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız
Rengi başka, tadı başka.

Can YÜCEL

vagrant
30-11-2007, 07:12 AM
DÖRTNALA SESSİZLİĞİN İÇİNDEN

Tan yeri ağarırken ulaştı ulaşacağı menzile.
Çocuklar evlerinde gözlerini oğuşturuyorlardı
düşlerden arınmak için -
doru bir kısrağın ardından koşmuşlardı az önce;
uçurumların ucunda durmuşlar,
bulutlara tutunmaya çalışmışlardı korkuyla.

O da atını bir han avlusuna bağladı.
Anladığı bir dil değildi duyduğu;
gene de yabancı saymadılar onu karşılayanlar.
Uzak bir bahçedeki kuleyi gösterdi hancı.

Sen gideli,
yollardaydı hep bu kalabalıkla.
Tam neredeydi, hangi mevsimde?
Bilmiyordu kimlerle yola çıktığını.
Kulenin taş basamaklarını tırmanırken
yolu nerede yitirdiğini düşündü.
Bir çam kokusu geliyordu karşı tepeden esen yelle,
bir su sesi, yakındaki değirmenden.

Şimdi kulenin tepesinde.
Gözleri,
eşlerini yitirdiklerinde
çok yaşamayan yaban kuğularında.
Deniz ürperiyor uzakta.


Cevat ÇAPAN

vagrant
30-11-2007, 07:13 AM
İÇE KAPANIŞ

Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülere sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten kimine gam.

Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte;
Toplasın acı meyvesini nedametin
Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.

Bak göğün balkonlarından, geçmiş seneler
Eski zaman esvaplarıyle eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güleryüzle, sulardan.

Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.


Charles BAUDELAIRE

vagrant
30-11-2007, 07:14 AM
GİZ SES

Bir rüzgarda buldu seni bir rüzgarda yitirdi,
penceresinden baktı sine sine yağan uçarı yağmura
ve essin dedi, bir daha essin, sen çünkü bana eşsizsin,
gökyüzünde karmaşık bir sözdizimiydi kurduğu esin
perisinin - çekti sinesine koydu bulutlardan bir tortuyu,
uzan dedi, uzan Enis, tam bir gece için biriksin sesin.

Enis BATUR

vagrant
30-11-2007, 07:15 AM
SEVGİ DURAĞI

sözverdiğimiz yerde buluştuk
sözverdiğimiz zamanda değil.
ben yirmi yıl erken gelip bekledim
sen geldin yirmi yıl geç
ben seni beklemekten yaşlıyım
sense beklettiğin için genç.

Aziz NESİN

vagrant
30-11-2007, 07:15 AM
BU YAĞMUR

Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,
Nefesten yumuşak, yağan bu yağmur.
Bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince,
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik,
Tenimde acısız yatan bir bıçak.
Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça çisil çisil yağacak.

Bu yağmur, delilik vehminden üstün,
Karanlık, kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün,
Sulardan, seslerden ve gecelerden...

Necip Fazıl KISAKÜREK

vagrant
30-11-2007, 07:16 AM
YAR O Kİ

Falan, dağın ardında;
Seslen, seslen, işitmez
Filan toprak altında;
Göz yaşları diriltmez

Neye vardın, vardın da?
Ufuk varmakla bitmez.
Bir şey göster kadında,
Tılsımını eskitmez

Yar o ki, hep yadında;
Eskimez ve eskitmez.
Muradı muradında,
Seni bırakıp gitmez.

Necip Fazıl KISAKÜREK

vagrant
30-11-2007, 07:17 AM
HATIRLATMAYIN..

Ey yeni aşıklar ey sevdalılar
Her gün bu sokaktan geçip durmayın
Benim de yaşanmış anılarım var
Bana o günleri hatırlatmayın

Kimbilir kiminle nerede şimdi
Belki de en uzak yerdedir şimdi
Tatlı bir masaldı yaşandı bitti
Bana o günleri hatırlatmayın

Bir zamanlar bizimdi o köşebaşı
Anılarla dolu toprağı taşı
Hala gözlerimde o son bakışı
Bana o günleri hatırlatmayın.

Ahmet Selçuk İLKAN

vagrant
30-11-2007, 07:17 AM
BENİ ZORLA ŞAİR YAPTILAR

Güldüm ağlattılar!
Sevdim aldattılar!
Sarıldım Bıraktılar!
Sağolsun dostlar, sevenler, sevilenler
Beni zorla şair yaptılar...

Ahmet Selçuk İLKAN

vagrant
30-11-2007, 07:18 AM
GÜN YİRMİDÖRT SAAT ŞİİR

Her sabah şiir uyandırır uykularımdan beni
Şiirle kahvaltı ederim
Şiirle giderim öğlen önceleri işime
İkindileri yine onunla dönerim

Şiir ellerimde benim
Gözlerimde, yüreğimde
Oturur akşamları birlikte içki içerim
Kaldırırız kadehlerimizi
Kah ayrılıklar
Kah mutluluklar üstüne

Ve şiirle birlikte ağlarım, gülerim
Velhasılı
Küçük bir çocuk nasıl severse annesini
Ben de şiiri öyle severim

Ahmet Selçuk İLKAN

vagrant
30-11-2007, 07:19 AM
BULUT MU OLSAM

Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.

Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa? ..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla

Nazım Hikmet

vagrant
30-11-2007, 07:20 AM
VE SONRA

Kurudu sevgiler gönül tasında
Her mevsim bir başka aldattı bizi
Renkler başkalaştı gün ortasında
Koyu bir karanlık öptü denizi

Daraldı her sabah geniş ufuklar
Aşkımızı gölgeledi bulutlar
Yaprak yaprak daldan düştü umutlar
Tüketti takvimler gençliğimizi

Seneler yalancı çıktı düş gibi
Tüm yazlar üşüttü kara kış gibi
Mermere işlenmiş bir nakış gibi
Dağıldı yüzlerce yokluğun izi

Önce Gerçek dedik ve sonra Neden
Bekledik bir daha gelmedi giden
Uyandık en güzel düşü görmeden
Aynalardan sorduk birbirimizi.

Abdurrahim KARAKOÇ

vagrant
30-11-2007, 07:21 AM
SABAH DUASI

Sen doğmana bak güzel gün
Gözümü alan aydınlık
Dağlar seninle heybetli
Ovalar seninle sonsuz.

Şükür sayabildiğime
Şehrimin bacalarını
Duası anacığımın
Her bacada duman gerek.

Bir neşedir ağaçlarda
Yaprak yaprak ışıldayan
Uçan kuşa güle güle
Gönlüm kanatlarındadır.

Artık ayırd ediyorum
Fabrikayı mezardan
Meydan şimdi meydan oldu
Yollar şimdi yola benzer.

Kulak ver ne musikidir
Her doğan günle beraber
Şehirden gelen uğultu
Dinlemeye doyamadığım.

Dilerim ulu Tanrı’dan
Bu mübarek sabah vakti
Okula giden çocuğa
Zihin açıklığı versin.

İşçisine memuruna
Cümlesine cesaret sabır
Açılan pencerelere
Kalkan kepeneklere selam.
Sen doğmana bak güzel gün

Gözümü alan aydınlık
Trenler seninle gider
Vapurlar seninle gelir
Senden her beklediğimiz.

Cahit Sıtkı TARANCI

vagrant
30-11-2007, 07:21 AM
YAĞMUR YAĞADURSUN

Dışarda yağmur yağadursun
Ve içerdeyse bütün eşyan
Esneyip senin gibi her an
Pencerelerden bakadursun

Dışarda yağmur yağadursun
Ve yağmur gibi sonsuz olan
Gözyaşların ve sayıklaman
Camlarda halka halka dursun

Dışarda yağmur yağadursun
Ve zaman, yavrum, zaman
Da yağmur gibi oluklardan
Ve ellerinden akadursun.

Cahit Sıtkı TARANCI

vagrant
30-11-2007, 07:22 AM
CAN YOLDAŞI

Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine musavi.
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz.
Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara
Ağac yaprak verir, sır vermez rüzgara
Ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yalnızlık nedir göreceksin
olduğun zaman.

Cahit Sıtkı TARANCI

vagrant
30-11-2007, 07:23 AM
YAZIN BİTTİĞİ

Yazın bittiği her yerde söylenir.
Böyle kırmızı kalkan görülmemiştir
Ölüleri örten yapraklardan başka.
Çünkü sahiden yaz bitmiştir,
Göle bakmaktan usanır insan,
Koru tutmaktan, yol gözlemekten;
Çadırlar toplanır, yaralar sarılır;
Durgun bir yolculuk, uzun bir şapka
Artık yaprakları beklemektedir.

Aşk mıdır kış gelince başlayan
Beyaz kılıçla yürüyen aşka...
Bırakmaz olur kuşlarını ülkeler,
Yazın her yerde bittiği söylenir;
Yorgunluklar çoğalır silahlardan sonra;
Kardan mezarları görülür ıssızlığın
Ölü öpüşlerin koyuluğuyla...
Aşk kalmıştır otlarda yılı götüren,
Cesur savaşçıları taşıyan kışa.

Her yerde yazın bittiği söylenir,
Çürür çiçeklere yapışan kanlar;
Belki uzaktan iki atlı yaklaşır,
Belki yakından iki yaprak kalkar;
Akşamın örtüsü derelerde yıkanır,
Gökyüzünü görünce gecenin devi
Çıkarıp şapkasından yıldızlar saçar,
Cüceler bunu bilir, gürgenler bilir,
Aşkın uyumadığı her yerde söylenir.

Ülkü TAMER

istanbul
30-11-2007, 05:43 PM
Meleğin gözünden

Melek oldum, geziyorum cennetimi.
Açtım kanatlarımı senin için savaşan askerlerine,
Kenetledim kollarımı sana ''İstanbul'' diyenlere.
Ben meleğim, İstanbul'um...

Kah Ayasofya'dayım, kah güvercinlerini beslediğin Yeni Camii'de.
Melek oldum, geziyorum cennetimi.

Yollarındayım;
Gecenin karanlığında,
Beraberim çocuklarınla.
Korkan, yalnız ve çaresiz çocuklarınla.
Yollarındayım;
Meyhanelerden dağılan,
Hüzün, sevinç ve kadeh seslerinle yollarındayım....

Ben İstanbul'um,
Kah kilislerin çanıyım;
Kah şiirlerinde uçuşan kelebeğim.
Kah Kız Kulesi'nde sözü geçen yılan benim
Ya da kral kızı....

Dolaşıyorum,
Güneşi aldım, Yerebatan'a verdim.
Ben İstanbul'um, ben meleğim.
Asma köprü damarlarım
Deniz suları kanayan yaram,
Ben meleğim, ben İstanbul'um.

Ben meleğim,
Kah Leyla'yım Kah Mecnun,
Kah Fatih 'in elleriyim, dolaşıyorum İstanbul'u....

Deniz kızıyım,
Altın pullarımı yakamozlardan çaldım,
Ben İstanbul'um.
Dolaşıyorum dar sokaklarını,
Ayaklarımı kırdım, uyandırmadın elleri nasır tutan şairlerini.

İstanbul'u dolaşıyorum,
Ben meleğim,
Dolaşıyorum İstanbul'u.

Sevgiyim ben!
Benim yeni doğan bebeği ağlatan benim, İstanbul.
Meleğim ben, dolaşıyorum İstanbul'u.
Benim işte şehrim İstanbul,
İçinde tüm insanlığın rengini barındıran....

Benim işte İstanbul'um,
Hani anlatılır ya İstanbul
Hani her zaman iç çekilir ya;
''Ah, İstanbul ah'' diye
İşte o benim İstanbul.

Büyük caddelerinde dolaşan, köylü kızlarının elindeki kına benim,
Anla işte! Benim İstanbul
Bayraktaki ay, yıldız, kırmızıda benim
Özgürce esen, rüzgarda benim.
Anla işte! İstanbul benim.

Gezdim dolaştım İstanbul'u...
Ben meleğim, ben İstanbul'um.

alıntı-

YAĞMURR
30-11-2007, 08:25 PM
Yorgunum...

Dinlenmeye ihtiyacım var...

Bir yük öylesi asılıyor ki saçlarımdan aşağıya.

Tutunmakda güçlük çekiyorum yaşam denen o dala...

Ne istediğini bilmiyorum benden ama zayıflattın ruhumu,

Ağırlığın çöktü üzerime....

Atamıyorum bir türlü sebepsiz gelen fazlalığı....

Yorgunumm hem de çokk.



Neden beni seçtin asılmak için

Çok mu dirayetli duruyorum hayata....

Yıkılmam sandın değil mi?...

Kuvvet depolarım sınırlarını yitiriyor...

Elimde fazla birşey kalmadı...

Kalanlarla yetinmeyi çokdan öğrenmişken,

N'olur sen de birşeylerimi alıp gitme yüreğimden....

jandark
01-12-2007, 08:44 PM
Senleyim

Git diyene kadar
Bitti diyene kadar
Yanındayım sen uzak olana kadar
Ne derlerse desinler.
Kim kaybetmek ister ki seni
Yüzünü, ellerini
Bu sevgi dolu sınırı olmayan yüreği...
Hiçbir melek yoktur yeryüzünde eminim
Bu kadar iyi,bu kadar sıcak
Böylesine sevgili...

jandark
01-12-2007, 08:50 PM
Aşık olmaksa eğer
nefesim düğümlendi doğru
ellerim titredi göğsüm acıdı
aşık olmaksa eğer
bir biblo gibi kendimi seyrettim
cansız bedenimi karşımda
sesim kısıldı gözlerim şaştı
tüm bunların sebebi aşık olmaksa eğer
hiç beklemediğim kadar onu bekledim
hiç özlemediğim kadar onu özledim
buna gerekçe aşık olmaksa eğer
ilk kelimesinde yutkundum
gözlerinde yoğruldum
kendimi dakikalarca avuttum
lakin aşık olmaksa eğer
merhabası bile en güzel gırtlaktan yükselen
bir hurinin yaptığı nakarat gibi geldi bana
kulağımda eriyen
yani aşık olmaksa eğer
ilk görüşte çırpındım
hiç olmadığım kadar özgürdüm
insana hayat veren gülüşüyle mutluydum
bu aşık olmaksa eğer
aşık olmaksa mutlu olmak
kendine akmak ser ser
aşık olmaksa değerinden öte paha biçmek
özleminde hüzünlenmek
aşık olmaksa eğer
ben bu aşkı alırım
en derine koyarım
üstünü sıkı sıksı kapatırım
kuşlar bile gagalar diye
fırtına eserde elimden uçuverir
ben bu aşkı son damlasına kadar
son anına kadar yırtarak bendimi
engelleri bozarak sevgiye alışarak
yaşarım,yaşarım ben arkadaş

jandark
01-12-2007, 08:52 PM
Senlerle Soylesi

her gun burada kapilar
sessiz harflerle kapanir
soluk almaz yurekler
karanlik gok agirligi olur
o cocuklar yetim
bu kadin dul
sokaklar yagmur yagmur gencligim
sevgiye yanginiz
benim belali kentim Istanbul
ayriligimiz
ayriligimiz
ayriligimiz
bu beni dogrulayan en yasadisi yol

eslik etmek zor sanirim gelemezsin
gonderirsen ama elyazisi bir gulucuk
severim yeniden, yasantimiz oylesine kor
severim yeniden, dur, radyo tiyatrolari susar
alamazlar elimden yorgunlugumu, duyma bunlari
bilmemis ol
zaten ask siiri yazamam belki utanirim
ya da kimi zaman isyanlar girer koluma
burada isyanin dogulu adi
yani onur
otede sevgi ve sen
ve bu dunyada deli gibi ben varim
azaltma beni n’olur
dogal hukuk gibi kutsaldir gozyaslarim
resimlerin...
( hem simdi pazar
gitmeliyim
anamin fileleri agirdir, ayaklari sayri )
resimlerine Turkce ogrettim
renkleri beyaz bir opusle bitecek
ilk sevgiden beri biz
surekli insan dogduk
ama onlar ilk kez
insan gibi olecek
severim yeniden, beni sor
dunyanin dogusunda diyecekler
orada yazilir coskularimin tarihi, gorulmedik ozlemlerim
uzun etme artik anlaman gerek
dugum dugum girtlagim, sevgime atbasi olum
ve o olume en derin mahpustur
bu aykiri gozlerim

jandark
01-12-2007, 08:54 PM
senlebeN

senleben__yani gökle deniz__
bir elmanın iki ayrı yarısı_
veya
bir tek yürek durmadan dağlanıp duran__

senleben_kış değil ya da yaz__
ya hazan da savrulan yapraklarl biriz__
ya da baharda tomur olup
hayalden hayale gezeniz__


_yani güneşle dünya veyahut
ayla dünya__
birimizin gölgesi diğerine düşse_
kainat olayı sayılıyor böyle de___
sonsuz kainatta
bilmediğimiz yıldızlar dökülürken göğümüzden__
biz de bir tek dilek bir tek arzu...

jandark
01-12-2007, 08:55 PM
Cebimde biraz aşk kırıntısı
Sol yanımda sevgi döküntüsü
Bir yürek var
Gözümde sisin dumanın arasında gölgen
Omuzun üstünde az olsa çalışan beynimde
Hayal meyalsin seçemiyorum bile seni
Belki sensin belki değilsin
Bilmiyorum bilemiyorum
Aslında tek çözümüm var
Ne senli oluyor ne sensiz
En iyi kıymalı bu cana
Bulamalı her yeri kana
Boyamalı duvarları kırmızıyla
Ve son perdede film şeridinin bitiminde
Sen olmalısın sadece

jandark
01-12-2007, 08:56 PM
Biliyorum sevdiğim,
İmkansızlıkların var gönlünde,
Ben seni böyle seviyorum,
Gönlümün her deminde...

Allah sevdiklerinden asla ayırmasın,
Sabah akşam dualarım seninle,
Sevgi budur,beklemek,özlemek,
Sevdiğini taa yüreğinde hissetmek
Umarsız,beklentisiz en naif duygularla sevmek...

Tertemiz dünyamızda bir tanem,
İnadına ölümüne sevmek..
Söz olsun sana ömrümce,
Ne başka bir el ne bir göz değecek,
Son baharını yaşayan kalbime.....

Hayatı seninle tattım,
Yaşadım sevgini ben,
Adım gibi eminim yüreğindeki sevginden....

Korkma ucunda ölüm olsa,
Ayrılık bile olsa sonunda,
Gönlümde sadece sen,
Hep seni..seni beklerim ben...

jandark
01-12-2007, 09:00 PM
gözlerinin buğusu ayarında
Hep deliler gibi sevincinde
Islanan her göz kapağında
İşte orada işaretli bir sevda…

Her yanında aynı sözcükler
Dizelere anlam katan kelimeler
Aşkına efkarına gömük hisler
Hislere mahkum yürekler…

İşte hep aynı öykü
İşte hep aynı tutsak kalpler
Ölümüne yenik düşmüş saatler
İşte bende sana kalan sesler…

Hep aynı şarkıyı dinleyeceksin
Saatlerce bıkmadan
Hep tavana bakacaksın
Ellerin titreyecek anlamayacaksın…

Daha az önce ne güzeldi her şey
Gülümsüyordun işte
Birden koptu fırtına
Ayaz oldu hayat birden bire…

Kırk yıllık gemi batıverdi
Koskoca çınara bak hele
Ne derken ne oldu
Ne söylerken kim…

Bak işte ibret arıyorsan
Karşında duruyorum
Karşında susuyorum
Eğlence arıyorsan…

Gül haydi
Gülmek sana çok yakışıyor…

istanbul
04-12-2007, 05:30 PM
Deniz ve Ben

Dağlara bakıp çok hüzün yaşamadım
Kör bulutları örtmedim üstüme
Sessiz sedasız açtığım gecelerde
Soyundum çırılçıplak kutsandım incilerle
Yakamozu yalayan eşşiz mavililiklerde...
Alev saçlı dalgalar giyinip üstüme
hüzünlerimde,sevinçlerimde denize aktım oluk oluk
uzakta ince bir çizgi, ufka baktığımda
hep kendimi gördüm...
Ben ordayım...Ben ordayım...

hiç denizin üstünde açan kırmızı laleyi
hayallerinizle bir bütün uçurdunuz mu gökyüzüne? ...
Ve hiç seyre daldınız mı derin derin
Kızıllığın zambaklar kuşanıp salınmasını deniz üstüne
Ay yarap...Ay beni sarıp düşüren yakamozun içine...
Gözümde mi o an servet,umrumda mı cümle alem
Ne muhteşem seyirdir yaşadıklarım o yolculuk süresince...

Neler kopmuştur bam telinden
Neler batıp çıkmıştır benim yaralı gönlüme...

Bazen dünün gözyaşı var düşen her yakamozda
arada bir daldırıyor yaldızına katık
Bazen söküp atıyor pervasız,sineden iti uğursuzu
Ve bazen sıcak döşek oluyor öksüz düşlerime

Biliyor musunuz diken olup batmadı hiç yüreğime...

hep dedim ki ölmek kaçınılmazsa ben denizde ölmeliyim
Ancak ben,onda ben olup giderim...

Sustunuz.............
Sözcükler mi düğümlendi içinize
Gözünüzü kapadınız,baktınız şimdi o eşşiz maviliğe...

Üzülmeyin,sıkmayın canınızı
Deniz biter mi hiç
Biz içiçie yaşadıkça
Ne o, ne de ben biteriz
O hep olacak yer gök bir olana dek
Benden önce hep gülümsedi...

ya ben gidince...
ya ben gidince....

Kahkahalar atar mı hoyratça bilemem
Kudurur mu diplerden alabildiğine acımasız
Usul usul sokulur mu arasıra değer mi sevda limanlarına...
belki sevişmeleri son yakamozla,gelinlik çıkar üstünden
Matemi kadın yapar kendine karanlık gecelerde
Belki yıldızları da düşürmez üstüne
Uçurmaz martıları,savurmaz mabedinde...Biliyorum...Ben gidince...

Ben gidince...

alıntı-

9 ŞUBAT
04-12-2007, 05:34 PM
istanbul gene guzel şiirlerini yollamışsın , ama artık bizi unuttun bak yeniler seni tanımıyor , sen gittiginden beri site epey kalabalıklaştı .

Nefertiti
05-12-2007, 04:11 PM
BENİ ZORLA ŞAİR YAPTILAR

Güldüm ağlattılar!
Sevdim aldattılar!
Sarıldım Bıraktılar!
Sağolsun dostlar, sevenler, sevilenler
Beni zorla şair yaptılar...

Ahmet Selçuk İLKAN


Derbeder abiii(VAGRANT)!!!!

Özledik şiirlerini;)
nerelerdesin..???

spider-3
05-12-2007, 11:12 PM
sevgi gücü
Seni her görüşümde,
Kalbim duracak gibi oluyor,
İsmin her aklıma gelişinde
Dalıp gidiyorum

Seni kalbimden sökmeye çalışıyorum
Ama sökemiyorum
Anladımki seni kalbime
Bir mıh gibi kazımışım

Dünden beri düşünüyorum
Seni neden bu kadar sevdiğimianlamak için
Anladım ki
Sevgim o kadar güçlü ve kalbimden sökemeyecceğimi

spider-3
05-12-2007, 11:22 PM
<center><a href=http://www.parlakresim.com><img src=http://www.parlakresim.com/simli_resim/siir/s10.gif title="Parlak Resimler" border=0></a><br><center><a href='http://www.parlakresim.com'><font size="2">Parlak Resim</font></a></center></center>

spider-3
05-12-2007, 11:29 PM
Anne

Kollarında büyüttüğün
Ellerinde yürüttüğün
Ninliler söylediğin
Sevgili çocuğunum

Hastayken yanımda olan
Sendin anneciğim
Kulağıma ninniler söyleyen
Sendin anneciğim

Canım anneme bu şiir psikoloji.gen.tr den kendisi 1nisan olur
:):D:)

spider-3
05-12-2007, 11:32 PM
Tutsak


Bir kıvılcım yakmadan geceleri
Saklan düşlerden kimse görmesin
Cümlere katmadan heceleri
Zincir vururum Kimse bilmesin

:D:):D:)

spider-3
05-12-2007, 11:33 PM
Tutsak


Bir kıvılcım yakmadan geceleri
Saklan düşlerden kimse görmesin
Cümlere katmadan heceleri
Zincir vururum Kimse bilmesin

1nisan
05-12-2007, 11:50 PM
20
bu şiir benim şiirim

1nisan
05-12-2007, 11:51 PM
BENİ ZORLA ŞAİR YAPTILAR

Güldüm ağlattılar!
Sevdim aldattılar!
Sarıldım Bıraktılar!
Sağolsun dostlar, sevenler, sevilenler
Beni zorla şair yaptılar...

istanbul
06-12-2007, 08:39 AM
günaydın eski dostlarım ve tüm yeni arkadaşlar..burasının böyle geliştiğni görmek ne güzel..emek veren tüm dostların ellerine sağlık..

MEMLEKET İSTERİM (26494 Hit)

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.

CAHİT SITKI TARANCI

istanbul
06-12-2007, 08:41 AM
BUGÜN HAVA GÜZEL

Bugün hava güzel,
Bugün içim içime sığmıyor.
Annemden mektup aldım,
Memlekette gibiyim.
Allaha çok şükür karnım tok;
Elimi uzatsam kahve fincanı dudaklarımdadır.
Kuşlar kaçmıyor benden;
Bir güvercin kanadında okşuyorum
Göklerin maviliğini.
Serçelerin cıvıltısıyla siniyor içime
Ağaçların yeşilliği.
Bulutların ipek gölgesi
Çocukların yüzünde hışırdıyor.
Çember çeviriyorum çocuklarla beraber
Elime çember almadan.
Düşüncelerimi nura garkeden güneşe sor,
Bu Nisan rüzgarı da şahadet eder,
Bütün insanları kardeş biliyorum,
Cümlenin sağlığına duacıyım.
Şayet ölürsem,
Helallaşmaya vakit kalmadan,
Hatırdan çıkarmayın beni;
Dünyaya benden selam olsun,
Her nefes alıp verişiniz.

CAHİT SITKI TARANCI

istanbul
06-12-2007, 08:42 AM
HER GECE Mİ BU UYKUSUZLUK

Her gece mi bu uykusuzluk!
Hele saatin tıkırtısı!
Ya karasinek düşünceler!
Çıldıracağım bu gidişle;
Yatak değil sanki cehennem.

Deliksiz bir uykuysa vaadin,
Günün dolmuş veya dolmamış,
Gençliğime filan bakmadan,
Derhal gelebilirsin ölüm;
Kapı açıktır, lamba sönük.

CAHİT SITKI TARANCI

spider-3
06-12-2007, 11:23 AM
hwdnbksafhnöf7sayfısc6fcer

Nefertiti
06-12-2007, 12:36 PM
İstanbul demiş ki:
günaydın eski dostlarım ve tüm yeni arkadaşlar..burasının böyle geliştiğni görmek ne güzel..emek veren tüm dostların ellerine sağlık..

Sevgili istanbul...senin şiirlerini okumak ayrı bir haz veriyor inan..:)

9 ŞUBAT
06-12-2007, 01:12 PM
[QUOTE=spider-3;5172]Anne

Kollarında büyüttüğün
Ellerinde yürüttüğün
Ninliler söylediğin
Sevgili çocuğunum

Hastayken yanımda olan
Sendin anneciğim
Kulağıma ninniler söyleyen
Sendin anneciğim

Canım anneme bu şiir psikoloji.gen.tr den kendisi 1nisan olur


sevgili spider ve 1 nisan aramıza hoş geldin , eline saglık spider şiirler çok guzel ama devamınıda bekliyoruz .

istanbul
07-12-2007, 09:56 AM
sevgili bronz güzel düşüncelerin için teşekkürler.....

http://www.yenisitem.com/albums/hayvan_resimleri/marti/normal_seagull-in-flight.jpg


Iste Gidiyorum

Iste gidiyorum
Krsiliksiz bir aska kurban ettim ömrümü
Iste gidiyorum
Toprak alsin benimde bu hazin öykümü

Iste gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi
Çukura kim indirecek
Iste gidiyorum
Bu menfur cinayeti, simdi çikip kim üstlenecek

Çürüdü gözlerim, yüregim, bu yagmurlu sehirde
Iste gidiyorum
Beni kaldirin, hicran kalsin tenesirde

Size yüzyallardir sesini kaybetmis
Bir türkü söyliyecektim...
Ve bir yayla sefkatiyle
Kirpiginizin ucundan öpecektim

Bir masum türküydü sadece
Yüzbinlerce madurun gönlünde
Belki söyleriz hepbirlikte
Belki, mahserin birinci gününde

Nasil sevmistim hepinizi..nasil böyle oldu akibetim?
Ve nasil çöle döndü
O benim gül gülistan memleketim

Iste gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadiniz
Ben basimi verdim, sizinse
Insafsiz bir linç oldu karsiliginiz

Iste gidiyorum
Penceresiz bir dünyanin labirentine
Iste gidiyorum
''Saçlarindaki yildizlari koparabilirsin anne''

Sonunda kaptirdim gönlümü
ölüm denen o kaypak türküye...
Ve iste kurtuldun benden
Sen olasin ey sevgilim Türkiye

Elbet benimde vardi
Kendime ve yurduma dair umutlarim
Belki biraktigim yerden sürdürür
Dostlarim, karim ve çocuklarim...

Çatladi yüregim çatladi sazim
Demekki böyleymis yazim
Sizlere armagan olsun
Sizlerden ödünç aldigim bu yürek sizim...

Benim hiç hayalim olmadi anne
Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat
Bir mutluluk fotografi bile çekdirmedi bu hayat
Kaybolmus bir anahtar kadar sahipsizim anne
Ne omuzumda bir dost eli, ne saçimda bir sefkat...

Sayki yollarda akan, su feydasiz çamurdan anne...
Sayki islanmaktim, üsümektim
Sayki yagmurdum anne?

Bunca yildir gözyasini, hangi denizlere sakladin,
Oy ben öleyim, sen beni ne diye dogurdun anne?

alıntı-

spider-3
07-12-2007, 06:51 PM
Neden

Neden,
Buraktın beni,
Neden,
Üzdün beni.

O güzel yüzün,
Dillere destandı.
Neden,
Beni mahrum ettin o yüzden.

istanbul
08-12-2007, 04:28 PM
http://www.rizepazar.com/resimler/pazar/pazar003.jpg

DENİZ GÖZLERİMDEN AKAN SEVDAM
Yine yağmur yağmakta
Deniz gözlerimden bu şehire.
Dalgalar adını yazıyor
Sahilin yalnız kıyılarına.
Gözlerime denizleri sığdırdım,
Yağmurları akıttım sokaklara,
Sevda dedim,
Hayalin canlandı mavi denizlerde.
Mutluluk dedim,
Dalgalar yüzünü çizdi kayalara.
Güneş dedim,
Yüzün ışık oldu bana.
Aşk dedim,
Alev oldun yaktın sevdanla.
Yine yağmur yağmakta
Deniz gözlerimden bu şehire
Yine hüzün dolmakta
Deniz gözlerimdeki sevdana...
AnGeL

mavigece
09-12-2007, 02:21 AM
Sana

Kapamadım kalbimin kapısını
Gülüşlerini unutmadım
Sen Düşlerimde olmadan nefes alamam ki

Rüzgârın yön değiştirdiği yerdeyim şimdi
Sensizlikteyim
Dudaklarımı aralayıp
Hep söylediğim kelimelerdesin
Özlemlerimde, hasretimde, yalnızlığımdasın
Uykularımın en yorgun zamanlarında
Uyanıp ansızın gece yarıları
Yüzüme düşen sensizliğin hüznündesin
Unuttum sanma,
Ben nerde yaşıyorsam sen ordasın

Sana ne yazsam
Ve ne kadar anlatamasam dostlarıma
Bir o kadar büyürsün içimde
Ve bir o kadar gizemli

alıntı

mavigece
09-12-2007, 02:25 AM
D&#252;nyanın en g&#252;zel yeri g&#246;zlerinin i&#231;inde saklı
Baharın yemyeşil dallarında artık h&#252;z&#252;n var şimdi
R&#252;zg&#226;rlar sesini kesmiş
Ve yağmurlar boşa ıslatıyor kaldırımları
G&#246;zlerimin uykuya d&#252;şt&#252;ğ&#252;
Ve karanlığın aydınlığa hasret kaldığı yerdeyim
Sensizlikteyim.

alıntı

istanbul
12-12-2007, 04:18 PM
http://img345.imageshack.us/img345/2686/manzara22sl.jpg
ATIN BENİ DENİZLERE

gittiğin o yerlerde
söyle huzurdamısın oyy
geride kalanların
söyle farkındamısın

atın beni denizlere
vermEyin ellerine oyyy
zaten hasret kalmışdım
o deniz gözlerine

gidipte dönmemeye
söyle yeminlimisin
dönüpte görmemeye
dayanabilirmisin

ey göklerin yıldızı
benim farkımda mısın
benden ayrı yaşamaya
dayanabilir misin

atın beni denizlere
vermeyin ellerine oyy
zaten hasret kalmışdım
O deniz gözlerine

alıntı

Nefertiti
12-12-2007, 04:46 PM
İstanbul cuğum şiirlerin çok güzel
manzara harika.....

istanbul
13-12-2007, 10:28 AM
teşekkürler sevgili bronz...beğendiysen bir tane daha o zaman....http://www.dialogcomunica.com/murat/big/52.jpg

Yarim İstanbul'u Mesken Mi Tuttun

Yarim İstanbul'u mesken mi tuttun
Gördün güzelleri beni unuttun
Sılaya gelmeye yemin mi ettin

Gayri dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı

Yarim sen gideli yedi yıl oldu
Diktiğin fidanlar meyveye geldi
Seninle gidenler sılaya döndü

Gayri dayanacak özüm kalmadı
Gençlik elden uçtu gitti
Gelmene lüzum kalmadı:o

istanbul
13-12-2007, 10:40 AM
http://images.google.com.tr/url?q=http://i165.photobucket.com/albums/u46/eto0/yakaza/masal_g_b_.jpg&usg=AFQjCNGZPe2DUkJz_1_e7MRj1k3SJo--Fw
MAVİ GECE
Bir mavi gecede başlamıştı sevdamız
Ve maviye çalmıştı bütün umutlarım o gece
Unutturmuştun bana karanlığın siyah olduğunu
Ve gözlerinde farkettim ilk kez
Bütün gecelerin mavi olduğunu

Bir mavi geceydi o
Bütün gecelerden güzel
Bir mavi geceydi o
Benim için ömre bedel

Ve sonra...
Bir gidişin vardı ki
Mutluluğuma inat
Bir gidişin vardı ki
Kırıldı içimde kol kanat

Umutlarımın mavisini alıp gittin
Denizlerimin mavisini çalıp gittin
Masmavi dünyama
Simsiyah bir çivi çakıp gittin...

Gittin
Ve sen de her yalan gibi
Bittin..

AHMET SELÇUK İLKAN

istanbul
14-12-2007, 10:44 AM
http://www.aliaksoy.net/wp-content/1649_webimage.jpg

SUSTUM
Bu gece cigaramdam son bir fırt çekip
Dilimi kör bıçaklarla kestim
Yarınım için yarınlara sustum
Sustum be nazlı ceylanım
Sustum sırf sizin için kalemi kırdım
Yarınlar aydınlık olun diye sustum
Benden başka enayimi yok şu memlekette
Bana ne tüyü bitmemiş yetim hakkından
Enflasyondan ,haktan,hukuktan
Kirletsin be fabrikalar ağaçları,çiçekleri
Sim siyah olsada koklarız biz onları
Burnumuz birazcık siyah oluverse ne çıkar
Koklarken çiçekleri ,gülleri
Sustum be sarı papatyam
Sırf yarınsız yarının olmasın diye
Babişkonu doyasıya sarılıp öpesin diye
Sustum artık inan hep seninle olmak için
Gözlerimi bağladım gecenin karanlığı ile
Görmeyeceğim betonarme binaları
Ne yapacaksınız ki siz parkları,bahçeleri?
İşte birtanem sırf senin için sustum

alıntı-

yaraligonul
15-12-2007, 12:25 AM
bu şiir köşelerini çok seviyorum.sanki başka bir dünyaya giriyorum gibi geliyor.bu şiirde benden olsun;)umarım beğenirsiniz:ohttp://img216.imageshack.us/img216/2328/79004374uq2.png

yaraligonul
15-12-2007, 11:23 AM
http://img214.imageshack.us/img214/8753/aglamakra1.jpgbu şiir benim içinde bulunduğum ruhaniyeti çok iyi kağıda dökmüş.

yaraligonul
15-12-2007, 11:29 AM
http://img100.imageshack.us/img100/176/99760180bq8.jpg

yaraligonul
15-12-2007, 11:30 AM
http://img100.imageshack.us/img100/4444/37951237mo8.jpg

istanbul
15-12-2007, 06:41 PM
http://img82.imageshack.us/img82/7117/yanl305zl305kel4ef9.jpg

Ah Belinda Ah!!!

Bizim öte yanda, işler yolunda,
Ünlü sayılanlar, yarış halinde..
Çabalama boşa, sen de Belinda,
Gel seni tez elden, şair yapsınlar..
.
Taze bir fidansın, dudağın kiraz,
Göster endamını, resmini biraz..
Kendini abartan, özgeçmiş de yaz,
Utanma...Bakınca, şaşıp kalsınlar...
.
Yaz, sen şiir diye, yaz birer, üçer,
Şöhretin her yolu, ilgiden geçer.
Gençlik dediğin ne? Üç günde uçar,
Nazına, cilvene, esir olsunlar...

Denileni duyma, sakın alınma,
Korkma! At kendini, şiir yoluna...
Ünlenmek elinde, senin Belinda,
Toyluğundan azcık, bırak çalsınlar...

Her akşam git O`na, bazı da sabah,
Bak nasıl yanacak: `Ah Belinda ah! `
Gururlan sevaptır, yaptığın günâh,
Aşka mahkûm olup, esin dolsunlar...

Bizim oralarda, herşey yolunda,
Çıktı çok sanatkâr, sağda ve solda..
Kaçırma fırsatı, sen de Belinda,
Sarıl kollarına, şair yapsınlar,
Adın anıldıkça, sevap bulsunlar...

alıntı-

istanbul
17-12-2007, 01:56 PM
HAYALİMDEKİ SEVGİN YETER

yaşıyorum garip dÜnyada
sokaklar ışıksız sensiz
yÜrÜyorum amaçsız sensiz
beni anlayan aynadaki

seven gölgem olmasada
hayalimdeki sevgin yeter
çirkin vefasız sevdiceğim
selamlar olsun selamlar

kalbine doğan gÜneşe sevgiye
herkes mutlu olsun sevdigiyle
çıkmaz sokakta kalsam kendimle
sırtımda hançle yÜrÜrÜm boşluğa

yağmalanmış olsada duygularım
pişman değilim seni sevdim diye
gÜlÜp geçiyorum yalan sevdalara
inanmıyorum sahte bahara sevgiye

sende vefasız çıktın ela gözlÜm
şimdi sen yoksun hergÜn ağlarım
hasretin gecelere gÜndÜzlere
vuruyor kurşun yemişim ayrılığınla

YAĞMURR
18-12-2007, 08:41 PM
Merhaba hayat

Yeni bir g&#252;n&#252;nle başlayacağız yeniden

Sevdaya kanat a&#231;ma h&#252;lyalarına dalacağız

Belki g&#252;leceğiz, belki ağlayacak

Yeni yeni duygular tadacağız belki

Belki, diğer g&#252;nlerden farksız ge&#231;ecek

Belli olacak gece olana kadar her şey.



Merhaba hayat

Sabahından akşamına kadar

Belki uyuyacağız belki yorulacak

Belki susayacak, belki acıkacak

G&#252;n&#252;n getirdiklerinden nasipleneceğiz

Sevdalara yelken a&#231;acağız belki

Belli olacak gece olana kadar her şey



Merhaba hayat

Sabırsız olacağız belki yada sabrımız doruklarda

G&#252;neşini de g&#246;rebiliriz karanlığını da

Yağmurla bile ge&#231;irebiliriz belki seni

Saatler ge&#231;ecek ya da akrep yelkovan tembelleşecek

Belki bir s&#246;z duyacağız

Uzun zamandır g&#246;rmediğimiz dosttan

Yada ağız dalaşlarına gireceğiz komşuyla

Belli olacak gece olana kadar her şey






Merhaba hayat

Yaşamın anlamını &#231;&#246;zeceğiz nice olaylar g&#246;receğiz

Belki hi&#231;bir şey yaşamayacağız yarına hatırlayacağımız

Yada eski g&#252;nler kovalayacak zihnimizi

Tanıdık &#231;ehreler olarak yanımızda

Yada tanımadığımız kimseler

Belki hep bildik yerlerde olacağız

Yada hi&#231; g&#246;rmediğimiz yerler seyrinde

Belli olacak gece olana kadar her şey



Merhaba hayat

Belki merhaba bile diyemeden gideceğiz senin i&#231;inden

Tutunmaya &#231;alıştığımız senden sabahın ilk ışıkları ile
ayrılacağız

Bir bebek seni soluklamaya başladığı vakitlerde

Biz senden ayrılacağız

Merhaba bile diyemeden

Belli olacak hayat bitene kadar her şey...

Yeni bir g&#252;n&#252;nle başlayacağız yeniden

Sevdaya kanat a&#231;ma h&#252;lyalarına dalacağız

Belki g&#252;leceğiz, belki ağlayacak

Yeni yeni duygular tadacağız belki

Belki, diğer g&#252;nlerden farksız ge&#231;ecek

Belli olacak gece olana kadar her şey.



Merhaba hayat

Sabahından akşamına kadar

Belki uyuyacağız belki yorulacak

Belki susayacak, belki acıkacak

G&#252;n&#252;n getirdiklerinden nasipleneceğiz

Sevdalara yelken a&#231;acağız belki

Belli olacak gece olana kadar her şey



Merhaba hayat

Sabırsız olacağız belki yada sabrımız doruklarda

G&#252;neşini de g&#246;rebiliriz karanlığını da

Yağmurla bile ge&#231;irebiliriz belki seni

Saatler ge&#231;ecek ya da akrep yelkovan tembelleşecek

Belki bir s&#246;z duyacağız

Uzun zamandır g&#246;rmediğimiz dosttan

Yada ağız dalaşlarına gireceğiz komşuyla

Belli olacak gece olana kadar her şey



Merhaba hayat

Yaşamın anlamını &#231;&#246;zeceğiz nice olaylar g&#246;receğiz

Belki hi&#231;bir şey yaşamayacağız yarına hatırlayacağımız

Yada eski g&#252;nler kovalayacak zihnimizi

Tanıdık &#231;ehreler olarak yanımızda

Yada tanımadığımız kimseler

Belki hep bildik yerlerde olacağız

Yada hi&#231; g&#246;rmediğimiz yerler seyrinde

Belli olacak gece olana kadar her şey



Merhaba hayat

Belki merhaba bile diyemeden gideceğiz senin i&#231;inden

Tutunmaya &#231;alıştığımız senden sabahın ilk ışıkları ile
ayrılacağız

Bir bebek seni soluklamaya başladığı vakitlerde

Biz senden ayrılacağız

Merhaba bile diyemeden

Belli olacak hayat bitene kadar her şey...

(alıntı)

vurguni
18-12-2007, 08:42 PM
D&#252;şlerimden Sızıyorsun

Ka&#231;mak istedik&#231;e/ d&#246;n&#252;yor sana ayaklarım
Sende tutuklu kalıyor duygular-
Savruluyor r&#252;zg&#226;rlara kalbim.
&#220;rperiyor tenim/seninle g&#246;z g&#246;ze geldiğimde
S&#246;z ge&#231;iremiyor titreyen y&#252;reğime.

&#214;fke olup dolaşıyor damarlarımda
Mavi bir coşku oluyor bedenimde isyan
şiir olup d&#246;k&#252;l&#252;yorsun dudaklarımda
Deniz olup ırmaklarla dertleşiyorum her gece.

Y&#252;reğim beyaz t&#252;ller i&#231;inde ay gibi
Yıldız oluyor yağıyorsun g&#246;zlerime
Yinede sana anlatamıyorum sevdiğimi
Ateş olup yakıyorsun y&#252;reğimi ey sevdalı
Bir kır &#231;i&#231;eği h&#252;z&#252;n sarıyor y&#252;reğimi-
su olup akıyorsun g&#246;zlerimden.

Seni d&#252;ş&#252;nd&#252;ğ&#252;mde susuyor denizler/ s&#252;tliman
Martı olup u&#231;uyorum bakışlarının kıyısından
Başlıyor g&#246;zlerimin bulutları yağmur d&#246;kmeye
Kirpiklerim ıslatıyor y&#252;reğimi her gece.

Gelmesen de/ d&#252;şlerimden sızıyorsun-
Sensizliğe yoksul/ boynu b&#252;k&#252;k geceme
&#199;&#246;z&#252;l&#252;veriyor dizlerimin bağı/ bana geldiğinde
Bir titreme başlıyorsa bedenimde
Ki, hi&#231; bir kural tanımıyor artık y&#252;reğim.
Hasret ateşlerini yağdırıyor &#252;zerime......


Abdullah Oral

vurguni
18-12-2007, 08:48 PM
Gülüşlerinde Tutuşur Yarınlar Anne

İnanılmaz bir aşkla sarıldım gülüşlerine
On dördümde, demir düktüm potalarına, sevincin
sana oğul tadında günler yaşatmak için anne
Yeni oyunlara takılı, kırk beşinde hala çocuk elim
Hep acıya, kedere mi, açılacak kapılar anne.

Soğuk tutmuyor nakışız tahta kapılar
bilirim anne, gözlerine perçinli rüzgâr
yokluğun yalnızlıklarını düşürür Gecelere
Umuda sürgün gözlerinden, sızar aydınlığım
ondandır, yüreğimin naçar kalışı şafaklara, anne.

Yer yok içimde köle ruhlulara
Bakışlarının karasından dererek umudu
Görünmeden kayıp gider yüreğim
saçlarındaki kıprayan yıldızların içinde
Gülüşlerinle tutuşur yarınlar anne.

Gülüşüm: acıları unuttuğumdan değil
Yüreğimin karanfil bahçeleri açar zemheriye
Çağımın kokuşmuş soluğu var ensemizde
utanır zorbanın karanlığı ateş ezemez beni
Bilenmeliyim yeniden çeliğin şafağına anne.

Yüreğime kurşunlar dökerdim anne
Söküp alabilseydim”,içindeki kanser ağrılarını
Tırpanlandı umudun, gonca gül veren dalları
İçimde büyüdükçe büyür mavilere özlem
Savursan saçlarını hani şöyle yüreğimin kumsalına-
Gülüşlerinden yıldız toplasam yarınlara canım anne……


Hiç bir karanlık sonsuz değildir bir gün mutlaka yenik düşecektir annelerin gözlerindeki aydınlığa


Abdullah Oral

esin_29
20-12-2007, 03:25 PM
İnsan biraz çocuk olmalı, bir balon gördüğünde istiyorum diye tutturup ağlayabilmeli..İnsanın bir annesi olmalı, eteğini çekiştireceği..İnsan yolda yürürken birazda etrafına bakmalı, değişik hayatları görmek için..İnsan gecenin bir vakti yatağından fırlayıp, seni seviyorum diye bağırmalı..İnsan sabah uyandığında yatağının baş ucunda bir gül ile bir not bulunmalı, “uyandırmaya kıyamadım”..İnsan heyecan duymalı, yeni günün getirdiği ışıklar için..İnsan sinirlenmeli, kavga etmeli inandığı değerler için..İnsan arada aşık olmalı, sonunda acı olduğunu bilerek..İnsan bazen de sarhoş olmalı, bir türkü tutturup sokakları arşınlamalı..İnsan anlamsızca beklemeli telefon çalmasını, belki arayan o dur diye..İnsan efkarlanmalı tabii biraz da; belki hiç olmayacak şeylere sırf efkar olsun diye..İnsan ara ara kocaman olmalı, dünyalar kadar; herkesi kucaklamalı..İnsan bazen kendi olmalı, bazen herkesten bir parça..İnsan bazen de aptal olmalı, inanmak istediği şeylere inanmalı..İnsan gerçek olmalı, rüya görebilmek için..İnsan ölmeli zamanı gelince..İnsan olmak zor zanaat...İnsan olabilmeyeği bilmek gerek..!!

istanbul
21-12-2007, 12:47 PM
http://www.egehotel.com/ege_21_iliovasilema.jpg



Şiiristanbul
Şiiristanbul'u okuyorum mısra mısra
kıta kıta çağlar boyu medeniyetle örülmüş hep
duvarları, kaldırımları ve bazen de yolları
Nice güzellikleri şefkatle bir bir sarıyor kolları
Ben Şiiristanbul'u okuyorum, tarih dokuyorum
İlmek ilmek, renk renk ve desen desen
Dalgalanıyor ruhum kan kızılı şafaklarda
yavaş yavaş poyrazlarıyla çılgıncasına esen
nemli soğuğuyla kışlarda bir ustura gibi kesen
Şiiristanbul'u okuyorum, aşkla hep doluyorum
Nice sevdâlara tanıklık etmiş sokaklarında
parklarında dolaşıyorum adım adım
Sürüklüyorum peşimde bir sıra düşünceyi
Tadıyorum ben Şiiristanbul'u yudum yudum
Dört bir yanı güzellik, dört bir yanı benim yurdum
Şiiristanbul'u okuyorum Boğaziçi'ni soluyorum
Nefes nefes alıyorum kokusunu çektikçe içime
Kâh iyot kokuları, kâh yosun kokuları sarıyor
duman duman sanki doluyor ciğerlerime
Yepyeni anlamlar katıyor Boğaziçi seherlerime
Şiiristanbul'u okuyorum kendime soruyorum
Cevapları kendinde saklı bilmece gibi sorular
Sorular bitmek bilmeyen mayın gibi döşeli
Kimisi altı, kimisi sekiz, kimisi de on köşeli
Şiiristanbul'u okuyorum hayallere dalıyorum
Rengârenk düşlere kendimi yavaşça salıyorum
Usul usul Şiiristanbul'u içime çekerek alıyorum
Tunçtan bir heykelcesine öylece kalakalıyorum
Martılar bir bir konuyor kanat kanat üstüme
Tüyleri salına salına yavaşça düşüyor önüme
Ben Şiiristanbul'u okuyorum, buram buram o kokuyorum
Akşamları onunla yatıp, sabahları onunla kalkıyorum
Hep bir anıymışcasına kalbimde yıllar yılı saklıyorum

alıntııı-

esin_29
21-12-2007, 01:12 PM
Bunlar senin için sana söyleyemediğim sözler bitanem
Seni sevememek içimi parçalıyor,kanım donuyor
Sana hiç bitanem diyememek ve seni ölesiye özlemek...
ve paramparça oluşum ,umrunda değil be gülbahçem!

Bu gün beni yine öldürdün!
Nefret etmeyi beceremedim.
Bak olmadı bunu çok denedim
Sen beni görmezken ben sadece sevdim...

Hani seversin ,seversin çok seversin
Damarındaki kan boşa çekilen küreklerin nehri olur
Vazgeçmek istersin
Ama sen nerden bileceksin
Bitanem ,Herşeyim ,Sevgilim....
ALINTI

istanbul
23-12-2007, 09:12 AM
http://seyyahca.files.wordpress.com/2007/09/eminonu_selcukunver1.jpg

İstanbul'da Bir Erguvan Akşamı

İstanbul’da bir erguvan akşamı,
Gurubun rengini çektim içime.
Boğaz’da suların “o gül endam”ı,
Çevirdi ruhumu bin bir biçime.

Kınalı’dan Heybeli’ye geçerken,
“Adalardan gelen yâr” i aradım.
Emirgân’ı yudum yudum içerken,
Çamlıca’nın saçlarını taradım.

Bülbülün yuvası, gülün kokusu…
Aşkın ateşinden izler taşıyan
Dua dua kabir, şifa şifa su…
Canlar tazelenir: İşte Âşiyan!

Âhû gözlü, servi boylu Üsküdar
“Kâtibimin setresi” ni arıyor.
Kanlıca Sırtı’ndan Moda’ya kadar,
İstanbul, gönlüme huzur veriyor.

Eminönü anaç, Beyoğlu cömert,
Sevenleri âbâd eder İstanbul.
Kadıköy yiğittir, Kasımpaşa mert;
Vefasızı bedbaht eder İstanbul.

Mahmutpaşa’dayım, kanım kaynıyor,
Mısır Çarşısı’nda duruluyorum.
Martılar, canımla oyun oynuyor,
Yetiş ey yüreğim, vuruluyorum!

Ufkumda Topkapı, muhteşem gurur;
Taşıyacak bizi dünden yarına.
Aşkın ve acının çığlığı vurur,
Sarayın esrarlı duvarlarına.

Bir yanda Avrupa, bir yanda Asya,
Ebemkuşağıdır Boğaz Köprüsü.
İşte gözbebeğim… İşte Avrasya…
Milletimin çağlar aşan türküsü.

II
Sur dibinden hâlâ sesler geliyor,
Fatih, İstanbul’u yoklar gibidir.
Ulubatlı Hasan bayrak oluyor,
İstanbul, Fatih’i bekler gibidir.

Galip Dede can postuna kurulmuş,
Dilinde mısralar inciye döner.
Söz ateşi Beyatlı’ya verilmiş,
Şiir ikliminde daima yanar.

Eyüp Sultan ile koyun koyuna
Sultanü’ş şuarâ Necip yatıyor.
Haliç’te kayıklar dalmış oyuna
Balıklar kiminle güreş tutuyor?

Cumbalı bir evde taksim sesi var,
Tamburu bu akşam Cemil çalıyor.
Gazelle, şarkıyla geliyor bahar,
İstanbul, bu akşam Münir oluyor.

İstanbul’un süt kokulu Türkçesi,
Bir hanım/elinde çiçeğe döner.
Masalla canlanır bin bir gecesi,
İstanbul’da hayal, gerçeğe döner.

Sultan Ahmet Camii’nde müezzin,
Davûdî sesiyle ezan okuyor.
Yaradan aşkıyla cümle ins ü cin
Kanat kanat camilere akıyor.

Sülün minareler, hilâl kubbeler…
Rabb’im bu ne sabır, bu ne emektir?
Ceşme çeşme nakışlanmış tepeler,
İstanbul, biraz da Sinan demektir.

Nedim der ki: “İstanbul’un bir taşı
Acem ülkesinden üstündür elbet.”
Ben derim ki, kâinatın güneşi
İstanbul olacak ta ebed müddet.


İstanbul’a bugün gönlümü verdim,
Yarın da ruhumu vermek isterim.
Ebedî vuslata ben onda erdim,
Uykuya koynunda girmek isterim.

esin_29
23-12-2007, 09:47 AM
Yüreklerimize yeni acılar ekilecekse,
Tekrar kanayacaksa yaralar
Gelme..... uzakta dur!!!!

Yollar kısa;ilerlemeye güç yoksa
Yol uzunsa,
Hiç bitmiyecekse gel...
Yollarımızda zorluklar olacaksa
Aşamıyacaksak bu zorlukları,
Gelme....... orada kal!!!

Yanılgılarımla yanıltma beni
Güçsüzlüğüme aldanma...
Gözlerime bak..!!
Yalnızca, yalnızca gözlerime
İçindekileri görebildiğin kadar benimsin
İçindekileri anlayabildiğin sürece seninim..
Bedenimi değil ruhumu esir al..!!

Anlık heyecanlar için yokum
Her zaman canlı kalabilecekse yürek seni düşündükçe
Gel al beni..
Durma, kalma oralarda......

Doğabileceksek günlerimize güneş gibi
Isıtabileceksek üşüyen yüreklerimizi
Merhem olabileceksek yaralarımıza
Sorgusuz,
sualsizce kabullenebileceksek gelişleri
Ben hazırım..
Kalma durma oralarda
Gel yanıma...!!

istanbul
23-12-2007, 04:55 PM
http://data46.sevenload.com/i/cb/uz/x98x5jq/wxy.jpg

Canım Cananım İstanbul'um
Medeniyetlerin Anası Dünyâ'nın başkenti,
Bugün dolaştım Târih kokan sokaklarını,
Emirgân'da demir attı gönlüm.
Seyrettim güzelliğini doya doya...
Canım, cananım Istanbul'um!

Ne güzel şey seninle nefes almak,
Bir ömrü seninle mutlulukla yaşamak,
Sevmeyi senin kemâlinden öğrendi gönüller,
Sen müâllimsin, çiğdemsin, ebrûsun, lâlesin...
Canım, cananım Istanbul'um!

Söyle Istanbul kimler sevmek ki seni,
Kimler konuk olmadi ki muhteşem sarâylarına,
Krallar, kıraliçeler, meftun oldu güzelliğine...
Sana yazılır şiirler,şarkılar, gönüllerin sultânı,
Canım, cananım Istanbul'um!

Dört mevsim seninle bir başka yaşanır,
Sonbahârda ayrılan gönüller yanar ayazında,
Karlar bile bir başka yakışır güzelliğine,
Süsler marmara'yı beyaz gelinçikler...
Canım,cananım Istanbul'um!

Ezânlar bir başka okunur Câmii'lerinden,
Kuşatır dört biryanı misk amber kokusu,
Rahmed yağmurların yağar sessiz sessiz...
Yeşile doyar bağların bostânların,
Canım, cananım Istanbul'um!

Güneş ufuktan doğar ihtişâmına,
Aşıkların gülüşüne benzer güzelliğin,
Boğaz'a inci gerdânlık takar yedi tepeler,
Yayılır sokaklarına akasya kokusu,
Canım, cananım Istanbul'um!

Geceleri yıldızlar aydınlatır özgürlüğünü,
Muhteşem siluetin yansır mâviye,
Yakâmozlar dans eder güzelliğinle,
Nâzire yaparsın seven gönüllere,
Canım, Cananım Istanbul'um!

YAĞMURR
23-12-2007, 05:09 PM
Anneciğim!
Evlatlar vardır başarılarını, zaferlerini yazarlar...
Sana yazacak bir başarım, bir &#246;d&#252;l&#252;m yok anne.
Keşke olsaydı da, seni sevindirebilseydim.
Keşke, benim de anneme yazacak, anlatacak başarılarım olsaydı.
Ama yok anne...

Sevdiğin, okşadığın sa&#231;larıma aklar d&#252;şt&#252; anne.
İlk evvel sa&#231;larım hayat m&#252;cadelesinde yenildi.
D&#252;şmanlarım hep benden g&#252;&#231;l&#252; oldu anne.
Onların tahta kılı&#231;ları benim &#231;elikten kılıcımı parampar&#231;a etti.
Onlar beni yenmek i&#231;in ne senaryolar yazdı, ne iftiralar attılar.
Ben, ‘masumum’ bile diyemedim.
D&#252;şmanlarıma hep yenildim anne.

Ve ne yazık ki, dostlarıma da... Dostlarım da beni hep yendi...
Ben onları dost bilirken onlar beni meydanlarda tuş ettiler.
Arkamda hep bir han&#231;er yarası oldu anne.
Senin anlayacağın, dostlarım beni d&#252;şmanlarımdan daha beter etti!
Kahkahayı unuttum, tebess&#252;mle dost oldum.
Y&#252;z&#252;mde acı bir tebess&#252;m var şimdi.
Bahtıma yenildim anne!

&#199;ocukluk yıllarımın &#246;zlemiyle seni aradım anne...
Senden daha şefkatlisini,
daha merhametlisini bulamayacağımı bilerek...
Her şey k&#252;&#231;&#252;kken g&#252;zelmiş anne.
Şimdi b&#252;y&#252;d&#252;m ve yenilmeyi &#246;ğrendim anne.

G&#252;l&#252; &#231;ok sevdim, hele alını, pembesini...
Bahtıma hep beyazı d&#252;şt&#252; anne...
O &#231;ok sevdiğim g&#252;llerin, dikenlerine yenildim anne...
A&#231;lığa-tokluğa, hastalığa-sağlığa, dosta-d&#252;şmana...
Hepsine ama hepsine yenildim...

Senin anlayacağın hayata yenildim anne...
Yenildim...




Kemal Dadaşoğlu

YAĞMURR
23-12-2007, 05:10 PM
Yıldızları s&#252;p&#252;r&#252;rs&#252;n, farkında olmadan,
G&#252;neş kucağındadır, bilemezsin.
Bir &#231;ocuk g&#246;zlerine bakar,arkan d&#246;n&#252;kt&#252;r,
Ciğerinde kuruludur orkestra,duymazsın,
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
U&#231;ar gider, koşsanda tutamazsın...


William Shakespeare

esin_29
23-12-2007, 06:13 PM
Bir çocuk öldürülürse,
yüreğinde yer aç huzursuzluklara.
Yaşabilir bir köşe aç ,
bir park ve salıncak olsun.
Gülüşlere hazırlansın için
buruk gülüşlere
Dudağının ucunda kan, sana bakan
kimsesiz çocuklara
hiç bir şey olmamış gibi
gülümse

Dünya’da yer kalmamış demektir
İnsan gibi insanlara
Ha bir çocuk ölmüş, ha dünya
Artık bakmasan da olur yarınlara”

qanki
23-12-2007, 06:52 PM
Gözlerin şu an yorgun kahvedir bilirim...
Ve gözlerinde soğuk dalgalar titremededir...
Bensizken ve ben gelirken aklına...
©
Sen... Aklımda bir bela gibi canlısın ve sevda gibi...
Üstelik aynen bir sancı gibi içimdesin ve bunu hissettirmedesin!
Hissettirmede misin? Hissetmede miyim? Bilinmez!...
©
Özledim seni yorgun gözlüm...
Duydum; mehtap gizlice soyunup girmez olmuş koynuna...
Ve güneş sana çözmüyormuş altın saçlarını...
Yıldızlar gözlerinde değilmiş, boynunda değilmiş, koynunda değilmiş...
Dokunmuyormuş tenine.
İnansam mı? Üzülsem mi? Sevinsem mi?.....
©
Bacalardan saçların savrulur karmakarışık
Her bacada senin saçların
Peki sen hangi ocağın başındasın?
Yanağından kayan gözyaşları boynunda dinlenirken beni hatırla...
Yüreğinin bazen atmayışı; atmayı unutuşundan değil ,
beni hatırlayışından...
©
Martılar uçuyor hala içinde değil mi?
Martılar beyaz ve ıslak kanatlarıyla yakaladıkları güneş ışıklarını
sisin altına indirmeye çabalıyorlar değil mi?
Güvercinler konuştukları lisanı öğretebildimi içinizden üç-beş kişiye?
Esnaf bir tebessümlük vakitte, hiç sorgulamayan sorularla anlaşabiliyor yine değilmi çarşı ahalisiyle?
Peki ya gözlerin? Gözlerin ne renk?
©
Gözlerin bu saatlerde selam rengidir...
Biraz mahmur, biraz miskin ve biraz......
Özledim seni zehir gözlüm...
Sen aklımda bir bela gibi canlısın ve sevda gibi...
Sen incecik bir ok gibi saplısın yüreğime, her adımda hatırladığım...
Sen kulaklarımı kapattığımda daha çok duyduğum
bir susmaz ve bitmez şarkısın...

M.Erkul

qanki
23-12-2007, 06:56 PM
sen benim hangi yanımdın...
şiir yanım
öykü yanım
suskun yanım
git yanım?

hangi yanım sevdi seni
duman yanım
gece yanım
türkü yanım
kaç yanım?

yüreğimde yer vermiş mi sorsana
duru yanım
çocuk yanım
uzak yanım
sus yanım?

hangi yüzle sevdim seni
yüzsüz yanım
arsız yanım
suç yanım?

Dağıldığım yaşamlardan topla beni diyemem.
Toplasan da ben eksiğim her yandan.

Demlenirken her yanım bir köşede
hangi yanım yazdı sana
özlem yanım
hırçın yanım
sen yanım?

YAĞMURR
24-12-2007, 10:40 PM
varmısın
dostluğu ucuzmu sandın,&#246;yleyse aldandın.
koyacaksın canını y&#252;reğini,sormayacaksın nedenini.
varlığını,malınıda katacaksın.beraber paylaşacaksın.
yok &#246;yle,bende var sende ye,vereceksin kırmadan usulca
anlamamış gibi sıkıntısını ama bileceksin sıkıldığını
dost demek ucuzluk değil,pahallı gelecek sana
pahallı ulaşılması zor olandır.ulaşacaksın ta! sonuna kadar
varmısın..

esin_29
25-12-2007, 12:57 PM
Yüreğimi ürperten..
Yanımdan ayrılmayan...
Korkularım...!!
Uyanıveriyorum zamansız,
Karanlıklar Çöküküyor üzerime
Boğuyor...Nefes alamıyorum..
Bunun Adı Yalnızlık..!!
Bu bendeen küçük bir şiir diyeyim...

Nefertiti
25-12-2007, 02:47 PM
varmısın
dostluğu ucuzmu sandın,öyleyse aldandın.
koyacaksın canını yüreğini,sormayacaksın nedenini.
varlığını,malınıda katacaksın.beraber paylaşacaksın.
yok öyle,bende var sende ye,vereceksin kırmadan usulca
anlamamış gibi sıkıntısını ama bileceksin sıkıldığını
dost demek ucuzluk değil,pahallı gelecek sana
pahallı ulaşılması zor olandır.ulaşacaksın ta! sonuna kadar
varmısın..

Çok güzel yağmur cuğum yüreğine sağlık...
Arkadaşlar hepinizin şirrleri birbirinden güzel ve anlamlı,elleriniz dert görmesin..

birmelek
25-12-2007, 06:56 PM
http://img227.imageshack.us/img227/7404/tanmaykmzxu7.jpg

birmelek
25-12-2007, 07:10 PM
BENCE SEN DE SIMDI HERKES GIBISIN

Gözlerim gözünde aski seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence simdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçiyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktim da iyice
Anladim ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karisti simdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de simdi herkes gibisin..


NAZIM HIKMET