PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : şiir Köşesi



Sayfa : 1 [2] 3

şimal
25-12-2007, 07:11 PM
Haki Zamanlar

Bu zeytuni, bu mecbur edildiğim

Öylesine aşufte bir hayatı

Çıkarttım gözümden

Çektirdiğim resimleri, cop izlerini…

Koynuma iki yılan gibi sokulan o yıllar

Hayatımın hava parasıydı, ödedim

Konuş dediler konuştum, sustum sus dediler

Bana hainliğin yakıştığını söylediler

Gereği gibi oynadım verilen tüm rolleri

Yuhalandım ve alkışlandım, ama şimdi

Söndü sahne ışıkları

Ardımda kötü bir isim

Dostlar,

Sessizce terkediyorum burayı

Bir haki zamanın sır tutanağı

Bu belgeyi bırakıyorum geleceğe

Kafesler içinde kafesler

İniltiye dönüşen ninniler var şimdi içimde

Bir ihtilal gibi yayılıyor acı

Geçmişime

Geleceğime

Kalbimle aramdaki o girilmez vadiye

Ben bir yasak işledim, sorgum yapıldı

Suçsuzum dedim, ama değildim:

İmrenerek bakmıştım uçan bir kuşa

Katilini emziren bir ananın acısı bendeki

Bir seyyahın ki ölümümü sırtımda taşıyorum

Sanki yaşıyorum bu minval üzre

Bir gün bana darağacı olacak

Bu söğüdü sulamak zorunda kalışım

Çaresizliğim

Çaresizliğim

Kendimi vuracak bir kıyı bulursam

Biraz daha kahır yüklenirim

Sokaklara çıkmam ne de balkonlara

Çekilirim gönlümün sıkıyönetim olmayan diyarına

m.islamoğlu

birmelek
25-12-2007, 07:16 PM
AŞK İKİ KİŞİLİKTİR

Degişir yönü rüzgarin
Solar ansizin yapraklar.
Şaşirir yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancinin
Çalmiştir senden sevdigini,
Içinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir.
Ölümdür yaşanan tek başina
Aşk, iki kişiliktir.

Bir ani bile kalmamiştir
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yil uzaklardadir
Binlerce kez dokundugun ten.
Yazabilecegin şiirler
Çoktan yazilip bitmiştir.
Ölümdür yaşanan tek başina
Aşk, iki kişiliktir.

Avutamaz olur artik
Seni bildigin şarkilar.
Boşanir keder zincirlerinden
Sular, tersin tersin akar.
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar.
Uçari kuşu sevdanin
Alip başini gitmiştir
Ölümdür yaşanan tek başina
Aşk, iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş gözden.
Düşlerinde bir çocuk hiçkirir
Gece camlara sürtünürken.
Çünki, hiç bir kelebek
Tek başina yaşamaz sevdasini.
Severken hiçbir böcek,
Hiç bir kuş yalniz degildir.
Ölümdür yaşanan tek başina
Aşk, iki kişiliktir.

YAĞMURR
28-12-2007, 12:24 AM
Acılar Denizi
Ben acılar denizinde boğulmuşum
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını

Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
Yılların içimde bıraktıklarını...


Ümit Yaşar Oğuzcan

Hiç
28-12-2007, 12:29 AM
güzel bir şiir.bizleri anlatan...bir deli rüzgar bekliyoruz...bakalım nezaman gelecek =)

istanbul
28-12-2007, 10:05 AM
http://aton.ttu.edu/images/pics/12-02-istanbul.jpg


Beni hasretini ezberlediğim İstanbul'a götürün
Önce kumsala durmadan öpücükler konduran
Dalgaları seyredeyim, kıskanayım tertemiz sevdalarını.
Sonra bir yağmur alsın Üsküdar'a giderken
Setresi uzun, eteği çamur katipleri göreyim
Orhan Veli'nin İstanbul'una götürün beni
Gözlerimi kapayıp dinlediğimde duyduğum
"Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa"
"Serin serin Kapalı Çarşı" olsun
Sevdiğine siz diyebilen saygılı aşıklara rastlıyım sonra
"Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda"
Deyişini sessizce dinleyim.
Sonra Münir Nurettin'den Mikrofonsuz şarkılar dinleyip
Ruhumu besleyim.

Beni "Gecesi Sümbül, Tükçesi Bülbül kokan"
İstanbul'a götürün
Yalıların alt katlarına misafir olan oynak suları seyredeyim.
Cumbada otursun iş işlesin kadınlar
Kafesli pencerelerden ud sesleri yayılsın akşama.

Topkapıya gideyim sonra
Surlardan tarihin gözleriyle bakayım İstanbul'a delik delik...
Ada Vapuru'nda uçuşsun saçlarım,
İşportacıların emek kokan seslerini dinleyim
Semalarında uçuşan bulutlarında Fatih'ten kalma Kırat'ın
Şahlanışına hayret edeyim,
Minareler gökyüzüne uzanıp seslensin ezanları.

Çamlıcaya giderken
"Aşk Bahçesinin Bülbülüyüz"
Diyen üç gülüne rastlayım Yesari Asım'ın
Onlardan parasız yaşayıp eğlenmenin sırrını alıp
Heybeli'de her gece mehtap'a çıkan aşıkların
Sandalına atlayım
Mehtabı seyrin zevkine bir dem de ben dalayım
Nargileleri'nin dumanıyla dert paylaşanlara
El sallayım
Bir akşam da bütün meyhanelerini dolaşayım İstanbul'un
Sevdiğimi arayım kadehlerdeki dudak izlerinde
En büyük sıkıntım dedikodu olsun
"Geç bunları anam babam bir kalemde" deyip
Gülüp geçeyim.

Beni göktemizi İstanbul'a götürün
Köprüde balık ekmek yiyim
Akşam serinliğini kaynatan Semaverlerinden
Bir bardak demli çay içip
Bir vapur ıslığında geri döneyim.

vurguni
28-12-2007, 12:20 PM
Umudun Son Perdesi

Son siren sesiydi özgürlüğün
Fırlayıp kalktı yatağından
Havada ağır barut kokusu
Dağlarda kapanmaktaydı-
Umudun son perdesi

Ellerinden kayıp gittiği andı-
Özgürlük.
Ansızın kızıl karanfiller-
Çiçeklenmeye başladı bedeninde
İçimde ki sancı susmuş
Damarlarındaki son kanı
Toprağa emzirirken buldular

Bakışları perçinlenip kalmıştı ufka
Yarına umut devrediyordu hala...............

abdullah oral

YAĞMURR
28-12-2007, 01:49 PM
Zaman akıp gidiyor dur demek olmaz
Sarılıp da geçmişe avunmak olmaz
Ne sen kalırsın ne de ben bu dünyada
Umudun kaybedip pes etmek olmaz

Bir kez olsun çevir yüzün bak şu toprağa
Her gün bir çiçek açıyor diyor merhaba
Bütün geceler mecbur varır sabaha
Umudun kaybedip pes etmek olmaz

Gönül isterdi ki hep iyi olsun çok iyi olsun
Bütün acılar bitip her an hoş olsun
Ama ne yaparsın insanoğlusun
Acı olmayınca tatlı da olmaz

KIRAÇ

YAĞMURR
28-12-2007, 11:05 PM
Bir yıl daha bitiyor.
İşte bu kadar duru, bu kadar yalın
Bu kadar el değmemiş
Sıradan bir gerçeği daha
Kolları bağlı hayatımızın.
Bu şiire nasıl dahil edilebilir bir yılın son günleri?
Her sonda, her başlangıçta ve her defasında
Alır gibi başkasını karşımıza,
Perdeler çekip, ışıklar söndürüp
Oturup yatağın içinde bir başımıza,
Sorgulamak kendimizi..
Öğrenmek ikimizin anadilini, ikinci belleğimizi,
Öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini.
Bu aynanın dehlizlerinde gezinirken görürüz
Karanlık günlerimizin kenar süslerini..

Biterken yılın son günleri,
Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini,
Gençlik ikindilerini.
Kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.

Bir yıl daha bitiyor
Düşlerim, tasalarım, yarım kalmış onca şey..
Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden.
Bana mı öyle geliyor
Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman
İnsan yaşlanırken?

O kadar çok anlattım ki
Kendime kaldım anlatmaktan..
Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan.
Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
Ofset duyarlılıklardan..
Kaç zamandır bir ermiş dinginliği havalandırıyor
dizelerime açılan pencereleri.
Durup bakıyorum akşam sularında zaman kavramlarına,
Zamanı düşünüyorum; koyuluyorum.
Anlamını yitiriyor "şimdiki zaman"ın boşyüceliği,
Tarihin unutkan sayfalarındaki mürekkep lekeleri.
İşimin başına dönüyorum, içimde ıssız bir gönül erinci..

Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum,
"İçtenliğin" ya da "dünya görüşünün" kirletmediği.
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum..

Sabahları açık penceremin soluduğu kent,
Nabzında yüzyılın dağınık sancısı,
Dumanı üzerinde tüten yıkıntılar..
Hangi anlamı kuşanabilir şimdi yeni bir yıl,
Umutsuzluk sözlüğünden karşılıklar aranırken hayata?
Hangi söküğünü dikebilir bu yaralı kuşak,
Hangi yüreğe öğretilebilir unutmak?
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde.
Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar?
Hala bir umut var mıdır,
Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde ?



Murathan Mungan

istanbul
29-12-2007, 09:02 AM
http://st.blog.cz/j/judytha.blog.cz/obrazky/1813478.jpg

AK DENİZ KIYISINDA


Ak Deniz yeşili gibi yeşil ve
mavisi gözlerin,
Ak Deniz kadar geniş yüreğimde ,senin sevgin.
Ak Deniz dalgalarının fısıltısı gibi etkileyici sözlerin,
Bilemiyorum Ak Denizi mi, yoksa seni mi seviyorum.

Ak Deniz kıyıları kadar gizemlidir gamzelerin,
Ak Deniz rüzgarları gibi sıcacıktır nefesin,
Palmiye ağaçları gibi boylusun endamlısın,
Anlayamıyorum seni deli gönlüm, sen hangisine sevdalısın.

Ak Denizin dalgalarıyla yarışıyor adeta,
Saçlarındaki dalgalar,imbat rüzgarlarında.
Dillerim türküler mırıldanıyor,Ak Deniz kıyılarında,
Akdeniz perisi benim yarim diye,sevdadan yana.

Ak Denizin suları gibi serinletiyor benim sevda ateşimi,
Dinledikçe uzaktan da olsa,sevda türkülerini.
Anlatıyor dalgalar bana,beni nasıl sevdiğini
Bir ak Deniz biliyor,bir de dalgalar,seni çok özlediğimi.

Sabahları gözlerin mavi.güneş doğarken,
Saçların kızıllaşıyor,fecir vakti,güneş batarken,
Dudakların akkor oluyor aşkı anlatırken,,
Bir başka oluyor sevda,Ak Deniz kıyısında seni yaşarken….

alıntı

esin_29
31-12-2007, 02:25 PM
Vakti geldi...!!!
Ayrılık bunun adı sevgilim..!!
Geçmiş kaldı hayallerde,
Yüzünü görmesem bile,
Aşkın bende çıkmaz bir sokak.
Her şeye bir çözüm bulsamda
Kalbim halen senin sandım..
Aşkımız Bitti..!!!
Affet beni sevdiğim...!
Anla ne olur..
Uzun zamanlarımız oldu senle ,
Paylaştık acı tatlı ne varsa
Bu sefer giden benim sevgilim..!!
Ağlama ağlama lütfen..!!!
Artık sil gözyaşlarını ..
Yalnız bir mevsimdeyim...
Ya senle yada hiç ..
Çıkıyorum yola sevgilim...!!

Gümüş
12-01-2008, 04:01 PM
Bir Biçak Sapli Durur Göğsünde,

Hangi Su Tasina Uzansam Boş

Hangi Pencereye Koşarsan Koş

Ayni Siyah Güneş Gökyüzünde



Ayni Siyah Güneş,ayni Siyah

Ayni Susayiş,ayni Koşuş Ayni

Of...hep Ayni şey,ayni şey,ayni şey

Ayni,ayni,ayni,ayni,ayni...




Ahmet Muhip Dranas

esin_29
12-01-2008, 04:33 PM
Buna nasıl ayrılık bu nasıl veda

Gözlerin kal diyor dudakların git

Bakışın anahtar gözlerin kilit

Ellerin aç diyor dudakların git

Ayrılık dönüşü olmayan nehir

Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir

Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir

Gözyaşın kal diyor dudakların git.

Gidersem bir daha dönmeyeceğim

Kalırsam kalbime yenileceğim

Çözemedim seni delireceğim

Gözlerin kal diyor dudakların git

Duvardan insin mi resimlerimiz

Yabancı olsun mu isimlerimiz

Ya o deli dolu gecelerimiz

Anılar kal diyor dudakların git

Bu romanda biter belki birazdan

Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan

Ağlıyor besteler yine hicazdan

Şarkılar kal diyor dudaklar git..

YAĞMURR
14-01-2008, 02:38 PM
Yağmur herkese yağar

Güneş ısıtır herkesi

Mevsimler herkes içindir

Yalnız çiğ altında kalan

Sele kapılan her zaman birkaç kişi..


Herkes içindir aşk da, ayrılık da

Yalnızca birkaç kişi ölür acıdan..

Eskiden ölümle tartılırdı ayrılık

Kiminin hayatı yalnızca unutkanlıktan..



Her şey, herkes için değildir oysa

Kimi hiçbir şey öğrenemez karanlıktan

Yalnızlığı kullanmayı bilmez kimi

Kimi ayrılamaz yalnızlıktan..


Yağmur herkese yağar

Ama çok az insan tutar yağmurun ellerini

Onca şarkı, onca film, onca roman....

Ama sevmeye yetmez herkesin kalbi!

Çığ altında kalan sele kapılan

Aşktan ve acıdan ölen birkaç kişi

Dünyayı başka bir yer yapmaya yeter..

Aslında onların hikayesidir anlatılan

Diğerleri dinler, seyreder, geçer gider

Geçer gider herkes!

Hikayedir geriye kalan...



Murathan MUNGAN

BeYaZ_KeLeBeK
22-01-2008, 02:53 AM
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi…
Ama kendimden bile önce tanıdığım…
Her saniye yeniden doğmak gibi…
Ama asırlardır süren…
Kışa dönmeyen sonbahar; derin, duygulu…
Yaza dönmeyen ilkbahar; serin, coşkulu…

Ilık avuçlarında, kar taneleri…
Güneş sıcağı, gözleri…
Ve sözleri…
Ve sesi…

Böyle olmalı aşkın tarifi…
Ki, tarif edilememeli…

"Resmini çiz!" deseler…
Bacası tüten bir ev belki…
Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir…
Veya kaldırımların kanına giren…
Aşkın ayak sesleri…

"Resmini çiz!" deseler…
Her köşe başı ıhlamur kokar…
Yağmur kokar…
Veya…
Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları…
Gizli ve mahcup…

Aşk, istemektir belki…
Belki bir ticaret; pazarlıksız…
Bedeli kalbinizdir… Bedeli her şeydir…
Sonrası bir uzun yolculuk…
Sonrası; nasip!

Tarifini sorsalar…
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi…
Az kalsın ölüyormuşum gibi…

kamiloglu
26-01-2008, 05:04 PM
SPOR

Çok şey oluyor spor yürüyor
şaşmaz bir saat bir raket
Bir pedal geliyor
Tekerlek farki
Yer yerinden oynuyor.
Ringde bir boksör, kesilen soluklar
Dünya duruyor.
Milyonlara transfer krallar, kapanın elinde
Yelken, judo, eskrim
Bir uzun boy basketçi hapþýrsa
Dünya biliyor.
Ligler, kupalar say say
Eşsiz bir vole, harika frikik
Bütün gazetelerde.
Haberleri dinlediniz, spor!

Behçet Necatigil

esin_29
27-01-2008, 08:49 AM
Yalnizligi,aglamayi bilir misin?.

Bilirmisin yalnizlik ne demek?.. Bilir misin gökyuzundeki yildizlardan medet ummayi?.. Uzattin mi elini bir yildiz boyunca, belki tutarim diye farkinda olmadan?

Uykusuz kalmayi bilirmisin sabaha kadar?. Hic kustun mu hayata?. Aslinda kendindir kustugun kucugum?.
Kapatip gozunu hayaller kurdugun oldu mu gelecege dair?. Bazen kucuk bir masumiyet belirir tebessumunde, bazen gozunde hircin bakislar.
Kizdin mi kaderine gunlerce?. Kendini taniyamadigin oldu mu hic?.Bazen cesaret edemeyen konusmaya ve bazen de hic susmayan sen.

Sevdin mi birini?. Her yagmur yagisinda saatlerce bekledin mi sevdigini pencerenin onunde?

Bir yudum sevgi dilendigin oldu mu, sert bakislardan?. Yaslanacak bir omuz aramadin mi?. Birden güldügün oldu mu sebepsiz?. Her siirde kendinden bir seyler bulmadin mi hic?. Rüyalarda yasadigin oldu mu hayatini, istemedigin oldu mu uyanmayi?.
Baktigin ama goremedigin oldu mu etrafi?. Ufak bir sorunu buyutup olmeyi de mi istemedin hic?

Sebebini bilmedigin bir agirlik cokmedi mi ustune?.
Buyudugunu farkedip zamana dusman oldun mu?.
Hecelerin az geldigi, kelimelerin yetmedigi oldu mu duygularini anlatmaya?.
Agladigin oldu mu sebepsizce sabaha kadar?. Belki sen aglamati bilmiyorsunndur , sevmeyi bilmedigin gibi.

Iki damla yasdegildir aglamak. Once huzunlenmek, sonra dusunmek, hayal etmek.. Anilari yasamak, buyuk bir ozlem icinde o kucuk oyuncak bebege sarilmak.
Iste budur aglamak ve yeniden yasamak.

depress75
30-01-2008, 03:11 PM
İÇİ KAPALI BALO

Bir ileri üç geri
Üç geri bir ileri
Otursan da kalksan da
Aklında bunu tutacaksın

Yaşam bazlama suratlıdır
Düşünce değiştirir bıkmadan
Sıkı durmazsan bastığına yapişamazsın
Seni olmayacak işlerde çürütür

Niye kızdınsa dün
Bugün de ona kızacaksın
Sallak sullak giyineceksin
Sallak sullak hoplayacaksın

Bir ileri üç geri
Üç ileri bir geri
Değişenlere değil
Değişmeyenlere koşacaksın.

Salah Birsel

birmelek
30-01-2008, 06:37 PM
Gittiğinde, hiç düşünmemiştim onu özleyeceğimi!

Sevda yarıda kalmış meğer..
Sonbahara emanet edilmiş güvercinler..
Yerden yere düşmüş gururum..
Adını ,bahara saklanan bir yaprağa vermişim..
Suyunu tüketmiş ben görmeden.

"Kuş tüyü ruhum ağırlaşıyor..
Çekemiyorum bir ben daha..
Tek sillede atıyorum seni üzerimden..
Bir daha gelme düşlerime..
Gülüşlerime..
Hüzünlerime.."

- Bu gidişinin kaçıncı günü?

Mayıs'ın ilk günü, kapımı açtığımda karşımda bulmalıyım seni.. Senden asla almadığım;
Ama bende hep varolan bir tek gülü emanet etmeliyim ellerine..
Sonra atlamalısın boynuma ellerini..
En sevdiğin ve en sevdiğim yerinden..
Isıtmalısın yeniden..

Sen sol yanımı seversin sevgili..
Tamda şah damarımın geçtiği yeri..

...Önce geldi,sonra gitti ama hep benimleydi..
Karmaşıktı, herkezin anlayacağı dilden değildi...

esin_29
01-02-2008, 06:51 PM
Zaman unutturur demişlerdi Seni..
Oysa hala sımsıcak yüreğin içimde..
Benliğimden kayıp gitti her senden ayrı oluşumda sensizliğin..
Bu çaresizlik hissi ölüm kadar ıssız
Bu şehrin ışıkları kadar müşfik
Gönlüme yağdırdığın yağmurlar şimdi teselli
Güncesi olmayan hatıralarımın gölgesinde avunur sensiz yüreğim
Zülüflerimde rüzgarın hazin sesi yankılanır
Gönül yurdumun şehir ışıklarıydın sen
Sen gidince karardı tüm beldelerim nahiyelerim
Mevsimlere küskünmü olmam gerekiyor
Mavilere sitemkar
Dakikalarım anlarım sonbahar şimdi,kışa merhaba diyen
Çaresizliğim çare oluyor ümit ısmarlıyorum şehri sönmüşlere
Artık sokaklarımda söyleniyor hasretin acı türküleri
Kışlarım bile üşüyor mevsimlerimde
Ankaların buğulu gözlerinde emanetimsin
Yüreğimden yıldızlara köprüler kurmuyorum artık
Bütün sabahlara burukluğum
Uzaklarda olsanda yeni dualar ısmarlıyorum yüzünde hüzünler tüllenmesin diye
Hey benim sazımdaki hüznüm
Sılamdaki hasretim
Boynu bükük karanfilim
Gözlerime yağmur diye düşürdüğüm
Ne kardelenler açtı sensizliğinde
Ne lalelerim salındı dağlarımda
Ne bülbüller şakıdı gülsüz ışıksız şehrinde
Ölüm gibi mühürlü bendeki sevdan
Ölüm gibi....

YAĞMURR
01-02-2008, 08:25 PM
O bir kelebek kanadıydı;, bir gül goncasıydı, bir yıldız pırıltısı;...
Sabaha çıkmayan bir rüyaydı; ama ne eşsiz bir can taşıdı;
En tazesi, en temizinden, en sevgilisi ve sevileninden
Daha doyamadan kokusuna, meleğim cennete yolculandı;

Çekinmeyin anmaktan, sevgimizle koyduğumuz adını,
Özlemin yakıcı tadı, acılarla kavursa da yüreğimi
Anlatın bana, bahsedin güzelliklerinden,
İhtiyacım var, yaşamaya, yaşatmaya bebeğimi;

Korkmayın gözlerimde aniden beliren yaşlardan;
Onun adını; duymak değil ki beni üzen;
Asıl unutulmasıdır en büyük acım,
Anmaya devam edin Bebeğimi lütfen...

Onu sonsuz sevgisi ve güzelliğiyle bildim ben, öyle kalsın.
Gölgelenmesin hatırası;, kilitli kapılar ardında tozlanmasın...
Huzurla analım adını, taşıyalım sonsuza...
Bebeğim unutulmasın!...

birmelek
10-02-2008, 09:53 PM
http://img225.imageshack.us/img225/3391/ldmxr8.jpg

birmelek
10-02-2008, 09:54 PM
http://img107.imageshack.us/img107/8295/bobenla4.jpg

birmelek
10-02-2008, 09:56 PM
http://img107.imageshack.us/img107/4070/mityaarzf1.jpg

basak
04-03-2008, 06:45 PM
HATRINA DÜŞECEĞİM

Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak.!

Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay'da göz kırpacak
İliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın...!

Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir Şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!

Gönlünden atamadığın gibi kafandan da
Silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!

Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin her şeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!

NECİP FAZIL KISAKÜREK

basak
04-03-2008, 06:48 PM
SANA BAKMAK

her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok

uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine

sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır

bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar

verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah’a inanmaktır

YILMAZ ERDOĞAN

birmelek
25-03-2008, 07:42 PM
Bilmem ne yazmalı bu satırlara...
Ya da hiç dokunmamalı mı?
İçimdekileri dökmeliyim bir şekilde...
Belki bir gün okurda anımsarsın beni diye...

Artık yanımda değilsin...
ve bende meçhulde bir yerdeyim.
keşke sana seni seviyorum diyebilsem
ben artık diyemeyeceğim ama
sen belki bir gün söylersin bana ...
ben artık duyamayacağım ama
sen belki bağırırsın sokaklarda BENDE SENİ SEVİYORUM diye..

birmelek
25-03-2008, 07:45 PM
Beni vurun
Onun yeşil gözlerinden ölmek olsun sonum
Beni vurun
Bu sevdayı ansızın durdurun
Beni vurun
Bitsin bu tek kişilik oyun
Yoksa ölmekten beter olurum

Bu yıkık adam ben değilim
Asırlardan beri ben böyle değildim
Şimdi ne yediğim ne içtiğim
Fayda vermiyor sadece bakar oldu gözlerim
Ben eskiden böyle değildim
Düşünce anlıyor insan
Deliler gibi seviyorum diyenlere gülerdim
Ben eskiden böyle değildim
Şimdi beni sabahsız geceler paklar
Nerede akşam orada sabahlar
Düşünce anlıyor insan
Meğer kara sevda adamı ummadığı anda haklar
Şimdi beni isimsiz sokaklarda bulun
Tarifsiz adreslerde Adımı sorun
Beni şimdi vurun
Belki bu aşka başka bir dünyada karşılık bulurum

Şimdi beni vurun bitsin bu tek kişilik oyun
Bu aşkı bitirecek kadar güçlü değilim
Ve ona tekrar gidemeyecek kadar yorgun
Beni vurun bu aşka bir nokta koyun
Beni vurun yoksa ölmekten beter olurum
Beni vurun onun yeşil gözlerinde ölmek olsun sonum

Sahipsiz bir aşk benimkisi
Bir yere gitmeyen bir yol, isimsiz bir sokak
Bir sokak kedisi biraz ıslak, biraz da korkak
Ansız bir aşk, çaresiz bir hastalık
Ve zamansız duran bir kalp
Bütün demirleri atıyorum
Ve gemileri bu limanda yakıyorum
Artık yolculuk yok günbatımında başka limanlara
Ve sabahları başka kokularda uyanmak
Bütün demirleri atıyorum
Ve gemileri bu limanda yakıyorum
Artık yolculuk yok günbatımında başka limanlara
Ve sabahları başka kokularda uyanmak
Gemileri yakıyorum
Ve onun okyanus yeşili gözlerinde batıyorum

ŞİİR : Uğur Arslan

birmelek
26-03-2008, 07:59 PM
ACILI GECENİN BİTİMİNDE

Yaşadığımı işitmek istiyorum
Bir ses uzaktan yakından ya da içimden
Düşen yaprak örneğin
Kağıt hışırtısı olsun
Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı
Bir inilti derinden
Damlayan su
Bir elektrik düğmesi çıt diye
Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir ses
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı görmek istiyorum
Bir ışık uzaktan yakından ya da içimden
Sesindeki pırıltıya
Gözündeki ışıltıya benzer
Bir kibrit çakımı
Bir yanıp sönse yeter
Sabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplak
Ya da gün batımı pembesi dudak
Bir yıldırım hızında çizilsin
Bir şimşekçe yazılsın karanlığım
Bir fener ki uzaklığı bilinmeyen
Bir yıldız parlayıp sönen
Dişlerinin aydınlığını
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir ışık
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı duymak istiyorum
Bir ısı uzaktan yakından ya da içimden
Tenine ilk dokunduğum zamanki
Elini ilk tuttuğum
Yüreğimi kanatlandıran o titreşim
Kanı geçiyor kanıma sandığım
Öyle bir değdin ki varla yok arası
Ve yanarken ateşten ellerim
Yatak çarşafının apaklığında duyduğum serinlik
Ve sevgiyi sende bulduğum ilk
O ılıklığa değinmek yerine
Uzak düşlerde olsa da yeter
İçindeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir değini
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı koklamak istiyorum
Bir koku uzaktan yakından ya da kendimden
Kulak memelerinde şebboy
Saçlarında o koku
Ki öptükçe öpüldükçe büyüyen
Her yel estikçe getirir düşlerime
Koklarım çok uzaklardaki anılardan seviyi
Bir yel esmiş mi esmemiş mi
Bir kıpı dal oynasa
Bir yaprak kıpırdasa
Duyulur duyulmaz olsa da
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir koku
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı tatmak istiyorum
Bir tat ki uzaktan yakından ya da kendimden
Ağzımda dilimde damağımda
Bir buruksu mutluluk sandığım
Salt benim diye aldandığım
Kendi yalanlarıma kandığım
Arttı yaşadıkça duyduğum acı
Yitirmemek için o acıyı çoğaltırım
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir tat
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
AZİZ NESİN

mavigece
20-04-2008, 01:41 AM
Yine bir gece ve yine baş başayım kendimle, işte yine seni bulup
kaybettiğim yerdeyim.

İnsanın bir şeylere karar vermesi ne kadar zor; ya seni içime gömmeli
ya da artık içimden söküp atmalıyım. Ama her ne olursa olsun susmalıyım.
Hangisi daha zor, hangisi daha acı? Gerçekten gitmeli miydin, yoksa
kalıp yanımda savaşmalı mı?... Bir yol arıyorum kendime, bulduğum tüm
yollarsa sana çıkıyor…

Kapanmalı artık gözlerim. Sonsuz bir karanlıkta tek başıma yürümeye
devam etmeliyim... Yürümeliyim ardıma bile bakmadan, yürümeliyim
parçalayarak değerleri ve sevgileri, yok ederek yaşadığım tüm zamanları...

Nasılda acımasız zaman. Nasıl da yüceltmiştim seni gözümde. Tutup kendi
ellerimle koymuştum en yükseğe, sonra keyifle izlemiştim yüceliğini.
Ama yine ben bitirmeliyim. Tutup kollarından indirmeliyim olduğun yerden.
Ya da seni ölene kadar yaşatmalıyım içimde..... Ne kadar zor bir
karar..

Bir yanım: “Bir daha kimse, hiç kimse onun kadar çok sevilmeyecek”,
derken, bir yanım sakin, sessiz...

Zaman geçiyor, acım dinmiyor. Kapanmıyor yaralarım.. Tükenirken ben,
aklımda bir tek sen... Görüyor musun, yine konuşuyorum ama sessizce....

Susmayı öğreniyor yüreğim..

Susuyorum.....


alıntı...

Rosalie
20-04-2008, 03:20 AM
YALINIZ DÜRDANECİK

Geceleri kocası kahveye çıkardı

Yalnız bırakıp Dürdaneciği.

O hanım kadın o annesinin bir taneciği

Hoyrat ellerde körpe karanfil

Pencerelerde sardunyalar gibi yalınız

Kocası kahvede o evde

Alışmışlardı...



Sevişmek ne kelime birbirlerinden

Ayrı kadirden iki yıldız gibi uzaktılar.

Ben ağlasam siz ağlasanız onun boşluğu dolmaz

Hiçbir yağmur ıslatamaz toprağını.

Ne zaman canı çekerse erkeğinin

O zaman yatarlardı...



Besletip bereketli ıslaklığında tohumları

Toprakların en cömerdi Dürdanecik

Kendi doğurur kendi bakardı.

Ah acıdır amma gerçektir inanmazsınız

Öfkeli anlarında kocası

Dayak bile atardı...



Ama zavallı deyip de geçmeyiniz

Bizim kendi tembel maceramızdan uzakta

Onun da vaktini paylaşan dostları vardı.

Kocası gidince kış geceleri

Fatma hanım Hürmüz hanım İkbal

Yangelip kurak masalların kerevetine

Bezgin gönüllerini avutmayan kahkahalarla

Mısır patlatırlardı...



Ah ben kadınları çok severim

Karanlık ve tükenmez bahtlarında.

Yalnız gecelerinde Dürdaneciği

Kardeş gibi sevmek okşamak isterim.

Üzülme Dürdanecik söğüt yaprağı

Hoyrat ellerde körpe karanfil

Benim de uzaktan yakından tanıdığım

Kaderinde bunalmış kadınlar vardı...

.....................

Halbuki böyle mi olmalıydı...

Turgut Uyar

g1z4y
15-09-2008, 06:37 PM
BEN SENSİZ YAŞAYAMAM

Bırakma beni sevdiğim
Gidişine dayanamam
Hasret gözyaşlarımla
Kendimi avutamam
Dönerim dersin ama
Kadere inanmam
Bıraktığın anılarınla
Ben sensiz yaşayamam...

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

sevama
18-09-2008, 04:01 AM
Seni sevdiğimi söyleyen gözler
yalan söylüyor
Sen onlara bakıp aldanma
Seni sevdiğimi söyleyen dudaklarım
yalan söylüyor
Sen onu dinleyip kanma
Seni sevdiğimi söyleyen kalbim
yalan söylüyor
Sen ona inanma
Benim yaptığım sadece iletişim
Sen onu aşk sanma

BeYaZ_KeLeBeK
26-09-2008, 12:45 AM
BAŞKALDIRIYORUM

Cevap veriyorum:
Eli böğründe analardan,
Mahpuslardan ve acılardan
Çokça bahsediyorum, çünkü;
Başını kumda saklayanlardan
Tiksindir, başkaldırıyorum!

Ve söz veriyorum:

Kırmızı rujlu sokakların,
Aşağılık pazarlıkların,
Adı anılmayacak benle.
Bir çiçeğim halk ormanında,
Fışkırdım, başkaldırıyorum!

Ben bir bıçak ucuyum,
Kavga vermiş halkına.
Başkaldırıyorum işte,
Varın benim farkıma.

Yine söylüyorum:

Gözü bağlanmış korkulardan,
Yasaklardan ve baskılardan,
Asla irkilmiyorum, çünkü;
Kan emici yarasalardan
Çıldırdım, başkaldırıyorum!

Yemin ediyorum:

Üçkağıtçının, pezevengin,
Teslimiyetin ve mihnetin
Yolu uğramayacak bana.
Bir dalgayım halk denizinde
Köpürdüm, başkaldırıyorum!

Ben bir namlu ağzıyım,
Omuz vermiş halkına.
Başkaldırıyorum hey!
Herkes varsın farkına.


Yusuf HAYALOĞLU

BETÜLL
26-09-2008, 01:45 AM
GECEYE ŞİİR -1

Kalbim bir çiçektir, gündüzler ölgün;
Gelin, gelin, onu açın geceler!
Beni yâdedermiş gibi, bütün gün
Ötün kulağımda, çın, çın, geceler!

Geceler çekmeyin benimçin hüzün,
Gelin siz, ruhumu tenimden süzün;
Bırakın nâşımı yerde gündüzün,
Gölgemi alın da kaçın geceler!

Necip Fazıl Kısakürek

eliftetik
26-09-2008, 02:05 AM
GECEYE ŞİİR -1

Kalbim bir çiçektir, gündüzler ölgün;
Gelin, gelin, onu açın geceler!
Beni yâdedermiş gibi, bütün gün
Ötün kulağımda, çın, çın, geceler!

Geceler çekmeyin benimçin hüzün,
Gelin siz, ruhumu tenimden süzün;
Bırakın nâşımı yerde gündüzün,
Gölgemi alın da kaçın geceler!

Necip Fazıl Kısakürek



vay canına hepinizin şiirlerine teşekkür millet

necip fazılıda ayrı bir severim

YAĞMURR
27-09-2008, 08:27 PM
yüregim su aralar cok isyanlardasin farkindamisin
aldirma diyorum ,
ne söylenen sözlere ne yapilan tavirlara,
ne cikari icin seninle arkadas olanlara,
nede dünyasi etrafinda dönenlere,
aldirma diyorum,
sen hep sen kaldin
yada buna hep cabaladin
bir su kadarda temizse ruhun
etrasindan saciyor mikroplar sana
atiyorsun üstünden
geciyorsun yanlizliklara
ama yanlizlik hic yaramiyorki sana
daliyorsun ,agliyorsun
önune düsen bir cift göze sevgiyle bakiyorsun
bekliyorsun umuyorsun
bu yürek temizdir diyorsun
ayni ben gibi
zaman seni yine kandiriyor
tüm umutlarin bir anda yaprak misali
tek tek sarariyor ve usulca düsuyor
aldirma yüregim.

senin bu kuvetin kimde varki
etrafin bunalima girmis
sarhos ruhlarla dolu deyilmi
bakip bakip sasmiyormusun
bu kadar acizlige
yapma yüregim sende düsme
cikamayacagin bir kuyuya
yagmurda yürü
karda üsü
ama aldirma
aldirma diyorum

yanliz bir serce ol
arada yanliz bir kartal

ama
aldirma diyorum
(alınatı)

atomcekirdegi
29-09-2008, 12:08 PM
Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü
bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…

Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta
dalıp giderdin yemek yaparken, tahta kaşıkla
tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…

Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da
“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye,
çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne,
yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.

Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…

Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle,
kalbimde bir acı. Şarkılar seni söyler.

İCLAL AYDIN...

BETÜLL
03-10-2008, 12:56 AM
Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım,
Ey sevdiğim, ben umitsiz değilim gene
Ak düşünce saçların kumral rengine
Kollarında son aşıkın ben olacağım.

Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen,
Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün
Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün ...
O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen?

Ben bir beyaz şaçlı aşık, sen bir ihtiyar
O gün bana yalaşırken ey ilahi yar,
Esirgeme gözlerimden bir son buseni,

Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın,
Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın
Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni Faruk nafiz çamlıbel

BETÜLL
05-10-2008, 01:04 AM
kimi boşlukta sızar asude;

kimi, bekler gecelerden seheri...

farkı yoktur gecenin gündüzden,

ne çıkar yanmasa ufkun feneri

tunç taslarda içerler kaderi

bu ecel şerbetinin bekrileri.

kim bilir,belki giden yolcuların

bu sefer son seferi

sisli gözlerde hacetler silinir,

kimsenin kimseden olmaz haberi

ne semavatı görürler,ne yeri

bu ecel şerbetinin bekrileri.

içlerinden biri varki aba

bilerek sırtına çekmiş kederi

yolda lakin onu dimdik yürütür

belde imanın altın kemeri

gecenin ,gölgenin şaheseri

bu ecel şerbetinin bekrileri.

seslenir daveti bir meçhulün;

bir nida der: ileri!

ki nihayet bir ilahi gecenin

kapısından süzülürler içeri

ve aşarlar o karanlık kemeri

bu ecel şerbetinin bekrileri

Arif Nihat Asya

eliftetik
05-10-2008, 02:31 AM
kimi boşlukta sızar asude;

kimi, bekler gecelerden seheri...

farkı yoktur gecenin gündüzden,

ne çıkar yanmasa ufkun feneri

tunç taslarda içerler kaderi

bu ecel şerbetinin bekrileri.

kim bilir,belki giden yolcuların

bu sefer son seferi

sisli gözlerde hacetler silinir,

kimsenin kimseden olmaz haberi

ne semavatı görürler,ne yeri

bu ecel şerbetinin bekrileri.

içlerinden biri varki aba

bilerek sırtına çekmiş kederi

yolda lakin onu dimdik yürütür

belde imanın altın kemeri

gecenin ,gölgenin şaheseri

bu ecel şerbetinin bekrileri.

seslenir daveti bir meçhulün;

bir nida der: ileri!

ki nihayet bir ilahi gecenin

kapısından süzülürler içeri

ve aşarlar o karanlık kemeri

bu ecel şerbetinin bekrileri

Arif Nihat Asya


harikaydı betül teşekkürler

YAĞMURR
10-10-2008, 07:21 PM
Üzüntü ve Mutluluk

Ağlamakla başlar hayat, taa ki biri sana "cici cici" diyene dek
Çevrendekiler sevgiyle kaş göz eder, sende gülücükler saçarsın
Kimini zamanla bağrına basar, kimini ise unutur gidersin
Ama hep çocuksu gülümsemenin arkasında anlamsızlık yüklüdür
Ne zamanki kendine geldiğinde "birine hayır" diyene dek


***


Hayat belli bir yere kadar üzüntülerden uzak gülümsemeyle bütünleşmiştir
Ne zaman biri acılı bir pandik attığında o tebessüm yerini gözyaşına bırakır
Tabii bunlar çocukluk evrelerinin "pembe tabloları" gibi görünür
Oysaki ileriki zamanların da habercisidir bir ölçüde
Cici ciciler "bilinçli sevgilere" pandikler ise "dost kazıklarına" dönüşür

***

Belli bir süre sonra gülümsemeyle indiğin inişleri yavaş yavaş yokuş alır
Bir gün ağlamaklı olursun o git gide yükselen hayat merdiveninde
Hiç tanımadığın insanlar sana elini uzatır "gel beraber çıkalım" diye
Harbi sen isen önce düşünürsün yoksa o insanın bedenini bile kavrarsın
Bilemezsin bu hayat merdivenini yalnız çıkmanın verdiği mutluluğu

***

Bir gün öyle ya da böyle geçer hayat, sorgulamazsın pek zamanı
Doğum günlerinde üflediğin mumların sönmesinin ardından yaşlandığını
Bilirsin ama bilmemezlikten gelirsin tıpkı sorunlardan kaçtığın gibi
Üzüntüyü her an yaşarken Mutluluğu nadasa bırakırsın
Keşkeler hüznünü arttırırken tükenmeyen umudun terazi olur hayatında

***

Hayat çok garip ama aynı zamanda dünün nakaratı gibidir
Eğer bu tekrarlara gün be gün yeni bir şeyler katıyorsan
Ve her geçen gün bakış açını kelime dağarcığını geliştiriyorsan
İşte bu senin hayatın, buna ne iniş ne yokuş dayanır
Sana uzatılan eller için de "işte bu" diye seçim yapman revadır

***

Üzüntü insana o kadar yakındır ki sanki sana selam verecekmiş gibidir
İstersen o selamı almaz ve hiçbir sorumluluk hissetmezsin
İstersen "aleykümselam" deyip hayatın acımasız girdabına sen de katılırsın
Ne garip değil mi? Hem üzüntü hem sevinç nefesimiz kadar yakın
Yeter ki sen onu görmek iste ve tezgahtaki seçimini yap

ismail doğan

BETÜLL
26-10-2008, 08:33 PM
Derken, vakit kalmadı; anladım.
Sızma zeytinyağının üstünde taze bir kekik yaprağıydı aşkım.
Beyaz porselen bir kâseye kalbimi bandım...
Binlerce yıllık asil kökün usaresi...
Diğeri hoyrat kırların, özgür çocuğu...
O efsunlu renk, sarıdan yeşile.
Ve kokusu sabah rüzgârı.
***
Derken, vakit kalmadı; uyandım...
Bir yudumdu hayat; doya doya kandım.
***
Sızma zeytinyağının üstünde taze bir kekik yaprağıydı aşkım.
Kalbimi bandım.
***
Çocukken de böyleydim ben; leblebi tozu bayramımdı...
Bir uçan balona sığardı karnavalım.
Ağaç dalı küheylanım olurdu; destanlar yazardım.
***
Bir cümlecik masal bu; asırlara gebe...
Sizin için damıttığım...
Bir soluk taze hava sonsuzluğun içinden...
***
Padişahın ölümüyle, çobanın ölümü arasındaki farkı aradım.
Derken, vakit kalmadı...
Yandım...
***
Bir damla...
Bir yaprak...
Bir lokma aşk...
Ben bu aşk sofrasında uyandım...


murat başaran

zenan
31-10-2008, 12:19 AM
VAKİT ŞİMDİDİR

bir çocuğun ağlamasına öykünen dudaklarım
bir aşkın sulu sepken yaktığı dudaklarımla aynıydı
yaman çelişkiydi yani!
kasım gelip duruyordu gözlerime
ve ama en çok nisan oluyordum
her oyunda ebe seçiliyordu ellerim
bir seni bir de kendimi yakalamayı beceremiyordum
bunun içindir ki ağaç kabuklarının kokusunu
iç kokuma örtüyordum

elif!
elif dokunulmayan tek yanımdı sağlam korunan
lâ ya uzak yaşadığım sınırlı anlarımda
sınıra dayandığım bir delilik haliydi
hiçbir koyağa sığmazken başım
dıştan içe yaslandığım bir garip buhrandı

/bir büyüğün gülmeye öykünen teni
ve bir tenin ölmeye deliren sesi sağlam bir harmonidir
o zaman dans etmeliyim vakit şimdidir/

kimin elini tutmaya yeltensem
sadece yeltenmekle kalıyordu
biliyordum ellerim hep kesilecek bir ele müstemleke
oysa tiksinmeme yetiyordu sömürü düzeni
ve ben en çok kendimi sömürmeyi seviyordum

aslında kızdığım annem değil, kadınlığıydı
aslında kendime de bunun için kızıyordum
çocuk kalmak gibi salakça bir diretmem vardı
ve ben hep büyük olmak için doğmuştum
isyandır!

ruhu deşilen kadınların, rahmi deşilen kadınlardan ne farkı vardı!
kadınsan sürekli deşiliyordun işte
aşkın içinde piç gibi büyüyordu ve sen susuyordun
çünkü çok konuşmak yakışmıyordu kadına
elini gözüne sürmek gibi masum isteklerin yanıyordu
zaten yalnızlığında yatağında yangın olmuyor muydu?
ŞŞŞŞİİİŞŞŞ!

babam öldüğünde ağlar mıydım?
evet, kesin ağlardım
ona ben nefret yüklü bir aşk yarattım ve kutsadım
şimdi ben ölmeliyim ve o ağlamalı

vakit
şimdidir!


FİLİZ KILINÇ

ceyda
31-10-2008, 10:28 AM
Git hadi, çek hadi, bitti de istersen ne farkeder sanki
Git hadi, yaşlı gözlerim arkadan dolmasın
Çek git yoluna, özgürsün artık, bıraktım seni benliğine
Bakışların uzaklaşsın benden, git hadi çek git
Sitemli yağmurlarda penceremde beklediğim ... çek git
Al hüzünlü akşamlarını giderken, geri getirme bir daha
Sonbaharın götürdüğü yaprakları topla da git
Ne resmin kalsın geriye, ne hatıran sil hepsini çek git
Hadi gitseen ne bakıyorsun gözlerimin içine
Git uzaklaş yanımdan, yağmur damlalarından
Yanımda olmasanda hasretinle yaşarım seni
Durma öyle , ellerin boşlukta beni arar gibi
Verme bana geri hüzünlü akşamları, çek git
Git hadi boşluğun içine bırakayım kendimi
Bakma gözlerime onlar senden kalan hüzün parçacıklarım
Ne duruyorsun hala, ben seni sana bıraktım ya
Sende beni bana bırak da çek git rüyalarımdan
Uyuyamaz oldum geceleri bu yağmur sesleri yüzünden
Senin hayalin yüzünden, senin hasretin yüzünden
Sayende düşünemez oldu aklım,
Bakar oldum boşluğa öyle sensizliğe yakarış misali gibi
Git hadi,çek git, herşeyi bana bırak, rüyalarınıda
Esirge benden kahrolası varlığını
Kayboldum derken gözlerinde, onları da al
Anladım ki onlar seni bana hatırlatan hüzünlü akşamlar

Ceyda Altınışık ( benim şiirim ) yorumuzunu bekliyorumm :D

zenan
31-10-2008, 01:36 PM
Eksik Eteğin Günlüğünden

“…su / bir avuç
üstelik de aciz
ateş dilli duman, durmadan körüklerken alevi
acı bâriz…”

umarsızca aralandığında dudakların
ölüm saçılır etrafa… /
canım çekilir
kanım donar
susar hecelerim, içim efkâr kokar
hüzün
önce damlar
an dediğimiz yaşanmamışlığa
ardından coşar, hızla yayılır tüm zamanlara
kirpiklerim boğulur bir damla yaşta
kahrederim söylenirim kızarım… /
saldırıp içimde susan küçük kıza
kayarım bilinmezliği diline dolamış mısralara

ağıtlar dokurum ilmek ilmek, ağulu akşamlarda
karanlığa akarım
karanlık, konar pervasızca ruhuma

mişli geçmişler dolanırken, adımlarıma
pişmanlıklara yataklık eder gün
yüzüm
doğurgan annesi olur, yarım yamalak bir öykünün
karışır uykularım karabasanlara
gelecek, muamma tadında, salınır durur usumda
acıya ezber yapan göğsüm
daralır çıkmaz sokaklarda
heceler, gebe kalır bir çırpıda zemheri ayazına

her aralandığında o dudakların kayıtsızca
k a y ı p bir kimlik olurum, kentin varoşlarında
k ı r ı l a s ı e l l e r i m a y ı p… /
çığlık çığlığa susarım, dilime bir küfür dolayıp

kış, acımasızca kök salarken koynumda
öykünürüm, komşu balkonlara konan bahara

gözlerim
takılır sarı sokak lâmbalarından
geceye damlayan, üşümüş yalnızlığa
o yalnızlık, kâh ruhuma bulaşır bir solukta / kâh kadınlığıma

sahi, yalnızlık niye hazan kokar
hazan neden oyun bozan olur bu kadar
neden ölümü çağrıştırır tüm zambaklar
adamlar
neden merhametsiz küçük kızlara… / anlatsana
anlat, hadi şimdi susma

aynalar, hoyratça yüzüme vurur kimsesizliğimi
evet
kimsesiz kedi yavrusuyum kaldırımlarda
kuyruksuz bir uçurtma… /
penceresiz duvar, ölüsü yitik bir mezar

kâh, evsiz berduş olurum köprü altında
kâh, kafeste kanadı kırık kuş
ya da sessiz bir nota
hani o çoktan unutulmuş
yetim şarkılarda

dudakların her aralandığında
sessiz ve de fersiz
bir çift göz düşer ilkin, sararmış fotoğraflara
çırılçıplak kalırım… / cisimsiz
bir kadın dolanır uyaklarda

tutulur dilim
soluğum, dayanır en aciz mısralara
bir tutam ah, tüm hırsıyla yapışır yakama

atmayan bir yürek olurum
mevsimsiz sene
sehersiz gece

bedenimden geçer
ruhumdan, vurulurum, örselenir onurum

kahretsin
her aralandığında dudakların
bir kez daha y o k o l u r u m

zenan
31-10-2008, 01:39 PM
DİKENLERE GİDİYORUM
Gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum
Gidiyorum
bütün acılarımı vurup sırtıma
umutları bırakıp başucuna
ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp
şiirlerimi sarıp bohçama
yüreğimin yangınına gidiyorum
hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal

Gidiyorum
gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp
yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum
içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın
sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar
gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum

Gidiyorum
başımda gam, gözlerimde nem
toplayıp önüme düşen gölgeleri
savurup acılı rüzgarlara gözyaşlarımı
gidiyorum
bütün hatıraları bırakıp geride
ve usulca çekip kapıyı ardımdan
alıp başımı gidiyorum buralardan
şafak sökmeden kimseler görmeden
yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum
sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için

Hoşça kal suyundan çimdiğim dere
kana kana içtiğim pınar
say ki, hiç yaşamadım bu yerlerde
nazlı çiçeklerini okşamadım baharın
bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle
bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü
çekip gidiyorum buralardan

Çekip gidiyorum bir bilinmeze doğru
hem yol, hem yolcu olmaya
acılarımla başbaşa kalmaya
bütün yıldızları takıp kanatlarıma
rüzgarların uğultusunda kaybolmaya gidiyorum

Yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek
ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde
gecelerin zifiri saçlarında çıkıp yola
dağlı bir ırmak gibi çarpa çarpa kıyılara
içimdeki yaraları kanatmaya
bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum

Bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim
artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime
ne okuyacak bir şiirim
gözlerimin içinde iki damla gözyaşı gibi
bakmadan ardımdaki uçurumlara
alıp götürüyorum yüreğimdekileride
hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal

eliftetik
05-11-2008, 08:42 PM
ROBİNSON

anılarım yollarda kaldı
belki de ilk aldığım
kimsesiz bir adada
ellerim
gözlerim
ve herşeyimle ben
en büyük silahım
zavallı robinson
vahşi gönüller
sevgisiz ağaçlar arasında

gazanfer sanlıtop 1960

BETÜLL
09-11-2008, 12:32 AM
Gece Nağmeleri
Gece yazılır en içli şarkılar
Gece yapılır en samimi tövbeler
Gece ıslatılır seccadeler
Gece kabul görür yakarışlar
Gece varılır ulu huzura

Savaştır gece orduları olmayan
Kendi kavgamız gece
Kendi sevdamız gece
Kendi özlemimiz gece
Kendi mazimiz
Kendi geleceğimiz

Bir çığlık
Bir çılgınlık
Bir karanlık
Gülün adı
Bülbülün kanı gece

Semaya yazılan
Alna kazılan gece
Kulağa fısıldanan sır
Bir yar omuzuna yaslanılan....
Gülün koynunda yaralı koku
Bülbülün hazin sesi

Eylül aşkları
Hazan yaprakları
Dudaklardaki fısıltı
Sevdalıların yanılgısı
Yare yazılan süslü name
Yardan gelen name
Umutsuz baş eğiş

Harfler adedince acı
Bir kalem
Bir kağıt gece
Duaya varış gece
Tövbelere dalış gece

Gönüllerde ses
Ruhlarda tatlı esinti
Gece benim
Ben gece.....

Necmiye Sarpkaya

eliftetik
09-11-2008, 12:35 AM
Gece Nağmeleri
Gece yazılır en içli şarkılar
Gece yapılır en samimi tövbeler
Gece ıslatılır seccadeler
Gece kabul görür yakarışlar
Gece varılır ulu huzura

Savaştır gece orduları olmayan
Kendi kavgamız gece
Kendi sevdamız gece
Kendi özlemimiz gece
Kendi mazimiz
Kendi geleceğimiz

Bir çığlık
Bir çılgınlık
Bir karanlık
Gülün adı
Bülbülün kanı gece

Semaya yazılan
Alna kazılan gece
Kulağa fısıldanan sır
Bir yar omuzuna yaslanılan....
Gülün koynunda yaralı koku
Bülbülün hazin sesi

Eylül aşkları
Hazan yaprakları
Dudaklardaki fısıltı
Sevdalıların yanılgısı
Yare yazılan süslü name
Yardan gelen name
Umutsuz baş eğiş

Harfler adedince acı
Bir kalem
Bir kağıt gece
Duaya varış gece
Tövbelere dalış gece

Gönüllerde ses
Ruhlarda tatlı esinti
Gece benim
Ben gece.....

Necmiye Sarpkaya



çok teşekkürler betülcüm

BETÜLL
09-11-2008, 11:18 AM
Bulut!..
Ha, başımda dolaşan bir bulut...
Ha sen!..
Sen, beyaz bulut;
Gözyaşından başka, nesin ki?..

Güneş, nerene vurursa vursun, güzel; gözüm nereni görürse görsün, yumuşaksın...
İnip sarılsan bana; sırılsıklam olurum inceden inceye, gizliden gizliye... Gözüm önümü görmez; bir beyaz buluta keser âlem!..
Bir sen olursun sanki cihanda, bir de kalbimin sesi!..
http://www.muammererkul.com/images/stories/kalp1.gif
Ha başımda dolaşan bir bulut; ha sen!..
Bir beyaz bulut;
Gözyaşından başka nedir ki?..

Uzansam dokunamam...
Halbuki yanımdasın, halbuki önümdesin, halbuki... Canımdasın sanki!..
Uzansam dokunamam;
.....
Ellerimm, geçeeer, içinden!..
http://www.muammererkul.com/images/stories/kalp1.gif
Akarsın parmaklarımın arasından, boşluğa savrulursun...
Ve akar kirpiklerimin arasından, geçeer;
...ve savrulur boşluğa gözyaşlarım!..

Ha başımda dolaşan bir bulut;
Ha, senn!..
Gözyaşından başka nesin ki?..
http://www.muammererkul.com/images/stories/kalp1.gif
Tandıra döndüm; buhar ağlıyorum!..
Sen oluyorum!..
http://www.muammererkul.com/images/stories/kalp1.gif
Sen...
Her dolaştığımda ayağına, şunu hatırla:
Gözyaşımdan başka nesin ki!..


Muammer Erkul

ShR€WiSh
15-11-2008, 09:02 PM
Hayat o kadar acımasız ki sevgilim..
Verdiği herşeyi geri alırda sonu gelmez.
O gün gelir yüzleşirsin geçmişinle.
Sokaklar dile gelir, sölemezler yanlış nerde.

Hadi kurtar beni bu hayattan..
Gel, kurtar beni bu azaptan.
Hadi kurtar beni yine eskisi gibi..
Bi’ baba sevgisi gibi..
Ağır ve yavaş.

Günah o kadar acımasız ki sevgilim.
Nefes alıp verirken azap çeker ruhun bile.
O gün gelir yüzleşirsin geçmişinle.
Sokaklar dile gelir sölemezler yalnış nerde.

Hadi kurtar beni bu hayattan..
Gel, kurtar beni bu azaptan.
Hadi kurtar beni yine eskisi gibi..
Bi’ baba sevgisi gibi..
Yine eskisi gibi..
Bi’ baba şevkati gibi..
Ağır ve yavaş.

Gel, kurtar beni bu azaptan…

negatif
21-11-2008, 12:25 AM
Cahit Sıtkı Tarancı

Abbas

Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber Sal çıksın bu gece;
Görünsün söyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş?tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

negatif
21-11-2008, 12:36 AM
[SIZE="4"][/SIZCahit Sıtkı Tarancı

YalnızlıĞa dair

Can yoldasin olmazsa olmasin
Yalnizim diye hayiflanmayasin,
Egilmis ustune gokyuzu masmavi
Bir anne sefkatine musavi.
Uc adim otede deniz
Dosttur, ne ofkesi ne durgunlugu sebepsiz.
Bir derdin varsa acabilirsin agaclara
Agac yaprak verir, sir vermez ruzgara
Ve kis yaz,
Dalda kus eksik olmaz
Dag basinda duman
Yalnizlik nedir goreceksin
öldügün zaman.
E]

BETÜLL
26-11-2008, 12:33 AM
Ağlamak Meselesi
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?

Neylersin alışkanlık
için kan ağlarken yüzün güler
dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?
Nazım Hikmet Ran

Gökkuşağı
26-11-2008, 09:20 AM
kayıp türkülerimi bulurum sesinde
duruşun ;
bir iç çekiştir yüreğimde
söyle!
kurşun bakar mı? serçenin gözlerine
işte zulüm;
böyle çöküyor gençliğimize...

alıntı

BETÜLL
30-11-2008, 11:53 PM
Eski Sevgiliye...

Aşkımın; cenazesi kalkıyor bu gün içimden...
Ne bekliyordum? ne bekliyebilirdim ki sizden?
Ümit vardı,sadece birazcık ümit.
Aşkım yüreğimde kaldı,ardınıza bakmadan giderken...

Duruşumu devirdim,bakışımı çevirdim,
Ben istedim,ben başladım,ben bitirdim...
Bu da böyle bir sonbahardı;
Ömrümü artık kışa geçirdim...

Sağlam durmalıyım...dimdik...ayakta...
İzin vermemeleyim artık akıl çelen bahara,
Hiç çıkmayın orda kalın çiçekler,
Aldanmayın sakın siz de ilkbahara

Ne güzel şeydi; heyecanlanmak,sarsılmak...
Yok artık duygulanmak,ağlamak
Baktım;kalbimde yok artık yerinde
Olsun,buna da şükür,aklım yerinde.

Herşey yerinde güzel ne fazla,ne az
Bu gönlü artık kimse kandıramaz
Orta yolda yürürüm inşaallah.
Umarım ayağım sizin gibi sert bir taşa takılmaz....

betül

eliftetik
30-11-2008, 11:55 PM
Cahit Sıtkı Tarancı

Abbas

Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber Sal çıksın bu gece;
Görünsün söyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş?tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

bu sevdiğim şiirlerdendir biraz geç oldu ama teşekkürler negacım

eliftetik
30-11-2008, 11:57 PM
Eski Sevgiliye...

Aşkımın; cenazesi kalkıyor bu gün içimden...
Ne bekliyordum? ne bekliyebilirdim ki sizden?
Ümit vardı,sadece birazcık ümit.
Aşkım yüreğimde kaldı,ardınıza bakmadan giderken...

Duruşumu devirdim,bakışımı çevirdim,
Ben istedim,ben başladım,ben bitirdim...
Bu da böyle bir sonbahardı;
Ömrümü artık kışa geçirdim...

Sağlam durmalıyım...dimdik...ayakta...
İzin vermemeleyim artık akıl çelen bahara,
Hiç çıkmayın orda kalın çiçekler,
Aldanmayın sakın siz de ilkbahara

Ne güzel şeydi; heyecanlanmak,sarsılmak...
Yok artık duygulanmak,ağlamak
Baktım;kalbimde yok artık yerinde
Olsun,buna da şükür,aklım yerinde.

Herşey yerinde güzel ne fazla,ne az
Bu gönlü artık kimse kandıramaz
Orta yolda yürürüm inşaallah.
Umarım ayağım sizin gibi sert bir taşa takılmaz....

betül

duygularına sağlık betülcüm

akşamcı
09-12-2008, 12:29 PM
incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu

gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç

g1z4y
09-12-2008, 12:52 PM
oo teşekkürler ablacım güzel şiir eee senin şiirlerinin devamını bekliyoruz:)

akşamcı
13-12-2008, 10:29 AM
Sevdim Seni
Dert etme kendine,
İnim, inim, inleme,
Sus! Bir kere dinle.

Çıkarsız sevdim seni,
Üşürken, ısınmaya hasret gecelerde,
Yalansız sevdim seni,
Ölüme esen sabah yellerinde.

Yanarcasına, sevdim seni,
Çırasız ateşinle, yanarken de,
Ölürcesine, sevdim seni,
Aşkımız, tarih yazarken dillerde.

Parçalanırcasına sevdim seni,
Gözlerine bakamazken, ağlarken de,
Ve boğulurken de gözyaşımda, sevdim seni,
Sen sırtını çevirip, yerlere atarken de.

Muhtaç etme sözlerine,
Damla, damla ağlama,
Gel, son kez dinle.

Dört bir yanda, sabah ezanlarında sevdim seni,
Ellerini tutamazken, göğsünde uyuyamazken de,
Serseri olmayan, namuslu duyguyla sevdim seni,
Sen umutları bulutlara, güneşe çizerken de...

Bozkır kaldığım, dağ yamaçlarında sevdim seni,
Yaşamakla, ölmek arasındaki kılda ezilirken de
Ödlek olmayan, yürekli bir sevgiyle sevdim seni
Sevdim seni, sevdim seni ne çare…
Dert etme üzülme
Gel beni son kez dinle
Yalansız sevdim seni
Sevdim seni ne çare

Zindan odalarda, bin bir dualarda sevdim seni
Sen şartlı sevdalara, maddelere dökerken de
Gözü kara, yalan dolan olmayan sevgimle sevdim seni ,
Umutlarımı hicranlara, yarınlarımı karalara salarken de.


Biliyorsun yok demiştin umut,
Olmaz dilekleri tüket,
Yüreğine, unutmaktan söz et,
Nafile dilde son düet,
Umutlara kes bir bilet,

Dedin diye, istedin diye,
Razı oldum, sustum, şimdi!
Param parça dilim dişlerimde,
Gücümün yettiği kadar,
Sesimin çıktığı kadar,
Avaz, avaz bağırıyorum,
Son nefesimde, ölürken de, sevdim seni
Ölürcesine sevdim seni...
Dert etme üzülme
Gel beni son kez dinle
Yalansız sevdim seni
Sevdim seni ne çare…

Murat İNCE

serpil26
13-12-2008, 12:21 PM
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.

Ümit Yaşar Oğuzcan

böcük
17-12-2008, 12:02 AM
Bu sabah yağmur var İstanbul da,
Ne sokaklar ıslak, nede parklar
gözlerimden yüreğime yağıyor mübarek
Gözlerim bulut, kirpiklerim damla,
Döküldükçe doluyor, boşalıyor gönlüm
Bu sabah yağmur var istanbul da

Bu sabah özlem var istanbul da
Aşkım bir sen eksiksin, şehirse yerinde
Her köşeyi yoklayasım geliyor,
Hani acaba...
Bulutlar değil de gözlerim ağlıyor
Bu sabah hasretin var İstanbul da

Bu sabah rüzgar var istanbul da
Estikçe işliyor taa derinime
Değdikçe acıtıyor aciz tenime
Ne deyim ah istanbul ne deyim
Yüreğim bir çöl, özlemim fırtına
Bu sabah rüzgar var İstanbul da

Bu sabah hüzün var istanbul da
Unutmak istedikçe ben seni
Alışmak istedikçe sensiz bu şehre
Acıttıkça acıtıyor, hasretin beni
Hüzünler bir sandal, gönlümse sığınak
Bu sabah hüzün var İstanbul da

Bu sabah, saatin beşi ben hala ayaktayım
Ne burada, ne orada iki aradayım
Cismimle burada, hissimle yardayım
Vallahi sensiz olmaz aşkım inan dardayım
Olmaz işte, olmuyor işte daha ne demeli?
Bu sabah isyan var İstanbul da

_ZeuS
17-12-2008, 12:14 AM
hani derdin ya hep 'giden kaybedendir'
aşkta olmaz gurur öyle aşk sahtedir
gittin işte uzaklara şimdi kaçar gibi
unuttum artık bende sahte seni

eliftetik
17-12-2008, 12:23 AM
Bu sabah yağmur var İstanbul da,
Ne sokaklar ıslak, nede parklar
gözlerimden yüreğime yağıyor mübarek
Gözlerim bulut, kirpiklerim damla,
Döküldükçe doluyor, boşalıyor gönlüm
Bu sabah yağmur var istanbul da

Bu sabah özlem var istanbul da
Aşkım bir sen eksiksin, şehirse yerinde
Her köşeyi yoklayasım geliyor,
Hani acaba...
Bulutlar değil de gözlerim ağlıyor
Bu sabah hasretin var İstanbul da

Bu sabah rüzgar var istanbul da
Estikçe işliyor taa derinime
Değdikçe acıtıyor aciz tenime
Ne deyim ah istanbul ne deyim
Yüreğim bir çöl, özlemim fırtına
Bu sabah rüzgar var İstanbul da

Bu sabah hüzün var istanbul da
Unutmak istedikçe ben seni
Alışmak istedikçe sensiz bu şehre
Acıttıkça acıtıyor, hasretin beni
Hüzünler bir sandal, gönlümse sığınak
Bu sabah hüzün var İstanbul da

Bu sabah, saatin beşi ben hala ayaktayım
Ne burada, ne orada iki aradayım
Cismimle burada, hissimle yardayım
Vallahi sensiz olmaz aşkım inan dardayım
Olmaz işte, olmuyor işte daha ne demeli?
Bu sabah isyan var İstanbul da

güzeldi böcük istanbul zaten şahsına münhasır yar e bide yareni eklemişin şiir olmuş 10 puanlık

mmontessori
17-12-2008, 01:08 AM
bana sevmeyi öğret sevgilim
ruhumu sevgiyle doldurmayı öğret
anlamsızlaştırdıgım ne varsa hayata dair
terkettiğim tüm duygularım adına
gerçekten sev beni
öğret bana sevmeyi

NAR_K
17-12-2008, 09:18 AM
hani derdin ya hep 'giden kaybedendir'
aşkta olmaz gurur öyle aşk sahtedir
gittin işte uzaklara şimdi kaçar gibi
unuttum artık bende sahte seni

kotu bir ayrilikdan sonra soylenecek en gusel kelimeler .. :D :p

_ZeuS
17-12-2008, 01:21 PM
kötü ayrılmadık aslında o bıraktı beni 20 gün aramadım sonra bitti dedi çok mu uzun süre 20 gün sanki..hıh

mmontessori
17-12-2008, 01:44 PM
bilinçaltı acziyetimin ortaya çıkmış halimisin sen
yoksa ertelenmiş bir hayalin kabul olmuş gerçeğimi
yazılmamamış bir masal mı
sessiz bir nota mısın
aramadan mı buldum seni
tanımadan mı sevdim
öylece yürürken,
şimdi mi anlamlı hayat
ilk gördüğüm yerde bekliyorum seni
belki uğrarsın
TESADÜFEN...

_ZeuS
17-12-2008, 04:57 PM
sıcaklığındı yaşatan,yitik aşkımızı
ısıtsada sabah güneşi hergün bedenimi,
donarım her vakit olmayınca sen,yanımda
sarılır yatarım yalnız ruhuma.
hakkını yemiyim kızın son mısra ebru hanımın.:p

NAR_K
18-12-2008, 09:25 AM
kötü ayrılmadık aslında o bıraktı beni 20 gün aramadım sonra bitti dedi çok mu uzun süre 20 gün sanki..hıh


eh yani bana gore bayaa uzun bi sure 20 gun:) tabi gecerli bi sebebi varsa bsy diyemem .. aslnda smdi bile nie burnumu soktm bu i$e anlamadm:rolleyes: neyse sustm. :D

NAR_K
18-12-2008, 09:29 AM
Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.


ALINTI

NAR_K
18-12-2008, 09:46 AM
Aşktı o! Değiştiren tüm gecelerimi
Aşktı o! Beni durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen

ALINTI

$uan malesef boyle bi durum icindeym:(

mmontessori
18-12-2008, 12:19 PM
en güzeli bizim ki işte kimse alıNmasın

rumuzu yazsaydın ya kimse anlamıycak:D

_ZeuS
18-12-2008, 02:58 PM
en güzeli bizim ki işte kimse alıNmasın

rumuzu yazsaydın ya kimse anlamıycak:D
tamam şiiri mmontessori yazdı nicki zor yazılıyor ama çok güzel şiir yazar ee kim öğretti ustası kim.:p

mmontessori
19-12-2008, 02:50 PM
Istediği kadar su alsın kunduram
gemi değilim batmayacağım
tutsunlar cehenneme atsınlar beni
inadım inat yanmayacağım
vursunlar belime,kahrolsun vucudum
yıllarca kahırdan beter olmuşum
ölmeyeceğim
istediği kadar dönsün bu dünya
yaşadım,yaşıyorum,yaşayacağım

arıburnu

BETÜLL
19-12-2008, 03:04 PM
ELVEDA CEYLANIM
Martılar hiç bu kadar benzememişti ölüme
Bu kadar aldanmamıştım kanatlarının beyazına
Demek ölümden zor gidişlerde varmış
Ve çekermiş bir yüreği eteğinden tutarak denize doğru
Demek yaslandığım güneşlerin tılsımı bu kadarmış
Demek böyle ansızın gelirmiş ölümden zor olan

Yine de gözlerinin sürmesiyle uğurla beni
Her sabah yeniden ve daha güzel doğan gözlerin
Her akşam yeniden ve daha çetin öldüren gözlerin
Yine de sevdiğin bir yanım varsa sen de kalsın
Ve hep öylece bul beni mısralarımda ararsan

Yağmurun bu deli yağışı boşuna değilmiş
Güneşin utangaç yüzünü bu kadar saklaması
Şimdi dur desen bütün martılardan silkinirim
Bütün martılar silkinir kanatlarını ölümün beyazından
Ve ben Beyazıt’ın güvercinleri gibi umarsız
Döner dururum başının üstünde şimdi dur desen

Denizi sensiz sevmenin imkânsızlığı içinde gözlerim
Gökyüzüne yüzünden uzak bakmaların tadılmazlığı
Otur şöyle yanı başıma bir bardak çay içimi
Bütün kanımı dökmek istiyorum bütün yüzünü içmek
Çünkü gidiyorum yorumsuz düşlerimi yollara dökerek
Dur desen duracağım iki kaşının arasında

İzin ver bir kere daha öpeyim ellerinden
Ölüm en kırçıl ağzıyla öpmeden dudaklarımı
Kanımda kıvılcım kalmadı ufukları yakamam
Ellerini bir kere daha sına boynunla yağmurun altında
Boynunu bulmadan ellerim yağmurlara bakamam
Kendimi asabilirim bulutlara kal desen kalırım
http://www.edebiyatogretmeni.net/edebiyat/elveda2.jpg
Martılar hiç bu kadar benzememişti ölüme
Çığlıkları bu kadar büyümemişti ölümsüz yanımda
Ve hiçbir güneş bu kadar köpürmemişti kanımda
DUR DE DURAYIM KAL DE KALAYIM GİT DERSEN ÖLÜRÜM
Bir martıya dönüşürüm kendi kendime açarım kanatlarımı
DUR DESEN DURURUM KANATLARIMIN BEYAZIYLA

Şimdi elveda şarkılarını söylemek gerek artık
Zaman ağzından bir su gibi akıp gelirken en uzun haftalar
Her anın bir ömür gibi tükenişi İstanbul’un nabzında
Şimdi elveda şarkılarını söylemek gerek artık
Ölümün suskun diliyle buluşturmak şarkıları
Sus desen susarım sus desen yine susarım iki ateş arasında

Bulutlar böyle gelip oturmazdı karşıma
Gözlerini hep benden saklardı yağmurun çocukları
Bir benim ağlamalarım yıkardı tüm evreni
Gül desen güleceğim küllerimi bırakacağım yağmura
Yanaklarımda tomurcuklanan güllere tutunacağım
Öyle çaresizim öyle yoğunum ki ellerinin gurbete çıkan yanının
Git desen gideceğim sonsuza dek iki deniz arasında

Hani bir türkümüz vardı Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar
Söyle desen söyleyeceğim bir ceylanın kayıp balasını
Ve öyle süzüleceğim ki bir annenin bakışlarından
Gel desen geleceğim ateşin en harlısına
Gel desen geleceğim gerilerek iki mancınık arasında

Hoşça kal ardımdan ateşler yakan sevgilim
Sular nasılsa bağlanacak çocukların diliyle
Hoşça kal ve bir dansa başla kaldığın yerden
Nasılsa bu son şiirim olacak
Nasılsa susacağım bir ocağın başında ateşe düşen gözlerine
Nasılsa son sözlerimi yalnızca balıklar duyacak
Denize düşen ilk mısraı kalbinde taşıyan balıklar
Hoşça kal ardımdan ateşler yakan sevgilim
Hoşça kal

BAHTİYAR ASLAN
Sayfasına Dön

BETÜLL
19-12-2008, 03:14 PM
biraz uzun ama çokgüzel bence alttaki şiir okumanızı öneririm..http://www.edebiyatogretmeni.net/edebiyat/elveda.jpg






ELVEDA CEYLANIM



Martılar hiç bu kadar benzememişti ölüme
Bu kadar aldanmamıştım kanatlarının beyazına

mmontessori
26-12-2008, 02:10 PM
Bir şiir yazmak istiyorum
bir kalem ve boş bir defter
üstü örtülmüş ne varsa beynimde,
kalemime doğru yol alsın.
Kendime bile söylemediğim ne varsa
harflerle şekil alsın
hepsi yazılsın hiç biri bende kalmasın...

dipsizkuyu
26-12-2008, 03:45 PM
yaşamımız bir kaçamaktır aslında.. koskocaman bir kalabalıkta kaçamak bakışlar gibidir.. görmek istedigimiz şeyi nasıl görecegimizden çok nasıl baktıgımız gibi .. bazende yüregimizin magaralarında büyüttügümüz acılarımız aşklarımız sevdalırımız kendimizden kaçamaklarımzdır.. bir umut olurlar bazen .bazen bir tokat gibi suratımıza patlatılan gerçekler.. ve bizim alışk oldugumuz yaşamsal aldanışlarımızın.. içimizi aldattıkları.. ve bazen arayışlarımız hayallerimizin. kafamızın bir kenarında gizledigimiz heyacanlarımız.. tüketirken nefesimizi farkında olmadan.. farkettigimiz ve farkettirmeden içimizde yaşadıgımız yaralı sevdalarımız.ki (onlar hiç iyleşmezler ve belkide hiç iyleşmemeleliler) huzurumuzu içimizin derinliklerinde herkesten gizli ve bazen kendimizden bile yaşatıgımız.. ve büyüttügümüz.. bodur bıraktıgımız ama her zaman yaşattgımız bizi ayakta tutan..hücerelerimizin çogalması gibi istemsizce ve kılcal damarımızdaki kanın ansısızın hızlı akması,yürümesi ayak başucu parmagımıza vardıgında bize hatırlatması.....işte bizi bizi eden..


dipsizkuyu....:rolleyes:

eliftetik
28-12-2008, 05:51 PM
düş
ay vurmuş bademe
vücudu gözleriyle
lezzeti bahtıyla özdeş
gece ateş böceğiyle kardeş


hayal etse hissetse
uyusa düş görse
elin de yenisiyle
yükselse pamuk şekerine


ay vurmuş bademe
vucudu gözleriyle
lezzeti bahtıyla özdeş
gece ateş böceğiyle kardeş


elif tetik çook eski

goodnews
28-12-2008, 05:56 PM
AKIL GÖZÜ

seni bulmaktan önce aramak isterim
seni sevmekten önce anlamak isterim
seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
sana hep hep yeniden başlamak isterim

Özdemir Asaf

goodnews
28-12-2008, 05:56 PM
ARAYIŞ

En kısa ceza
Ömür-boyu olandır
Kimse bilmediğinden.

Kim bilir;
Belki bir yalan'dır..
Kendiliğinden.

Bir korkudur belki,
saklanandır..
Çirkinliğinden

Bir soru olsa gerek;
Sorulmadığındandır..
Birden.

Özdemir Asaf

dipsizkuyu
29-12-2008, 01:00 AM
ÖPÜŞÜR GİBİ ÖLMELİYİM
Günü hep erken karşılardın..
Aşkın ömrü sonsuz olsun diye..
Irmak rengi sözdü..
Rüzgar serinligi selam..
Konuşurdun solgun resimlere bakıp..
Anıların güncesini hiç tutmadan..

Kaç geceyi kaç sevişmeyle geçtik..
Bir kez olsun solmadı çiçekler..
Yaşanmış ve paylaşılmış ayrılıklarda
Sustukça çogalan anılar anlatır..
Ve anlatsa tarihin tutanakçısı..
Yeşil bir yapragın damarlarını..
Gömerler şiirlerini bilinmedik denizlere..

Yaşar kitaplar gibi koynumda sıcaklıgın..
Boynumuza ferman çıkarılan alanlarda..
Mavi bir zamanmıydık şimdi unutulan..
Bırakıp gidiyor en sevdiklerimiz aşklarını..
Uyan kıyılarımdan uzaklaşan ömrüm.
Unutmadan yeniden var oldugunu.

Sevdikçe küçülmeli her acı
En büyük kalbim
Yeşil açılmasın vu aşkın sonunda
Unutulan insanlar gibi tarihin
Zamanla ülkeleri degiştirmeli insan..
Hüküm giydirilmiş gençligim..
Büyük yaşamalıyım yaşarsam..
Boynu kırık ülkemde..
Kanlı bir öfkeyken ayrılıklar
Bir afişin öyküsünü nasıl anlatsam

Yürüyorduk birlikteligimizde mutlu..
Ataeş ve ırmak renginde..
Yürüyordum şimdi çılgın sessizliginde
Kent unutkanlıgıyla yaşıyor günler..
Biri yaşanmaz diyor götürüyor kuşları ve geceyi
Hiç degişmiyor yüzüm..
Vuruldugum yere dönüyorum..

Duvarlar çogalıyor
Kimligi yırtılmş sevinçlerde
Her akşam ayrılık şarkısında yeni kızlar ..
Anlatıp ömrümüzü zaman biçiyorlar..
Cinayet düşünceli tutanakçılar..
Ölüm hakkını verdikçe güzelleşiyor..
Sabırlı bir aşkın cografyasında..
Yaşamaya direniyor insanlar..
Yol uzadıkça kırılmış pencereler..
Yalnızlıga geçiyorum..
Direnen sadece kalbim..
O hep çözümsüz kalacak..
Sana kalacagım yarım bir şiir gibi..
Yaşanmamış en güzel aşkı..
Yeni bir kavgada anlatmalısın şimdi..

Yıldızlar toplanacak şafagına..
En güzeltanıgıdır el ele gitigimin..
Seni unutmadıgımın ve sevdigimin..
Küçük anıların hiç olmasın..
Söylenmemiş bir şeyler arıyorum adımıza
ÖPÜŞÜR GİBİ ÖLMELİYİM BU KALABALIKTA..

ikra``
29-12-2008, 12:02 PM
Zulmü Alkışlayamam

Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?


Mehmet Akif Ersoy

mmontessori
29-12-2008, 12:25 PM
bir çocuk gördüm uzaklarda
gözleri kederli hatta korkulu
herşeye rağmen bir an gülümsedi çocuk
sıcak sade ama biraz kuşkulu

bir çocuk sevdim uzaklarda
sanıyordum ki onun özlemide buydu
o ise bir bakışta bani örtülerimden
yalnızca yalnızca duygularıyla soydu

eliftetik
29-12-2008, 02:59 PM
Zulmü Alkışlayamam

Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?


Mehmet Akif Ersoy



çok severim teşekkürler ikracım

dipsizkuyu
30-12-2008, 04:21 PM
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

İmrendiğin, öfkelendiğin
Kızdığın, ya da kıskandığın diyelim
Yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
Dile dökülmeyenin tenhalığında
Kaçırılan bakışlarda
Gündeliğin başıboş ayrıntılarında
Zaman zaman geri tepip duruyordu.
Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.
Başlangıçta doğruydu belki.
Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp,
Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren,
Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin.

dipsizkuyu
31-12-2008, 12:17 AM
Yaşadığımı işitmek istiyorum
Bir ses uzaktan yakından ya da içimden
Düşen yaprak örneğin
Kağıt hışırtısı olsun
Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı
Bir inilti derinden
Damlayan su
Bir elektrik düğmesi çıt diye
Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir ses
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı görmek istiyorum
Bir ışık uzaktan yakından ya da içimden
Sesindeki pırıltıya
Gözündeki ışıltıya benzer
Bir kibrit çakımı
Bir yanıp sönse yeter
Sabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplak
Ya da gün batımı pembesi dudak
Bir yıldırım hızında çizilsin
Bir şimşekçe yazılsın karanlığım
Bir fener ki uzaklığı bilinmeyen
Bir yıldız parlayıp sönen
Dişlerinin aydınlığını
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir ışık
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı duymak istiyorum
Bir ısı uzaktan yakından ya da içimden
Tenine ilk dokunduğum zamanki
Elini ilk tuttuğum
Yüreğimi kanatlandıran o titreşim
Kanı geçiyor kanıma sandığım
Öyle bir değdin ki varla yok arası
Ve yanarken ateşten ellerim
Yatak çarşafının apaklığında duyduğum serinlik
Ve sevgiyi sende bulduğum ilk
O ılıklığa değinmek yerine
Uzak düşlerde olsa da yeter
İçindeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir değini
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı koklamak istiyorum
Bir koku uzaktan yakından ya da kendimden
Kulak memelerinde şebboy
Saçlarında o koku
Ki öptükçe öpüldükçe büyüyen
Her yel estikçe getirir düşlerime
Koklarım çok uzaklardaki anılardan seviyi
Bir yel esmiş mi esmemiş mi
Bir kıpı dal oynasa
Bir yaprak kıpırdasa
Duyulur duyulmaz olsa da
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir koku
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı tatmak istiyorum
Bir tat ki uzaktan yakından ya da kendimden
Ağzımda dilimde damağımda
Bir buruksu mutluluk sandığım
Salt benim diye aldandığım
Kendi yalanlarıma kandığım
Arttı yaşadıkça duyduğum acı
Yitirmemek için o acıyı çoğaltırım
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir tat
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

AZİZ NESİN

johnbarleycorn
31-12-2008, 12:45 AM
UYUMAK İSTİYORUM

İki yıldız arası göğe asılı hamak...
Uyku, uyku... Zamansız ve mekansız, uyumak.
Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı;
Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı.

İlgisizlik, her şeyden kesilmiş ilgisizlik;
Bilmeyiz ki, en büyük ilme denk bilgisizlik.
Usandım boş yere hep gitmelerden, gelmelerden;
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!

Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;
Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık.
Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;
Raflarda toza batmış peygamberden bildiri.

Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla...

Necip Fazıl Kısakürek

NAR_K
03-01-2009, 11:26 PM
Giydim yalnızlığımı çıktım dışarı
Soğuk sokak fakir ve ayrıca küstah
Çekti beni adım adım içine
Sersefil duyguların pençesinde
Oturdum bir esnaf lokantasına
Kanattım zamanı avuçlarımda
Varsa kalan bir kuruş gençliğimden
Onu da harcadım bu gece düşünmeden
Rahat ol beddua etmem ki sana
Demokrasi var mı söyle sanki aşkta
Hatta belki bir gün teşekkür ederim
Hayatı öğrettiğin için bana.

-Alinti

dipsizkuyu
04-01-2009, 01:46 AM
Yorgun ve yalnız kaldırımlara misafirim...
Gecenin gözleri her daim üzerimdedir.
Denizin ortasında küçük bir adayım,
yüzme bilmem;
Yüreğimi bir yerde bırakmışım,
bıraktığım yerlerden çok uzaklardayım.
Kapıları kapatmışım üstüme,
sürgüleri beynime çekmişim.
Ben deliyim,
ama çok şey bilirim...



inanmakta geç sevmekte çabuktum
bazen yaşadıklarım aklıma gelir de
kaç kere umutsuzluğun yolunu tuttum
istenmeyen adam hemen her devirde
hemen her devirde ateşten bir buluttum


alıntı...

NAR_K
04-01-2009, 08:03 AM
wc'ye giren arkadaşımızı bir daha göremeyebiliriz.
sevgi denildiğinde kitleniriz.
'size söylüyorum, biz ölmeyiz' diye şarkılar söyleriz.
insana ait olan hiçbir şey bize yabancı değil, hele ölüm hiç değil.
günaydın, tünaydın, hanfendi, beyfendi, rica etsem gibi kelimeleri yaşamayız.
öbür taraf varsa, orda muhteşem konserler olmalı, morrison, hendrix, cobain bizi bekliyor.
ayık ya da değil, yaratıcıyız ama cesedimizle bile baş edemeyeceksiniz.
vergi ödemez, oy vermez, fiş almayız; çünkü hiçbir torbacı yazar kasa kullanmaz.
kısacası milyonlarcası ölmüş gri hücrelerimizle bile sizden çok daha farklıyız.

- ALINTI ..(Kanat Guner)

NAR_K
04-01-2009, 08:23 AM
Cehennemin bekçisi kalktı yerinden,
Ölüleri tuttu tek tek elinden,
Cebrail sordu tek tek; bunlar ne yapmış?
Bu vurmuş, bu çalmış, bu aldatmış,
Atın bunları ateşe.
Peki bu esmer kulum ne yapmış,
O aşkı aramış, aşkı bulmuş.
Onu affettim çünkü o ezelden beri cehennem ateşi ile yanmış

ALINTI

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:26 PM
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,
Kendimi bulduğumda anladım.

Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..

Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde anladım

Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım

sana ihtiyacım var, gel ! diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana git dediğimde anladım..

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım

Özür dilemek değil, affet beni diye haykırmak istemekmiş pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..

Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş, sevgi dolu yüreklerin gururu
olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş

Sen mutlu olacaksan eğer, bana sadece senin tebessümün de yeter .
Bitti diyorsan bunuda anlarım

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:27 PM
Beni güzel hatırla!
Bunlar son satırlar...
Farzet ki, bir rüzgardım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
Uyandın ve ben bittim...



Beni güzel hatırla!
Çünkü; sevdim seni ben, herşeyini...
Sana sırdaş oldum, dost oldum,
koynumda ağladın.
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
beni üzdün, kınamadım
Alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım...



Beni güzel hatırla!
Sayfalarca mektup bıraktım sana.
Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
Sakladım günahını, sevabını içimde
sessizce gittim...
Sen den öncekiler gibi sen de anlamadın.



Beni güzel hatırla!
Sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar...
Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş "Merhaba"lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda.
Ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda.


Beni güzel hatırla!
Dizlerimde uyuduğunu düşün,
saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
Alnından öptüğüm dakikaları...
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun.
Bu da sana son sürprizim olsun.
Şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla.
Gidiyorum...

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:28 PM
Son kez dokunuyor sözcüklerim kalbine . .
Bilirim . .
Dokundukça acıtır . .
Acıttıkça kanatır . .
Damarlarında kan yerine kelimelerin zehiri dolanırhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif
Vücuduna yayıldıkça pişmanlıkların bir daha yaşamak için can attığın anıların altında ezilirsin . . .
Ölmek istersin . . .
Ölemezsin . . .

Aniden pişmanlıkları bir çırpıda elinin tersiyle itmeye çalışırsın . .
Keşkelerinin gölgesi iyikilerini boğar kararır düşlerin söner hayallerin yapayalnız kalırsın . .
Dönmek istersin geri . .
Dönemezsin . . .

Hani gidişindeki sessiz çığlık var ya . .
Hani hoşçakal derken gitme dememi bekleyen o gözlerin . .
Hani uzanıp elini tutmamı beklediğin o çıldırtan dokunuşum . .
Hani sen giderken benden heybene doldurduğun o yaşanmışlıklar var ya . .
İşte bu kısır döngü . .
Acıtır . .
İnceden inceye sızlatır . .
Akar gider gözyaşın gözlerinden hesap sormadan . .
Aktığı yerde derin iz bırakır . .
Benden sana kalan hatıralardır o izler . .

Zamanın kollarında esirdir duyguların . .
Geçsin istersin zaman bensiz . .
Geçer . .
Geçtikçe tenindeki derin izler artar . .
İşte o An . .
Dursun istersin zaman . .
Durduramazsın . . .

Acabalar kemirirken beynini . .

Keşkeler uyutmazken seni geceleri . .
Zaman söz kesmiştir artık seninle . .

Ya sözcüklerimle yaşarsın damarlarında dolaşan . .
Ya da celladın olur bensiz geçireceğin zaman . .

Yaşamak istersin bensiz . . .
Yaşayamazsın . . . .

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:29 PM
http://img123.imageshack.us/img123/5613/buttertf9.jpg

Gözlerin için yazılmış bir masaldır ömrüm. Kaldır gözlerindeki demir perdeyi açılsın susam, açılsın haramilerden arta kalan taneler gibi göz bebeklerin, üç intihar sözü, üç kadın sevdim, üç kez ağrıdı gözüm, yağma biraz benim de hakkım, üç gün üç gece, kırk gün kırk gece şölenler toylar gördüm, görmedim gözlerinden daha zengin bir sofra.



Azığım yok "aşka adanmış sözler"den başka. Açılsın hayatın sırlı kitabı; duvardakiler, sandıktakiler, En'** cüzleri, karabaşlar, nedense Yuhanna tercihim dört İncil'den ziyanı yok o da açılsın, aşktan ve gözlerinden başkası değil okuduğum tüm satırlarda. Brecht mesela, Bertolt Brecht okudum yeni, tüm kitaptan bir tek satır aklımda; " Bana bir iyilik yap ve çok sevme beni."

Kendi peygamberini rahminde gizleyen çöl, Yusuf'a gebe Hacer Yusuf kendi yüreği zindanından söylesin ne söyleyecekse. Züleyha'nın hikayesi ve yırtılan gömleğin, gözlerin hikayesi miladı değilse nedir ve sonu aşkla bitmektedir. Gözle başlar ve aşkla biter tüm hikayeler. Yakub'un gözlerini açan, göz değmiş gömlekten başkası değil de nedir? Şeyh Sanan sonra, bir çeşmi siyah, dilberi Rum'dur gözlerinden şeyhin yüreğine düşen ateşin harı.


İşte böyle Sevgili! Kaldır gözlerinden demir perdeyi; ansızın, usulca, hoyratça gürültüyle ya da nasıl istersen gündüz gece farketmez, öyle gir masalıma. Gözlerinde girsinler.


Ne çok yasin, ne çok inşirah, ne çok çarmıhta İsa, ne çok üstü çizik kahkaha birikmiş kumbaramda. Kulağımda hiç modası geçmeyen Taleal Bedru annemden dinlediğim, babam altı delik çarıkların hikayesini anlatmaktan usanmadı hiçbir zaman.


Yüzgörümlüğü selamı, gözlerin alır ancak müntehir bir şairin dudaklarından. Düşleri erken çalınan çocukların masalında bir varsın bir yoksun evvel zaman içinde, sol memenin altındaki cevahir, dövüldükçe uslanmayan bir çocuk gözlerin için. Kalbim kendi masalında kendi kahraman bir gladyatördür.


Anla sevgili! Kahraman bir aşkı olmalı insanın, kahraman bir hüznü ve ağlayan bir gözü olmalı. En çok ağlamayı becerebilen bir göz gözdür ve taşan bir pınardan içilen su ab-ı hayat suyudur. Kaldır gözlerindeki demir perdeyi ve gözlerinde demir taraklarla taranmış gövdeleri, aşk ehli raks etsin, cezbeye dursun kalpleri.


Kör olsun aşığa meydan okuyan dağlar, aşka geçit vermeyen demir kör olsun.

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:30 PM
Dün Gece Yine ağladım

Eski Bir Dostu gördüm diye değil

Seni Gördüm diye ağladım,

Belki ben senden gittim ama

Sen benden gitmemişsin ki,

Gidememişsin ki,

Ben sende bittim ama

Sen bende bitmemişsin ki



Biliyorum bu ağlamalarım boşuna,

Gecenin sessizliğine isyan edermişcesine,

Bu feryatlar, bu hıçkırıklar, bu akan yaşlar boşuna,



Dön desem dönmezsin ki

Seni seviyorum demezsin ki

Senden beni sevmeni isteyemem ki



Şimdi yalnızım bu dünyada,

Ağlıyorum yokluğuna,

Ağlıyorummmmm sankiiii, sankiiiii musluktan su akarmışcasına

Sanki, içimde fırtınalar koparırmışcasına,



Ağlamak zayıf insanlar için derdim

Erkekler ağlar mı hiç derdim

Ben hiç ağlamam derdim

Ben seni kaybedemedim

Ya kendimi kaybettim

Yada, yada kalbimi kaybettim

Senden başka hiç kimseyi sevmedim sevemedim.



Zaten nasıl sevebilirdim ki,

Kalbi olmayan biri sevemez ki,

Benim senden başka sevebileceğim hiç kimse yok ki

Sana o kadar yakın olupta, aslında yakın olamamak ulaşamamak nedir bilirmisin ki

Sarılmak istediğin, öpüp koklamak istediğin anda denize bakmak denize sarılmak nasıl bir duygu bilirmisin ki,

Bu sözleri yazarken bile gözlerimin fırtınalar kopardığını bilemezsin ki,

İçimde yanan bu ateşi söndüremezsin ki,



Şimdi gidiyorum bu İstanbul’dan

Kalbimi kaybettiğim ve asla bulamadığım bu İstanbuldan,

Artık yaşamıyorum belkide,

Belki ecelimin gelmesini bekliyorum,

Belki kalbimi bulmak istiyorum,

Beklide azraili bekliyorum

Daha fazla acı çekmemek için,

Bu kalp olmadan yaşayamayacağımı bildiğim için,



Ve buna inan ki sevgilim buna inan

Seni ölene kadar seveceğim,

Mahşerde o Kalbi, o Kalbi senden isteyeceğim….



Sana Son dileğim sakın ağlama

Sen ağladıkça ben acı çekerim.

Çünkü sen benim kalbimin sahibisisin.

Başka birini sevsende kalbimi asla incitme,

Çok az da olsa onada yer ayır,

Ona yer ayırmaktan vazgeçtiğinde,

Bende onunla birlikte yok olacağım

Kendimi azrailin kucağında bulacağım….

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:30 PM
İki şehir bir yol etmiyor aramızda
İki dün bir yarın…

Verilmiş bir kararın suçlusu gibi
Dalıp gidiyor gözlerimiz boşluğa
Garip bir sarhoşluğa düşerken yüreğimiz
Benliğimiz sarsılıyor
İki sus bir söz etmiyor aramızda…

Sen telaşlı bir sabaha açıyorsun gözlerini
Akşamdan kalma düşlerini alıp yanına
Yine kendinden kaçıyorsun…
Her hangi bir yer her hangi bir zaman
Yağmur kokuyor tenin
Saçların ıslak
İçinde bin bir yasak taşıyorsun…

Ben öfkemi yudumluyorum bardaktan
İzmarit kokuyor parmaklarım
Aklım karışıyor…
Her hangi bir yer her hangi bir yalan
Kendime söylediğim
Mendil satan çocuk gözlerime bakıyor
İçimdeki benle barışıyorsun…

İki uzak bir yakın etmiyor aramızda
İki hüzün bir sevinç…

Beynimin ortasında yaşadığım linç
Öldüremediğim şehir sevemediğim sokak
Gölgem kaldırımda yatan sahipsiz bir piç…
Gövdem yorgun yokluğun ağır aksak
İki deniz bir damla etmiyor aramızda…

Sen çekip gitmelerde arıyorsun beni
Küfürbaz saatler çalıyorsun yastığından
Tuz kokuyor tenin…
Ben yazdığım her şiiri siliyorum baştan
Dudağından çaldığım neme tütün basarken
Aklımda gözlerin…

İki namlu bir kurşun etmiyor aramızda
İki yaşam bir ölüm…

Hazan mevsimi dalından kopan
Solgun yaprak gibi avucuma düşüyorsun
Dal kırığı bir yangına değdikçe tenim

Üşüyorsun…

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:39 PM
Canım yanıyor..
Yüreğimin ta içi parçalanıyor adeta.
Susmak zorunda hissediyorum kendimi,
Ve Susuyorum!!!

Tüm şiirleri,şarkıları sözsüz bestesiz bırakıyorum..
Cümlelerimi anlamsız,kelimelerimi çırılçıplak yalnız bırakıyorum..
Ve Susuyorum!!!

Dudaklarımda "sustum" ibaresi,
Ellerimde kocaman bir SENSİZLİK..!!!

Ben sustum!!
Yalnız acılarım konuşuyor..
Fakat kimse duymuyor..

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:42 PM
http://img2.blogcu.com/images/1/8/7/1873/x1pglip38xxbl1jdursq8jesrn-kvjo3fg5ol1yi4qivuuvt9myzwmkrb15-krss0fcelgcohqjz761lnqfn6ue1s2ajbcuidrmaalbvq49_fu rkjmt6b694kzegyxwwqeaehnvfqxxcwcbcek1rqfaog.jpg


Yanan anıların bitmeyen sıcaklığında
Çökem Aşkımızın yıkıntıları arasında
Adın dilimde sonu gelmeyen bir dua
Seni düşünüyorumyollarımız ayrılsa da...




Sensiz gecelerin uzayan karanlığında
Teselli arıyorum akan gözyaşlarımla
Kurduğumuz hayalleri bir bir andıkça
Seni düşünüyorumyollarımız ayrılsa da...





Yıkıldı gönül bendim akıyorum sonsuza
Kaybettim rotamı savruluyorum boşlukta
Hasretini aşkıma katıp yudumladıkça
Seni düşünüyorum yollarımız ayrılsa da...






Gözlerim dalıyor takvim yapraklarına
Mutlu ol deyişin çınlıyor kulaklarımda
Sararsa da Aşk Çiçeğim gönül bağımda
Seni düşünüyorum yollarımız ayrılsa da...

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:43 PM
Yüreğimde gizledim seni

En saf en masum düşüncelerle besledim sevgimizi

Her kalp atışımda andım adını

Her adını andığımda yaktı sevdan içimi

Yüreğim o kadar büyük ki,

Aşkınla, nefesinle beslendi.

Ne zamanki görmedim seni

İşte o zaman eridi içim

Soldu yüzüm

Sustu dilim..

Bir ses bekledim, bir soluk istedim

Yüreğimi ısıtacak sıcacık ellerini aradı omzum.

Yoksun, belki de gelmeyeceksin

Nemli gözlerim artık çok yorgun,

Seni görmeden duramıyor

Yüreğim ise çok durgun

Seni görmeden atmıyor…

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:43 PM
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:44 PM
Seni özlemek geldi içimden
Çocukluğumu özler gibi
Babamın eve gelişini gözler gibi
Sobanın üzerinde kızarmış ekmek
Çaydanlıkta tıkırdayan çay
İçmek geldi seni içimden
Oh çekerek yudum yudum
Ağlamak geldi içimden
Hüngür hıçkırık çocukça
Hiç neden olmasa bile
Türlü kaprisler yaparak sana...
Karanlıktan korktum da yine
Yatağında uyumak istedim
Sokulup kedi gibi koynuna
Sıcaklığını duymak istedim
Haydi evcilik oyna benimle
Çamurdan köfteler yap bana
Bu yaramaz bebeğine
Ninniler söyle dizinde
Haydi çocuk gibi davran bana
Hiç olmadığım kadar çocukça
Çocukluğuma ver bütün bunları
Farzet ki -
Çocukça aşık olmak geldi içimden...

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:55 PM
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar ;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:56 PM
özlem bitti
Sona erdi fırtınalı günlerim
Özlem rüzgarları çiçek açtı, gel
Doğdu özgürlüğün ısındı içim
Özlem taburları çiçek açtı, gel

Özgür ocağında gururum kaynar
Serildi yerlere demir kapılar
Ayrılık sancısı bitti güzel yar
Özlem sabırları çiçek açtı, gel

Kendi öz yurdunda esir olmuştun
Esaret altında kalpten solmuştun
Yine de doğruyu Hakta bulmuştun
Özlem zikirleri çiçek açtı, gel

Soydaşın Türkiye’m sevdalı sana
Öz kardeşim gel de kavuş Atana
Türk’ün havasını doldur kanına
Özlem nefesleri çiçek açtı, gel

Çok şükür güneşi gördü gözlerim
Birlik şarkısını söyler sözlerim
Ak toprağa secde eder yüzlerim
Özlem zincirleri çiçek açtı, gel

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:58 PM
Bunca yil sakladim bu aski icimde,
Seni ne kadar sevdigimi anlatmadim kimselere..

Hic bir zaman eksilmedi sevgin bende,
Bu ask beni ne kadar kirdiysada, ne kadar uzduysede..

Cok sey aldi goturdu senin askin benden,
Belki bu yuzden hic vazgecemedim senden..

Bir gun gelecek ve ben gidecegim bu sehirden,
Ama birakmam seni, atamam kalbimden..

Nere gidersem, yuzun aklimda, kokun burnumda,
Adin dilimde, sevgin kalbimin en derin yerinde..

Simdi inanmasanda seni benim kadar kimse sevmeyecek,
Yillar sonra anlarsin belki, soylediklerim aklina gelecek

O gun anlarsin seni ne kadar cok sevdigimi,
Hatirla beni o zaman, animsa bir an olsa bile ismimi

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:59 PM
SenŞİmdİ Den Uzak Bİr Yerdeyİm Karanliklarin İÇİndeyİm
İÇİmdekİ Bİ Umutla Yarini
Beklemekteyİm Yarin Ne Olur Bİlİnmez
Yazilanlari YaŞar Herkez Aniden
Gelen Bİ Paket İÇİnden Çikan O Kanli Bez
Kalbİmİm Sizintisi
İkİye Katlanir Gecenİn
Sİyahinda KoŞuyorum KoŞuyorum
İÇİmdekİ O Umutla
Yarina BaktiĞimda GeleceĞİmİ GÖrdÜm
Gecenİn Sİyahinda
Korkular ÇiĞ Gİbİ Kalbİme
DÜŞtÜ Gecenİn Sİyahi
OlmuŞ Bana DÜŞman

s3Rs3rRi
07-01-2009, 03:59 PM
http://img211.imageshack.us/img211/7694/1rjt1.jpg



Yani artık beni görmeyeceksin,
Yani bir daha gözlerimde erimeyeceksin,
Yani bundan sonra gözlerimin içine gülmeyeceksin
Ve yani şimdi o yaşadığımız her bir an ölüp bitti öyle mi?

Karşıma geçip şimdi gideceğim diyorsun,
Gidenin ardından koşmam biliyorsun,
Yalnız bir düşün derim;
O geceleri gözlerinde sabahladığın,
Her acılandığında sarılıp ağladığın,
Her ağlayışında biraz daha bağlandığın,
Ömrünü, hayatını bağladığın adam gittiğinde,
Sen nasıl mutlu olacaksın?

Demek şimdi gideceksin,
Hiçbir şey olmamış,
Hiçbir gün yaşanmamış,
Gözlerimizden hiç yaş akmamış gibi...

Eğer gidebileceksen zaten her şey yalanmış demektir,
O zaman bir şey diyemem "güle güle"den başka...
Hadi bakalım, ver kararını,
Bak ben gözlerimden akan tuz ruhuyla bakıyorum sana...

BETÜLL
09-01-2009, 01:33 PM
ismin iki dudağımın arasına sıkışık;

seslenmek için yetmiyor nefesim...

aşkım asılı kalmış

bir sevda ağacında;


yetişemiyor,uzanamıyorum

kavuşmuyor ellerim...

bir çiğdem tanesi bir damla gözyaşı

bakma bana öyle

şimdi gözpınarlarımdan

yağmur olur inerim...

havada aşk kokuyor sevda kokuyor

o ılık esen ikindi meltemi

içime çektiğim her nefes

bir yasemen_ bir gül -bir leylak

ama ,sanki hepsi senn kokuyorrr!

bu kadar uzak durma

bu kadar soğuk

ben tutuşmak için beklerken

ne olursun bir tatlı sözünle avut...

sen anlarsın,

görürsün duyarsın diye beklerim

asla açılmaz kilitli bir sandıktır yüreğim

sen benim rüyalarımında sahibisin

zaman geçiyor artık tükeniyor ümitlerim...

BETÜLL
10-01-2009, 01:54 PM
KINIYORUM!

http://www.e-kasif.com/insani_bakis/wp-content/uploads/2007/11/filistinde-israil-vahseti-007.jpg

İsrail yine vurdu,
Muhtelif oldu yorum...
Yetkili selâm durdu:
Şiddetle kınıyorum!

Gazze oldu yerle bir,
Yaptı açık oturum...
Aldı sözü ekâbir:
Şiddetle kınıyorum!

Kınamaktan ileri,
Gidemiyorsa durum...
Ben de yetkilileri,
Şiddetle kınıyorum!

(...Sefa Koyuncu)


http://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/5128839.jpg






FİLİSTİNLİ ÇOCUK

Gece teslim devlere,
F-16 ağıyor...
Gazze’deki evlere,
Gökten bomba yağıyor!

Akan kan oldu ırmak,
Bunda adâlet var mı?
Şehre bomba yağdırmak,
İnsanlığa sığar mı?

İsrail’de yok vefa,
İntikâm şekli uçuk...
Filistin’de son defa,
Anne diyor bir çocuk!

(...Sefa Koyuncu)

BETÜLL
12-01-2009, 05:55 PM
Yıkık

Bugün yıkığım biliyor musun..?
Ezginim, çaresizim, umutsuzum...
Bırakma beni, insanlar kötü...
Bırakma beni korkuyorum....

Bir deli otlar büyüyor içimde...
Sancılıyım, yorgunum, kederliyim...
Bu halini sevdim gitme kal...
Çamurlar çirkefler içindeyim...
Bırakma beni, insanlar kötü...
Bırakma beni korkuyorum....

Bir dayak yemiş adamım şimdi...
Bezginim, kararsızım, yılgınım...
Al götür beni o kayıp gecelere...
Yeter ikimize yalnızlığım...
Bırakma beni insanlar kötü...
Bırakma beni Korkuyorum...



kıraç

dipsizkuyu
13-01-2009, 12:44 AM
SEVGİLİ HAZEL ÇOK SEVERİM BU ŞİİRİ İYİ YAPTIN ASTIN..

YAŞAMAYA DAİR

Yasamak sakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yasayacaksin
bir sincap gibi meselâ,
yani, yasamanin disinda ve ötesinde hiçbir sey beklemeden,
yani, bütün isin gücün yasamak olacak.

Yasamayi ciddiye alacaksin,
yani, o derecede, öylesine ki,
meselâ, kollarin bagli arkadan, sirtin duvarda,
yahut, kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleginle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmedigin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamisken,
hem de en güzel, en gerçek seyin
yasamak oldugunu bildigin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksin ki yasamayi,
yetmisinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalir diye degil,
ölmekten korktugun halde ölüme inanmadigin için,
yasamak, yani agir bastigindan.

1947

NAZIM HİKMET

:rolleyes:

dipsizkuyu
16-01-2009, 12:46 AM
Garip bir günlük

dur, gün!
başlama daha, olmuyor sabah
oysa yatalı dakikalar oldu.
olmuyor sabah.
uykudan değil, uyumadım ki,
sevinçten açtım gözlerimi.
gözlerim, ağu olmuş
yakar beynimi.
ne yaptım ben yine!
bak yine senin yerine, düşündüm gözlerimi
gözlerim, hain gözlerim.
işte şimdi, önce yanımdasın
giydiriyorsun beni
neyimi?
sevincimi, coşkumu, hüznümü,
ve şimdi neredesin
içimdesin.

artık başlamalıyım bir günüme daha,
içimdekiyle...
ben traş olurken,
sen yüzümü yıkıyorsun.
tam montumu giyerken
zıplayıp, kıvrılveriyorsun
kopşonumun içine.

nereye gidecektik?
önce biraz sevinç alacaktık,
hani ya gece biraz fazla kaçırmıştık.
biraz da hüzün;
hüzün saatimiz için.
canım benim,
bir kahve içseydik.
kuşluk vakti türk kahvesi,
belki bir falcı da geçer.
inanmıyoruz ama, bayramımız olsun.

ama önce dur!
bir günaydın demeliyim
kime?
sana, uzakta olan sana.
ve öyle bir günaydın olmalı ki,
eski günaydınlar utanmalı
günaydınlığından...

bunu isteme benden
'ne dediğimi'
kıskanırsın seni, senden.

aman tanrım!
bak o kadife, masum,
buram buram hüzün kokan
sesini duydum.
sanki ilk kez bir sesle tanıştım.
sildim hafızamdaki tüm sesleri,
sesini kirletmesinler diye.

ve işte yine beraberiz
o uzakta, sen içimde.
ne yapacaktık şimdi;
bir sürü hay huy
ve her hay huyun içine,
yerleştiriyorum seni sessizce.
kimse de bir şey anlamıyor...
fakat, gazeteci çocuk
dikkatlice bakıp yüzüme
abi' diyor,
'bu sen değil başka sensin.'
hay allah, açık mı verdim ki,
seni görmeye çalıştı.
hayır göstermem,
kime ne ki...
gözlerim öyle parlamış olmalı ki,
bindiğim taksinin şoförü
'piyango idaresine mi' gidiyoruz dedi.
gülümsedim.
kapısından geçerken
bana su teklif eden yaşlı kadın ise,
sanırım çok solgun gördü
yüzümü...
ve diğer gerekli gereksiz tüm an'larımıza,
taşıyorum seni,
bir kuş gibi.
başımda dönüp duruyorsun,
ben yürüsem uçuyor,
ben dursam konuyorsun.
nereye?
tam yüreğime...

hani seninle kırlara gidecektik
geciktik.
kırçiçeklerinden taç yapıp
oturtacaktım,
buğulu gözlerinin üzerindeki
açık alnına.
bak bugün de gidemedik
mahcubum sana...

bak yine geldi hüzün saatimiz.
iyiki sabah fazla almıştık.
şimdi tüketelim bolca
içimizden geldiği gibi.
hatta istersen birazda
gözyaşıyla çileyelim,
bugünkü hüznümüzü.
ama dur, az içimde.
o daha da hüzünde.
biliyorum,
çünkü ben bu saatleri
senden değil,
ondan öğrendim...

paylaşma saatimiz;
her şeyimizi yatırıyoruz masaya
itina ile.
geçmişi,
günümüzü,
yaşamı
ve ölümü
yerleştiriyoruz
bu garip saatimize.
hepsi bizim...

canııııım!
dur bir bakayım yüzüne
hayır küsme.
bak seninle, uzaktaki seninleydim,
sen yüreğimdeydin...

işte yine akşam oldu
olmaz diyordun.
hayııır, çalmadım bu dizeyi,
abbas çaldı.
oysa ben çok önceden de söylemiştim
akşamın karamsarlığını...

gel canım,
biz seninle uzaklaşalım bu zamadan
gidelim eski zamanlara.
biraz hesap soralım,
bizi yok sayanlara.
sonra yine başlayalım an'ımızdan.

daha gecemiz de var unutma
hemen erkenden yatma
belki biraz şarap,
belki kanyak,
az da olsa atacaktır
üzerimizdeki bu rehaveti...
usulca sokul bana
ağacın koyuğuna girer gibi
kaybol sonra.
ete kemiğe inat
can verelim sevdamıza.

canlarım benim,
bak işte beraberiz
sen ve sen,
ve ben
ne kadar da çok benziyorsunuz
sen ve sen.
lütfen, ama lütfen
hiç ayrılmayalım.

ay'la yıldızın,
güneş'le dünya'nın,
toparakla ağacın,
denizle balığın,
ve tıpkı bizim
sevdamızın
ayrılmazlığı gibi,
hiç ayrılmayalım...

ben şimdi çıkıyorum
yalnızlığıma.
ansızın döneceğim
varlığına...

bitmeyecek bir şiirimsi...

2004; dipsizkuyu..

ikra``
19-01-2009, 09:37 PM
Gece

Geceler uzun...
ve geceler kisa...
Tipki hayat gibi:
hayat cok kisa gelir insana..
ve hayat cok uzun ayni zamanda.

Benim icin gece dusunmek bambaska.
Tek basima
degilim...
Yaradanimla beraberim!
Gece bir hayat gibidir aslinda...
Gece dusunmek icin iyi bir zamandir aslinda...

Seher vakti dogarken gunesin ilk isiklari icime isliyor adeta.
Gecenin karanligi Gunesin isigina birakiverir yerini...
Hayat ta bir gece gibidir...
Gunduzun isigi dogar ve olum isigi alir insani Sonsuzluga...

M.H.

mutsuz palyaco
20-01-2009, 12:32 PM
ama gitme
gözlerimde kan gezer
yasadışı bir soğuk işler iliklerime
gözyaşlarını geçirip sırtına
küflü bir sapak mı bırakacaksın sabıkama

biraz duman hıçkırığı sigaranda
biraz gece kırığı bende
şiir yorgunu damarlarıma ilk aşktan sola dön
ama gitme


şiir kanamalı bir aşkın "sonu yok"undan geçerken
ışığın sesini bul
aynandaki kırık yüzümü topla
gözümde seğiren acı bir denizde yüzdür
olimpos'un sıcağını
ama gitme

uçurumlar seri cinayetleri tökezletirken
sesini sakladım cebime
yağmur işgalli bir gecede ıskaladım
kapına dayanmalarımı
daha binmeden otobüslere
duraklar mı tuttu da kustun sesini üstüme
bak sana dil sürçmeli peltek şiirler yazdım
satırlarından kan sızar
satırla doğranmış bir aşkın cinayetinde


bir insan iki kıyıya aynı anda gözlerinden düşebilir
itme

ama gitme
daha saat "hoşça kal"ı göstermedi
bitme

Kahraman Tazeoğlu..

dipsizkuyu
22-01-2009, 01:01 AM
Aşkta Yarın Yoktur Sevgili

Aşk Bu Dünyanın Ölçüleriyle Açıklanamaz Sevgili
O İlkel Bir Acıdır, Yaban Bir Ağrıdır.
Gelir ve İçimizdeki O Çok Eski Bir Şeye Dokunur.
Sonra Bir Perde Açılır ve Yolculuk Başlar
Bu Yolculukta Artık Para, Tarifeler
Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş,
Anneler ve Korkular Yoktur
Aşkın Kendi Gerçekliği Vardır Sevgili.
İnsan Başka Bir Işığa Teslim Olur,
Daha Derinden Anlamaya Başlar, Bilgeleşir
Hiç Bilmediği Sezgileriyle Buluşur
Yükü Çok Ağırdır, Kendiyle Buluşmuştur
Hem Dışındadır Dünyanın, Hem de Tam Ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin Yakılan
Yoksun Adamın Hissettikleri de Onunladır,
Yitirdikleri de...
New York'ta, Bir Sokakta,
Kartondan Kulübesinde Yaşayan Kadının
Çıplak Yalnızlığı da
Her Şey Onunladır, Ona Emanettir Sanki,
Ama O, Çıldırtıcı Bir Yalnızlık İçindedir Yine de...
Aşkın Kültürlü Olmakla, Bilgili Olmakla da İlgisi Yoktur Sevgili,
Kanımıza Karışan İlkel Acı, O Yaban Ağrıyla
Hiçbir Kitabın Yazamadığı Hakikatlere Daha Yakınızdır,
İnan...
Kim Demiştir Hatırlamıyorum,
Aşk Varlığın Değil, Yokluğun Acısıdır Diye.
Belki de Bu Yüzden İlk Gençliğimde,
O Yoğun Aşık Olduğum Yıllarda,
Gözüme Uyku Girmez, Dudağımda Bir Islıkla
Bütün Gece Şehri, O Karanlık, O Hüzünlü Sokakları Dolaşır,
İnsanları Uykularından Uyandırmak İsterdim.
Uyanıp, İçimde Derin Bir Sızıyla Uyanan
O Derin Sancının Acısına Ortak Olsunlar Diye...
Aşk Çok Eski Bir Şeydir Sevgili
Onun İçinden O Çileli Çocukluğumuz Geçer
Sevdiğimiz İnsanların Çocuklukları da...
Oradan Üvey Anneler, Eksik Babalar, Parasız Yatılılar Geçer
Ve Sonra Aşk Bütün Bunları Alır, Daha da Eskilere Gider,
Hep O İlkel Acıya, O Yaban Ağrıya...
İnsan Bazen Nedensiz Yere Umutsuzluğa Kapılır
Kimselere Veremez Sevgisini,
Kimselere Derdini Anlatamaz, Evlere Kapanır...
Bazen Denizler Kıyılar Çeker İnsanı.
İnsan Bu Kapılmayı Anlayamaz,
Oysa
Çok Eski Bir Yerde Yaşanmasından Korkulup
Vazgeçilmez Aşkların Sızısıdır Bu.
Bu Sızı, Bu Yenilgi Mevsimlerle Yıllarla Devrilir Başka İnsanlara...
Bir İnsanın Yaptığı Bir Hatanın
Tüm İnsanlara Yayılması Gibi...
İşte Şimdi Biz de Sevgili,
Ya Olmadık Zamanlarda Umutsuzluğa Kapılıp,
Soluğu Evlerde Alacağız,
Ya da Denizler, Kıyılar Çekecek Bizi.
Nasıl Biz Başkalarının Korkularını Taşıyorsak,
Başkaları da Bizim Korkularımızı Taşıyacak,
Yenilgimizi, Umutsuzluğumuzu...
Birazdan Sabah Olacak...
Para, Tarifeler, Beklentiler, Randevular, Taksitler,
İş, Anneler ve Korkular Başlayacak...
Bunlar Varsa Bizim İçin Geçerliyse
Aşk Yoktur ve Hiç Olmamıştır Sevgili.
Birbirimizi Kandırmayalım...
Hadi Güne Hazırlan,
Yaşadıklarımızı Unutmaya Çalış
Aşk Bize Güvenip Verdiği Büyüsünü,
Sırlarını, Cesaretini, Bilgeliğini ve O İlkel,
O Yaban Ağrısını Geri Alacak
Bunlar Olurken İçimiz Bir an Üşüyecek,
Sonra Geçecek...
Hadi, Oyalanma Birazdan Yarın Olacak...
AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ

Cezmi Ersöz

:)

Kördüğüm
31-01-2009, 03:15 AM
Kalem Düşürdüm

Ocak, şubat mart... tekrardan ocak!
Ömrümüz birgün son mu bulacak?
Münker-nekir sınavı zor mu olacak?
Gece vakti yazacak konu düşündüm.
İlke başlamadan sonu düşündüm.
Küçükle yetinmedim; ulu düşündüm.

Aşksız günlerim bir tûfan sanki!
Aşkımın yüreği küçük bir gemi...
Yârim kalbine almaz mı beni?
Yâr gönlündeki Nûh'u düşündüm.
Onu düşündüm, bunu düşündüm.
Üçü-beşi değil; çoğu düşündüm.

Aşmadımsa eğer; maksat son selâm.
Şiir falan değil; basit bir kelâm...
Ahi Naci varken şair mi olam?
Tamam artık yazmam; kalem düşürdüm!
Ahi Naci ne der; bunu düşündüm.
Kalemime üflenen sûru düşündüm.

Faruk Serkan Yılmaz

meltem_81
05-02-2009, 08:46 PM
zirveye bir adım kaldı
ki,uzansam tutacağım
tutsam kurtulacağım...

kırmızı burunlu palyaço
herkes ağlayabilir senden gayrı...
maskende asılı gülücük
hüzün şarkısı senin neyine...

uzanırsam tutacağım dedimde inandınız mı?
siz hiç mezarlıkta ölmüş babanızla başbaşa kaldınız mı?
pamuk ipliğiyle bağlıymış herşey
sahici zannettiklerim hep yalan...

kırmızı burunlu palyaço
herkes ağlayabilir senden gayrı...
maskende asılı gülücük
hüzün şarkısı senin neyine...

zirveye bir adım kaldı
ki,uzansam.....

hayal peres
08-02-2009, 01:35 PM
HER NEFESTEN (78232 Hit)

göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
affet senden habersiz aldığım her nefesten...

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Dreamcatcher
08-02-2009, 04:32 PM
Ağlamak istiyorum harikaydı hepsi bu aralar sesli şiir dinliyorum netten.

dipsizkuyu
09-02-2009, 01:50 AM
Öyle bir hayat yaşıyorum ki

Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde.
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki ' söz ver kendine '
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundandı
Anladım...

Nietzsch

paradox
09-02-2009, 02:46 AM
Öyle bir hayat yaşıyorum ki

Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde.
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki ' söz ver kendine '
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundandı
Anladım...

Nietzsch

Bu bolume pek girmezdim.Siirle pek aram iyi degildir.Fakat bu siir den cok yasam oykum gibiydi..Kisacasi tskler cok guzeldi....

meltem_81
09-02-2009, 10:16 PM
ARTIK SOKAĞA ÇIKABİLİRSİN

Evine çağırdın ilkyaz sevinçlerini
çocukluğuna
Yırtıldı gözlerin, içine hayat doldu
o karanlık ışık...
Yükün yok
artık her sabah hoyrat bir özgürlük uyandırıyor seni...

Kalbinde herşey eşitlendi
Haz ve sıkıntı
Boşluk ve güven
Hasret ve ölüm
Gözlerine hastalıklı bir güzellik geldi

Şimdi acı çeken yanınla bile alay ediyorsun...

Kalbine çağırdın herkesi
Kendini bile
Artık sokağa çıkabilirsin
Ömründen düştün kendini

Cezmi Ersöz

dipsizkuyu
09-02-2009, 11:58 PM
Bu bolume pek girmezdim.Siirle pek aram iyi degildir.Fakat bu siir den cok yasam oykum gibiydi..Kisacasi tskler cok guzeldi....

gerçekten öyle hayatı bu şekilde yaşayanlar için.ve benimde üzgünüm ama çok benzerliğim var.duvarımdaki yazılarımdan biridir, çerçeveli ve asılıdır. ilk okuduğumdan beri..

dipsizkuyu
09-02-2009, 11:59 PM
güzel bir şiir sevdiklerimdendir. şiir severlerle paylaştığın için tşk..

mmontessori
11-02-2009, 01:43 PM
geçti mi bu limandan geçecek gemi
gitmek istemedim bilmediğim diyarlara
rüzgarını isteyecektim ondan
denizin çoşkunluğunu
dolunayın parlaklığını alacaktım
belki bir kaç insanda
bir şeyler bırakmak isterdi
ne bileyim

var olmanın yorgunlığunu taşıyor bir kaya
üstünde oturuyorum
her duygusunuda onunla paylaşır deniz
hayat akan suya bırakmak mıdır kendini
akan suya çizmek midir aksini
ne bileyim

görece uzaklarda belki de çok yakında
bir gemi var gördüğüm
bu gemi beklediğim gemi değil
hiç doğmamaış çocuklar var gelecekten
geçmiştense hiç yaşamamış insanlar
göz yanılgısımıdır ki bu
ne bileyim

johnbarleycorn
12-02-2009, 02:27 PM
:) Davos Şiiri

Geldim para mı verdiniz
Bir de beni gerdiniz
Nedir sizin derdiniz
Daha gelmem davosa

Moderator akıllı ol
Bana yapma el ve kol
Sağ gösterdim vurdum sol
Daha gelmem davosa

Hava zaten soğuktu
Salon tümden boğuktu
Moderatör bozuktu
Daha gelmem davosa

Zamanımı çaldılar
Beni benden aldılar
Hıyar gibi kaldılar
Daha gelmem davosa

İsmi şimon perezmiŞ
Sanki bana çerezmiş
Az biraz da teresmiş
Daha gelmem davosa

Perez bana bağırdı
Cinlerimi çağırdı
Sözlerim çok ağırdı
Daha gelmem davosa

Kaşındılar kaşıdım
Perez değil yaşıdım
Nerde hava taşıdım
Daha gelmem davosa

Adamı böyle yaparım
Çenenizi kaparım
Gece rahat yatarım
Daha gelmem davosa

Gelip de ne yapacam
Bakteri mi kapacam
Öpsün perezi amcam
Daha gelmem davosa

Van minütü anlamaz
Hepisi de beynamaz
Bunlar beni bağlamaz
Daha gelmem davosa

Dünya pereze kalmaz
Akıllı olsun az biraz
Öper onu bülent korkmaz
Daha gelmem davosa

Kahraman'ım çok mutlu
Gelecekten umutlu
Hava bugün bulutlu
Ben de gitmem davosa.

BETÜLL
20-02-2009, 12:35 PM
Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili

Ey sevgili
Sezai Karakoç

BETÜLL
03-03-2009, 11:28 PM
giden şairin anısına
BENİ DÜŞÜN, UNUTMA

Ay doğarken bir söğüdün ardından
Göl yüzünde sisli bir esinti ile
Akşamın göğsüne hüzün serperek
Ve Yağmurdan geceye çiçekli perdeler çekerek

Beni düşün, Beni düşün, Unutma

En umarsız en umutsuz günümde
Bağrına bir yumruk çökeldiğinde
Ve dağların mazlum ateşi
O güzelim saçlarına cayır cayır yanıp ulaştığında

Beni düşün, Beni düşün, Unutma

Beni düşün bir kavganın içinde
Helal bir ekemeğin peşinde
Ve kurtlardan arta kalmış yüreğimin
Can çekişen o son parçasınıda, sana sakladığımı bil
Bil ki haykırırcasına bu esir gövdemi yakarcasına
Kavuşmak için o serin bağrına
Ateşten bir yol arıyorum


Kar yağarken mor dağların ucundan
Sol yerinde sessiz bir inilti ile
Yastığın yüzüne yaşlar dökerek
Ve Akşamdan gizlice bir ah çekerek

Beni düşün, Beni düşün, Unutma

Kan kızılı bir gelincik seherinde
Sırtıma kahbe bir hançer indiğinde
Ve bu gencecik ve bu hemencecik ölüm
Çığırtken bir gazete başlığında
Çığlık Çığlık sana kavuştuğunda

Beni düşün, Beni düşün, Unutma

Beni düşün şehre her yağmur yağdığında
Islak ve kırılgan bir türkünün içinde
Göğsünden dudaklarına, doğru sancılı bir isyan kabardığında
Bastırarak kalbini avuçlarınla
Sesini okşadığımı bil

Bil ki yalvarırcasına, uzayan yollara dağılırcasına
Sonsuz bir mahşerin ortasında
Bir zemzem suyu gibi seni seni özlüyorum

Yusuf Hayaloğlu

Reinbou
04-03-2009, 01:55 AM
En sevdiğim şiirdir bu:). Daha önce yazıldıysa kusura bakmayın.

Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

Yahya Kemal Beyatlı

YADELLER
13-03-2009, 01:14 AM
Bilmiyorum ne haldeyim ben kimim?
Ayrılırken kimliğim adresim sende kalmış
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim;
GÜLDÜĞÜMÜ GÖSTERN TEK RESİM SENDE KALMIŞ......

Renklerin kaybolduğu,rengin ahenk bulduğu,
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu,
Bir gül için bülbülün saçlarını yolduğu,
AŞKIN HARMAN OLDUĞU O MEVSİM SENDE KALMIŞ.....

Nerede o çocuksu o şımarık hallerim,
Saçalarına hasreti tanımayan hallerim,
Rengarenk rüyalarım toz pembe hayallerim
TEKMİŞ NEŞEM,SEVİNCİM,HEVESİM SENDE KALMIŞ......

Ayıplama,kınama,kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben "aklımda" diyorsam ,
SENDE KALMIŞ DEMEKTİR ,LADESİM SENDE KALMIŞ......

Dostlarda muhabbeti kestiler lüzumda yok,
Zaten senden ziyade sohbetim,sözümde yok,
Sen dönmden kimseye bakacak,yüzümde yok
AYNALARDA KENDİMİ GÖRESİM SENDE KALMIŞ.......

Sende kalmış,umudum,saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum,tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım,duygu membağım sende,
CAN DİYORUM SANA,CAN KAFESİM SENDE KALMIŞ.......

Allahım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum,itirafa,
Hangi şarkıya girsem,notalar do re mi fa,
SOL DİYORUM SANA SOL,LA SESİM SENDE KALMIŞ......

Gel borcunu tanrıya teslim etsin bu yürek,
Tez gelki enkazımı kapatsın bu kazma kürek,
Kelime-i şehadet getirmem için gerek,
SON DİYORUM SANA,SON NEFESİM SENDE KALMIŞ.........

CEMAL SAFİ...

chenn
13-03-2009, 09:51 PM
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

can yücel

psikolog_yolunda
28-03-2009, 06:58 PM
Her Aşk Katilidir Bir Öncekinin...

rüzgarlı bir tepenin yamacındayım şimdi
kent suskun
ve istasyonlar ayrılık için var bu şehirde
imlası buzuk, üşümüş ve kirli bir çocuk olurum seni düşünürken
ömrüme iliştirdiğim martı leşleri yamalı bir geçmişi oynar
imtihanlar ve intiharlar üzerine kurulu hayatlardan
gecenin en serseri yanını alırım günceme

durup durup şiirler yazmak yoluna
yeni bir yaşam biçimim oldu son günlerde
kendimi sende kalabalık buluşum belki de bundan
her gece yorganımın altında sakladığım
kırlangıç sürüleriyle geliyorum sana
sen uykudayken
babam her gece ölüyor şimdilerde
annem nihavent bir çığlık oluyor
bana en çok sensizlik koyuyor
sonra babilin asma bahçelerine asıyorum kendimi
uyanmak için

eski bir aşkını anlatıyorken bana
konuştuklarından yapılma bir sessizlik oluyor ağzım
kaç kez kanıyorum bir bilsen
(ya da hiç bilmesen)
sesinin ardında yüzün sessiz bir tabanca gibi duruyor
kendimi kötü kurulmuş bir cümle sanıyorum
gece yüklü bir kamyon uykularımı solluyor

yastığının altında yalnızlığın var biliyorum
oysa ben senden bir bardak su istedim
akdeniz değil
son yalnızı benimdir bu kentin
istanbul arkamdan gelir
ey hüznü yüzünde gülücük diye taşıyan kız
hep kendine mi saklarsın çocukluğunu

ağzıma bir bulut bulaşsa da yokluğundan yapılmış
kayadan seken kurşun
en serseri yanımız olur kimi zaman
ve ben hep kendimi terk ederim senden
her katilin aşkı
her aşkın katili
bir öncekinin faili
hep ben olurum
hep ben ölürüm

içime uzanan koridorların ortasından
hep gülerdin beni görünce
bense sana hep geç kalırdım
sona kalırdım
sonra kanardım

yağmurlarla inseydin içime
içim senden yanaydı
yüzümdeki işgaller senden karaydı
seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi
sana yazacaklarım sil sil bitmezdi
ve ben
sende hiçbir şeydim
sen bende her şeyken

canım
yastığının altında biriktirdiğin yalnızlıklarım
kendine varlaşıp bana yoklaşan biri yapar seni
ve ne kadar kaçsan o kadar yakınsındır aslında kendine
geciken sevdalar yıkık kentlere benzer bilirsin
ve sevgisizlik alır bir gün seni benden
işte bu yüzden
sen hep sevil
hep sevil
sevil

Kahraman Tazeoğlu

majör
29-03-2009, 04:10 PM
hrika gerçekten

psikolog_yolunda
29-03-2009, 04:24 PM
Teşekkür ederim gerçekten çok beyendim ve sevdiğim bir şiirdir...:)

BETÜLL
31-03-2009, 08:42 PM
Yazıcıoğlu'nun ardından
Bugün sekiz mayıs 'Anneler Günü'
Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi
Kalplerde şefkatle tam koca bir gün
Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi.
Ben seni bugün hatırlamadım anne
Sana karşı sevgim aynıydı yine
Benim sevgim sığmaz ki öyle bir gün'e
Bir ömür de olsa doyamam sevgine.
Her an ruhumu ısıtır sıcaklığın
Seni düşünmek bile doyumsuz zevk
Acısı derin senden uzaklığın
Sensin benim dünyama ışık ve renk...


Özledim ışıl ışıl sevgi dolu gözlerini
Ne güzeldi göğsüne yaslanıp öyle ağlamak
Ellerimle yırtardım o gül yüzlerini
Zevk verirdi nasırlı ellerinde hırpalanmak.
Yine arıyorum dostluk dolu o yüzün
Hep ben muhtaçtım sana yine muhtacım
Aşkımı, sevgimi gösteremedim bir gün
Saçlarım ağarsa da hep sana muhtacım.

Yollarım açılsa bağrıma bassam
Sımsıcak göğsünde öyle ağlasam
Doyumsuz sevgini tekrar yaşasam
Hıçkırıp, naz yapın "Ana" diyerek
Anamsın, bu bir gerçek
Sen olmasan ben olmazdım
Sensin gönlümdeki en güzel çiçek
İncinip, koparılsan yaşamazdım.
Hasretin unutturdu beni bana
Sevgine karşılık veremiyorum.

Adet olsun diye olsa da sana
Layık bir hediye bulamıyorum.
Maddi değerleri tek tek arasam
Hazırlasam güzel bir buket sana
Zümrütten, yakuttan saraylar alsam
Değeri ölçülmez yanında Anam...

Çiçek aradım dün beklersin diye
Bulamadım taş ve demirden başka
Sevgimin ifadesi bir tek hediye
Yollayamadım ki inan dua'dan başka
Cennetle müjdelenmiş analar
Sen de gezin cennet bahçelerinde
Ayakların altından aksın ırmaklar
Makamın melekler gibi yükseklerde
Şefaatına mazhar ol Muhammed Mustafa (s.a.v)'nın
Rahmetiyle kuşatsın seni Allah'ım
Yoldaşı ol hurilerle anamız Fatma'nın
Babamla firdevs bahçelerinde gezin cananım.
Saadetle ol dünya ve ahirette
Sana sağlık ve sıhhatler diliyorum
Selam ve sevgiler yollayıp nihayette
Ta yürekten ANA, ANA diyorum

MUHSİN YAZICIOĞLU

psikolog_yolunda
01-04-2009, 07:56 PM
[[Çok süper bi şiir yine çok fena oldum okurken ya..:(]]
"Yalnızım çünkü sen varsın"

"gel" desen gelirdim
gittiğin uzakta bendim
dağ gibi bir ihanetten düştüm
bu kendime son gelişim

ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
kendimi suçüstü yakalıyorum
ve kentsizliğimin isimsizliğini
Araz'a uyak düşüyorum
gözlerime senden düşler sürüyorum
ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
bana en büyük tehdit yine ben oluyorum

sonra bir durağa yaslanıyorum
sonra bir kente
ve sen gidiyorsun
ben kanıyorum
diyorlar ki; kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun.
oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun

yorgun Haliç'e biraz inat
biraz ihanet bırakıyorum
ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
aklıma düşüyorsun
düşüyorum
düşünce
üşüyorum
azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
yalanlarımla bir hiçlikteyim
beni içinden kaç

bu kentte her yağmur kendini ağlar
aklıma düşsen yalnızlık oluyorum
ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
nerde kimi üşüyorsun
artık kendini yakan bir ateşim
kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
şimdi boş duraklara yaslanıyorum
boş kentlere
oysa "gel" desen gelecektim

gün düşlerime dönüşlerimde
bakışın içiyor beni gözlerimden
gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
uzaklığına uzanıyorum
sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
yıkılıyorum şarkılara
"kimseler biliyor"
yalnızlık dostumdu
şimdi korkum oluyor
oysa "gel" desen gelecektim

artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
uysal yalnızlıklar satın alıyorum
gülüşümle ödeyerek
ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sözlerimi temize çekme
oysa "gel" desen gelecektim

gözlerim ihanete ihbar taşıyor
kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
sözü namluna sürmelisin şimdi
en yaralı yanımdan vurmalısın beni
çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır

avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
susuşuna kan döküyor gözlerim
sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
oysa bilmelisin Araz'ım
kimsenin içi görünmez
ve hiç bulamadıklarını
asla yitiremezsin
bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
söylenecek bütün sözler

her sabah akşam oluyorsun
alnından ellerine damlıyorsun
yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
içine dert oluyorsun kentin
dışına yağmur
yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
duvarların kan öksürüyor
ve sen
başkalarının gözlerini
yüzümde aramamayı öğreniyorsun
beni bir durağa yaslıyorsun
beni bir kente
gidiyorsun
oysa "gel" desen gelecektim

susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
en susmakta neydi öyle
sen en dinlerken
biliyorum Araz'ım
insan kendini bulmamalı, hep aramalı
gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
gece cinnetlerimi de alıp yanıma

denize bakmayı bilmeyenler
bir gün mutlaka boğulur
işte bundandır gözlerinden kaçışlarım

siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı

ben şimdi gurbetim
içimde taşıyorum
heba olsa da senlerce yılım
oysa "gel" desen gelecektim

ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
şairler ölüdür derler
inanmıyorum


en karanlık ceketimi giyiyordum
ışığa kördüm çünkü
şimdi ise güneşe ilerliyorum
dirilmek için

kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
gecenin kör gözünden utanıyorum
hadi bana en militan kelimelerle saldır
batır içime cümlelerini
beyhude bir dehşet bırak
hak ediyorum

gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
can kaybından ölüyorum
cenazemde namaz kılacağım
zan altındayım
yalanıma inanıyorum

yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
kinim kendime
susuşum sana
küsüşüm tüm dünyaya

üstü kalsın ihanetimin
"gel" desen gelecektim

yine bir tren geçiyor içimden
sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
süsle beni ey aşk
geçtiğin yerleri öpüyorum

yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
dişlerindeki nikotin tadı terkimde
sirenler ve ateş hatları içip
sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
yasadışıyım
tutukla beni gözlerimden

kalemim bitti yitirdi şiirini şuur
öldü kanımdaki mürekkep balığı
solumdaki sise intihar etti intiharlar
bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
yaşamak için geç bir zaman
ölmek için ise erken

çok davullu bir senfoni sürçüyor
dikiş tutmaz ayrılığımda
kirpiğinden yapılma bir darağacına
geceyi asıyorum
yoksun
bu yağmurlar ıslatmıyor beni
bir durağa yaslanıyorum sensiz
gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum
"gel" desen gelecektim oysa

kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
şimdi herkes biraz sen biraz acı
göğsümde bir vagon
gizli sözler batıyor
fırtınalar çıkıyor üstüme

şakağımda
intihar acemisi bir şairin
delilik provaları
arkandan uluyan kapılardan
söküyorum kokunu
yokluğunu kokluyorum
yokluğunu yokluyorum

çöz gözlerimi senden hadi
ücranda yak bakışımı
gözlerine bekçi sevdam
dünden ve senden kalmayım

içine her düşen
kendi keşfi sanıyor seni
oysa sen
melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
ve kendini acıtmak istiyorsun
ama güller kendine batamaz
bilmiyor musun
"gel" mi diyorsun

herkes kendi gördüğüne bakar
peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
hadi en kanadığımız yerden susalım
"gel" desen gelirdim
"git" dedin ve gittin

Aşka...
Rüzgara...
Ayrılığa...
Zamana...

eyvallah...


Kahraman Tazeoğlu

kasımpatı
14-04-2009, 10:03 PM
Bugün hüzün var soframda,
İsteyen buyursun gelsin,
Gelen derdiyle gelsin, isteyen kederiyle.

Bugün hüzün var soframda,
Yarınların umutsuzluğu, tükenmişlik var,
Ayrılık var, acı var.

Bugün hüzün var soframda,
Aldatılmışlık var, yalan var,
Kahır var, sahte yüzler var.

Bugün hüzün var soframda,
İsteyen buyursun gelsin,
Gelen derdiyle gelsin, isteyen kederiyle.

Bugün hüzün var soframda,
Kapatın perdeleri, girmesin güneş içeri,
Karanlık sarsın odamızı, siyahtan başka renk olmasın.

Bugün hüzün var soframda,
Masanın etrafında iki yüzlü insanlar,
Boş bakan gözler var, keder var, tasa var.

Bugün hüzün var soframda,
Yoktur yerimiz soframızda aşka, aşıklara,
Yoktur yerimiz umuda, yarına ışıkla bakanlara,
Yoktur yerimiz bahara, baharın sıcaklığını içinde taşıyanlara.

Bugün hüzün var soframda,
İsteyen buyursun gelsin,
Gelen derdiyle gelsin, isteyen kederiyle.

hoyrat
18-04-2009, 03:53 PM
Gülüşün

Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.
Sarılışında ne düşler,
Ne düşükler,
Sakınamazsın.

Aynı yolları,
Kimsesiz mekanları,
Birlikte özleme hasreti...
Yalnızlığımın dert ortağı gastrit...

Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.

Bütün iç savaşlarda,
Rehin alındı bu yürek
Kandıramazsın.

Hangi çekilişin
Büyük ikramiyesi bu,
En uzak sevişmelerin
Yeni yetme utancı.
Lakin aşk,
Biraz da utanmaktır yaşamaktan,
Sakınamazsın...
Yeni yetmelik işine gelince:
O zaten hepimizin gizli öznesi
Türkçede var.
Bazı dillerde yok.

Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.
Kime niyet kime felaket bu aşk,
Anlayamazsın.

Ödümüz patlıyor acı çekmekten
Oysa;
Biraz da acıdır,
Aşkın mayası.
Kaçınamazsın.

Gülüşündeki manayı saklayamazsın.
Tutunacak yerimiz yok,
Resmi tutanaklarda.

Gülüşünde bin yıllık hasret var,
Saklayamazsın.
..........................
Bu yazık karşılaşmanın
Alnımıza çakılıyor anafikri:

Aşka cesaretimiz yoksa
Başka zaman görüşürüz!

YILMAZ ERDOĞAN

amelia
19-04-2009, 08:41 AM
gün bitti gece başladı
içimden bir sevinç
fırladı:D

hayat ne güzel
gözü açık olunca
karınclar ne güzel çalışıyolar
tanrı bize ne söyledi bugün

duyuyorum çok güzel
seviyorum herşeyi
ağacı toprağı
kuşu otu

güneşte çok güzel bu gün
aynadaki ben de çok güzel:D

herşey çok güzel
çok güzel :D


şimdi uydurdum bu şiiri umarım beğenirsiniz:eek:

ikra``
21-04-2009, 12:11 AM
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
ATAOL BEHRAMOĞLU

amelia
23-04-2009, 03:13 PM
Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

CEMAL SÜREYA

amelia
17-05-2009, 09:02 PM
şiir
Kızoğlan kız güzelliğinde şiir;
Hem sevgili hem dost hem anne yüzü.
Hala beni mest ettiği gecedir
Sanırım hem yeryüzü hem gökyüzü.
Mecnunum: şikayet etmem Leyla'dan;
Başıma ne dertler açtığı halde.
Ne mümkün vazgeçsin bu sevdadan?
Bir kerre karar kıldık bu hayalde.
Cahit Sıtkı TARANCI

dipsizkuyu
23-05-2009, 01:05 AM
Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim. Yalnızca anahtar
deliğinden hava giriyor ve ölü bir ışık sızıyor içeri. Yalnızlık
hiç de tanrısal değil, görkemli değil. O yalnızca geçmişle
gelecek, ölümle yaşam arasında kocaman bir karanlık nokta.
Geçmişi ve geleceği olmayan, ölümle yaşam arasında irinli bir
leke yalnızlık denilen. Şimdi ne varsa, anahtar deliğinden sızan
havayla ışıkta... (Farkına varsalar, kapatırlar mıydı onu da?)
Bütün belleğimdekileri yokettim. Elektrikli bir aygıyla yaktım,
jiletle kazıdım. Çığlıkların aralığından uçurdum hepsini, kül
edip savurdum.

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

ahmet telli

ikra``
23-05-2009, 04:06 PM
Ben sonbarım

Beni bir mevsime benzetmek istersen eğer;
Sonbaharım...
Kimi zaman köşeden gülümseyen bir güneş olurum,
Kimi zaman döne döne düşen bir yaprak.
Kimi gün usul usul yağan bir yağmur olurum,
Kimi gün deli deli savuran bir rüzgâr.
BEN SONBAHARIM...

Beni bir çiçeğer benzetmek istersen eğer;
Çiğdemim...
Sapsarı rengiyle içini ısıtan,
Koparmak istersen ellerini kanatan,
Erişemeyeceğin kadar derinde
Korkacağın kadar narin.
BEN ÇİĞDEMİM...

Beni bir renge benzetmek istersen eğer;
Griyim...
Ne beyaz kadar saf, berrak ve katkısız,
Ne siyah kadar net, kasvetli ve asil,
Tam ikisinin ortası.
BEN GRİYİM...

Beni bir kavrama benzetmek istersen eğer;
Sevgiyim...
Bir bebeğin gülüşü kadar içten,
Güneşin doğuşu kadar sabit,
Gecenin rengi kadar etkileyici,
Yaşam kadar gerçek.
BEN SEVGİYİM...
YA SEN TUZ TANEM???

psikolog_yolunda
24-05-2009, 08:39 PM
GİT

Şimdi gidiyorsun
Git
Oysa senden tek bir damla istemiştim
Sana kocaman bir deniz sunmak için
Şimdi gidiyorsun
Git

Ne zaman başladı bu hikaye
Anımsamak zor
Gençtim
Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım
Komazdı öyle üç-beş nöbetleri
Geceler içimi acıtmazdı böyle

Bir insan bu kadar eksilebilir mi

Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı
Bu şehrin biryerlerinde
Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin
O adam bendim unuttun mu
Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
Seni unutamadı

İşin kolayına kaçmadım
Uğruna ölmedim yani
Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
Sen bunu da bilmedin
Ben bir bakışına bin anlam yükledim
Sen aşka kestirmeden gittin
Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
Şimdi gidiyorsun
Git
Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
Bütün ışıklarımı söndürüyorsun

Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
Yazıklar olsun yazıklar olsun
Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor
Hani sen sevdiğini
Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin
Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin

Uzun lafın kısası yoktur
Anlatacağım çok şey var
Hoyrat bir rüzgar gibi geldin
Aklımı hayatımı dağıttın
Şimdi gidiyorsun
Git

Daha ayrılığa bile çarpmadan
Aşk bize döndü
Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
Ama sana dokunmak da yasak bana
Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
Sen var ya sen
Allah kahretsin

Yani şimdi
Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı
Yani şimdi başkaları mı sevecek seni
Ben saçlarını okşadığım zaman
Ellerin öksüz kalırdı
Şimdi gidiyorsun git


Kahraman Tazeoğlu

dipsizkuyu
25-05-2009, 01:16 AM
2

Zamanı yiyip bitirdi karanlık. Gece yoktu. Güneş çoktan
kömürleşmiş ve yeryüzü yapışkan bir karanlıkla örtülmüştü.
Yabanıl sesler geliyordu derinlerden ve karanlığı ince bir bıçak gibi
yırtıyordu. Saklayan kırbaç gibi... Acı duvarını aşan bu
sesler, madeni bir gürültüye dönüyor ve yerkabuğunu
zorluyordu artık. Sesim yoktu. Karanlığın karnında yitirdim
sesimi. Kör bir kuyuda unutulan Yusuf'tum belki. Ama
durmadan soruyorlardı. Tanrılar bilmiyordu sordukları şeyleri,
peygamberler büsbütün hain çıkmıştı. Ama yine de soruyorlar,
soruyorlar, soruyorlar...

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

ahmet telli

ikra``
25-05-2009, 09:49 PM
Gözlerin

Gözlerinde tanıdım seni
hayata gülümsemeye çalışan kalbinin
bakışlarına düşen güzelim yansımalarında

kocaman küçümen yaşına sığdırdığın
onca yükün
kah kadınsı kah çocuksu
içten konuşmalarıydı paylaştıkların

aldırdığın kaşlarında
hatırlamak istemez gibiydin
unutmaya çalıştığın günler aylar yılların
kalın kapkara yitirilmiş umutlarını

ardında kalan ince çizgilerde
belki hiç tatmadığın
dişiliğinin okşanasılığı
hoyrat sözcüklerinde saklı
zerafetinin sevilesiliği
çocuksu kadınlığının
omuza, kalbe, dudağa düşen
beklentisi..ni..
yaşamak ister gibiydi
doyulası gözlerin
duyamadığım
sende saklı sözlerin

kimbilir …

ikra``
26-05-2009, 05:47 PM
ARARSAN

Beni aramaya çıkarsa düşlerin
Hüznün ruhuna çizdiği resimlerdeyim
Gamsız bir gecenin karanlığında değil
Yüreğinde kanayan kesimlerdeyim

Aklına düşerim hani olur da
Güzelliklerin görünmeyen yüzünde ara
Sevginin menfaate döndüğü yerde
Bir gönül yarasının izinde ara

Yıkılmış umutların enkazından geç
Öksüz bir çocuğun gözünde ara
Ağıtların tüttüğü evlere uğra
Bir ananın boş kalmış dizinde ara

Beni yıldızlarda arama boşa
Yüreğini yasa boğan sızılardayım
Dertlerinle bulursun beni başbaşa
Senin gibi karayazılardayım

Sahte sevgileri tanımaz kalbim
Beni seven gönüllerin ocağında ara
Menfaatle bakmasını bilmez gözlerim
Beni gerçek dostlukların kucağında ara

Mutluluğu anlatan şarkılarda değil
Yaralı yüreklerin ağıtlarında ara
Beni menfaat ve ihanetten uzakta
Yağacak sevgi bulutlarında ara

Öyle senden çok uzaklarda değilim
Görmesini bilen gözlerin bakışındayım
Belki sana senden daha yakın bir yerde
Çarpan kalbinin her atışındayım

Aklına düşerim hani olur da
Beni sığmadığın duyguların içinde ara
O kadar da kolay bulurum sanma
Beni benim seni görebileceğim biçimde ara.

Y.B.

keremalkan
27-05-2009, 11:25 PM
Merhaba, Istanbul da psikoloji bolumunde okuyorum. Donem arastirma odevi olarak Turkiye de Cinsellik ve Toplum psikolojisi uzerine bir arastirma yapıyorum.Konu bildiginiz gibi insanlardan kolay kolay görus alamiyacagımiz bir alan.. Bunun için internet uzerinden insanlarin goruslerini almaya calisiyorum. Asagıda msn adresimi belirttim. uygun oldugunuz ve istediginiz zaman yardımcı olursanız çok sevinirim... ( Maili yardımcı olabilcek kisilere forwardlıyabilirsiniz...tekrar tesekkurler) msn : keremalkan33@hotmail.com

dipsizkuyu
01-06-2009, 12:08 AM
çok sevdiğimi bir Nietszche-Hayat yazısıdır burda görünce birden şaşırdım. buraya bunu asmanız çok hoş.

dipsizkuyu
01-06-2009, 12:09 AM
3

İki şeyi bilmek istiyorum. (Belki aynı şeyi iki kere bilmek
istiyordum.) Duvarların rengi neydi? Derimin rengi neydi?
Dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarımla, avuçlarımla,
dilimle dokunuyorum. Duvarların bir rengi olmalı. Ama hiçbir
duvarcının, hiçbir ressamın bu rengi bildiğini sanmam. Adı
yoktu bu rengin, kimyası yoktu. Belki renksizliğin rengiydi bu.
Çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarların rengi...

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

ahmet telli...

g1z4y
25-06-2009, 01:10 AM
Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!
Titrek parmağınla tutup tığını.
Alnıma işleme kırışığını
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet
Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
İçimde dövünüp ağlama gurbet!..

NECİP FAZIL KISAKÜREK

sevgiduvarı
26-06-2009, 12:52 AM
Karışık Şarkılar

Bir şiir
İnsana çok yardım edebilir
Isıtmaz
Karın doyurmaz
Eve döndürmez
Sevdiğine bile kavuşturmaz adamı
Yine de çok yardımcı olabilir

Kim istemez derdini anlatmayı
Hem derdini söylerken insan
Komşuyu da ağlatır bazen

Hepimize de yürek yarası
BARIŞ PİR HASAN

sevgiduvarı
04-07-2009, 02:11 AM
Gidene kal demeyeceksin…
Gidene kal demek zavallılara
Kalana git demek terbiyesizlere
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,
Yoksa değersiz olan hep sen olursun…

Düşün…
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu,
sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni,
sen hazır değilsen?
Kim yıkar,
yıpratır seni izin vermezsen?
Kim sever seni,
sen kendini sevmezsen?
Her şey sen de başlar,sen de biter..

Yeter ki yürekli ok,tükenme,tüketme,tükettirme
İçinde ki yaşama sevgini…
Ya çare sizsiniz ya da çaresizsiniz.

Öyle bir hayat yaşadım ki,cenneti de gördüm cehennemi de..

Öyle bir aşk yaşadım ki tutkuyu da gördüm pes etmeyi de..

Bazıları seyrederken hayatı en önden,kendimi bir sahnede buldum
Oynadım…
Öyle bir rol vermişler ki okudum,okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde hem kızdım hem güldüm halime..
Sonra dedim ki söz ver kendine
Denizleri seviyorsan dalgalar da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı biliyorsan düşmeyi de bileceksin,
Korkak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredeceksin,
Öyle hayat yaşadım ki son yolculukları erken tanıdım.
Öyle değerliymiş ki zaman hep acele etmeN bundan anladım.


Nietszche-Hayat

teşekkürler hazal,,,aslında hayatın özeti..

dipsizkuyu
09-07-2009, 02:59 AM
Bulvar İti

ne zaman sevmek desem bir tedirgin bulvar iti gecede
biraz müzik biraz içki ve çok çok resim
kim sarmalar bu bebeği
kimler taşır bu ölüyü belirsizliğe
nerelerde kalır gözüm/nerelerden döner sesim
bu ne biçiim hayvan ki bu/beslenir acılardan
tohum atar kuşaklara kan göllerinde
bu ne biçim oyun ki bu/gizlenir gölgesine gerçeğin
mutluluklar aranır ateş çemberlerinde

bir umarsız bulvar iti vitrin ışıklarında
anladım ki birdenbire/kopmuşum toprağımdan
kopmuşum masallara süt emziren akşamlarımdan
köklerim orda sızlar/yapraklarım bulvarda
resim diye duvarlarda müzik diye ıslıklarda
o çıldırtan deniz orda/balıklar tablalarda
özlemek orda kalmış özlemi sevmek burda
ferhat'sa mendil açmış dileniyor güvenparkta

taradım bütün sözlükleri aşka yer yoktu
bir kaygulu bulvar iti karanlık çıkmazlarda
koşuyordu masallarda/koşuyordu imgelerde
başka yer yoktu
başımdaki ağrı sendin sesimdeki kuşku sen
ne düşünsem dört boyuttu ne ağrısam dört boyut
kopmak belki bir ülkeydi tutkular eski zindan
heerkes kendi bukağısının tutkulu demircisi

bu evleri bizmi yaptık bu yolları bizmi çizdik
ölümlerden bizmi kaçtık bizmi düştük ölümlere
senleştirip giriyorum koynuna gecelerin
senleştirip açıyorum gözlerimi sabaha
bir şey eksik biliyorum bir şey artık sen değil
şafak diye söken sendin sendin gülen penceremde
çayımdaki bahçe sendin içkimdeki bulut sen
içimdeki kuş sürüsü çabamdaki arılardınnere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
sen sahi niçin yoktun

senleştirip biniyordum külüstür taşıtlara
senleştirip okşuyordum osmanlı sokakları
kan bulaşmış caddeleri ölülerli alanları
tepelenmiş çiçekleri kanatılmış mavileri
senleştirip seviyordum bütün çirkinlikleri
telefonlar sensin diye koşturuyordum
kanıyordum
sensin diye karanlık çağrılara
susuyordum senleştirip kahpelikleri
nere gitseem karşımdaydın ama sen yoktun
sen sahi niçin yoktun

duruyordum seni sanıp yangın çığlıklarına
yaşaamak belki buydu belki de öbür yüzü
unutmaktı belki güzel aramaktı belki sevmek
belkideki varsıllıktı kesindeeki yoksulluktu
yitirmek buydu belki yakalamak belki bu
bu kafesi biz süsledik biz aldandık bu süslere
içimdeki sızı sendin yüzümdeki merak sen
gitmelerden beklediğim kalmalardan korktuğum
nere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
sen sahi niçin yoktun

ikibulvar itiyiz biz reklere dolaşmışız
ağzımızda ölüm tadı tüylerimiz kanlı çamur
ikimiz iki yandan bir koca yanlızlığı
bir amansız şaşkınlığı ikimiz iki yandan
dolaştırıp duruyoruz eski zamanlar gibi
müzelik bir inanmanın ören kapılarında

anlamamak elde değil anlamaksa soykırım
uçup uçup düşmek kalır inanmaklardan
kelebekler konuyor yaşlı salyongozlara
ölülerin gölgesinde diriler güneşleniyor
yakın artık gemileri köprüleri atın artık
kim ne derse desin vazgeçin onarımdan

ne seçilen renklerdeyiz ne gidilen yerlerde
danışıklı gözyaşları yapmacık mutluluklar
soykırımsaal bir çoğalma solucanımsı bir eşleme
bir yanımız doğum evi bir yanımız hiroşima
iki bulvar itiyiz biz koşulların kölesiyiz
zincir sesi duydukça sızlar bileklerimiz

bir kenti tanır gibi tanıdım seni ancak
eetine değdi etim/otuzaltı onda yedi/çok değil
elini buldu elim/otuzaltı onda yedi/çok değil
öptüm seni/otuzaltı onda yedi/dudaklarından
bir kenti yaşar gibi yaşadım seni ancak
yaşamadım kendimi

ellerin ellerimdeydi ellerin yoktu
gözlerin gözlerimdeydi gözlerin yoktu
iki portre gibi yanyanaydık albümde
uykunda sevmiştin haberin yoktu
bir kaçağı tanır ggibi tanıdım seni ancak
tanımadım kendimi

şarkılarda buldum seni yitirdim
yılgılarda buldum seni yitirdim
resimler bir türlü konuşmuyordu
fotoğraflar kaçıyordu ben yaklaştıkça
bir yalanı anlar ggibi anladım seni ancak
anlamadım kendimi

evin de mi yoktu senin sokağındamı
adresini silip silip yazıyorlardı
düşlerin türkçe miydi hotantoca mı
çincee mi arıyordun eskimoca mı
herkesste mi arıyordun ne arıyordun
neden öyle gülüp gülüp yaşlanıyordun
bir yüzünü buluyordum öbün yüzün yok
birçizgini buluyordum öbür çizgin yok
olgörüp gelmiyordu adın fırçama
düş müydün düşüncemi anlamıyordum
uzattıkça ellerimi dağılıp gidiyordun
kendimden korkuyordum yoksa yokmuydum

binlerce göz binlerce yüz binlerce biçim
aradığım yerde yoktun sormadığım yerde var
etimdeki acı sendin kanımdaki kuşku sen
nere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
sen sahi niçin yoktun

SEN
SAHİ
NİÇİN
YOKTUN?

Hasan Hüseyin Korkmazgil

dipsizkuyu
10-07-2009, 12:45 AM
Belki Yine Gelirim
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka
hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
tükürsek cinayet sayılıyor artık
ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
tek yaprak bile kımıldamıyor nedense
ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
okuduğum bütün kitaplar paramparça
çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler
bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
dizginlerini koparan bir at sanki bu
soluksoluğa kalıyorum her sonbahar
ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim

Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
birgün gelirsek hangi kent güzelleşmez
şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün



Ahmet Telli

Elzem
10-07-2009, 01:49 AM
SIRADAN AKŞAMLAR

Her gündüze uyandığımda
Yeni bir hayat derdim içimden
Gece ölümün soğukluğu
Ve bende acının korkusu
Sözler verdim... Tutamadım.
Bir zaman sonra ben oldum
Gündüze bakıp ağlayan
Gecenin karanlığında
Dünyayı sarmalayan.

ATAOL BEHRAMOĞLU

Elzem
10-07-2009, 01:52 AM
YÜREK

Bir yürek ki yanmaz yürek denir mi ona
Sevmek haram yüreğinde ateş olmayana
Bir günü sevgisiz geçirdinse yazık
En boş geçen günün o gündür inan bana

ÖMER HAYYAM

dipsizkuyu
10-07-2009, 01:56 AM
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka kuşu gibi gizli gerek.
Damla nasıl inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.

ömer hayyam

nerden çıkardın şimdi çok sevdiğimidr,canımı şarap çektirendir:)

dipsizkuyu
10-07-2009, 02:01 AM
Şu testi de benim gibi biriydi;
O da bir güzele vurgun, dertliydi.
Kim bilir, belki boynundaki kulp da
Bir sevgilinin bem beyaz eliydi.

ömer hayyam

Elzem
10-07-2009, 02:06 AM
NİCELERİ GELDİ

Niceleri geldi neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenlerde hep senin gibiydiler
Bu dünya kimseye kalmaz bilesin
Er geç kuyusunu kazar herkesin
Tut ki , Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak sen değil misin ?

ÖMER HAYYAM

( en sevdiğim budur :) )

Şarap mecazda kalsın daha güzeldir.

psikolog_yolunda
10-07-2009, 11:52 PM
Ben Olacağım

Saçlarına koyduğum son buseyle sana veda ediyorum terin,
Kokun iliklerimde gidiyorum
Ben ağlarken gökyüzü,bulutlar benle ağlayacak
Orda çok uzaklarda yağmur yağdığı an yüzüne düşen
her Damlada olacağım.
Çınarımın yaprakları bensiz yeşerecek artık
Bensiz doğacak gün, güneş üstüne rüzgar bensiz esecek
İşte o zaman susacağım ve dinleyeceğim yapraklarının Sesini.
Bedenim sensiz olacak ama her gel dediğinde,
yüreğinde ılık Bir buse olacağım.
Ben senin küçük şımarık çocuğunum
Her doğan bebekte ben olacağım,yeniden doğacağım
Gideceğim ama sana söz her ne kadar tutamasam da Sözlerimi
Başka bir boyutta bir gün yeniden senle olacağım
Her insanın görünmez bir meleği varmış
Sakın üzülme nerede olursan ol yanında olacağım sadece Hisset.
Gece susayınca içtiğin su olacağım döktüğün ter.
Canım sahile vuran dalga ben olacağım.
Hep yaramazlık yapacağım sana sen görmesen de
Yanlışlıkla üzerine döktüğün vişne suyun bile ben olacağım
Yanında başka biri eşin namusun yatsa bile,
başını koyduğun Yastık olacağım.
Sen bilmeyeceksin ama ben hep senle olacağım
Arada sırada boynunu öpeceğim için gıcıklanırsa
bil ki ben Yanında kollarında nefesinde olacağım
Sıkı,sıkı sar beni görmesen de,hissedeyim. gölgen Olacağım
Sustuğunda sessizliğin güldüğünde kahkahan ben olacağım
Her mutlu anında orda bende olacağım
doğan bebeğinin Kulağına can diye ben fısıldayacağım,
İlk dersine girince ayağa kalkacak ilk öğrencin ben olacağım
Bide eğer aklına gelirsem yürek acın olacağım.
Belki burada olacağım belki de olamayacağım
Ama söz hep yanı başın da olacağım
Bu arada sen... SEN
Zaten içimdesin üstümü örten toprak bile sen olacaksın ..

Ürkiye Yıldız

alıntı

sevgiduvarı
11-07-2009, 12:21 AM
-Gitmek
Bir umudu ertelemenin adı gitmek
Gitmek geleceğe ödünç vermektir “hal”i
Ve zayıf bir boyna yüklenen
İhanet denen vebali
Taa derinden
Özümsemektir
Gitmek

Gitmek
Arkada bir şey bırakmak değil
Öne almak ihtirasla süslü vesveseleri
Bir gönlü abad etmek delice hayallerle
Dağıtmak isterik kahkahalarla sisleri
Derin bir yürek acısıyla saatlerce süren
Bir kâbusun iz bırakan etkisidir gitmek

Gitmek
Uçsuz bucaksız yolların
Şifrelenmesidir yürekte

Gitmek
Palandöken başında özgür bir duman
Issız ovalarda sessiz bir rüzgar
On dörtlük ayın peçesi bulut
Milyonluk şehirde bir yalnız umut
Gürültü patırtıda sahipsiz sükut

Ve gitmek sanki gelmeye nispet
Ve bir kısmet ki alna yazılı değil

Gitmek, istemez mi sanırsın emek
Gitmek, Sendeleyerek diz üstü çökmek
Gitmek nur yağarken gökten
Çelikten şemsiyelerle örtünmek….


Vahdet Nafiz Aksu

elohir93
11-07-2009, 05:54 PM
Bana bunu yapmayacaktın
Öyle sırtımdan vurmayacaktın beni
Gelişin gibi onurlu olmalıydı gidişin
Ve öylesine gururlu bitişin.
Gel gör ki kötü oynadın bu oyunu
Erken düştü masken yüzünden
Demek sen içimde büyüttüğüm bir dev değil
Bir hiçtin
Görüyorsun işte
Gittin
Ve de bittin�

Bana bunu yapmayacaktın
Böyle bir hançerle yıkmayacaktın beni
Bir ihanetin adresi olmamalıydı ayak izlerin
Yoksa ben mi yanlış tanıdım seni?
Yoksa hep böyle kirli miydi senin denizlerin?
İşte ellerimde
Suç ortağın bir sinema bileti
Bir pastane köşesi
Bir tiyatro gişesi.
Bu kadar ucuza gitmeyecektin
Sigara dumanlarında harcamayacaktın bu aşkı
Ve aşk cellatlarına meze yapmayacaktın beni
Şimdi boş bir mezar bulsam
Seni böylesine sevdiği için
Oraya bırakırdım kalbimi�

Bana bunu yapmayacaktın
Böyle küstürmeyecektin şiirlerimi
Kan kırmızısı yağmurlar
Yağdırmayacaktın gecelerime
Kanatlarını kırmayacaktın umutlarımın
Beni böyle çıldırtmayacaktın!

Artık
Adın ihaneti çağrıştırıyor bana
Ve tadın bir yılanın en öldürücü zehrini
Söyle
Şimdi hangi yüreğe saplıyorsun
O acımasız hançerini? ..
Bil ki
Bundan böyle
Yasaklanmış kitaplarım gibisin bana
Yaklaşmam yasak
Dokunmam yasak
Ve ömrümce
Sarılmam yasak sana!..

ahmet selçuk ilhan

hoyrat
11-07-2009, 06:49 PM
KUM

Sen kum nedir bilmezsin
Deniz görmedin ki.
Yum gözlerini zamani düsün,
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir.

Sen tas nedir bilmezsin
Daga cikmadin ki.
Yürü ufuklara dogru,
Dag bir ayaginda
Tas bir ayagindadir.

Sen kül nedir bilmezsin
Ates yakmadin ki.
Uzat ellerini gökyüzüne,
Ates bir elinde
Kül bir elindedir.

Sen kan nedir bilmezsin
Ölmedin, öldürmedin ki.
Yat topraga boylu boyunca,
Ölüm bir yaninda
Kan bir yanindadir.

Sen ask nedir bilmezsin
Beni sevmedin ki.
Agla, aglayabildigin kadar.
Bütün güzellikler sende
Ask bendedir.

U. Yasar Oguzcan

hoyrat
11-07-2009, 06:59 PM
Dost Bildiklerim

Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim

Hepsi varken baharımda, yazımda;
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim

Nerede o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim

Meydana çıkalı asıl çehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim

Korkar oldum bana " dostum " diyenden
Yoksa yok olandan, varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim


Ümit Yaşar Oğuzcan

dipsizkuyu
21-07-2009, 12:13 AM
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil...

NAZIM HİKMET

dipsizkuyu
22-07-2009, 10:58 PM
Başka türlü bir şey benim istediğim,
Ne ağaca benzer, ne buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız
Rengi başka, tadı başka.

CAN YÜCEL

dipsizkuyu
22-07-2009, 11:11 PM
Öfkeliyim..!
Ama yüregimde taptaze, bilmedigim bir rahatlama..
Sanki neşter ‘’tak’’ diye iniyor ve boşalıyor yara
Gömlegim sırıksıklam irinden , bayıltıcı bir koku..

Öfkeliyim..!
Diyorum ki : ‘’ bu bir dirilmedir ‘’ ,kendi kendime:
Hatırlanması unutulmuş bir sevdanın ,
Simgesi zeybek gibi diz vurup ayaga kalkmanın
Diyorumki: ‘’ ey kendine yüreklendiren acı, sonbahar tortusu’’

Bir umut geçiyor yüregimin ignesinden
-eşsiz bir yalım-
Güvercinler havalanıyor yüregimin bir köşesinden.
Sabrım genç ve yalansız
Gerçegin sabrı. Sılasız katı..
Kaynayan su sabrım..
Uçsuz bucaksız bugday tarlası..

Yatmışım sırt üstü yüregimi dinliyorum.
Sanki bir dagbaşı yüregim..
Binlerce yaz binlerce gökyüzü..
Bir serinlik içerisindeyim.. bir geçici rahatlama..
Camların direnen pırıltısı gibi..
Bir saganak sonrasında…

Özdemir ince

drifter
23-07-2009, 06:53 PM
http://img193.imageshack.us/img193/9187/moontreeh.th.jpg (http://img193.imageshack.us/my.php?image=moontreeh.jpg)


Hatırlama




Sen akşamlar kadar büyülü ;

Sıcak rüyalarım kadar sade , güzeldin ,

Başbaşa uzandık günlerce ,

Islak çimenlerine yaz bahçelerinin...




Ömrün gecesinde sükun ,

Aydınlık boşanan bir seldi avuçlarından ,

Bir masal meyvası gibi paylaştık mehtabı ;

Kırılmış dal uçlarından …



Ahmet Hamdi Tampınar

Elzem
25-07-2009, 12:13 AM
YUMDUM GÖZLERİMİ

Yumdum gözlerimi
Karanlıkta sen varsın
Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun
Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin

Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
Şimdi orda her şey seninle başlıyor
Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait
Ve sana ait olmayan

NAZIM HİKMET

dipsizkuyu
25-07-2009, 12:35 AM
BELKİ GELMEM GELEMEM

Sen istinyede bekle ben burdayım
İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım
Çünkü ben buradayım karanlıktayım
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
Şarabım bütün ekşi suyum soğuk
Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git

Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç
Karanlık adamlar hüvviyetini sordu mu
Ben senin olmadığını arıyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa
Hiçbiri benim değil
Belki ölmek hakkımı kullanıyorum
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git

ATİLLA İLHAN

dipsizkuyu
26-07-2009, 01:06 AM
EĞER

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.


sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer! !

CAN YÜCEL

drifter
27-07-2009, 12:48 AM
Ah zaman

Bul beni gerçekte ,
Al beni kollarına ...
Hissetmek için zamanı ,
Güzelliğinde ...

Tut beni ruhumdan ,
Kımıldat kanatlarımı ,
Uçmak için zamanında ,
Hafifliğinin ...

Ah zaman aslında ,
Zamanımız falan yok ...
Sahip olduğumuz bir ,
Küçücük an yalnızca ...
Ah zaman aslında ,
Zamanımız falan yok ,
Bugün bana zamansız bir gülüş fırlat yalnızca ...

Drifter

nakşidil
27-07-2009, 01:29 AM
Bakışlarını dolunaylı gecelerin aydınlığından alan sevgili!Sana en çok muhtaç olduğum şu anda yanımda yosun.Gökyüzünün yıldızları bile terk etti beni,sen bu şehirden gitiğin günden beri.Gönül semalarımın ay ışığı olan sevgili,siyaha çalan ruhumu ne olur ışığından mahrum bırakma!Şehrin ve ruhumun karanlık gecelerindegezinen yarasa ruhlular var ışığa düşman olan,aşka düşman olan...Yaşadığım dakikalar anlamını yitiriyor sensiz.Saatin tiktakları,yalnızlığın hazin şarkısını mırıldanıyor gibi...Bir hüzün çöküyor üstüme.Duygularım saflığını yitiriyor.Gurbetin,koynuna alıyor beni.Hayalinimerhem diye sürüyorum yaralı yüreyime...(Osman Alagöz)

yapayalnız
27-07-2009, 04:39 PM
......................

psikolog_yolunda
27-07-2009, 05:04 PM
GİT

Şimdi gidiyorsun
Git
Oysa senden tek bir damla istemiştim
Sana kocaman bir deniz sunmak için
Şimdi gidiyorsun
Git

Ne zaman başladı bu hikaye
Anımsamak zor
Gençtim
Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım
Komazdı öyle üç-beş nöbetleri
Geceler içimi acıtmazdı böyle

Bir insan bu kadar eksilebilir mi

Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı
Bu şehrin biryerlerinde
Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin
O adam bendim unuttun mu
Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
Seni unutamadı

İşin kolayına kaçmadım
Uğruna ölmedim yani
Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
Sen bunu da bilmedin
Ben bir bakışına bin anlam yükledim
Sen aşka kestirmeden gittin
Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
Şimdi gidiyorsun
Git
Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
Bütün ışıklarımı söndürüyorsun

Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
Yazıklar olsun yazıklar olsun
Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor
Hani sen sevdiğini
Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin
Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin

Uzun lafın kısası yoktur
Anlatacağım çok şey var
Hoyrat bir rüzgar gibi geldin
Aklımı hayatımı dağıttın
Şimdi gidiyorsun
Git

Daha ayrılığa bile çarpmadan
Aşk bize döndü
Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
Ama sana dokunmak da yasak bana
Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
Sen var ya sen
Allah kahretsin

Yani şimdi
Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı
Yani şimdi başkaları mı sevecek seni
Ben saçlarını okşadığım zaman
Ellerin öksüz kalırdı
Şimdi gidiyorsun git


Kahraman Tazeoğlu

Elzem
30-07-2009, 01:56 AM
HER GECE Mİ BU UYKUSUZLUK?

Her gece mi bu uykusuzluk!
Hele saatin tıkırtısı!
Ya karasinek düşünceler!
Çıldıracağım bu gidişle;
Yatak değil sanki cehennem.

Deliksiz bir uykuysa vaadin,
Günün dolmuş veya dolmamış,
Gençliğime filan bakmadan,
Derhal gelebilirsin ölüm;
Kapı açıktır, lamba sönük.

CAHİT SITKI TARANCI

YAĞMURR
30-07-2009, 03:11 PM
hasretinle yandi gönlüm
yandi yandi söndü gönlüm
evvel yükseklerden uctu
düze indi simdi gönlüm

gözlerimde kanli yaslar
hasretim bagrimda kislar
basa geldi olmaz isler
binbir dertle doldu gönlüm

gelecektin gelmez oldun
halimi hic sormaz oldun
yaralarimi sarmaz oldun
yoklugundan soldu gönlüm

aramizda karli daglar
hasretim bagrimi daglar
caresizlik yolu baglar
yoklugundan öldü gönlüm

Yalcin Tura

Siyahi
31-07-2009, 04:29 PM
http://photos-f.ak.fbcdn.net/photos-ak-snc1/v2447/184/4/1494063415/n1494063415_30067541_6542.jpg

dipsizkuyu
01-08-2009, 01:28 AM
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

ataol behramoğlu

sevgiduvarı
07-08-2009, 01:06 AM
Kazancı Yokuşu

paris sokaklarında sabaha karşı
çöp tenekelerinden aşk dökülür
aşıklar balık kılçıklarında
ölür...
şanzelize yağmurda buğulu ayna
çiçekli jartiyerlerin gölgesi iz iz
kişiler geçer kişiliksiz
madrid balkonlarında zehirli asma gülleri
kök temiz filiz kirli
roma, nerondan arta kalan yaralar
aşk çeşmesinde kalp paralar
kazancı yokuşunda bir yatır var
ömürle yarışır mumları erimekte
beni orada bekle
ne çilekeş
ne vefakâr
o ne sırdaş dede
o yokuş baharda da ıslaktır
güzde de
kayan kendi ayağın
düştüğün kendi kaldırımın
o yokuşta niceleri neler diler
o yokuşta gün ışırken
çöp tenekeleri ve yalnız
kediler...

sevgiduvarı
07-08-2009, 01:08 AM
http://www.dailymotion.com/video/x7fm3a_kazanc-yokuuu_music dinlenir..:)

Elzem
16-08-2009, 02:48 AM
SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM TÜRKÜ

Benim bir canla sevip bin özlemle andığım,
Bari gölgeni bırak bana
Su çiçeklerinin en güzel yanları budur,
Giderken gölgelerini verirler suya.
Güz akşamları dal kıpırdamazken,
Suda halkalanan gözleridir
Sen de gölgeni bırak bana.
Gönlümün bin güzelliğiyle inanıp sevdiğim,
Güzelliğini burada ince ince aratma.
Bir kıyıya, bir gün inen fırtına gibi
Birdenbire bir şeyler bırak.
Birşeyleri soğut, birşeyleri yak,
Dağıt birşeyleri, birşeyleri kur.
Kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma
Kafamın her yanıyla bir şeyler öğrendiğim,
Sonsuza uzanan sevinç, güzele vurgun tasa
En azından bin yılda arayıp bulduğum,
Bana aşk şiirleri yazdırma artık
Beni burada gölgen gibi bırakma.

Afşar Timuçin

YAĞMURR
16-08-2009, 10:51 AM
Güneşin olsun gönlünde
Kar bile yağsa
Ya da fırtına olsa.
Gök bulutlarla
Dünya kavgayla dolsa
Güneşin olsun gönlünde
O zaman gelsin ne gelirse
Doldurur ışıklarla
En karanlık gününü
Bir şarkın olsun gönlünde
Sevinçli ezgilerle
Seni günlük tasalar boğsa bile
Bir şarkın olsun dudaklarında
O zaman gelsin ne gelirse
Yardım eder atlatmaya
En yalnız gününü
Başkaları içinde bir diyeceğin olsun
Tasada ve bunalımda
Ve seni mutlu edecek her şeyi
Söyle onlara da
Bir şarkın olsun dudaklarında
Yitirme sakın cesaretini
Güneşin olsun gönlünde
Ve her şey iyi olacak.

paradox
30-08-2009, 12:02 AM
Sayin Dipsizkuyu...
Sitemize ugramayarak, sizinle ozdeslesmis olan siir kosesini de ihmal etmis bulunmaktasiniz..
Sorumluluklarinizin bilincin de bir birey olarak sizi tekraren goreve davet ediyorum..
Saygilar bas belaniz Paradox....

Elzem
30-08-2009, 12:50 AM
SEVMEK İÇİN GEÇ ÖLMEK İÇİN ERKEN

akşamın acı su karanlığı içinden
soğuk kadife teması yalnızlığın
şuh bir kahkaha balkonun birinden
gizli işareti midir bir başlangıcın

sevmek için geç ölmek için erken

başbaşa çay elele yürümek derken
boğaz vapurları mı iskele sancak
telefonda kaybolmak sesini beklerken
insan insanı yeniler doğrudur ancak

sevmek için geç ölmek için erken

içimdeki gökkuşağı besbelli neden
bulutların içinden kuşlar yağıyor
bir şiire başlarsın birini bitirmeden
hiç kimse gözlerine inanamıyor

sevmek için geç ölmek için erken

sevmek sevildiğini bile farketmeden
yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi
sevmek zehir zemberek ve yürekten
gecikerek de olsa vuruşur gibi

sevmek için geç ölmek için erken

ATTİLA İLHAN

paradox
30-08-2009, 09:45 PM
Nazim Hikmet'in cok sevdigim bir siir'i vardir..Belki de sevginin guzel anlatildigi, duygularin en saf disa vurumu...Sadece bir kismini paylasmak istiyorum, belki bir tamlamak isteyen cikar kim bilir..

Hos geldin kadinim benim hos geldin
yorulmusundur:
nasil etsemde yikasam ayaciklarini
ne gul suyum ne gumus legenim var
Susamissindir:
buzlu serbatim yok ki ikram edeyim
Acikmissindir;
......
......

Elzem
07-09-2009, 12:29 AM
AYRILIK HEDİYESİ

Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım tenhasında gecenin
Avutulmamış bir ben...

Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun
Bu da benden sana
Ayrılığın hediyesi olsun

Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun...
Şimdi iyi niyetlerimi
Bir bir yargılayıp asıyorum
Bu son olsun be... bu son olsun!
Bu da benim sana
Ayrılırken mazeretim olsun!

Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın!
İşi-gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında sensizliğin
Hiç uyumamış bir ben...

Şimdi dişlerimi sıkıp
Dudaklarıma kanamayı öğrettim
Ki bu kızıl damlalar
Körpe yanağında bir veda busesi olsun
Bu da benden sana
Heba edilmiş bir aşkın
Son nefesi olsun...

Kafamı duvara vurmadan
Tanıyabilmek seni
Beyninin içindekileri anlayabilmek
Ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
Bütün saatleri öylece durdurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun!
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun be! ne olacaksa olsun!
Bu da benim sana
Ayrılırken şikayetim olsun

Gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun
Her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun
İsterim sen de yan ömrüne hep ağla
Hep ağla bu benden son dua
Bu benden ayrılık hediyesi olsun

Yusuf Hayaloğlu

Elzem
07-09-2009, 12:33 AM
İNCİNEN GURUR

Pencereden baktığımda görüyorum
Senin yüzün incir yaprağında
Senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen
Bir kedinin kıvraklığında

Aynada dururken görüyorum
Kırmızı öpüşün sol yanağımda
Dişimi fırçalarken senin ağzın
Serin suların berraklığında

Rakı devrilmiş masalarda yokluğun
Veya benden önce kalkıp gitmişliğin
Gece boyu dolandığım barlarda
Sarhoşlara tekrarladığım adın
Balıkçı kahvesinde, çorbacıda, kenarlarda

Dökülmek istemiyorum hayır
Çingene çiçekçiler habire yaltaklandığında
Bilmediğim soruların açtığı çukuru
Yalanlarla doldurmak istemiyorum

Seni kaybettim galiba
İki taşın arasında kaldım
Bu, benim hatam değildi
Seni ben çook geç tanıdım

Derin acılar bahçıvanı
Yüreğime ne ektin böyle...
Aşk korkağını bağışlar mı?
Söyle...

Aramak ne kötü herkeste seni
Her gözde bulup yanılmak seni
Ah turuncu rüyalar güzeli
Hem kendini yok ettin
Hem beni

Başka ne acıtabilir içimi
Yaşım kırkı devirmişken
Seni böyle patavatsızca sevmişken
Ve, tam aynayı güneşe çevirmişken
Başka ne...

Seni vefasız aşklara bırakıyorum
Yüzümü kırılan bardaklarda ara
Düşünme ben ne olurum
Sanırım bi daha onarılmaz
İncinen gururum
Yusuf Hayaloğlu

Elzem
08-09-2009, 01:15 AM
ÖYLESİNE SEVMİŞTİM

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufçukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun
Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin

İBRAHİM SADRİ

Elzem
12-09-2009, 01:48 AM
«BENCE SEN DE ŞİMDİ HERKES GİBİSİN»


Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin

Nazım hikmet

Elzem
12-09-2009, 06:09 AM
Aykırı Yaşamak

Geriye dönerek yanıltıyoruz birbirimizi
Bir destek aranır bir güç alırcasına
Dönerek ikide bir anıların ülkesine..
Alnımızı gererek konuşuyoruz, kaşlarımızı
Bir ince eğimle siper edip bakışlarımıza
Çok iyi bildiğimiz bir duyguyu
-O biraz yenilgiye biraz ezikliğe benzer
Ortak yaşadığımız sızım sızım-
Saklamaya çalışıyoruz birbirimizden

Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarında
Hangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor
Hiçbir düşünceyi sonuna dek götüremiyoruz
-Böyle belirlenmiş sınırlar içinde
Bir iç denetimle, bir dış denetimle
Konuşmakta eski tadını yitirdi-
Düşler kuruyoruz yeniden gelecek üzerine
Kaldırıp kirpiklerimizi ayak uçlarımızdan
Dağlara bakıyoruz, ufuklara, bulutlara
-Ah, o insane yüreğinin değişmeyen tutkusu-
Bir güncel sesle sonar, çirkin ve çiğ
Bir kirli görüntüyle hayata ilişkin
Dönüyoruz gerçeğin o kalın çizgisine
Yeni yeni yaşamlar kuruyoruz ödünler vererek
Aklımızda yüzlerce geçerli açıklama:
“Yaşamak zorundayız nasılsa, iyidir
Hiç yoktan var olmak” adına
Karşı çıktığımız ne varsa yapıyoruz hepsini.
Bir kan pıhtısı gibi yarada kuruyan
Binlerce uyuşturucu merhemle donuyor kalbimizde
Anılar inançlar incelikler düşler..

Şükrü Erbaş

xwezayi
12-09-2009, 03:47 PM
SAKLA YAMALARINI KALBİM

ne gül
ne yarın!

gül,
küle karılmış günlerin tortusunda
yarın,
vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda

sakla yamalarını kalbim...

insanlar büyüdükçe günler kısalırlar
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar

sakla yamalarını kalbim...

kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
yürü, arkana bakma, ama umursa
bazen anılara en çok yakışan elbise
birkaç damla gözyaşıdır unutma...

YILMAZ ODABAŞI

NAR_K
17-09-2009, 05:59 AM
Babaya Mektup

Baba be bayram geldi
Annemden para istiyorum
Yok diye vermiyor.
Bayramlarda çocuklara
Para verilmez mi baba?
El öpünce şeker verilmez mi?
Gelsen de bana para versen
Ben de elini öpsem
Çok çok öpsem
Çok çok para versen.
Bugün bayram
Yeni pantolon giydir dedim anneme
Yine yamalı
Kahverengi pantolonomu giydirdi.
İyi de baba
Bayramlarda herkes yeni giyiyor
Bir ben eski.
Biliyor musun baba
Seni çok özledim.
Sen gelsen, ben de boynuna sarılsam
Yanaklarından, gözlerinden
Doya doya öpsem.
Anne,
-Babam gelsin artık, diyorum
-Baban uzaklarda gelemez, diyor
Neden uzaklara gittin ki,
Neden gelmiyorsun ki baba?
Anneme soruyorum
-Sen küçüksün, anlamazsın, diyor
İyi de ben ne zaman büyüyeceğim,
Aslında bi söylese anlarım ya!
Baba, biliyor musun?
Artık okumasını da biliyorum
Yazmasını da.
Sana bu mektubu yazıyorum
Ama adresini bilmiyorum.
Anneme soruyorum söylemiyor
Yoksa,
Senin nerde olduğunu bilmiyor mu?
Baba, annem de artık bana çok kızıyor,
Kocaman adam oldun diyor.
Ben biliyorum, insan baba olmadan
Kocaman adam olur mu?
Ben daha baba olmadım ki!
Hem ben baba olursam
Uzaklara gitmem,
Gidersem çocuklarım ağlar.
Baba dün Zehra’nın kardeşi
-Senin baban ölmüş, dedi.
Ben de
-Benim babam ölmedi akıllım,
Uzaklara gitti, dedim.
Uzaklardasın demi baba?
Bir gün geleceksin
Sen ölmedin demi baba.
Gel de görsünler ölmediğini.
Hem ben biliyorum
Küçük çocuğu varsa babalar ölmez.
Sen de ölmedin demi baba?
Baba ne olur gelsen artık?
Sen gelirsen ben hiç ağlamam ki,
Annemi de hiç üzmem.
Gelsen de biraz gülsek,
Seninle körebe oynasak,
El el üstünde kimin eli var oynasak.
Baba ne olur gel artık.
Seni çok özledim.
Ne olur gel artık.
Eğer gelmeyeceksen

Bu Gece Rüyama Gir BABA
Kucakla Beni Islak Islak Bi Öp Be
Çok Özledim BABAM
Çok Özledim Anlıyormusun BABAM

Ahmet Tolga Tanyeri

NAR_K
17-09-2009, 06:02 AM
SAKLA YAMALARINI KALBİM

ne gül
ne yarın!

gül,
küle karılmış günlerin tortusunda
yarın,
vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda

sakla yamalarını kalbim...

insanlar büyüdükçe günler kısalırlar
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar

sakla yamalarını kalbim...

kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
yürü, arkana bakma, ama umursa
bazen anılara en çok yakışan elbise
birkaç damla gözyaşıdır unutma...

YILMAZ ODABAŞI


cok anlamli, cok icten..

goodnews
17-09-2009, 04:47 PM
En güzel deniz :
henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk :
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz :
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :
henüz söylememiş olduğum sözdür...

Nazım Hikmet Ran

goodnews
19-09-2009, 02:15 AM
Yüzümde hüzünden gölgeler varsa
O hüzün yüzündendir olsa olsa..
Özdemir Asaf

gizli özne
05-11-2009, 02:45 PM
hayatın sırlı kalemleri arasında
basamak inip çıkarken
tozlu yollara,karlı dağlara salındı bu yürek
şalvarlı kadınları
kirli ayakkabılı çocukları tanıdı
o zorlu hayatın
vazgeçilmez çam kokulu yollarında gezdi
bu yürek
gördü ki bu hayatı
bu diyarlarda yaşamadan geçemiyor
hayatta her dakikanın tadını
hayatı keşfedemeden sevemiyor
seyahat otobüsleri
ve üç tekerlekli mobiletler
basamakların kenarlarında
oynatırken insanları
insanlar
şansın kime vuracağını beklercesine
sessiz ve sakince bekliyorlar öylece
küçük,soğuk otobüs duraklarında
otobüsler bir durup bir gidiyorlar
otobüsten inenler önce şaşırıp
giriyorlar sırlar dünyasına
zaman ilerledikçe
hayatın gonca gülleri
birer birer serpiliyor yüreklerine
otobüsten inmeyenler ise
bir başka sefere buluşmak üzere
el sallıyorlar yakınlarına

gizli özne (nacizane konya hatırası )

vurguni
14-11-2009, 01:43 PM
Omzundan İndir Yüreğine Öfkeyi

Çağlayarak alanlarda karışıyor insanlığın özü, sözüne.
O gün geldiğine göğsümü yakan bu sızıyı
Dolduracağım emperyalizmin ağzına kan revan içinde.

Şimdi şakaklarıma düşen kırağılar üşütür ellerimi
Nefesime uzat nefesini ki__
__omuzdaşından indirsin yüreğine öfkeyi.
Haydi uzat boynunu sonbahar rüzgârlarına, okşasın içindeki isyanı..

Vakit hayli geçkin, tam başımın üstünde ıslık çalıyor bir baykuş.
Ansızın çığlığı geceyi yırtılıyor / dudaklarının orta yerinde isyan.

Tanımadığım sesler vuruyor belleğime balyoz gibi,/ ürperiyorum...
Belki de kendi sesimdi, / uçuruma düştüğü an, parçalanan,

Mum alevlerinin en ateşli dansında firari duygular
Yarım kalmış bir türküyü tamamlamaya hazırlanmakta gece
Denizlere karışan dingin ırmaklarda _____
____serinliyor emekçinin pembe duyguları.

Ki mavi sularda hesapsız sevişen / bahar rüzgârları içimden geçen,

Çok uzaklardan en güzel şarkılarıyla sesleniyor kardeşim.
İndim maden ocağına
Kara elmas diyarına
Yeryüzü sıcak olsun diye dost..

Bir kar tanesinin eriyişinden var ediyorum / alanlara dökülen insan selini.
Ki korkuyorlar kasalarını vatan sayanlar
Yokluğun varlığı alt edişinin korkularıyla__
_____ salıyorlar üzerimize öfkeyi, kurşun, kurşun bir mayıslarda,

Makine millerindeki pervanenin, ölüme kanatlanışında
Bir ipek böceğinin kozadan çıkışı misali uyanıyor ezilenler
Şimdi gül kokan emekçi ellerimizde___
____ kızıl bir sevda balyozlaşır yoksul mayıs günlerine,

Gün olur sağ kalır da o günleri görürsem eğer
Dilimde fazla söz olmayacak / ay ışığı serince inerken sulara
Nefesime omuz başımdan yükselecek ilkbahar rüzgârları misali
Ve seni o gün bulacağım dağlarında yurdumun, ey özgürlük..

Abdullah Oral

NAR_K
20-11-2009, 09:18 AM
Temizlik yaptım bugün..
Hem de tüm benliğimde.
Bütün kaslarımı, sinirlerimi, kemiklerimi hatta kanımı bile temizledim.
En küçük yerlerine, kıvrımlarına girmiş, sinmiş tüm pislikleri attım.
Kırgınlıklarımı dışarı çıkardım ilk önce.
Görmenizi isterdim.
Nasıl da çok yer kaplıyorlarmış, inanmazsınız.
Bağışlamayı yerleştirdim yerine özenle.
Titizlikle her birinin üstüne ektim tohumlarını.
Her yere, görebildiğim, göremediğim her yere serptim.
Atarken kırgınlıklarımı, bakmadım neydi onlar diye.
Geçmişimden de bir parça kalsın istemiyordum.
Gelecek geçmişten çok daha fazla yaşanası.
Bakmadım, merak da etmedim.
Bağışlamayı ekerken tekrar kırılmaktan korkuyordum belki.
Kıskançlığımı çıkardım.
Meğer ben ne az kıskançmışım. Çok kolay oldu.
Sevindim.
Sanki kaybetmiş bir eşyamı bulmuş gibi oldum.
Çok şükür ki kin ve nefret yoktu yüreğimde.
Nasıl temizlerdim hiç bilmiyorum.
Sıra korkularıma gelmişti.
Çıkarmaya bile korktum önce.
Ne de çok alışmışım onlarla yaşamaya.
Bunca acı ve endişeye nasıl alışılır,
İçten içe bir sevgi nasıl duyulur anlayamadım.
Yerini, toprağını sevmiş mor bir menekşeydiler.
E... ne de olsa iyi bakmıştım onlara.
Her gün yeni yeni korkular ekleyip, endişelerimle sulamıştım.
Mutluluklarımı , ümitlerimi ne de çok ihmal ettiğimi anladım o an.
Bu ilgiyi onlara verseydim, her gün onları düşünüp birer umut daha
ekseydim; almadan verip, beklemeden sevseydim.
Her şeyden önce içimdeki gücün ve sevginin daha fazla farkında olsaydım,
böyle bahar temizliklerine ihtiyacım kalmazdı.
Çok zorlandım korkularımla.
Birbirlerinin içine halkalar misali girmişlerdi.
Kenetlenmişlerdi adeta.
Ama onları da sevgiyle çıkardım. .
Bir bebek şefkatiyle , öperek, severek, okşayarak.
ve onları yaşamaktan, hem de bir zamanlar bir kabus gibi yaşamaktan,
pişmanlık duymadan çıkardım. .
Kızsaydım onlara, bağırıp çağırsaydım.
yine dönüp dolaşıp geleceklerini biliyordum.
Güzel kokular geliyor içimden. .
Saçlarım hep parlak gibi dururdu ama parlak değilmiş. .
Ellerim her zamankinden daha yumuşak, .
tenim hiç olmadığı kadar duru. .
Bir su gibi sesim.

Temizlik yaptım bugün. .
Bahar temizliği.
Neşe ektim, hoşgörü, güven, sevgi ektim. .
Almadan vermeyi, sevilmeden de sevmeyi, paylaşmayı ektim. .
Sağlık ektim, bol sıhhat...
Korkusuzlukları ektim alabildiğine...
Saatlerce ektim korkusuzluğu...
Çılgınlık ektim , doğallık. Sonsuzluk...
Bağışlama ektim.
Aşk ektim her hücreme.
Coşku, heyecan, sessizlik ektim.
Tüm güzel fikirler sessizken geliyor bana...
Kabullenme ektim. Başeğme değil. Olduğu gibi kabullenme.

Can Dündar

NAR_K
25-11-2009, 04:57 AM
KARA SEVDA

...ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı.
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikayelere
kara kara kazanlarda kaynadı
Diyar diyar al kanlara boyandı
Türkülerde ateş alev yandı tutuştu
Gördes kiliminde nakış
Minyatür bahçelerinde suret kesildi.
Ve nihayet gelip çattı
Elveda belirsiz bedava sevince
Uçan kuşa eşe dosta elveda
Bütün haşmetiyle gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı.

Bedri Rahmi Eyüboğlu

NAR_K
25-11-2009, 04:57 AM
SEVGİ ÜSTÜNE

Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Kitaplara göre insan
Karanlıkta yüzüne bin mumluk lâmba tutulmuş
Gözleri, yüreği kamaşmış insandır
Aptaldır, hastadır, kahramandır
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır.
İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler
Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar
Bir tek meyve veren dalı keserler
İnsan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
Esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli
Bir tek meyve veren dalı kesmeli
İnsan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
İçinde kıyametler kopmalı
İnsan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı.

Gel çıkalım sevgilim gel
Gel kurtaralım birler hanesinden
Çekelim gidelim bir uçtan uca
Açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar
Sevelim sevelim sevelim
Sevebileceğimiz kadar

Bedri Rahmi Eyüboğlu

NAR_K
25-11-2009, 04:58 AM
ARKADAŞ DÖKÜMÜ

Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız

Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun

Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur

Ya bizler? Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz

Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz

Bedri Rahmi Eyüboğlu

NAR_K
25-11-2009, 05:07 AM
SEVGİLİM


Ey sevgilim, nerelerde dolaşıyorsun böyle?
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de, neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar ,aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.

Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde.
Çınlamalıdır neşesi bu anın gene bu anın kahkahalarıyla
Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala,
Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah:
Öyle ise gel öp beni,genç ve tatlı sevgilim,
Ömrü pek azdır gençliğin.
SHAKESPEARE

:) :)

NAR_K
25-11-2009, 05:08 AM
SONET

Benzetebilir miyim bir yaz gününe seni?
Sen daha sevimlisin, daha sakinsin ondan.
Sert rüzgarlar Mayısın narin çiçeklerini.
Hırpalar ;Yaz ise pek çabuk geçer...Durmadan!
Bazan, kızgın olarak,parlar gözü semanın...
Bir karartıyla sık sık söner altın bakışı ;
Her güzel,güzelliğini kaybeder: Tabiatın-
Sebep olur da bazan bu kararsız akışı!

Fakat senin ebedi yazın hiç sönmeyecek,
Dönmeyecek sendeki güzellik bir yalana.
Ölüm sana yaklaştı diye, öğünmeyecek:

Sen eşitken ebedi mısralarla zamana
Yaşadıkça insanlar, görebildikçe gözler,
Seni yaşatmak için yaşayacak bu sözler

SHAKESPEARE

en sevdigim sonetlerindendir..

SuAriN
25-11-2009, 12:56 PM
ıslık çalınsın isterim arkamdan yine.
içler çekilsin.
başlar dönsün geçerken bir yerden,
karşıma geçip otursunlar
tam karşıma denk getirip çeksinler
sandalyelerini kıyı kahvelerinde.
beni gören yerlerkapılsın eskisi gibi hatta.
gözlerime bakamasınlar doğrudan yani.
kızarsınlar konuşurken gene.
saçmalasınlar.
güldürmek istesinler beni
aptal şakalar yapıp puan toplamaya çalışsınlar
çocuklaşsınlar beni dinlerken
dikkatimi çekebilmek için birbirlerini yesinler.
bir gülümsemem onların içini hoplatsın hele dokunursam...
deli olsunlar
benimle yatsınlar en mahrem gecelerinde.
koyunlarına alsınlar gözlerini kapatınca.
fantezileri olayım. ya da düşleri.
ikisi de en iyisi..
nasıl da böyle oldu değişti her şey.
ya da ben bitişimi fark ettim demin.
en güzel halimle bakıyordum size
orada öylece
"siz"siniz sanmıştım gene.
sevinçle.
yok değildiniz.
salındım dolandım bakındım
baktım, geçtim, gözlerinizi aradım.
hiçbiriniz görmediniz.
ne zaman böyle görünmez oldum ben?
asansörde düğmeye basmak bahanesiyle yanıma sokulanlar
otobüslerde arkamda yer kapanlar
mektup sokanlar defterlerimin arasına
çiçek bırakanlar kapımın eşiğine
okul kapısında kavga edenler
bir sesimi duymak için onlarca kez telefon edenler..
nereye gittiniz?
sizden kaçmakla geçmişti hayatım
beni hep rahatsız etti aşırı ilginiz.
peki şimdi ben çaresizce bu kadar özlerken sizi
siz nerelerdesiniz?
göz göze gelmemek için kaçardım hepinizden
yapışırdı gözleriniz bırakmazdı beni
şimdi öylece bakıyorum
neden bu ilgisizliğiniz?
ne zaman böyle görünmez oldum ben?
ya da siz nerelerdesiniz?

Elzem
09-01-2010, 12:09 AM
Hayalinle açık kalsın ağırlaşan göz kapaklarım,
Baksın dursun mu istiyorsun…..ağırlaşan geceye ?
Durmadan bölünsün mü yani sence uykularım,
Sana benzer gölgeler oynaşırken ………….
Gözlerimin önünde?
Yoksa yanıma kendi yerine
Ruhunu mu gönderiyorsun,
Yuvasından böyle uzakta ne yaptığımı gözlesin de,
Ayıplarımı yakalasın,
Nasıl aylaklık ettiğimi görsün,
Kıskançlığına yön versin, hedef göstersin diye.
Yok yok aşkın büyükse de o kadar da değil şu an
Gözlerimi hep açık tutan, benim aşkım aslında
Benim şaşmaz aşkım yine, diriliğimi bozan,
Durup dinlenmeden bekçilik ettiren senin uğruna,
Senin nöbetindeyim ben,
Başka yerde sen uyanıkken
Benden çok uzaklarda…..
Başkalarına yakınken…

Williem SHAKESPEARE

Elzem
09-01-2010, 12:11 AM
Zalimliği bildiğin gibi, aklını kullanmayı da bil,
Dili bağlı sabrımı daha çok hor görüp üstüne varma,
Yoksa bakarsın ıstırap…… dili çözüverir ve çözülen dil,
Görmezden geldiğin acıları açığa vuruverir,
Sana biraz akıl vereyim istersen : Sevmesen de beni,
Sevdiğim, seviyorum desene hiç değilse yalandan;
Ölüm yatağında çaresiz yatan hasta,
Sağlık haberinden başka bir şey duymak istemez doktordan.
Umudumu yitirirsem eğer, aklımı da yitirebilirim çünkü,
Ve çılgınlığımla kötü konuşabilirim senin hakkında;
Her şeyi kötüye yoran şu dünya öyle soysuzlaştı ki,
Akılsız kulaklar hazır akılsız iftiracılara inanmaya,
Gel ne ben böyle olayım ne de sen iftiraya uğra,
Gözlerine hakim ol serseri gönlün bildiğini yapsa da.

Williem SHAKESPEARE

Elzem
23-01-2010, 12:32 AM
Düşüngü

Hepsinin gelmesini bekleme;
Bir kişi gelmeyecek.

Sen alışmayasın diye,
Korkmayasın diye,
Düşünesin diye...

Kendine yetmen için..
Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde
Sen kaçmayasın diye.

Gelenler gitmeyecekmiş gibi..
Doğumlarda ölümlerde
Duyasın diye.

Bildiğini bildirmek için
Bilmeme'yi öğrenmelisin.
Tam kalasın diye.

Hepsinin gelmesini bekleme,
Sen var olasın diye.
Bir kişi gelmeyecek,
Sen, bir olasın diye.

Özdemir Asaf

NAR_K
23-01-2010, 05:21 AM
Daha üç adım olmadı çıkalı bu sevdadan
Ayrılığın kokusu hala üzerimde
Avuçlarımda buzdan bir alev
Yüreğimde yepyeni bir ateşkes
Gitmeler bana kaldı yine bu aşktan
Bütün sayfalarım sil baştan
Sonu nereye varacak bilmiyorum
Oysa içimde inadına yanan bir mum
Dokunma ellerime-sönmedim daha
Unutmaktan ge...liyorum.

Daha dün... kirpikleri kadar yakındım ona
Her gece düşlerinde sabahlıyordum
İşte orada köşebaşında bıraktım ellerini
O bana
Ben ona ağlıyordum
Son tetiği gözleri çekti gözlerime
Kanıyor kanıyordum
Ölüler yalan söylemez bilirsin
Deliler gibi seviyordum.

Daha biraz önce
Onu okşayan bu elleri bir yangında bıraktım
Ona gülen bu gözleri zindanlara attım
Yüreğim ayazda
Kaç şiirim çığlıklar attı ardından bilemiyorum
Bavullar dolusu hatıraları bir mağaraya taşıdım
Yalnızlığımı bir dağ başına
Kendimi nereye koyacağımı bulamıyorum
Ne olur ayıplama beni
Susmadı daha gözlerim
Ağlamaktan geliyorum….

ALINTI

NAR_K
24-01-2010, 08:31 AM
Geride Kaldın Sen

Devrilip gidiyorum işte
Geride kaldın sen...

Aşınmış sevdalar gibi
Yıpranmış postallar gibi
Lime-lime, yarasız
Geride kaldın sen...

Kaprislerinle, nazlarınla
Bakışlarınla, sözlerinle
Tutulmayan vaatler gibi
Harcanmış saatler gibi
Tek başına, kararsız
Geride kaldın sen...

Buraya kadarmış güzelim
Boynumda bıraktığın diş izi
Bitmez sandığın aşk denizi
Buraya kadarmış.

Vedalaşmak isterdim oysa
Klasik bir film öyküsü gibi
Ellerini tutup usulca
Son bir kez öpmek isterdim
Kendimi mazur gösterip
Masum ve mağrur bir duruşla
Her şeyi kadere yıkmak isterdim.

Ne gerek var oysa
Yürümeyen birtakım şeylerin
Nedenlerini tartışmaktansa
Asla yürümeyeceğini anlayıp
Bunu hiç konuşmamak
Daha bir yiğitçe değil mi?

Süzülüp gidiyorum işte
Bela olmadan
Yoluna çıkmadan
Hesap filan sormadan
İncitmeden, acıtmadan...

Bir bileti yırtar gibi
Bir kabuğu atar gibi
Sıyrılıp gidiyorum işte
Geride kaldın sen...

Bir tren penceresinden
Akıp giden bozkırın
Ortasında bir kuru ağaç gibi
Geride kaldın sen...

Yusuf Hayaloğlu

NAR_K
24-01-2010, 08:40 AM
MEZARCI KARDEŞ

KAPICI KARDEŞ
Sana Zahmet bütün gazeteleri bul bana
hayır gisişat filan umurumda değil
siyasi edmeçlere zaten karnım tok
ama her gece bıcaklıyor beni bu anılar
hiç bir gazetede tek satır bahseden yok

RESSAM KARDEŞ
ölümün rengini boyadınmı hiç
kara giysiden karamıdır
ak kefenden ak mı
birazdan gelecekmiş kadar yakın
hiç uğramayacakmıs kadar uzak mı

ŞAİR KARDEŞ
fazla bir imgen varmı ödünç verecek
duyunca dil kurusun dudak çatlasın
benim bu hicranımı bine katlasın
öyle bir etki yaratsın ki o zalimde
havai fişekler gibi ciğerinde patlasın

BARMEN KARDEŞ
her şeyi unutturacak bir zıkkımın varmı
şöyle manda deviren cinsinden
daha da beterinden köpek öldüreninden
sevdiğim herkes binip gitti meçhule
ben hep korkup atladım son anda trenden

KEMANCI KARDEŞ
hasretin makamından çal biraz
kürdili ile muhayyerin kıyısında
hicazın orda bir yerdedir
sabaha dek kal yanımda ara verme
cancağızın çok derin kederdedir

TETİKÇİ KARDEŞ
kalbi tam ortasından vuracağına emin misin
kim içim çırpındığına bakmadan
altındaki cevahiri hiç ipine takmadan
gez-göz-arpacığın ince hesabıyla
abanarak tetiğe kirpiğini bile oynatmadan

MEZARCI KARDEŞ
bir çukur da bana kaz elin değmişken
hiçine harcadım güzelim yılları hiçine
hiçine yaşadım bu sevdayı hiçine
öyle daraldım ki yerim kalmadı hiç bir yerde
belki bu akşam gelip uzanabilirim içine

Yusuf HAYALOĞLU

siyahın_matemi
23-05-2010, 10:45 PM
Titrek dudaklar yalızlıkta üşür
Ah benim saf sevgim anla öldü düşün
Sevmek bana haramsa kalp kalbe değmesin http://site.mynet.com/suleymantosyali/mynet_resimlerim/ayna.jpg
Aynamdaki çirkin herif seni kim neylesin?
Kim seviyor ki zaten boş ver sevme sen de
Kalbim gene sana çarpar beni sevmesende
Benim bahtım kilitlidir, anahtarı saklıdır
Sağa sola yaş saçar, gözlerim pasaklıdır
Mutluluk ayakta kaldın, gel otur şöyle
Buyur ettim kırma bu kez öyle yada böyle
Yalnızlık sonsuzsa elbet yürek buruktur
Karanlığa mahkumum Güneş beni unuttu
Sevmek başkadır, sevilmek bambaşka
Görmek başkadır, sarılmak bambaşka
Gülmek başkadır, ağlamak bambaşka
Yaşamamak başkadır ölmek bambaşka …

Elzem
24-05-2010, 02:01 PM
Yasami Ertelemek

Beni her ölüm etkiler, tanimasam bile üzülürüm yitirilmis ümitlere...
Hiç gerçeklesemeyecek ideallere...

Yasanmamis sevgilere üzülürüm
Bu yüzden korkarım yasami ertelemekten
Ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsa söylenmeli, yapılmalı

Seviyorsaniz, sevdiginizi bugün söyleyin sevdanızı bugün yasayın
İsinizde yapilacak ne varsa bir an önce yapın yarın çok geç olabilir
bir anda bitebilir hersey
yasamak için acele edin bence
kısa yasamıslıklar, yasamamıslıklardan daha iyidir
geriye dönüp baktiginizda ?keske?ler çogunlukta olmasn
uzun vadeli hedefler için bile bugünden harekete geçmeli
yarinlar çok uzakta olabilir

daha okulda baslamiyor muyuz ertelemeye yasami
ilk hedef kolej, sonra üniversite
hep yarina yatirim bugünü sonra
yasamamacasina
ise gireyim sonra...
evleneyim sonra...
çocuklar büyüsün sonra...
emekli olayim sonra....
sonra...
sonra...
sonra...

bir sürecin basinda, ortasinda yasam her an sona erebilir
sonrasi olmayabilir fedakarliklar güzel ama
unutmayalim (herkes kendi hayatini yasar)

Insanlar yasadıkça yaslandıgını düsünür,
aslında insanlar yasamadıkça yaslanır...?
sevgileri yarinlara biraktiniz
çekingen, tutuk, saygili.
bütün yakinlariniz
sizi yanlis tanidi.

bitmeyen isler yüzünden
Siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakis bile yeterken anlatmaya herseyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldi

siz genis zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
yillarin telaslarda bu kadar çabuk
geçecegi akliniza gelmezdi.

gizli bahçenizde
açan çiçekler vardi,
gecelerde ve yalniz.
vermeye az buldunuz
yahut vakit olmadi.

Behçet Necatigil

Elzem
03-11-2010, 01:24 AM
HIÇKIRIKLAR

Saatler bitmiyor yapayalnızım
Gülmek istiyorum,gülemiyorum
Sensiz olmak mıdır hep alınyazım
Bilmek istiyorum,bilemiyorum.
Esirgedin nazlı,hilal kaşını
Harap ettin çiçek kokan başını
Yüreğime akan gözüm yaşını
Silmek istiyorum,silemiyorum.
Sanki her şey efsaneydi,masaldı
Ayrılık ruhumu elimden aldı
Gözlerim yollara takılıp kaldı
Gelmek istiyorum,gelemiyorum.
Göğüs germek için acılarıma
Titreyişlerime,sancılarıma
Seni bir kez olsun avuçlarıma
Almak istiyorum,alamıyorum.
Saçılan bir köpük olmak dilinde
Boğulmak saçının ince telinde
Sır gibi sonsuza değin kalbinde
Kalmak istiyorum,kalamıyorum.
Unutuyor beni sırlı gözlerin
İçimde bir yara işliyor derin
Kulakların,dudakların,ellerin
Olmak istiyorum,olamıyorum.
Bölerek uykunu rüyalarına
O kucak dolusu hülyalarına
Gece gündüz uçup aynalarına
Konmak istiyorum,konamıyorum.
Deli gibi aşık olsa da güle
Kim acır çöllerde öten bülbüle
Bir gün alev alev yanıp da küle
Dönmek istiyorum,dönemiyorum.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaktansa
Başına karalar bağlamaktansa
Bu yüreği her gün dağlamaktansa
Ölmek istiyorum ölemiyorum.
Nurullah Genç

yalnızlıkmelodisi
19-12-2010, 10:11 PM
Daha az seviyorum seni..
Giderek daha az..
Unutur gibi seviyorum..
Azala azala..
Aramızdaki uzaklığın karanlığında..
Geceler kısalıp..
Gündüzler uzuyor öyle olunca..
Daha az seviyorum seni..
Kendini iyileştiren bir yara gibi..
Daha az..
Ve zamanla..
Sen geceyi tutuyorsun..
Ben nöbetini..
Uzak dağ kışlalarında..
Görmüyoruz birbirimizi..
Usul usul sis iniyor..
Kopmuş yollara..
Işığı hafif..
uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
Sevgilim sevgilim
Yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da..
Artık daha az seviyorum seni..
Unutur gibi..
ölür gibi daha az..
Yeniden ödetiyorum kendime
Onca aşkın öğretemediğini..
Kolay değildi..
Yalnızca sevgilimi değil..
evladımı da kaybettim ben..
Kaç acı birden imtihan etti beni..
Bir tek gece vardır insanın hayatında..
Ömür boyu sürer nöbeti..
Bu da öyleydi..
İyi ol..
Sağ ol..
Uzak ol..
Ama bir daha görme beni..

|murathan mungan|

dipsizkuyu
19-12-2010, 10:43 PM
Uzun, karanlık bir çığlığın da ardına düşebilir insan. ,
Titrek eğri büğrü bir yazının çağrısına da uyar.
Bırakıp her şeyi döner –
Aşk bir buluşmadır çünkü..
Her zaman gecikmiş bir buluşma…

Bilinmeyen bir kavuşmadır aşk-
Araya her zaman bir şeyler girer;
Bazen kendi sevincinin kanat gölgesi,
Bazen nabzın hızı, yüreğin titreyişi,
Tüylerin telaşıyla besleniyor gibidir-
Araya her zaman bir şeyler girer..
Çalışma saatleri, karşılıksız sorular..
Nereden bilebilir insan
Bunların hepsinin aşk olabileceğini..?

Çoğu kez aldatıcıdır da,
Yeniden duyulur.bazen o uzun ve karanlık çığlık.
Çağıran o titrek yazı yeniden belirir..
Beklide yaşanmadan tüketilir…

Cevat çapan

sevdadandır
20-12-2010, 01:13 AM
hayat kısa
kuşlar uçuyor......... cemal süreya

su_perisi
26-01-2011, 01:54 AM
HİS

Kirpiklerimden dökülürken yaşlar
Beni görüyormuydun bilmiyorum
Üzgündüm,geçmişi delicesine geri isterken
Ağlıyordum tekrar seni görmek için

Geri döner miydi yaşam bilmiyorum
Hayat acımasızca bizi ayırırken şaşkındım
Çocukluk işe hisleri çözemezdim
İlerisinin bu kadar çaresiz olduğunu bilmezdim

Gözlerimdeki yaşların gidecek artacağını bilmezdim
Dışarıya baktıkça daha da özlüyorum
Çaresizliğim artıyor
Etraftakilerin hüzünlerini duyunca
Mutlu olan anlarımız için daha da üzülüyorum

Eksiklik hep içimde
Kalbi delik bir insan gibi
Her zaman bir ağrı içerisinde
Gözyaşlarım arttıkça belki de son ana yaklaşıyorum
Seni üzmek istemeden yine

su_perisi

masiyas
10-02-2011, 10:07 AM
ÖzledimÖzledim

Ama nasıl bir özlem ki bu
Gecenin serinliği ve yalnızlığı
Etrafımı sardığında
Varlığıyla bana umut veren
Sevgi dolu bir yüreği özledim.
Kahvemi yudumlarken gecenin bir vakti
Keşke yine yanıbaşımda olsaydı
Keşke yine sohbet etseydik
Her zamanki gibi dedim
Seni özledim...
Bir de bambaşka bir duyguydu
Seninle yazışmak
Sana ve bu muhteşem şehre bakmak
İkiniz de özel ama bir o kadar uzak
İkinizi de mısralarda yaşatmak
Ne biliyim işte
Birden içimden geldin..
Ve birden seni özledim...

Deniz Kılıçkaya

pisagor
12-02-2011, 10:53 AM
Bu akşam o kadar durgun ki sular
Gönül benim gibi kedere diyor.
İçimde maziden kalma duygular
Ağla geri gelmez günlere diyor.

Ey gönül, gidenden ümidini kes!
Kaçan bir hayale benziyor herkes,
Sanki kulağıma gaipten bir ses
Buluşmalar kaldı mahşere diyor.

Enginden engine koşarken rüzgar,
Bende bir yolculuk heyecanı var...
Yattığım kayaya çarpan dalgalar
Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.

N.Fazıl KISAKÜREK
______________________________


Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!

Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta,
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!

Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru bir yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgâra salıver gitsin!

N.Fazıl KISAKÜREK

su_perisi
22-02-2011, 07:04 PM
GEÇ KALIŞ
Uzun düşüncelere dalarken
Gökyüzü eşlik ediyordu ruhuma ,bedenime ,hislerime
Kuşlar bir yandan uçarken
Yağmur taneciklerini serpiyordu üzerime
Denizin o umulmaz fısıltısı sakinleştiriyordu sanki
Martılara susam tanecikleri atarken
İfadelerine bakıyorum sanki beni anlatıyorlardı
Yanımda olduklarını hissettiriyorlardı
Denize baktığımda ise rüzgarla savaş veriyordu
Ne istediğini bilmeden sadece deniyordu kazanmak hissini
Yaprak taneleri yere düştükçe
Vaktin daha da geciktiğini anlar olmuştum

-Alıntı-

egeli
25-02-2011, 02:51 PM
Bunu bilesin
Hiçbir zaman geriye dönülmez.
Bu hayatta
Hiçbir büyü olanları değiştiremez,
Malesef
Suç kimsenin değildir.
Belki,
Aldığın yaralar ne kadar derin olursa olsun,
Yaşadığın küçük mutlulukları sakın unutma.
Kendine zaman tanı,
Nasıl olsa bu da geçer, gider
Sakın unutma.
Yitirmek bizi tüketir.
Yüreğine acıları gömmeyi bilmelisin.
Yaşam seni yenileyecektir.
Bunu asla unutma .
Mutluluğu yaşamanı isterim.
Bütün başarısızlıkları, kederleri,
Hepisi allahtanan
Keşke kötü yazgıları senden uzak tutabilsem
Keşke:
O zaman yaşamın kendisinden uzak düşerdin.
Oysaki
Mutluluk kadar kalp acıları, yürek sancılarıdır
Bunları allah bizi canlı kılan
Ve yeniden yaşama bağlayan.
Allah dır
Mutluluğu sakınarak sürdür;
Çünkü bu ödünç alınmıştır
Bir gün kaybedeceğiz ve bir gün bulacağız
Ve işte buda hayat
Nereye gidersen git
Ne yaparsan yap
Yürüdüğün o bildik yolda hep aynı olacaktır.
Malesef işte bu hayatta
Korkular, kuşkularla dolu zorluklar yaşanacaktır.
Hiç değişen bir şey olmayacaktır
Ve şunu sakın unutma ,
Oysaki bir dönemeçte dünya ayaklarının altında uzanacak
Yaşadıkca
Hep birşeyler kesecek yolunu.
Acıların yorumunu yapmak anlamsızdır.
Ne yazık ki ,
Malesef işte bu hayatta ,
EGELİ 22.01 .2011

egeli
25-02-2011, 02:58 PM
•.¸*♥♥*¸.•'´¯)¸.•´¯)¸.•♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥ ♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥*¸.•'´¯)¸.• ♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥♥*¸.•Hep Ertelenen Bir Hayat,
'´¯)¸.•´¯)¸.•♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥ ♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥*¸.•'´¯)¸.• ♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥♥*¸.• Hic Yasanmamaya Mahkumdur! '´¯)¸.•´¯)Sen bunları yaşarken¸.•♥(
¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥ ♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥*¸.•'´¯)¸.• ♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥♥*¸.•'´¯)¸.•´...¯)¸.•♥(¯`'•. ¸Ve ben bir nefes kadar yakında seni izliyor olacağım.(¯`'•.¸*♥ ♥(
¯Zannetme ki yanındayım, ben senin tarafından sevilmenin verdiği güçle
`'•.¸(¯`'•Yeni filizlenmiş ciceklerin dallarını kıran fırtınalara kafa tutacağım .¸*♥*¸.•'´¯)¸.•
Hep bu hayata ..♥(¯`'•.¸(¯`'•.¸*♥♥*¸.•'´¯)¸.•´¯)¸.•♥(¯`'•.¸(¯`'• .¸*♥

yalnızlıkmelodisi
05-03-2011, 03:47 PM
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.

Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.

Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.

Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.

Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.

Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!

Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.

Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.

Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!

Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!

Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!

Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!

Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.

Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...

Cemal Safi

serenler
19-04-2011, 03:47 PM
Bir rüzgar olsam, saçlarını okşasam.
Yatağındaki yorgan olsam, kucaklayıp bağrıma bassam.
Allahın çağırdığı gün, cennettin kapısını sana ben açsam,
Ben olduğumu bilirmiydin?

İçinde bir his olsam, anımsadığında beni gözlerini parlatsam.
Deniz kenarında, daldığın o boşlukta, tepende dolaşan bir martı olsam.
Dertlerine derman, içini ferahlatacak bir su olsam,
Ben olduğumu bilir miydin?

Dağın tepesinde eğik bir ağaç olsam, yanıma geldiğinde dik dursam.
Bağda bir salkım üzüm olsam, ağızına aldığında bal gibi erir olsam.
Beyaz bir güvercin olsam, her sabah pencerenin önüne konsam.
Ben olduğumu bilir miydin?

Yanık bir türkü olsam, her gün dilinde dolaşsam.
Gökte kücük bir yıldız olsam, geceni ay gibi parlatsam.
Bir melek olsam, yatarken seviyorum diye kulağına fısıldasam.
Ben olduğumu bilir miydin?

Alıntı

aysekirca_
19-04-2011, 09:42 PM
Çekilmez bir adam oldum yine :
uykusuz, aksi, nâlet.
bir bakıyorsun ki
ana avrat söver gibi, azgın bir hayvanı döver gibi bugün çalışıyorum,
sonra bir de bakıyorsun ki
ağzımda sönük bir cıgara gibi tembel bir türkü
sabahtan akşama kadar sırtüstü yatıyorum ertesi gün.
ve beni çileden çıkartıyor büsbütün
kendime karşı duyduğum nefret
ve merhamet... NAZIM HİKMET.

lokum
19-04-2011, 09:56 PM
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

yalnızlık
06-05-2011, 10:37 AM
gurbet ademden kara hasret ölümden acı
ne zaman tükenecek bu yollar arabacı?
henüz bana yolunun sonu budur denmedi
ben ömrümüü harcadım bu yollar tükenmedi

atları hızlı sür ki köye pek geç varmasın
nişanlımın gözleri yollarda kararmasın
düştüğüm yollar gibi sonsuzdur benim tasam
bekleyenim olsa da razıyım kavuşmasam

bir kere gözüm görse köyün aydınlığını
kül ağlar içerimde bu kızıl kor yangını
senin de yolun biter diner gözünde yaşlar
benim uğursuz yolum bittiği yerde başlar.

faruk nafiz çamlıbel

cipramcolik
13-06-2011, 10:04 PM
ural dağlarını koymuş olmalı serçe parmağıyla,
bardağından bir parça suyu avucuyla serpiştiripte pasifiğe doğru,
üf demişte olabilir güney kutbuna donsun diye,
peki büyük olduğunu anladım,, ya çiçekler,
nasıl bir güç ki,heryerde birden eli olsun dikmeye,
o an su geldi aklıma,dedim ya bırakırsalar birgün akmayı,
buradan da ilk anladığımdan daha da büyük olduğunu anladım,
ve o sırada yıldızlar geldi aklıma,ve evren,
belki de elindeki torbasından çıkardığı yıldızları,serpiştirip yürümüştür uzayda,
ulan dedim kendime o an,, böyle büyüklüğün adaletini nasıl kafam alsın benim,
sonra 3 aylık cerenim geldi aklıma birden,balkonda küçük bir güvercin konmuştu yanına emeklerken,güldüm bi an,,
aşkının büyüklüğünü anlamaya başlıyordum ki,yitirmeye başladım aklımı yavaş ve usulca,,

Burak055
08-07-2011, 06:55 PM
bende şiirimi paylaşayım... :)




nefes,
kimine göre, hayat,
kimine göre, sanat,
kimine ise sükuttur.
banada ölümdür!!
sessiz olan,
HER ÇIĞLIĞIMDA...


nefes,
kimine göre, güven,
kimine göre, gelen,
kimine ise gidendir.
banada zulümdür!!
sessiz olan,
HER ÇIĞLIĞIMDA...


nefes,
kimine göre, telaş,
kimine göre, savaş,
kimine ise barıştır.
banada nefrettir!!
sessiz olan,
HER ÇIĞLIĞIMDA...


nefes,
kimine göre, şefkat,
kimine göre, bir tat,
kimine ise umuttur.
banada tokattır!!
sessiz olan,
HER ÇIĞLIĞIMDA...


nefes,
kimine göre, kolay,
kimine göre, zor,
kimine ise olaydır.
banada alaydır!!
sessiz olan,
HER ÇIĞLIĞIMDA...

Burak055
09-07-2011, 05:35 PM
şu 1;

masumdum,
seni severken,
ama uzaktan...

haklıydım,
seni severken,
başkasıyla görmekten...

mutluydum,
seni severken,
mutluluğunu görmekten...

hüzünlüydüm,
seni severken,
sevilmediğini görmekten...

suçluydum,
seni severken,
söyleyememekten...


söyleyemedim,
ellerim kelepçeli,
dillerim tutukluydu...
umarım anlamışsındır,
gözlerimden,
söyleyemediğim sözlerimden...
seni ne kadar,
sevdiğimi.........





şu 2;


ellerimde gözyaşlarımdan ıslanmış mektubum,
sensin beni, ayakta tutan, hayattaki umudum.
seni sevmekten yorulmuş şu yorgun kalbimden.
senin kalbine aktığım, sensiz yolu korudum.

söyle bana senden uzak, ne olur, sensiz yaşasam,
mavi gözlerinin denizinde, özgürlüğe açılsam.
seni sevmekten yorulmmuş şu yorgun kalbimden,
gozlerinin derinliğindeki, dalgalara kapılsam.

düşsem, ellerin dillerinden, o sıcak ellerine,
boğulup gitsem, gözlerinden akan, gözyaşı sellerine.
seni sevmekten yorulmuş şu yorgun kalbimden,
karışsam, senin yaktıgın, kalbimin küllerine...




şu da 3;


hani öyle baktın ya bana,
hani utandınya,
hani gozlerini kacırdınya benden.
işte oyle seviyorum seni.
hani bana gelmek isterken,
uzaklara gittin ya,
hani attığım sessiz çığlığı duydun ya...
işte bunun için,
senin için
SEVDİM SENİ........


bu da 4;

o mavi gozlerinin ardına gizlenmişti,
utandığın,
sevdiğin,
birazda nazlandığın,
BEN...

kendimi orda buldum,
ve o an anladım ki,
sen benimsin,
kaderimsin,
sevdiğim,
sevildiğimsin...

9 ŞUBAT
09-07-2011, 05:38 PM
Ellerine saglık burak ,sayende burası biraz hareketlenecek .

alkanaga
13-11-2011, 11:15 PM
Sanmayın sadece görünen yalnızlık vardır...
En büyük yalnızlık aslında içimizde gizlidir...
Sanırsın ki söz söylemekle yanlızlık kaybolur..
Yalnızlık,düşüncelerinde anlaşılmaman,bilinememendir.

Sanmayın ki her yüze gülen dosttur,Can dır...
İnsanı insan yapan içindeki Aşk tır...
Pek çokları nice kitaplar saysada....
Dostluk,herşeye rağmen kopmayan bağdır...

Sanmayın ki her söz akıl ile tanıştır...
Nice söz vardır,akıllı sanılır...
Birazcık eşele dilersen de bak...
Ezber ile akıl nasıl ayrılır....

Sanmayın fanilik gelip geçicidir...
Her fani bir bakilik içerir...
Fani ile baki sırrına eren...
Şarab içerek gezinir...

Sanmayın ki tüm nefes bir hayat için...
Bir hayat ile Cümlesinden geçin...
Siz cümle hayat yaşayın dostlar...
Bugün varsın ,yarın belli olmaz işin...

Sanmayın ki alkanagam boş söyler...
Kimi anlamaz laf eder...
Kim ne derse desin işte....
Her ayak yolunca gider...
1684

iLgiNc
08-01-2012, 03:19 AM
-İmkânsızlıkları yaşamak mıdır sevmek,
-Yoksa severken imkânsız mıdır yaşayabilmek?
-Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek,
... -Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek?
-Kolay mıdır bir anda vazgeçip gitmek,
...Yoksa gitmekten vazgeçip, sevmek mi gerek? ''???
MUTLULUĞU anlat dediler. Aramıza lütfedip inmedi ki bileyim, postunu hayal ülkesine serdiler, sırrını açıp vermedi ki bileyim. HAYAL mi ? GERÇEK mi ? BINLERCE mi ? Yoksa TEK mi ? DİŞİ mi ? Yahut ERKEK mi ?

su_perisi
26-01-2012, 10:40 AM
Sen Gidince Çok Şey Değişti . . .
İyi yada kötü kelimelerin yetmediği
İçimdeki düğümün iplerinin daha da sıkıldığı zamanlar oldu
Düşüncelerin yalnız özlem adına katığı zamanlar
Kalbin daha yavaş atıp gözyaşların akmasına izin verdiği anlar
Her an ağlamaklı gibi birçok şey . . .

Hani çok sevdiğin çiçeği vardı ya
Evimizdeki kuşun yapraklarına zarar vermesinden korkardın
İçin giderdi birşey olur zarar gelir diye
Bende seni öyle sevmiştim,kendimden bile sakınmıştım
Çok sevmiştim kaybetmekten korkarcasına

Elimi tuttugunda korkularım yok olurdu
Kelebek gibi uçar giderdi yüreğimden
Seni , güvenini , hislerinin en güzelini yanımda hissetmekti tek nedeni
Seninle her sohbetimde beni dinlemeni sözlerime değer verişini sevmiştim
Beni , duygularımı , düşüncelerimi , hislerimi paylaşmanı sevmiştim
Üzüntülerini benimle paylaşmadın
Üzülmeme ağlamama dayanamazdın ki
Sen herşeye katlanırdın ,yüreğinde saklardın

Sen Gidince Çok Şey Değişti . . .
Hayatın anlamı,insanlara bakışımdaki değer değişti
Tanımadığım bir sürü insan
Sanki herkesi tanıyormuş gibi bakar oldum
Kimilerinin yüzlerinde keder
Yılların verdiği yorgunluk
Kimilerinde ise mutluluk
Gelecek yıllardan habersiz
Herşey o incecik çizgilerin ardında gizli. . .

Sen Gidince Çok Şey Değişti . . .
Kıyamadığın çiçeği vardı ya
Gözyaşlarım gibi döktü yapraklarını
Umutsuz , ardından gözlerken gidişini
Geri dönmeni isterken an gibi

Bitmişti artık sevgi denen güven denen herşey
Sadece kelimeden ibaretti ruhumda
Sözlerime can veren bana güven veren sen yokken
Ne kalmıştı ,kim kalmıştı yanımda. . .
su_perisi

anduril
24-02-2012, 10:00 PM
bugün gömdüm kendimden, senden, bizden
içimden birşeyi gömdüm bugün
görmedin sen sessizce, çaresizce,ümitsizce
ağlayarak kopararak gömdüğümü

Selina
26-02-2012, 05:55 PM
Kokunu özledim

Özledim demek ne kadar anlatabilir bu içimdeki boşluğu.

Bir kelimeye sığar mı gittikçe büyüyen

İçinden çıkılamayan kuyularca biriken yürekteki özlem.

Gel demek istiyorum sadece,

Sadece gel,

Başka bir şey dilemiyorum.

Gel de bahar dolsun içime,

Güneşler ışık saçsın yüreğime.

Aydınlığım ol, yazım, kışım, baharım, güneşim ol.

Bitmeyen yollarım ol, dönülmeyen adımlarımca beklediğim.

Uzakları yakın eden dinmeyen sancılarım ol gecelerce çektiğim.

Gel de çiçeklensin kapım,

Yıldızlara belensin yollarım.

Gelincikler dize gelsin sen geçerken,

Laleler boynunu büksün.

Gecelerim ay ışığına belensin zifiri karanlıklardan, korkularım bitsin.

Sen sevgili varlığım, kokunu özlediğimsin.

Yanımda olmadığını bilmek berbat bir his.

Ulaşamayacağımı bilmek ondan da berbat.

Sabrımın sınırları daha ne kadar esneyecek.

Daha kaç zaman umutlarım tükenmeyecek.

Çaresiz kalmanın acısı, yokluğundan daha da beter.

Nefes almayı unutuyorum bazen canımın acısından.

Mümkün mü nefessiz yaşamak.

Yağmurlar yağıyordu bu şehrin üzerine sensizlikte.

Sensiz ıslanmak, sırılsıklam olmak güzeldi,

Yağmur değil de sen yağarken üzerime.

Yine yağsın yağmurlar, yine ıslanayım seninle dön de.

Bir avuç yıldız fırlatayım gökyüzüne gözbebeklerinden koparıp.

Yakamozlarla dolsun içim uykusuz gecelerime inat.

Kaybetmek korkusuyla bölünen gecelerimin sonu ol,

Ilık bir sabah esintisi gibi gel.

Kokuna hasret dudaklarımdan dökülen bir çift söz ol dualarımda.

Aydınlık sabahlarımın nedeni ol da gel.

Kapımın çalınışını beklemenin hazzına varayım

Yine de gelişinle aydınlanacağımı bilmenin

Doyumsuz güzelliğine kapılayım.

belgin
27-02-2012, 09:58 AM
BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERİM Kİ...

Benim bilmediğim hiç ama hiç bir şeyi olmasın,

ne gizemli bir ses, telefonunun ucunda,
ne yabancı bir yatak, hayallerinin doruğunda...

Banka hesaplarındaki bol sıfırlı mevduatları,

benden başkasıyla paylaşmasın.

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;

pişmanlıklarında,
yenilgi ve de aldanışlarında,
hıçkırıklarını benden başka hiç kimse duymasın...
Yabancı serüvenlerin akıntısına kapılmasın gönül sandalı...
DÖRT İKLİM,
hep ilkbahar kalalım tüm canlılığıyla...

Yağmur sonrası semaya yayılan toprak kokusu kadar has olsun,
bana tutunuşları...
YALAN OLMASIN,
savunmaları da.


BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;

çiseleyen yağmurun ardından sağnak da bastırsa,

yürüyelim öyle saatlerce kol kola...
Zatüreye yüz tutmuş üşümelerde,
eve sırılsıklam koşalım,
ama içimiz sımsıcak olsun,

sevgimizin ılıklığında.

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ,
hüznümde ve de en umarsız hallerimde,

ellerimi avuçlarının arasında sımsıkı kavrayarak,
teselli etsin sarıp sarmalayarak.
Üzülme aşkım,
bunu da aşarız,
biz neleri atlatmadık ki,
değil mi ama,
diye ; sımsıcak fısıldayarak...

Bana hiç kimsenin ama hiç kimsenin inanmadığı,

suçladığı, hatta tekme tokat yerlerde yuvarladığı o en zor anlarda,

HANİ OLUR YA ŞARTLAR ne getirir ne götürür insan hayatında

bilinmez.

En kötü ihtimalli varsayımlarla...
ORTAYA ATILARAK,
hayır o suçsuzdur ben ona kefilim diye,

siper ederek tüm beynini ve de varlığını,

bittiğim o en hoyrat zamanlarda...
benimle tek nabız olabilsin mesela!

Ne kadar da zordur bir olmak...
Tüm inançları tüm zamanları seferber ederek aynı solukta...
NE KADAR DA ZORDUR BİZ OLMAK...
İşte ben,
ben sen değil,
( biz )
diyebilen bir erkeğin kollarında,
uyanmak isterdim sorunsuzca...

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;

Yoksulluklarımızda kenetlenen avuçlarımız,
varsıllığın görkemli ışıltısında,
dağılıp savrulmasın umarsızca...
Pay ettiğimiz somunun damağımda bıraktığı lezzeti,
zenginliğin iğrençliğinde,
kirlenmesin,
ve de zehir olmasın boğazımda lokmalar.

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;
ne para vursun özündeki samimiyetini,
ne de kıyısından köşesinden bozsun,
eskitsin ya da eksiltsin kişiliğini.
HEP ilk günkü kadar yeni kalsın gülümseyişleri...

VE EN ÖNEMLİSİ DE NEDİR BİLİR MİSİNİZ?

Tek başına planları olmasın ( geleceğe dair ) hesaplarında,

kimse yönetmesin kararlarımızı

en yakın akraba bile olsa.

Keskin ve de kalın bir hat çekebilsin , yuıvamızın sınırlarında...
Ve bazen de nefes almak için kapıyı araladığında,
başka tenlerde sabahlamasın mesela!

Bedeninde yabancı bir kokuyla kapıma dayandığında,
sanki hiç bir şey olmamış,
ya da yaşanmamış gibi,
zorba ve bir o kadar da mahir duyguyla,
BENİ ALDATTIĞINI sanmasın...
Ona tanıdığım her yeni şansta,
mahkumiyetimin

ya da mecburiyetimin var olduğunu düşünerek
avunmasın....

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;
hastalığımda,
hüznümda ve en dibe vurmuş yanılgılarımda,
omzu yastığım,
yüreği atlas yatağım olsun sıcaklığında...

NE HAYAT PAHALILIĞI,
NE KORKULAR uğrar yanıma,
ve ne de soğuk, ne ayaz işler damarlarıma,
ben kuştüyü yastıklardayım canım
varlığının eşsiz kanatlarında...
dizelerini fısıldayacak kadar çok özel bir güven ve tutkuyla.

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;

Bana ölümüne güvensin,
BEN DE ONA GÜVENEBİLMELİYİM,
bir tabur kadın askerin içinden de çıksa,
BANA AİT KALABİLSİN MESELA! :))

DOKUZ ŞİDDETLİ DEPREMLERE DE UĞRAYABİLİRİZ

kimi zaman,
iflaslar,
ölümcül devası güç hastalıklar,
ve hatta yatağa çakılıp kalmalar...

İşte bu rampalarda düze çıkacak sevda ve de inançla
dolu dizgin yanımda koşabilecek,
artçılarda enkazın altında kalmayacak

ve de beni tek başıma ölümle baş başa bırakmayacak
birsi olsun mesela!
En küçük bir zorlukta alıp başını kaçmayacak...

Biz kadınlar,
çok ucuz yaratıklarız,
o bir sap gül goncasına,
ne manyak anlamlar yükler,
musallaya kadar,
siz erkeklerden,
o iki kelimeye bir ömür köle olmaya hazırızdır.
O mum ışığı ve zarif sofraların makyajında,
siz kahredici bir sefa ve vurdumduymazlıkla,
anlık egoların anasonlu rüyalarındasınızdır.
Biz kadınlar,
şapşalca bir inatla,

çocuklarınıza mükemmel ötesi bir ana,
mutfağınıza muhteşem ve de dillere destan bir lezzet üstadı,
yatağınızda vamp bir yosma,
olalım derken,
hep o iki kelimenin hasretiyle yanar tutuşuruz ölene kadar...
Yalandan da olsa,
ara sıra ağzınızdan da kaçsa,
bir iki lütfedici sevgi kelimesini bile,
hasretle çekip çıkarmaya çalışırız,
kadınca bir tutkuyla.

Ne kürkler mücevherler,

ne de sırça köşkler süsledi düşlerimi,

bir nefeslik can,

bir zelzelelik mekan

tek kıvılcım yeter herşeyi bir anda kül edip yakıp yıkmaya!

Ve bütün bunları biliyorken,

bana, manevi varsıllığı ile yetecek bir sevgili olsun mesela!

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;

bana dibine kadar güvensin,

ne hesap sorayım, ne hesap vermeye gerek duyayım...

Öylesine hesapsızca ve de sınırsız bir sadakat işte!

Kendimi böylesine güvende ve huzurlu bulayım....

Düşünmesin,
elinde bir buket kır çiçeği ile döndüğünde,
KARİZMAYI ÇİZİKTİRİRMİYİZ HATUNUN ÖNÜNDE,

ya da itibarımız azalır mı diye.

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;
kimi zaman fizibilitesini çıkarmadan atsın kendini önüme,

kâr & zarar hesaplamalarına düşmeden,
öylesine doğal bir erkek işte!

Bana soyadını değil, ruhunun tamamını teslim edebilen.

Tüm dünyasını sersin ömrüme,

kaybeder miyim diye korkup üzülmeden...:))

BEN ÖYLE BİR ERKEĞİN KADINI OLMAK İSTERDİM Kİ;

benim için,

Ben havasız bir hastahane odasının,

zemin katında yatarken mesela,

ışığım olabilsin, kabir azabımda,

refakatçi kalarak...

Ve dışarıya her çıktığında,

çayını yudumlarken gözyaşları aksın resmime bakarak.

İşte ben,

böyle benimle bana ben kadar yakın olacak,

bir eşim olsun isterdim...

CANIM OLSUN BANA BENDEN YAKIN,

YARİM OLSUN

SEVGİLİM OLSUN

EŞİM OLSUN

HERŞEYİM OLSUN KISACA!

9 MAYIS 2010/ DAN BU GÜNE.

15/09/2011

İMKANSIZI ARIYORUZ GALİBA! :))

==============================
alintidir

raskolnikov
27-02-2012, 08:19 PM
Yapraklar dökülüyor yine

sonbahar yine

ama sonbahar hayatımızdan hiç çıkmadı ki

yapraklar her zaman yerlerde

oradan oraya uçuşuyorlar

ayaklar altında

unufak

hayatlarımız gibi

10/08/2008
22:15

raskolnikov
27-02-2012, 08:25 PM
Gece bitmese keşke

hayatımızın üstünü sımsıkı sarsa

bitmese keşke gece

karanlıkta sürse hayat

iş olmasa,para olmasa

gece bitmese keşke

yaşam dursa

sokak lambaları hep yansa

saatlerce sokaklarda gezsek

yağmurun altında

gam yok,sıkıntı yok,keder yok,dert yok

yaşam dursa

gece bitmese keşke

unutulsa keşke herşey

sevgili olsa sadece

gece bitmese keşke

19/11/2008
23:59

anduril
28-02-2012, 07:05 PM
İşte en sevdiğim şiir..

YALNIZ BİR OPERA

ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki
gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin


Yaz başıydı gittiğinde. Ardından, senin için üç lirik parça
yazmaya karar vermiştim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim.
Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum.
Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.


Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından
kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine
çerçevesine sığmayan
munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine
lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu


Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti
Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi
uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, belki de
ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma.
Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı,
değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? "Eylül'de aynı yerde ve
aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00
diye yazmıştın, ve saat 16.04'tü onu bulduğumda.

Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
Takvim tutmazlığını
Aramızda bir düşman gibi duran
Zaman'ı
Daha o gün anlamalıydım
Benim sana erken
Senin bana geç kaldığını


Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri.
Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik
kalmıştı.
Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış
arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk.
Sanki ufacık birşey olsa birbirimizden kaçacaktık.

Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki.
Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize.

Gittin.şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.


Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?

Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları
gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir
şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek
Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz

kış başlıyor sevgilim
hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
oysa yapacak ne çok şey vardı
ve ne kadar az zaman
kış başlıyor sevgilim
iyi bak kendine
gözlerindeki usul şefkati
teslim etme kimseye, hiçbir şeye
upuzun bir kış başlıyor sevgilim
ayrılığımızın kışı başlıyor
Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime........

Murathan Mungan

belgin
01-03-2012, 01:52 AM
HAYATIN TADI

Hiçbir insan boş değildir
Her insanın bir bildiği
Bilgi beceri ve deneyim
Ayrıca bir de
Gözlemi vardır
Önemli olan
Her insandaki
Bu özelliklerin
Farkında olmamız
Onu anlamamız
Ve ondan alacaklarımız
Bazı şeylerin bizde fazla olması
Bizi öteki insandan üstün kılmaz
Az olması da bizi aşağı kılmaz
Mesele de bunu anlamamız

Her insan kendi hayatını yaşar
Kendi hayatında adım adım
Yukarı çıkar
Bizim onu aşağılamamız
Ya da üstün kılmamız
Dalı kırmamızdır
Kırılan dal kolay kolay onulmaz
Onulmayan dalda meyve bulunmaz
Meyve bulunmayınca
Hayatın tadı alınmaz
Hayatın tadı EMEKTEDİR
Çabadadır
Emek verdikçe filiz açarsın
Filizlerden dala sıçrarsın
Dallardan ağaç kurarsın
Kurduğun ağaç sana
Serinlik ve ferahlık verir
Böylece kendini rahata
Ve huzura erdirirsin
Bunun için de istediğin
Her şeye
Emek vereceksin
Çaba sarf edeceksin
Böylelikle istediğini
Elde edeceksin
Hazır beklemeyeceksin
İstemeyeceksin
Ve hazır vermeyeceksin
Hazır beklenilen istenilen
Ve verilen
Bir atılmış kağıt misalidir
Esen rüzgarda
Ordan oraya savrulur
Yaşadığın sıkıntıların
Sebebi de BUDUR.
İstiyorsan ayakta durmak
Her şeyi
HAK EDECEKSİN
Hak etmeden elde edilen
Elde edilenler
Elde edildiği zannedilenler
Günü geldiğinde
Seni senden eder
Deli divane eder

HAK’kı
Küçük şeylerde göreceksin
Kendini kendine
Rezil rüsva etmeyeceksin
El alemin diline düşürmeyeceksin
Her ne ararsan kendinde göreceksin
Hak’kı çiğnemeyecek
Ve çiğnetmeyeceksin
Yetim hakkı yemeyeceksin
Küçükleri sevindireceksin
Yüzlerini güldüreceksin
Onları üzmeyeceksin
Onlara
Gerçek değerini vereceksin
O zaman sen de güleceksin.
Gülümseyeceksin.
Sevgi ile…

Kubilay Öğütveren

raskolnikov
09-04-2012, 07:25 PM
akşam geldi çattı yine
yersiz yurtsuz,
parkta ki bir bankta akşam
ya da en güzel evlerde
işte ikisinden biri akşam
şansın ta kendisi akşam

24/04/2012
21:33

Eloa
14-04-2012, 01:10 PM
Beklenen

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?


Necip Fazıl Kısakürek

Whisper
04-05-2012, 05:40 PM
DESEM Kİ - CAHİT SITKI TARANCI
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını.
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini.
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür,
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum...



http://www.youtube.com/watch?gl=GB&feature=player_embedded&v=uuFVmNZHM6U