tersipis
02-03-2013, 11:55 PM
Selamlar,
eski bir sosyal fobik olarak, psikoloji hakkında birçok şey araştırmış biri olarak kişilik bozukluğu nedir bilmiyordum taa ki bunlardan biriyle tanışana kadar.
İlk başta hiç bişey hissetmezsiniz, çok normal gözükürler, tiyatral bir yanları olduğu için iyi rol yaparlar. Eğer yeterli ilişki tecrübeniz yoksa tecrübe kazanmak için bulunmaz fırsattırlar. Bu tür biri sizi ilişki konusunda 10 kaplan gücüne eriştirebilir. Bahsedeceğim kişi bir kadın. yetişkin.
Sizi çok kolay etkileyebilirler, oya gibi işler. ilk buluşmada evlilik muhabbeti açar, sizinle evlenmek istediğini ima eder. Ama bilmezsinizki aynı şeyi sizinle birlikte 6-7 kişiye aynı zamanda yaptığını. Sürekli başka erkeklerden gelen telefonlar mesajlar rekabetçi duygunuzu tetikler daha fazla peşinden koşarsınız. Size biraz ümit verir, sonra geri çekilir. Daha da hırslanıp peşinden koşarsınız. En sonunda elde ettiğinizi düşünürsünüz ama bilemezsiniz onu hiçbişekilde elde edemeyeceğinizi. Siz onu elde ettiğinizi düşünürken hakkınızda kurulan planlardan bi habersinizdir.
Hasbelkader ona inanıp ilişkiye başladınız. Asıl gerilim filmi şimdi başlamaktadır.Bu türler duygusal vampirlerdir. Hastalığından dolayı insanlarla samimi ilişkiye girdiklerinde onları sömürürler. Dünyaya onun taleplerini yerine getirmek için gelmişssiniz gibi davranırlar. Buda bi nebze kabullenilebilir ama aynı zamanda sizin özgüveninize olan saldırmalarına bi yere kadar tahammül edersiniz. Ruh haliniz paranoyaklaşmaya başlar. Bir sonraki özgüven yıkıcı saldırıyı beklersiniz. Aynı zamanda hatta sizin yanınızda gözünüzün önünde bile başka erkeklerle flörtvari konuşmalar yapar, siz noluo napıyosun dediğinizde bir şekilde siz suçlu olursunuz. Ne paranoyaklığınız kalır, ne özgüvensizliğiniz ne de aşağılık kompleksiniz. Siz ne kadar kendinize güvenirseniz saldırılar o kadar şiddetli fakat farkettirmeden olur. Bir şekilde çeşitli imalarla hor görülürsünüz. Daha önceki yaptığınız samimi itiraflar size ilerde suçlama olarak döner. Git gide psikolojiniz bozulmaya başlar çünkü iyi niyetiniz şiddetli bir şekilde suistimal edilmektedir ama direk olarak değil, dolaylı olarak ve ima edilerek. Patolojik olarak yalan söyleme, kandırma, hile yapma, aldatmak gibi kavramlar onlar için normaldir. Anormal olan sizin bunlara niye şaşırdığınızdır.
bu hastalıktan müzdarip insanların kendine güvenleri sıfır olduğu için ilişkide bulunduğu insanın kendine olan güveninden rahatsız olurlar. Eğer ezik bir insan değilseniz, sürekli sorgulayan, hatalarını yüzüne çat çat söyleyen, onu kaybetmekten korkmayan biriyseniz saldırıların şiddeti o derece yüksek olur. Sizin onu haketmediğinizi söyler, daha iyisini bulabileceğini ima eder. Size zarar vermek için elinden geleni ardına koymaz. Siz bir zaman sonra artık kavga etmekten yorulduğunuz için tepki vermemeye başlarsınız fakat tüm saldırılar bilinç altınıza işlenir ve yalnızken hatırlar deliye dönersiniz. Zaman geçtikçe delirdiğininizi hissedersiniz.
Tüm yapılanlar sizden tepki almak içindir, olumlu veya olumsuz farketmez. Sizin deliye dönüp bağırıp çağırmanız bile onun için kendine değer verildiğine dair bir davranıştır. Çünkü iç dünyası bomboştur ve ne şekilde olursa olsun değer verildiğini bilmek ister. Sanırım bu hastalığın temelinde çocukluktaki ebeveynler tarafından yeterince değer verilmemiş onaylanmamış olmak yatmakta. Ayrıyetten sürekli en ufak bir kararında bile insanların onayını almaya çalışmalarıda bu yüzden belkide.
Siz eğer güçlü, bağımlı olmayan bir insansanız bir noktadan sonra yeter ulan dersiniz, kaçmaya başlarsınız muhabbeti kesersiniz. ama tacizler devam eder, sizi sevdiğini söyler başka hiçbir erkeğin olmadığını söyler, sadece sizi istediğini söyler çünkü sizden gelen ilgiyi kaybetmek onun için bir yıkımdır. İnanırsınız tekrar denersiniz aynı şeyler devam eder, ayrılırsınız, tekrar inanırsınız aynı döngü siz emin olana kadar devam eder. En sonunda emin olursunuz iyice uzaklaşırsınız, sizi tekrar aynı döngüye çekmek için elinden geleni yapar hatta intihar edeceğini bile söyleyebilir, intihar tehditleri savurabilir. Size artık zarar veremeyecegini, sizi yenemeyeceğini anlayınca yolunuzdan çekilir ancak.
Ben psikatrist değilim ama bir psikiyatrstin uzaktan teşhisiyle bu hastalığı öğrendim. Çok vahim bir hastalıktır, bu insanlar diğerlerine kasten zarar veriyor gibi görünsede aslında tüm yaptıkları içlerindeki sonsuz boşluğu bir nebze doldurmaya çalışmaktır. Kişisel tavsiyem böyle biriyle karşılarsanız duygusal olarak bağlanmamaya çalışın, işler duygusallığa bağlanmaya başlarsa da kaçabildiğiniz kadar uzağa kaçın. Kişilik bozukluğu olmayan birinin bu kadar manipülasyonu ve suistimali bünyesi kaldıramaz.
Her ne olursa olursa olsun onu suçlamıyorum çünkü o bir hasta ve bana ne kadar zarar verdiğini anlayacak kadar olgun bir beyne sahip değil. Ben uzak durmayı seçtim ve artık hiçbir şekilde görüşmemeye karar verdim ne arkadaş olarak ne sevgili olarak.
eski bir sosyal fobik olarak, psikoloji hakkında birçok şey araştırmış biri olarak kişilik bozukluğu nedir bilmiyordum taa ki bunlardan biriyle tanışana kadar.
İlk başta hiç bişey hissetmezsiniz, çok normal gözükürler, tiyatral bir yanları olduğu için iyi rol yaparlar. Eğer yeterli ilişki tecrübeniz yoksa tecrübe kazanmak için bulunmaz fırsattırlar. Bu tür biri sizi ilişki konusunda 10 kaplan gücüne eriştirebilir. Bahsedeceğim kişi bir kadın. yetişkin.
Sizi çok kolay etkileyebilirler, oya gibi işler. ilk buluşmada evlilik muhabbeti açar, sizinle evlenmek istediğini ima eder. Ama bilmezsinizki aynı şeyi sizinle birlikte 6-7 kişiye aynı zamanda yaptığını. Sürekli başka erkeklerden gelen telefonlar mesajlar rekabetçi duygunuzu tetikler daha fazla peşinden koşarsınız. Size biraz ümit verir, sonra geri çekilir. Daha da hırslanıp peşinden koşarsınız. En sonunda elde ettiğinizi düşünürsünüz ama bilemezsiniz onu hiçbişekilde elde edemeyeceğinizi. Siz onu elde ettiğinizi düşünürken hakkınızda kurulan planlardan bi habersinizdir.
Hasbelkader ona inanıp ilişkiye başladınız. Asıl gerilim filmi şimdi başlamaktadır.Bu türler duygusal vampirlerdir. Hastalığından dolayı insanlarla samimi ilişkiye girdiklerinde onları sömürürler. Dünyaya onun taleplerini yerine getirmek için gelmişssiniz gibi davranırlar. Buda bi nebze kabullenilebilir ama aynı zamanda sizin özgüveninize olan saldırmalarına bi yere kadar tahammül edersiniz. Ruh haliniz paranoyaklaşmaya başlar. Bir sonraki özgüven yıkıcı saldırıyı beklersiniz. Aynı zamanda hatta sizin yanınızda gözünüzün önünde bile başka erkeklerle flörtvari konuşmalar yapar, siz noluo napıyosun dediğinizde bir şekilde siz suçlu olursunuz. Ne paranoyaklığınız kalır, ne özgüvensizliğiniz ne de aşağılık kompleksiniz. Siz ne kadar kendinize güvenirseniz saldırılar o kadar şiddetli fakat farkettirmeden olur. Bir şekilde çeşitli imalarla hor görülürsünüz. Daha önceki yaptığınız samimi itiraflar size ilerde suçlama olarak döner. Git gide psikolojiniz bozulmaya başlar çünkü iyi niyetiniz şiddetli bir şekilde suistimal edilmektedir ama direk olarak değil, dolaylı olarak ve ima edilerek. Patolojik olarak yalan söyleme, kandırma, hile yapma, aldatmak gibi kavramlar onlar için normaldir. Anormal olan sizin bunlara niye şaşırdığınızdır.
bu hastalıktan müzdarip insanların kendine güvenleri sıfır olduğu için ilişkide bulunduğu insanın kendine olan güveninden rahatsız olurlar. Eğer ezik bir insan değilseniz, sürekli sorgulayan, hatalarını yüzüne çat çat söyleyen, onu kaybetmekten korkmayan biriyseniz saldırıların şiddeti o derece yüksek olur. Sizin onu haketmediğinizi söyler, daha iyisini bulabileceğini ima eder. Size zarar vermek için elinden geleni ardına koymaz. Siz bir zaman sonra artık kavga etmekten yorulduğunuz için tepki vermemeye başlarsınız fakat tüm saldırılar bilinç altınıza işlenir ve yalnızken hatırlar deliye dönersiniz. Zaman geçtikçe delirdiğininizi hissedersiniz.
Tüm yapılanlar sizden tepki almak içindir, olumlu veya olumsuz farketmez. Sizin deliye dönüp bağırıp çağırmanız bile onun için kendine değer verildiğine dair bir davranıştır. Çünkü iç dünyası bomboştur ve ne şekilde olursa olsun değer verildiğini bilmek ister. Sanırım bu hastalığın temelinde çocukluktaki ebeveynler tarafından yeterince değer verilmemiş onaylanmamış olmak yatmakta. Ayrıyetten sürekli en ufak bir kararında bile insanların onayını almaya çalışmalarıda bu yüzden belkide.
Siz eğer güçlü, bağımlı olmayan bir insansanız bir noktadan sonra yeter ulan dersiniz, kaçmaya başlarsınız muhabbeti kesersiniz. ama tacizler devam eder, sizi sevdiğini söyler başka hiçbir erkeğin olmadığını söyler, sadece sizi istediğini söyler çünkü sizden gelen ilgiyi kaybetmek onun için bir yıkımdır. İnanırsınız tekrar denersiniz aynı şeyler devam eder, ayrılırsınız, tekrar inanırsınız aynı döngü siz emin olana kadar devam eder. En sonunda emin olursunuz iyice uzaklaşırsınız, sizi tekrar aynı döngüye çekmek için elinden geleni yapar hatta intihar edeceğini bile söyleyebilir, intihar tehditleri savurabilir. Size artık zarar veremeyecegini, sizi yenemeyeceğini anlayınca yolunuzdan çekilir ancak.
Ben psikatrist değilim ama bir psikiyatrstin uzaktan teşhisiyle bu hastalığı öğrendim. Çok vahim bir hastalıktır, bu insanlar diğerlerine kasten zarar veriyor gibi görünsede aslında tüm yaptıkları içlerindeki sonsuz boşluğu bir nebze doldurmaya çalışmaktır. Kişisel tavsiyem böyle biriyle karşılarsanız duygusal olarak bağlanmamaya çalışın, işler duygusallığa bağlanmaya başlarsa da kaçabildiğiniz kadar uzağa kaçın. Kişilik bozukluğu olmayan birinin bu kadar manipülasyonu ve suistimali bünyesi kaldıramaz.
Her ne olursa olursa olsun onu suçlamıyorum çünkü o bir hasta ve bana ne kadar zarar verdiğini anlayacak kadar olgun bir beyne sahip değil. Ben uzak durmayı seçtim ve artık hiçbir şekilde görüşmemeye karar verdim ne arkadaş olarak ne sevgili olarak.