PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Toplumsal cinsiyet



Delirium
05-10-2012, 12:00 PM
Merhaba Arkadaşlar,
Bir tanım veya terim anlam olmadan sormak istiyorum, toplumsal cinsiyet deyince aklınızda uyanan nedir, düşüncelerinizi benimle paylaşır mısınız?

zeliha
05-10-2012, 01:40 PM
herkesin ugrastigi seylerin geleceye zarari oldugu sey her halde.toplumsal cinayet garcekten ne?lutfen soylermisin:D

telekinezi
05-10-2012, 03:18 PM
Ben bilmiyorum, ilk defa duydum ve tanımı var mı diye bakmadan sallama hakkımı kullanıcam :)
Toplumsal cinsiyet toplumsal yaşamda bir cinsiyetin daha üstün olması durumudur. Mesela ataerkil toplumda toplumsal cinsiyet erkek iken. Anaerkil, kadının daha fazla yeri olduğu gözlenen toplumlarda ise toplumsal cinsiyet kadındır diyebiliriz.

Delirium
05-10-2012, 04:04 PM
Doğrı salladın bence tele :) Süpersin hatta!.

Peki sence bizim toplumumuzun bir cinsiyeti var mı?

telekinezi
05-10-2012, 05:58 PM
Bizim toplum için şöyle böyle diyorlar :p
Ama ben onlara katılmıyorum üzülerek söylüyorum ki erkek.

elmaelma
05-10-2012, 10:16 PM
"Toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyet kavramının ötesinde tüm cinsiyet algılarının toplum tarafından belirlendiğini öne süren bir kavramdır. Toplum içinde "kızlar şöyle olur, erkekler böyle olur" gibi aşılamalar toplumsal cinsiyeti öğretir. Kızlarla erkeklerin farklı uzunluklarda saç uzatmaları, pantolon ve eteklik giyme, kulağa küpe takma ya da takmama, saçı tokalama ya da tokalamama gibi farklılaşmalar toplumsal cinsiyet ile uyumlu duruma gelme davranışları olarak değerlendirilebilir. Bütün bu olgularda biyolojik cinsiyet değişmez, ancak toplumsal cinsiyet ortaya çıkar."

Benim düşüncem, toplumun cinsiyet farkı üzerine oluşturduğu kalıplaştırılmış düşünceler.

Delirium
08-10-2012, 03:47 PM
telekinezi , zeliha elma hepinize teşekkürler.

Evet, biz eril bir topluma mahsup olarak doğmuş bireyleriz, toplumsal kurallara baktığımızda erkek egemen bir toplumsal sözleşmenin tarafıyız. Geleneksel şekilciliğe hala önem veriyoruz, fakat çoğu göçebe halklar gibi türklerde de ilk çağlarda kadına verilen önem çok fazlaymış, dişi merkezli bir hayat anlayışı varmış şimdi ise tam tersiyiz. Peki bu değişim sizce nasıl olmuş olabilir?

telekinezi
08-10-2012, 05:08 PM
Duydum sadece doğruluk payını bilmiyorum ama hanım sözcüğünün eskiden han'ın eşini tanıtırken kullanıyormuş. Yani gelenler han'a hanım (ım iyelik) derken han da eşini bu da benim han'ım diye söylüyormuş. Han eşini kendi han'ı olarak tanıtıyormuş. Ama sadece duydum açıkçası o zamanlar iyelik eki olmayabilir tabi bu durumda bu hikaye de doğru olmayabilir. Biraz kopya çektim:
Bir teoriye göre, ilk çağlarda insanların cinsel ilişki ve hamilelik arasındaki bağdan, dolayısıyla babalık kavramından habersiz olduklarını, bu yüzden de doğan çocukların bütün topluluğa ait olduğunu savundu. Teoriye göre erkekler babalık olayının farkına vardıklarında ilişkiye girdikleri kadınlara ve doğan çocuklara sahip çıkmaya başladılar, bu da anaerkilliğin yerini ataerkilliğe terketmesi ile sonuçlandı.
Ancak arkeolojik kazılarda çıkan şeylerin yorumlanması ve tanrıça figürlerinin yorumlanması üzerine aslında anaerkil toplumun hiç var olmadığı da düşünülmekteymiş.
Dedikleri gibi belki hiç değişim olmamıştır her zaman ataerkildik. Ama tabi eskiden anaerkilmiş denen toplumlar hangileriymiş, bu toplumlar neden böyle biliniyor kadın bu toplumların neresinde ve ne kadarında bulundu soruları aklıma geldi benim?

AZAD
08-10-2012, 07:46 PM
toplumsal cinayet konusunu bence herhangi bir konuda sabitlemek yerine genel anlamda düşünüp yargılamak daha doğru olur....toplumda 7 den 70e kadar tüm insanlığı raqhatsız eden her şey bir cinayettir...kadına şiddetten tutunda cocuk kaçakçılığı uyuşturucu satıcılığı terör maksatlı yapılan çalışmalar saymakla bitmezzz...
bence tek sorun SAYGIDIR arkadaşlar insanın insana saygısı yok ise dünyada tümm suçları işlemek konu nee olur ise olsun bunların içibnde bulunmak kacınılmazdır...düşünsenize tam anlamı ile saygı olsa bir insanda eşini döwermi,,yada uyuşturucu satarmı yada ırk ayrımı yaparmııı...tekk sorunumuz saygıdır saygııı :) sizleri saygı ile selamlıorum arkadaşlar hoscakalın :)

Delirium
08-10-2012, 09:06 PM
Tele süper açıklamışsın. Azad'ın da dediği gibi hep kadın eziliyor gibi bir durum da yok aslında bu kalıplar erkeklere de ağır sorumluluklar yüklüyor. Yine de keşke anarerkil toplum olsaydık bence :p

telekinezi
08-10-2012, 09:12 PM
Yine de keşke anarerkil toplum olsaydık bence :p

vuuu feminizm kokusu alıyorum :p

elmaelma
09-10-2012, 03:05 AM
Geleneklerimizde kadın önemlidir heleki anneyse, bir çok atasözü kanıtı olsa gerek. Bizdede hala geçerli olduğunu düşünüyorum, sadece öteki kısım biraz fazla öne çıkırılarılıyor. Ayrıca annenin kızları ve oğulları arasında soy bakımından bi farklılık olmasada, babanın erkek çoçuğuna mutlak bir soy geçişi olduğu bilimsel bir gerçektir. :)

Delirium
09-10-2012, 11:03 AM
Elma, kadınların sadece toplum tarafından olumlu olarak belirlenen sıfatlar kazanması durumunda - annelik gibi- saygı görmesi ve kutsanması durumu da bana biraz muallak geliyor. Anne olamayan kadının kendini işe yaramaz hissetmesine yol açıyor bir müddet sonra. Soy geçişi konusu ise, biyoloji bilgime dayanarak söylüyorum, bizim sandığımız ölçüde erkeğin belirleyici özelliklerine dayanarak oluşmuyor gibi. Yani sonuçta anne yumurtasından 23 kromozom ve baba sperminden yine 23 kromozom birbirini eşleyip oluşturuyor çocuğu. Birleşim eğiş olduğu halde çocuk - veya kadın- erkeğin soy ağacında görünüyor; erkeğin bu kadar kapsayıcı kabul edilmesi bana göre toplumsal cinsiyet algısından ibaret.

dipnot : Aristo gibi çağını aşmış bir düşünür bile bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi ve soyaçekimin tamamen erkekten kaynaklandığını, kadının sadece tohumun ekildiği tarladan ibaret olduğu görüşünü benimsemiş, bunu duyduğumda çok şaşırmıştım.

telekinezi
09-10-2012, 03:32 PM
Şu 23 kromozom olayına bir not eklemek istiyorum. Anneden 23 kromozom babadan 23 kromozom gelmekte ve bunun yanında hemen bütün mitokondriler de anneden geçmekte. Mitokondri de kendi genomunu na sahip olduğunu da eklemek isterim. Ayrıca genetik özelliklerin yanı sıra epigenetik özellikler (genler üzerindeki değişimler olmayıp genlerin organizmalardaki ifadelerindeki farklılıklar) de anneden geçmektedir. Bu durumda kalıtımda annenin payı babaya göre daha fazla olmaktadır.

AZAD
09-10-2012, 03:46 PM
allahım ben yine yanlış anlayıp okumuşum başlığı :( neysekii konuya yakın şeyler yazmışım :(

Delirium
09-10-2012, 04:06 PM
Telecim ben de mitokondri olayına bişey ekleyeyim, tüm insanlığın tek bir kadından ortaya çıktığı da bu mitokondri yapısının %99'a varan oranda aynı kalmış ve hiç değişmemiş olmasına bağlanıyor diye biliyorum. Hatta ve bu kanun haline gelmiş, "Mitokondriyel Havva" ismiyle kayıtlarda bulunuyormuş.

telekinezi
09-10-2012, 04:50 PM
Aynen öyle delicim :)

Delirium
09-10-2012, 04:56 PM
Oley kadınlar o zaman:p Kimse alınmasın yani, sonuçta hepimiz bir kadından dünyaya geliyoruz, o manada bir oley, ayrımcılık içermez :P

gloxinia
10-10-2012, 06:44 PM
toplumsal cinsiyet diye birşey kesinlikle var olabilir ama bu iki cins arasında farklılıklar olduğunu değiştirmez bence.ama toplum bu cinsiyetler üzerinde etki yapabilir, cinsler kendilerine göre etkilenebilirler.toplum etkileşimdir.

toplum etkileşimdir, yani aynı şey sırf cinsiyetler değil tüm konuda tüm insanlar için geçerlidir, toplum bizi etkileyebilir ve değiştirebilir, diğer bir değişle kimliğimizi belirleyebilir.

"Bir teoriye göre, ilk çağlarda insanların cinsel ilişki ve hamilelik arasındaki bağdan, dolayısıyla babalık kavramından habersiz olduklarını, bu yüzden de doğan çocukların bütün topluluğa ait olduğunu savundu..."

kültürü sıfır virgüllere yeni ulaşmış birisi olarak çok yorum yapamicam ama böyle bişey olduğunu sanmıyorum.geçmiş çağların ilimini çok küçümsüyoruz bence.çok gelişmiş bilimleri yoktuysa bile bunu öğrenmişlerdir.

hadi varsa da "kadın" figürünün değeri doğurganlığıyla ölçülüyorsa çok da kıymetli bi figür değilmiş.kadına verilen önem derken neyi kastettiğinize bağlı aslında.kadınların küçümsenmemesi gibi bişey mi yoksa toplumsal açıdan değeri, yeri mi?

Delirium
15-10-2012, 11:50 AM
Gloxinia, ilk çağlarda erkeğin kadının üretimine yardımcı olan bir aracı - şimdiki masküler düşüncenin tam tersi yani- olarak görülmesi tezi yaygınmış,çünkü çocuğu doğuranın kadın olması, üremedeki kutsanmışlığın toptan kadına atfedilmesine neden olmuş. Avcı- toplayıcı toplumlarda - ilkel komünel toplumlar olarak da bilinir- erkekler eve yiyecek getirmek için gerekli güçlü kas yapısına sahipken kadınlar da barınma sorununa çözüm bulacak materyaleri dönüştürebilen el becerisine sahipti. Eve yapıldıktan sonra, ilk erkek ve kadın rolleri "içerlikli ve dışarlıklı" olarak belirlendi; evde oturan kadın çocukların bakımı ve zamanla oluşan kabilelerdeki yerel iş bölümüne katıldı, erkekler ise grup halinde avlanmanın avantaj sağladığını anladı. Ne zaman ki erkek avlanma konusundaki becerisininin kadınların toplam emeğinden üstün tutmaya başladı - ve dolayısıyla erkeğin soy konusunda belirleyici olduğunu tezi de ortaya çıktı- kadınlar eve, erkekler de dışarıya hapsedildi, toplumsal roller İngiliz endüstri devrimine kadar üç aşağı beş yukarı bu şekilde devam etti. Toplumsal "yerin" değeri, o dönemlerde baskın olan anaerkil veya ataerkil yapının içerlikliyi mi dışarlıklıyı mı diğerinden daha "değerli" tuttuğuna göre belirlendi.