PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Evlilik Mi...birliktelik Mi..??



esin_29
19-12-2007, 03:28 PM
Yaşamınıza birlikteliğin mi,yoksa yalnız kalmanın mı daha iyi olacağına karar vermeye çalışırız.

Beraber olmak mı, bağımsız yaşamak mı? Kendini teslim etmek mi yoksa özgür olmak mı? Yaşadığınız olumsuz tecrübeler, hayal kırıklıkları hatta mutsuz bir aile ortamında büyümek bu ikilemi yaşamanıza neden olur. Oysa birçok insan bunun kararını rahatlıkla verebilirken siz hâlâ birçok endişeyi içinizde barındırırsınız. Evlilik değil, ciddi bir beraberlik bile sizi tedirgin etmeye yeterli olur. Bağlılık ve özgürlük noktasında bu hassas dengeyi kurmaya çalışırsınız. Ne zaman o dengeyi aşarsınız, işte o zaman hayatınızda eksik olan şeylere ihtiyaç duymaya başlarsınız. Uzun soluklu bir ilişkiniz olduğunuzda, ait olma duygusu hoşunuza gidebilir. Fakat bazı noktalarda bu bağlılık kısıtlayıcı olmaya, sizi sıkmaya başlayabilir ve kendi hayatınız üzerinde daha fazla söz sahibi olma ihtiyacı duyabilirsiniz. Eğer bekarsanız ve özgürseniz, içinde bulunduğunuz bağımsız olma duygusu sizin hoşunuza gidebilir fakat sonrasında bu duygu yerini yalnız hissetmenize ve biri ile beraber olma isteğinize bırakabilir. Yeni bir ilişkiye başladığınızda da bağımlı olduğunuzu ve kısıtlandığınız duygusuna yeniden kapılıp yeni bir kısır döngünün içinde kendinizi hissedebilirsiniz.

Kararsızlık yaşıyorsanız
Eğer hâlâ içinde bulunduğunuz durumdan emin değilseniz, ikilemlerin içine düşmeniz çok normal. Bir birliktelik yaşamadan önce ayrılığı düşünüyor ya da bir evlilik yaşamadan önce boşanmayı düşünüyorsanız bu aslında sizin korkularınızın da bir göstergesidir. Oysa özgürlük ve bağlılığı bir arada yaşayabilirsiniz. Temelinde saygı, adalet, dürüstlük ve güven olan bir ilişki yaşadığınızda da hem özgürlüğü tadabilir hem de aitlik duygunuzu tatmin edebilirsiniz. Birlikteliği ya da evliliği kısıtlayıcı bir durum gibi görmemek ve bakış açınızı genişletmeniz gerekir. Bu noktada empati kurmak, isteklerinizi birbirinize açıkça söylemek ve zaman zaman birbirinizi yalnız bırakmak bir ilişkide yapmanız gereken en önemli şeydir. İşte her iki durumda da yaşayacağınız avantajlar ve dezavantajlar listesi:

Bekar olmak

Avantajları
1)Kendinizi keşfetmek ve geliştirmek, yani kendiniz olmak için yeterli özgürlüğe sahipsinizdir. Fedakarlık yapmak zorunda kalmazsınız. İstediğinizi yapabilirsiniz. Örneğin: Dans dersleri alabilir, İspanyolca öğrenebilir, evinizde kedi ya da köpek besleyebilirsiniz. Ayrıca geride bırakacağınız hiçbir şeyinizde yoktur. İstediğinizde yeni bir ev, yeni bir iş ve farklı bir şehirde yaşamayı bile düşünebilirsiniz.

2)Başka birinde mutluluğu aramak yerine kendinizde mutluluğu elde etmeyi öğrenirsiniz.

3)Eksiksiz, çok yönlü ve özgürsünüzdür. Gelecekte yaşayacağınız ilişkilerinizde daha mükemmel vasıflarla girme şansına sahip olabilirsiniz. Her anlamda tam bir donanıma sahip olmak, tek başına rahat bir yaşam sürebilmek ve ayaklarınızın üzerinde dimdik durmak ilerde yaşayacağınız ilişkilerinizi olumlu yönde etkileyecektir.

4)Mali konularda daha fazla söz hakkına sahipsinizdir. Nereden alışveriş yaptığınız ya da yüksek bir fiyata aldığınız ayakkabı için hesap vermek zorunda değilsinizdir.

5) Her erkekte olan horlama, yorganı çekme, geğirmek ve tıraş takımlarını lavaboda bırakmak gibi sinir bozucu durumlarla karşı karşıya kalmazsınız.

6)Kız arkadaşlarınızla, ailenizle ve gönül işlerinizle daha fazla vakit ayırabilirsiniz. İhmal ettiğiniz ve size destek olan kişilerle ilişkilerinizi rehabilite etme şansınız olur.

7)Dışarıya rahatlıkla çıkabilir ve yeni insanlarla tanışabilirsiniz. Bunun içine yeni erkek arkadaşlarınızı da ekleyebilirsiniz.

8) Eve geldiğinizde yemek yapmak, çamaşır yıkamak, evi toplamak gibi zorunluluklarınız olmaz. İstediğiniz zaman bunları yapabilirsiniz. Üstelik en önemlisi gömlek ütülemekten artık yorgun düşmezsiniz.

Dezavantajları
1) Kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Özellikle etrafınızda o kadar çift varken ve aileniz artık biri ile birlikte olmanızı isterken.

2)Bunu başarısızlık olarak değerlendirebilirsiniz ve bu konuda kendinizi acımasızca eleştirebilirsiniz. Hatta depresyona bile girebilirsiniz.

3)Bekar olduğunuz için etrafınızdaki adaylar arasında bir tercih yapmakta zorlanabilirsiniz. Ama uzun süre bekar kalırsanız ve ince eleyip sık dokursanız elinize geçen fırsatları değerlendiremeyebilirsiniz.

4) Flört etmek bir sürüklenmeye sebep olabilir. Kadınlar ve erkekler sürekli farklı şeylerin peşindedirler. Kadınlar kendilerini anlayan, güvenebilecekleri bir erkek ararken; erkekler ise rahat bir ilişki yaşayabilecekleri bir kadın ararlar.

5)Bir çiftin sahip olduğu şeyleri gördüğünüzde üzülebilirsiniz. Birbirine ruh ikiziyim diyen ve onunla bir ömür boyu yaşamak istediğini söyleyen bir çifti ya da çocuklarıyla oyun oynayan bir aileyi gördüğünüzde bazı şeyleri kaçırmış hissine kapılabilirsiniz. Fakat evlendiğinizde bile bazı şeyleri geç yaşamış olmak sizi yine üzebilir.

6)Sürekli neden bekar olduğunuzu kendinize sorabilirsiniz. Bunu dert edip bir an önce yeni birini bulmak umuduyla karşınıza çıkan her erkekle ilişki yaşayabilirsiniz. (Sizin bu halinizi gören potansiyel eş adaylarını da bu arada kaçırma şansınız da yüksek.)

7) Aileniz ve arkadaşlarınız sizi rahatsız edici yorumlarıyla canınızı sıkabilirler. "Tam sana uygun bir çocuk buldum" diyerek çöp çatanlığa bile başlayabilirler.

atomcekirdegi
23-12-2007, 03:42 PM
beni üzmeyeceğine bi emin olsam şu dakka evleneceğim ama..Yok peki paranoya sınırlarında galiba..

butterfly
23-12-2007, 04:59 PM
belli bi birliktelikten sonra evlilik;)

mavigece
23-12-2007, 10:41 PM
birliktelik ;)

Gümüş
23-12-2007, 11:01 PM
açıkçası emin değilim.:o

birmelek
23-12-2007, 11:45 PM
Evlilikkk..(resmi güvencesinden dolayı)

BeYaZ_KeLeBeK
24-12-2007, 05:00 PM
doğru kişi olduğuna inandığım,sevdiğim sevildiğim saygı olan ve en önemlisi güven duyduğum biriyle evlilik....

butterfly
24-12-2007, 06:18 PM
Evlilikkk..(resmi güvencesinden dolayı)
biraz daha acabilirmisin birmelek?

qanki
24-12-2007, 06:46 PM
bence birliktelik evlilikten daha sıcak bi ilişki. iki tarafta birbirine kendini mecbur hissetmeden sadece sevdiği için beraber olmalı. evlilik işi biraz daha kurallara kalıplara sokuyor. aileler falan giriyor işin içine. sorumluluk ağırlaşıyor. birliktelik daha esnek daha sıcak bence. ama bizim kültürümüz buna izin vermiyor. böyle birşeyi ailelerimizede kabul ettiremeyiz. o yüzden mecburen evlilik.

Bilge
24-12-2007, 08:41 PM
Sosyal gerçekliğimiz, birlikteliğe -kastınız "flört" yahut "çıkma" ya da "sevgililik" ise- pek uygun değil. Aileler bunları daha çok (aşağı yukarı) 17-23 yaş arası kaçamaklar olarak değerlendiriyor. Tabi bunun aksi mümkün. Yalnız biz de ağırlıklı durum ilk bahsi geçen şekildedir diye düşünüyorum. Ancak bunu çok abartmamalı, zira ebeveynlerin, çocuklarının evlilik öncesi tanı(ş)ma sürecine karşı çıkma şiddeti gün geçtikçe azalmakta kanısındayım.
-Dikkatinizden kaçmamıştır- 'evlilik öncesi' düşüncesi temel şart olarak hala kabul görmektedir. Bu özünde kötü bir değer yargısı değildir ve sadece dini kıstaslara bağlanması da oldukça yanlıştır. Zira Japon toplumu ve Tai kültürü evlilik ve bakirlik-bekaret konularına en az bizim kadar önem vermektedir.
Arkadaşımızın mesajında tartışmaya açtığı husus esasen bu olmasa da bu konulara değinmeden düze çıkmak biraz zor. Zira arkadaşımız bir kararı tartışmaktadır ve bireysel gibi gözüken bir karadır bu. Lakin evlilik yahut evlilik olmadan bir birliktelik kararı aslında sosyal bir kuşatılmışlığın çizdiği çerçevede verilir.
Ancak ehlen ve sehlen belirtmek gerekir ki tartışma konumuza ilişkin olarak, en zor durumdaki kesimin bayanlar olduğu kanısındayım. Bu kanımı açmak konuyu dağıtır diyerek devam ediyorum. Keza evlilik konusu da ayrı bir açılım -ki derya denizdir, tek bir kova su çeksek bile içmekle bitmez-.
Toplumumuzda konumuzu oluşturan ilişkiler ile ilgi olarak geçişkenlik son derece zayıftır. “Sen benim alın yazımsın” kültürü artık ad değiştirerek “ruh ikizi” halini almaya başlamış olsa da, boşanma sonucuna varan evlilikler, “cenneti gitme ihtimalini zedeleyen” olgular olarak kabul görmektedir. Pürüzsüz bir yaşam saplantısı, belirsizliklerin bunalım tohumları olarak görülmesi arka plandaki nedenleridir aslında.
Sorunu şöyle tanımlamak doğru olur: güven ve denge eksikliği var…!
İkisi de birbiri olmadan işlevsizdir…
Örneğin, ebeveynlerin çocuklarına olan güvensizliği dengesizleştiğinde, aslında güvensizliklerinin temelinde yatan hususlardan birinin de, ‘kendilerinin -olmaları gerektiği halde- olamadıklarını evlatlarından beklemeleri’ olduğu dikkatten kaçmaktadır.
Diğer taraftan söz, nişan ve evlilik taraflar açısından birer statüdür. Statü toplumda insanın yerini belli eder ve meşruiyet ehliyetidir. Ancak birliktelik toplumumuzda bir statü değildir. Ben şununla birlikteyim dediğinizde ortada manevi bir boşluk oluşmaktadır. Boşluk güven ve denge ile doldurulduğunda birliktelik konusu statü olabilecektir.
Boşluk sadece “benim adım kefildir” mantığı ile dolmayacaktır. Tabiri doğru ise “babanız bile güvenmez”!
Güven telkini ancak ve ancak diğer yaşam alanları ile desteklenmelidir. Daha somut olmak gerekirse, kariyeriniz, çalışkanlığınız, olaylara yaklaşım açınız, fevriyet göstergeniz, duygusal ibreleriniz vb. kişiliğinizi ve dışsallıklarınızı (dışsal faydanızı) ortaya çıkarmaz iseniz oluşacak güven bunalımı bu konuya da sirayet edecektir.
Ve açık olmak…
Ne düşündüğünüzü açıkça, önceden planlayarak yansıtabilme yeteneğiniz…
Bu kendinize karşı olabildiğince objektif bakabilme (empatiyi de kapsar) yetisini geliştirmenize bağlıdır. Dikkat etmek gerekir ki bu yeti geliştirilir, birisi tarafından Allah’ın bir lütfu ile size damardan enjekte edilmez. “Dünya imtihan meydanı” denirken ki kasıt da aslında biraz buramızı çimdiklemektedir.
Sahip olduklarınızın, değerlerinizin bir Ferrari ile temsil edildiği ve onu sattığınızda ruhsal sükuna kavuştuğunuz (!) bir çağda yaşıyoruz.
Belirsizlikleri en aza indirme iç güdüsünü dengede tutan ve/veya belirsizlikleri doğru yöneten kimselerin ‘hayatı başaracağına’ inanıyorum. Güven ve denge bu savaşta kılıç ve kalkan… Savaşın karşı tarafı hayatın ta kendisi…

Sonuç: Herkes kendi birlikteliğini güven ve denge ile önce kendi içinde, sonra etrafında statü haline getirirse evliliğe geçiş süreci daha kolay ve duygusal açıdan hesaplı olacaktır. Zira evlilik bence varılması gereken bir durak olarak kalmaya devam etmelidir.
Sağlıcakla kalın…

superisi
25-12-2007, 02:15 AM
:)tabiikide evlilik diyorum evli biri olarak.

keşiş
25-12-2007, 02:26 AM
Hayatının geri kalanını O' nsuz geçiremeyeceğini düşünüyosan ki karşı taraf da aynı şeyi düşünüyosa evlilik.
Eğer soru işaretleri varsa belli belirsiz; ben hiç olmamalı beraberlik.

dreamer8
09-01-2017, 02:02 PM
Detaylı bir çalışma yapmışsın dostum. Ben de dedim 10 yıl öncesinin konusu nereden icap etti de açıldı diye.

geray
09-01-2017, 02:16 PM
bipolarım tepemde, evladım bir başlık daha aç yeni bir başlık yeni bir konu. bu kadar takıntı yapma olayı. müslümanlıkta şöyle der : kendinizi çok üzmeyin, fazla üzüntü şeytan vesvesidir.

geray
09-01-2017, 04:45 PM
ama evlat yıpratıyorsun kendini boş yere. ilacı yarım doz artır , sakinleş.