Tek taraflı bir bakış açısından kaleme alınmış bir yazı, erkek tarafından da buna benzer yazılar kaleme alınabilir. Bu ve buna benzer yazıların, erkekleri zan altında bıraktığına ve hedef noktası haline getirdiğine inanıyorum.
Çalışan kadının birçok derdi var. Hele bir de bu kadın boşanmış ve çocukluysa. Emine Hanım 38 yaşında, boşanmış ve on beş yaşında bir kızı var. Maddi olarak gayet iyi kazandıran bir işi var. Fakat, gözünden hiç yaş eksik olmamış anlattığına göre. Başından talihsiz bir evlilik geçmiş.
Eşi ilk tanıştıklarında çalışıyormuş. Evlendikten birkaç ay sonra, türlü sebepler uydurup işten ayrılmış. Sonrasında, bir türlü iş bulamamış, aslında iş imkânları hayli fazlaymış. Hatta Emine Hanım kendi çalıştığı şirkette bir iş bile bulmuş. Fakat iş görüşmesine gittiği zaman, görüşmeyi yapan kişiye, "Beni eşim zorla gönderdi, aslında ben bu işi istemiyorum" gibi şeyler söylemiş. Tahmin edeceğiniz gibi bu iş de olmamış. Adam gayet rahat, asıl amaç çalışmadan yaşamak. Armut piş, ağzıma düş durumu. Nasıl olsa eşinin durumu müsait, neden ben çalışayım gibi bir rahatlığın peşinde. Bir süre sonra, bardağı taşıran son damla damlamış ve artık Emine Hanım'ın canına tak etmiş ve bu iş boşanmayla sonlanmış. Bir annenin "Canı'ndan bir parçasına söylenecek en üzücü sözlerden biri de, "Sen çok yiyorsun annenin paralarını sen bitiriyorsun" gibi kırıcı bir söz olsa gerek.
Sahtekar çıktı
Yalnızlıktan sıkılan ve dayanacak bir dal, kızına iyi muamele edecek bir hayat arkadaşı arayan Emine Hanım, aradan yıllar sonra şansını yeniden denemiş, ama bu sefer de karşısına bir sahtekar çıkmış. Bu kısmını Emine Hanım'ın ağzından dinleyelim: "Bana doktor olduğunu ve çok yoğun çalıştığı için haberleşmeden hastaneye ziyarete gelmememi söyledi. Bir süre sonra, hastaneye ziyarete gitmek üzere defalarca aradım ancak Bülent Bey bir türlü müsait olmuyordu ya da hep hastane dışında olduğunu söylüyordu. Şüphelendim ve merakıma yenik düşüp takip ettim. Hastaneye gidiyorum diye çıktı ama başka bir yere gitti. Hastanede araştırma yaptım ama öyle birinin çalışmadığını söylediler. Yüzleşince adından, işine, oturduğu yere kadar her şeyin yalan olduğunu öğrendim"
Olan oldu artık...
Bugün yaşadığı maddi ve manevi zararın faturasını yine kendi ödedi. Maddiyatın telafisi mümkün belki. Peki ya, zarar gören maneviyatın yaralarının sarılması nasıl olacak? Bu iş çok daha zor ve zaman isteyen bir süreç. İlişkilerde maddi paylaşım olmazsa olmaz, ama olmayacak bir şey daha varsa, bir erkeğin hiçbir mantıklı gerekçesi olmadan sırtını maddi açıdan kadına dayaması. Üretimde hiç bir payı olmadan tüketimde yüzde yüz katılım sağlaması. Özellikle orta yaş üzeri erkeklerde görülen bu tembellik sendromuna dikkat edin hanımlar. Saygı ve sevgiyi hak etmek için, bir ilişkide herkes üzerine düşen görevi yapmalı. Kadınlar kadınlığını, adamlar da adamlığını bilmeli...!
Uzm. Psk. Ceyda ŞENEL
YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ
Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
Benim ayakkabılarımı giy
ve benim geçtiğim yollardan,
sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
Benim geçtiğim senelerden geç,
benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!
Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN
Tek taraflı bir bakış açısından kaleme alınmış bir yazı, erkek tarafından da buna benzer yazılar kaleme alınabilir. Bu ve buna benzer yazıların, erkekleri zan altında bıraktığına ve hedef noktası haline getirdiğine inanıyorum.
Erkek kadının değerini, kadın da erkeğin değerini bilmeli. Tabi karşılıklı sevgi ve saygı varsa...Yoksa, birbirlerini oyalamamalılar.
Büyük aşklar ya sonsuzdur, ya da O’nsuz!.
birazda erkekler çalışmasın. hep onlar çalışacak kadınlar mı yan gelip yatacak
Erkek dediğin Öyle kuzu gibi olmayacak Her dakika aşkım canım cicim demeyecek Seni seviyorum lan diyecek mesela etek giydirmeyecek. kıskançlıklarıyla bunaltacak kızdırıpta Kızınca çok güzel oluyosun diye güldürmesini de bilecek Koydu mu oturtacak ama asla kıyamayacak ne bileyim abi el ele bi ortama girince herkes önüne bakacak. Kimse bakmaya cesaret edemeyecek. Sürekli Nerdesin kiminlesin diyecek gerektiği zaman yanında bitecek Öyle kız gibi trip atıp küsmeyecek Sevgisini laflarıyla değil davranışlarıyla belli edecek ama hiç bırakamayacak Sen bitti dediğin de peşinden gelip bitemez diyecek!
Erkek dediğin kadınının sadece bedenine değil ruhuna da dokunmasını bilecek.öyle vurdulu kırdılı erkekler çok kaba maalesef ama guclu de olacak dayak yemeyecek baskasindan korkmayacak.erkek dediğin romantik olacak yeri geldiğinde tabi aşkım da diyecek.en önemlisi erkek dediğin bir kadını sevdiği zaman gözündeki o perdeyi dünyadaki diğer tüm kadınlara karşı kapatacak.böyle bir erkeğin kölesi olamayacak kadın tanımıyorum ben. Bir bayan olarak benim için en önemli şey sadakat.
Elif gibi yalnızım,
Ne esrem var, ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim
Ne de bana ben katan bir şeddem var.
Ne elimi tutan bir harf
Ne anlam katan bir harekem…
Kalakaldım sayfalar ortasında.
İşte ben gibi, sen gibi…
Bir okuyan bekledim,
Bir hıfzeden belki…
Gölgesini istedim bir dostun med gibi…
Sızım Elif sızısı…
ben 4 kadın alamayan adama erkek demem
bu hikayeyi kpedere anlatmak lazım ama kulağı ile dinlemeyeceği kesin parazit gibi yaşamaya alışmış.
Adam dediğin kadının değerini bilmeli ,ama kadın da erkeğin çabalarını goz ardı etmemeli ,her şeyi anlamasını beklememeli .Kadının duygusal erkeklerin ise gerçekçi ve basit insanlar olduğunu kadınlar unutmamalı.Aynı duygusal duşunce ve tepki erkekten beklenildiği surece çoğu zaman sonuç hüsran olucaktır .
YA ÇARESİZSİZİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ
Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
Benim ayakkabılarımı giy
ve benim geçtiğim yollardan,
sokaklardan, dağ ve ovalardan geç .
Hüznü, acıyı ve neşeyi tad...
Benim geçtiğim senelerden geç,
benim takıldığım taşlara takıl,yeniden ayağa kalk
ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi !!
Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYA BİLİRSİN
Yer imleri