İçki içip araba kullanır mısınız? Kumar oynar ya da tanımadığınız kişilerle cinsel ilişkiye girer misiniz? Tüm bunlar yalnızca davranıştan ibaret değil; bunlar bir kişilik yapılanması.
Rita, heyecan için yaşamaktadır. Yaşam çok tahmin edilebilir hal aldığında adeta sıkıntıdan ölmektedir. Geniş bir arkadaş çevresi vardır ve bu çevre içinde sıkıcı ve durgun insanlara yer vermemektedir. Güvenilmez olduklarını bilse de heyecen verici, yeni insanlarla tanışmayı çok sevmektedir. Tütün ve esrar içmekte olan Rita aynı zamanda ağır bir alkol tüketicisi. Hafta sonlarında da kokain ve ecstasy ile dolu partilere katılmaktadır. Yeni çıkan her uyuşturucuyu denemekten de çekinmemektedir. Yeni tanıştığı biri ile, onu tanımak için zaman harcamadan ya da prezerfatif kullanmadan cinsel ilişki yaşamakta bir sakınca görmemektedir. Rita bir Porsche kullanmaktadır ve hız yapmaya da bayılmaktadır. Karşılayamayacağı kadar para kaybetse de, kumar oynamayı da çok sevmektedir.
Rita’nın davranışları pek çok yönden yüksek risk içeren davranışlardır. Uzun vadede bakıldığında, bulunduğu en tehlikeli aktiviteler, sigara ve içki kullanmasıdır. Alkol ve sigaranın yol açtığı ölümler, esrar ve kokainin yol açtıklarından yaklaşık 80 kat daha fazladır. Ancak Rita, sadece günlük yaşadıklarını değerlendirmekte, bunların uzun vadeli sonuçları üzerinde düşünmemektedir.
Rita hayali bir karakter olmasına karşın, genel anlamda bakıldığında, bir çok yönden risk taşıyan aktivitelerde bulunan kişileri temsil etmektedir. Yapılan gözlemlerde bu gibi kişilerin sadece bu şekilde var olmadıklarını; deneyimler ve genlerin hazırladığı bir kişilik “makyajı” taşıdıkları ortaya konmuştur. Bu tip kişilerin farkına varmak önemlidir. Çünkü bu kişiler, hem kendileri ve hem de başkaları için ciddi kamu sağlığı sorunları oluşturmaktadırlar.
Yıllar boyunca, “heyecan arayan” olarak adlandırılan bir karakter tipinin var olup olmadığı üzerine araştırmalar yapılmıştır. Heyecan arayışındaki tipi şu şekilde tanımlayabilmekteyiz: Derin ve karmaşık duygular arayarak, bunları tecrübe etmek için bir çok risk alan kişiler.
Risk almak, heyecan arama davranışının anahtar noktası değildir. Bu durum, değişiklik ve heyecan arayan kişi için neredeyse bir ödül anlamına gelmektedir. Aslında, heyecan arayışındaki kişilerin gerçekleştirdiği davranışların pek çoğu da yüksek risk içeren davranışlar olmamaktadır.
Kimi psikologlar, risk alma davranışını, bir kişilik yapılanması olan nevrotiklik ile bağlantılandırmaktadırlar. Bu davranışları, nevrotik çatışmaların ifade edilme şekli olarak görmektedirler. Bir “acting out” (dışavurum) ya da sınır fobik reaksiyonlar olarak değerlendirmektedirler. Son zamanlarda yapılan çalışmalarsa bu türden bir açıklamayı reddetmektedir. Araştırmalara göre, risk içeren davranış gösteren kişilerin, her zaman nevroz ya da kaygı belirtileri göstermeleri gerekmemektedir.
Kimi araştırmalarda, yüksek risk içieren davranışların, öfke ve kötümsel düşünce içeriğinin bir ifade şekli olabileceği ortaya konmaktadır. Ya da, hiperaktif bireyler örneklerinde olduğu gibi, kişi sadece can sıkıntısından kurtulmak için bu türden aktivitelere ihtiyaç duymaktadır.
Alkol ya da uyuşturucu maddelerin kullanımı gibi bir çok riskli aktivite, sosyal ortamlarda gerçekleştirilmektedir. Bunun sonucunda da, üniversite ortamı gibi yerlerde bu türden aktivitelerin sosyallikle bağlantılandırılabilmesi de mümkün olacaktır. Yapılan bir çalışmada, araştırmacılar, ünivertise öğrencileri üzerinde yoğunlaşmışlardır. Bu öğrenciler riskli olarak tanımlanan altı davranışın ya hepsini yada birkaçını birlikte gerçekleştiren kişilerden seçilmiştir. Bu altı riskli davranış ise, sigara kullanmak, içki içmek, madde kullanmak, tehlikeli cinsel davranışlarda bulunmak, dikkatsiz araba kullanmak ve kumar oynamak olarak belirlenmiştir. Araştırmacılar, bu noktada iki soruyu yanıtlamaya çalışmışlardır: Daha önceki çalışmalarda elde edilen bulgulardaki gibi, genel bir risk alma eğilimi bulunmakta mıdır? Ve eğer böyle bir şey varsa da bu yatkınlıkla bağlantılı ne tür davranış ve kişilik kalıpları bulunmaktadır?
Araştırmacıların tahmini, riskli davranışı meydana getiren şeylerin bazılarının ya da tümünün dürtüsel heyecan arayışı ile ilgili olduğuydu. Ama aynı zamanda nevrotiklik- kaygı, öfke- kötümserlik ve sosyallik- aktiflik bağlantıları da incelendi.
Bu alanlar, araştırmacılar tarafından geliştirilmiş beş faktörlü bir kişilik testi olanZuckerman-Kuhlman Kişilik Envanteri (ZKPQ) ile ölçülmüştür. Ayrıca, sigara, alkol, madde kullanımını, cinsel davranışı, araba kullanma ve kumar oynama davranışlarının her birini de ilgili birer envanter ile gözlemlemişlerdir.
Sorulan ilk soruda hedeflenen cevap, bu altı risk alanının birbiriyle etkileşim içinde olarak mı genel bir davranışı ortaya çıkarttığı idi. Sonuçta görüldü ki, sigara, içki, cinsellik ve madde kullanımı, birbirleriyle oldukça bağlantılı olarak davranışı etkilemekteydi. Hem kız ve hem erkekler arasında, bu davranışlardan birini gösteren kişinin, diğerlerini de gösterdiği ya da göstermeye yatkınlığı olduğu ortaya konmuştur (Farklı çalışmalardan elde edilen bulgulara göre de bu kişilerin çoğunlukla rock and roll müziğini dinlediği bulunmuştur).
Dikkatsiz ve tedbirsizce araç kullanma davranışı bu altı riskli davranıştan yalnızca birisi ile ilgili olarak gözükmektedir: Alkol kullanma. Malesef bu bağlantı da genellikle ölümcül sonuçlara sebebiyet vermektedir.
Erkek katılımcılar arasında, kumar davranışının, alkol kullanma ve tedbirsiz cinsel davranışlarla bağlantılı olduğu görülmüştür. Ancak kadın katılımcılar arasında, kumar davranışının başka bir risk içeren davranışla ilgisinin olmadığı ortaya konmuştur.
Sadece kumar davranışındaki farklılık dışında, araştırmacılar, bu altı risk içeren davranış üzerinden genellenebilecek bir risk alma skoru hesaplayabilmişlerdir. Temel olarak katılımcıları, yüksek- orta ve düşük düzeyde risk alıcılar olarak gruplayan ekip, daha sonrasında bu grupları, ZKPQ’daki beş davranış skalası ile karşılaştırmışlardır.
Sonuçlar hem kadınlar ve hem de erkekler için oldukça benzerdir. Yüksek derecede risk alan kişiler, beş davranış kalıbının üçünde de yüksek sonuçlar vermişlerdir. Bu alanlar: Dürtüsel heyecan arayışı, öfke- kötümserlik ve sosyallik. Bu durum da, onları risk almayı seven bir kişilik grubuna dahil etmektedir.
Risk almanın üç derecesini temsil eden gruplar içinde, nevrotiklik- kaygı ya da aktiflik anlamında belirgin bir farklılık bulunamamıştır. Buradan doğru varılan sonuç ise, bu kalıpların risk içeren davranışlarda bulunma üzerinde belirgin bir etkisi olmadığıdır.
Ancak, yine de, diğer kişilik yapıları ile riskli davranışlarda bulunma arasında da bazı bağlantılar olduğu ortaya konmaktadır. Ağır alkol kullanımının, genel risk alma yatkınlığı ile ilgili olan 3 kişilik etkeni ile ilgili olduğu görülmüştür. Bunlar da, dürtüsel heyecan arayışı, öfke- kötümserlik ve sosyalliktir.
Sigara kullanımı ve marihuana dışındaki madde kullanımlarının, sadece dürtüsel heyecan arayışı ve öfke ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Bu bilgi ilgi çekicidir çünkü daha önce yapılan bir araştırmada bu iki etkenin, kontro lgrubundan ziyade, hayat kadınlarında daha yüksek olduğu ortaya konmuştur. Dürtüsel heyecan arayışı ve öfke birleşiminin ayrıca, antisosyal kişilik yapılanmalarıyla bağlantılı olduğu da cezaevlerindeki erkek mahkumlar ve kokain kötüye kullanımında bulunan kişilerle yapılan çalışmalarda elde edilen bir bulgudur.
devamı allttadır.
Yer imleri