bu kişilik bozukluğu ile birini severek tanıştım 3 yıl oldu geldiğim noktayı özetleyeyim istiyorum başkaları yanmasın diye... yanmasın diyorum çünkü, malum sınır kişilikler hem melek hem şeytanı aynı oranda kendinde bulunduran tek kişiliktir ve etkileri siz karşı koymadıkça bitmez ve çoğu zamanda melek yanına yenildiğiniz içinde şeytani etkisindende asla kurtulamazsınız...
eleştirel anlamda anti-kişisel gelişim düzeyinde yazarlık ve genel olarak kişisel gelişime olan ilgimden dolayı sorunu kendi kendime anlamaya çalıştım karşımdakinin sınırkişilik olduğunu kendim buldum
ama ne yaptım ettim gene aynı sorunları yaşadık ve büyük kötülükleri beni çok sevdiğini söylerken bana hiç acımadan yaptı ve iyileşmesi için çok uğraştım ama son olarak aslında belirtileri çok olsa da tek bir cümle ile özetlenecek bir sorun olduğunu büyük bir şaşkınlıkla gördüm...
Geldiğim noktada sınır kişilik bozukluğunun tanımını da çözümününde psikolog vs tedavisi dışında dini kaynaklarda olduğunu gördüm ve böyle düşünüyorum. Tabi şimdi bunu dedim diye hemen "muska hoca" vs gibi ön yargılarla bakacak kişilerde olacaktır ama kormayın "muska yaptır hocaya git" demeden başka şekilde dini çözümümü yazayım...
Bütün o yazdığınız belirtiler bir yana özetle sınır kişilik; kişinin irade kontrolünün yani oto kontrolünün normal bir insana göre çok çok düşük olmasıdır. Yani yazılan on bütün belirtilerin sebebi otokontrol eksikliğinin aşırı olmasındadır sınırkişilikte. Çünkü aslında bizlerde sınırkişilik sayılmasak da bu sayılan her şeyi hepimiz zaten yaşıyoruz fark sadece bizler otokontrolümüz onlara göre daha iyi olduğu için hayat bu denli siyah beyaz ve sorunlu şekilde bakmıyoruz onlar gibi...
Hepimiz kaybetme korkusu yaşarız, hepimiz hızlı araç kullanmak isteriz, hepimiz birilerine öfkeleniriz, hepimiz birilerine hem çok değer verir hemde değersiz görürüz, hepimizde kimlik bocalaması vardır, hepimiz çoğu zaman siyah beyaz düşünürüz hepimizin çoğu zamanı 5 dakikamız diğer 5 dakikamıza uyaz;zıttır.
Yani hepimizde var bunlar ama bizler irade kontrolümüz orta değerlerde olduğu ve bunları dengelediğimiz için sınırkişilik sayılmıyoruz... Sınır kişilikler ise bunu dengeleyemiyorlar bu yüzden adı sınır hem en uçta hem dipte gidip geliyorlar iradeleri yok denecek kadar olduğu için çünkü onlar bizden farklı olarak daha çok "dürtü"yle hareket ederler. Ki dürtüyle hareket etmek bir insan için olası en kötü şeydir çünkü, kontrolsüzdür, anidir ve doğruluğunu hiç düşünmeden hareket etmektir dürtü ve ortalama normal insanlar dürtüleriyle çok az hareket ederler ama sınırkişiliklerin nerdeyse tamamı dürtüdür davranışlarının ve düşüncelerinin yani özetle iyilikleride kötülükleride bilinçli ve kontrollü değildir onlar her yaptıklarını dürtüyle anlık olarak yaparlar ama elbette kötülük yapmak için arka planda çok sinsi planlar yaparlar ve bu hallerine genelde hep yenilirler...
Sınırkişiliklerin otokontrol eksikliğinden ve dürtüyle davranmadan sonraki en kötü özellikleri "sinsilik" yani karşıdaki hak etmediği halde ona kötülük/intikam planı yapabilmeleri ve sessizce bunu uygulamalarıdır...
Yani bu haliyle bir sınırkişilik insanın melek özelliğinin tamamen yok olduğu şeytanlaşma haldir hem otokontrolü yoktur hiçbir sosyal, ahlaki, ailevi, insani, sebep-sonuç içinde düşünce ve bir şeyleri izah etme kaygıları yoktur ve de hem de çoğu zaman karşıdaki bunu hak etmediği halde ona öfkelenerek karşındakinden kendilerince intikam almaya çalışırlar ve sonra malum bu halleri çok sürmez melekleşirler ve çok pişman olurlar burda en ilginç nokta ise karşı tarafa zamanında çok değer verdikleri ve onu her seferinde kandırdıkları için onunda adeta ruhunu yani otokontrolünü ele geçirecek kadar bir güce ulaşırlar...
Örneğin beni sevdiğini söyleyen kişi onu bana büyük bir kötülük yaptıktan sonra affettirmek için her türlü sevgi oyununu yaptıktan sonra "büyü tuttu" diyerek kendini ele veriyor ve içindeki sinsi şeytanı da eleverebiliyor... Korkmayın size klasik tabirle sınırkişilikler "içine şeytan kaçmış insanlardır" demiyeceğim ama kontrolünü şeytana kaptırmış demem daha iyi olur...
Sonuç olarak toplamda 3 yıl sonunda büyük acılar yaşatılarak sorunun tanımını ve çözümü dini bir kaynakta Nas suresinde gördüm... Nas suresi manası itibariyle insan şeytan ilişkisini en iyi özetleyen ve ondan korunmayı sağlamak içinde bolca zikredilmesi gerek bir kaynak ve terapi yönetimi... Meal olarak yazayım Nas suresini...
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
De ki; İnsanların Rabbine insanların hahimine insanların ilahine sığınırım. O sinsi şeytanın şerrinden, O ki, insanların kalblerine vesvese verir. O şeytan cinlerden de olur insanlardan da.
Gördüğünüz gibi insanlardan da şeytan olabiliyormuş... Burda en önemli nokta şu borderlinelar hem bir nevi melek gibi oldukları hemde kendi egoları için şeytanlaştıkları kadar hedefindeki kişiye vesvese de verirler...
Örneğin bir sınırkişiliği severseniz ona kalbinizi açarsanız çok kısa sürede bütün düşünceninzin o olduğunu ve sanki sürekli dışardan size ciddi bir düşünce ve telapatiyle müdahale olduğunu görürsünüz ve bu etkiden kurtulamazsınız çünkü sınırkişiliğin melek halinide bildiğiniz için hem merahmet edersiniz ve ona kıyamazsınzı ama oysa bu sizin ona yenilmenizdir aslında...
Sonuç olarak belirtilerle uğraşmak ve onları tek tek anlamak yerine Rasulallah(S.A.V.) ninde önemle belirttiği gibi insana gündelik hayatta en faydalı olan Nas ve Felak suresini hem sınırkişiliğin etkisindne kalan hem de sınırkişilik kişinin kendisinin okumasında sonsuz fayda vardır... Aksi takdirde yenilirsiniz her seferinde ondaki sinsi şeytana...
Bu konu çok önemli önümüzdeki yıllarda modern şehir yaşamı içinde sınır kişilikler çok fazla olacaktır ve her birinin çok faal kişilikler olduğunu düşünürseniz çünkü, bir sınır kişilik otokontrol sahibi olmadığı için birden fazla kişi ile ilişki içindedir ve hepsini de bağlamıştır kendine. Bu anlamda bulundukları çevreyi büyük çember şeklinde çok büyük zorunlu etkilere maruz bırakırlar...
Yer imleri