Bir çiçekle bahar gelmez./ Anonim.

İnsanlar yaşamlarında meydana gelen değişimleri anlatırken zaman zaman abartılı cümleler kuruyorlar gibi geliyor bana. Belki bir heyecanı paylaşmak için biraz abartmanın gerekli olduğunu düşünüyorlar, belki de gerçekten öyle olduğunu düşünüyorlar. Belki de insanların reklamlarla yatıp kalktığı bir dünyada, bir şeyleri olduğu gibi anlatmanın yeterince etkili olmadığını düşünüyorlar ve biraz abartıyorlar etkili olmak için.

Bunlardan biri de zaman zaman duyduğumuz “Bir kitap okudum. Hayatım değişti” ya da “bir seminer dinledim dünyam değişti.” Günün birinde rastladıkları bir kitabın ya da bir seminerin, onları ne denli etkilediğini anlatıyorlar böylece. Ama ben, bu tarz ifadeleri abartılı buluyorum.

Açıkçası, bir kitabın ya da seminerin bardağı taşıran son damla olduğuna inanabilirim. Ama her şeyi bir kitap ya da bir seminerin hallettiğine inanmak, gelmiyor içimden. Ya hayatımızı değiştirdiğini söylediğimiz kitaptan önce okuduklarımız, yaşadıklarımız... Onların bu değişimde hiç mi payı yok? Onaylamadığımız, kabul etmediğimiz şeyler de olsalar, bizi doğru kitaba ya da doğru insana hazırlamadılar mı yaşadıklarımız, dinlediklerimiz ya da okuduklarımız? Bizi belli bir düzeye getirmediler mi? Bu konuda etkileri yok mu?

Daha önce okuyup dinlemediklerimiz olmasa nasıl yeni bir dönüşüme açık olabiliriz? “Hayatımı değiştiren kitap ya da seminer” ifadesi aklıma bir fıkrayı getiriyor: Sınavlara hazırlanma telaşıyla kafası iyice karışmış olan bir öğrenci, öğle yemeğinde iki tost yer. Doymadığını hisseder ve bir de sosisli sandviç yer. Artık doymuştur ve şöyle geçirir aklından; “Keşke baştan sosisli sandviç yeseydim. Tostlara boşa para harcadım.”

“Bir kitap okudum, hayatım değişti” diyen insanlar önceki kitapların dolayısıyla birikimlerinin hakkını yiyorlar gibi geliyor bana. Evet, bizi derinden etkileyen “asıl” kitaba kadar okuduklarımız hayatımızın dönüm noktası olmayabilirler. Belki de içimizdeki boşluğu büyüttüler. Büyüyen bir boşluk zaman zaman ne büyük bir güdü olabiliyor. Bu da bir iyilik değil mi? Bir şeylerin eksik olduğunu farketmemizi sağlamadılar mı? Ya da onları okuduğumuz için, biz de “asıl” kitabı anlamamız konusunda bir mihenk taşı oluşmadı mı? Fırsatların hazır olanlara geldiği söylenir.

Bir kitap bir seminer bir şekilde hayatınızı değiştirdiyse de, sizi bu değişime hazırlayan diğer kitaplara da haksızlık etmemeli derim ben.

Bir yandan asıl kitabı bulmak için diğer kitaplardan geçmek gerekmiyor mu? Evet, iyi bir programla gereksiz şeyleri okumadan “asıl” kitaplara ya da kitaba geçmek iyi olsa gerek. Yine de, okuduğunuz kitaplar içinde biri öne çıksa bile, asıl kitabı takdir etme becerinizde diğerlerinin payı vardır.

“Bir kitap okudum, hayatım değişti” diyenler, aceleci ve bedel ödemeyi sevmeyen insanların hoşuna gidecek bir şeyleri mırıldanıyorlar. Bedel ödemeyi sevmeyen insanlar o kitabı okusalar da hayatları değişmiyor. Zira, benim hayatımı değiştiren bir kitap ya da konuşma başkasının hayatını değiştirmeyebilir. Zira tost yememişlerdir o insanlar sosisli sandviçten once. Zira, hazır değillerdir.

Ben bir çok kitap okudum ve hayatım yeni yeni değişmeye başladı.
-----------
http://kisiselgelisimfelsefem.blogspot.com/