PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Asosyal -sosyalfobi kendimce.



yorum
26-05-2013, 12:17 AM
Nereye baksam asosyal sosyalfobi kavramı ile karşı karşıya geliyorum.Aslında bakarsanız cok daha önceki yıllarda da bende de mevcuttu.Fakat ben bu durumu aşıp, farkına vardığımda bende de sosyal fobinin var olduğunu öğreniyorum.O anki duygularımdan yola çıkarak bişeyler karalamak içimden geldi.Bu fobi nin olmasının temelinde bir yığın neden olabilir ama benim gördüğm ele aldığım nedenlerden çoğunluğu aileden gelen baskılardan kaynaklandığını sanıyorum.Örneğin, genelilkle ailesi annesi babası akademik olarak iyi bir statüye sahip olanların cocukları daha cok asosyal ve başarısız olduğunu sanıyorum.TAbi istisnalar kaideyi bozmaz.En azından benim tanıştığım gördüğüm insanların böyle olduğunu söyleyebilirim.Benim babamda böle statü kavramına aşık biriydi.Oturup kalkmasında bize kızan, bakkala giderken bile, şu eşofmanla gitmeyin.Balkondan bakmayın, şurdan şöyle yapın.Sürekli birileri tarafından izleniyor hissiyatı ile bütüldük.Telefonda konuşurken bile annem dayımla nasıl konuşacağımı bile bir söfler gibi arkadan söylerdi.Onların bana aşıladıkları şey okadar güçlüydü ki! birileriyle konuştuğum an onların söylemleri aklımdan geçerdi.Ya yanlış yaparsam? ya rezil olursam.Benimle dalga geçerlerse? diye düşünceler beynimden akıp geçerken artık ben biraz olsun kendimi gözlemleyen bir yapıya sahip oldum.Fiziki durumum nedeniyle roman kitapları okumaya başladım.Albert camus ve franz kafka kabuğumu kırmamda en büyük etken.Çünkü franzın bir sözü var.Babamın ceketini görmem bile midemi bulandırıyor.Okadar içine işlemiş ki aile baskısı aile statü kavramı onun ceketini görmesi bile bütün hatını film karesi gibi önüne seriyor.

Ben ailemi gözlemledikçe onların hatalarını ve insanlara söyledikleri yalanları ve mimik hareketlerini takip ederdim.Söyledikleri yalanları insanlar farkedip, bazen çaktırmadan evet diyip geçiştirdiklerini bizzat gördüm.Annem hatta pazarlık yaparken bile bazen yalan söyler ve bu pazarlıkta olması gereken şeymiş gibi bana lense ederdi.Bir anda farkına vardım ki, bana verdikleri şey, tamamen bir yanılsama.Bir korku, bir yanlış yol.Hayalim hep iyi bir üniversitede adam akıllı sosyoloji okuyup bu alanda ciddi atılımlar atmak.Psikoloji ile sosyolojiyi hep istemişimdir. Neyse ben annem ile, sosyal toplum arasındaki ilişkiyi incledikçe yanılsamaları tek tek görüyor oldum.Babam bana bir şey söylediğinde insanların düşüncesini düşünüp empati kurardı.Fakat kaçırdıkları bişey vardı yanlış empati kurarlardı.Rezil olmak diye bir şey olamazdı. Kitaplarda okuyup, sohbet ortamında konuştuğum konular babama göre rezillik olurken diğer insanlar tarafından ise merakla dinlenilmeye koyulmuştu.Kitap günümüz vardı.Okuduğumuz kitaptan hazırlanıp bunu anlatacaktık.Ama kendi düşüncelerimizide aktararak elbet.Ben bunları böyle yaparken ailemin bana aktardıkkları bişeyi farkettim.bunların hepsi yanlış...Bana öğrettikleri beni korkuttukları herşey yanlıştı.

Ama birşey vardı.Bunların yanlış olduğunu bilsem de bilinçaltıma yerleşmiş artık beni aşan bir alana girmişti.
Yakın arkadaşım daha doğrusu cocukluk arkadaşım vardı.Aslında bir gün restoranta gittik.Ve o herşeyi yapardı.sparişi, lavaboyu sorması, ne bilim aklınıza gelecek herşeyi o yapardı.Bir gün dedi ki ben artık bir şeyi yapmicam ve sen yapacaksın.İlk başlangıç ise, anlamsız gelecek ama gidip şu garsondan bir çatal isteyeceksin. (yemeğimizi yemiş kalkmak üzereydik halbuki) ben yok istemem nasıl isterim.Garson demez mi, ne yapacaksın ben ne derim.Diye diyeeee uzunn saatler bekledik.1 saate yakın.Ben rezil olurum düşüncesiyle inat üstüne inat.İlla isteyeceksin sonra biz burdan çıkarız dedi.Saat te geç. en sonunda üfleye püfleye gidip bir çatal istedim.Ama o ana kadar ölecektim sandım.Garsondan ister istemez sen çatalı sorgusuz sualsiz vermez mi?:P ben şaş kaldım.Halbuki zihnimde öyle şeyler tasarlamıştım.Rezil olma senaryoları.Orda bilinçaltıma yerleşen birşey oldu.Ben rezil olma korkusu değil, ailemin bana verdiği rezil olma senaryosu tasarlıyormuşum.Bilinaltıma o gün verdiğim sinyal artık benim kendimi aşmamda büyük rol oynadı. Daha sonra tek başıma bir şeyler yapmaya başladım.Bir yerlere gitmeye. sonra dernek gibi yerler üye oldum.Belediyenin tiyatro koru ve sağlık komisyonunda görev aldım derken.Bende sosyal fobi kalmamıştı.
Bu çatal olayını 2 kişiye de yaptım.inanırmısınız bilmiyorum ama işe yaradı ve onlarda da etki gösterdi:P anlamsız bişeyler yapmak yerine anlamsız şeyler yapmak zorundasınız sosyal fobi olunca.Çünkü mantıklı şeyler yaptığınız sürece empati kuracaksınız ve o empatiniz ise yanılsama ile size kazanılmış.anneniz babanız akraba çevreniz işiniz gücünüz bunlar size vermiş.Size vermedikleri bir şeyi yapmalısınız.Kendinizi eleştirmeyin, sizi eleştirecek insanlarında mantıksız olduklarını ve yersiz eleştirdiklerini düşünmeye çalışın.

Aslında konuyu daha yararlı olarak yazacaktım fakat asıl meseleye gelmeden cok uzun bir yazı yazdığımı farkettim.Sosyal fobili birileri ilk başta tatmin edici bir iş yapmaları gerektiğini düşünüyorum.Dayandıkları bir şeyler? baba parası yememek özellikle. kendi paralarını kendileri kazanmaları için adımlar atmalı.Eğitim konusunda başarı sağlamaları gerek yani kendilerini övecek ve bu özelliğim var diyecek bir şeyler yaratmaları gerek.Bu her alanda olabilir.Eğitim iş, konuşma, yazma, bir konuda uzman olmaya çalışmaları gerek. Güven duygusunu kazandıktan sonra...neyse devamını başka zaman getireyim cok uzun oldu:PPPP

protagonist
26-05-2013, 01:07 AM
Bu deneyimlerini paylaşmasan belki de öğrenmek için hepsini yaşamamız gerekecekti. Tabi elbette yaşamış kadar öğrenemedik ama kendi adıma aldığım fikirler ve bilgiler oldu bu yazından. Benzer bir durum ben de yaşadım ve burayı paylaşmak için uygun gördüm. Ben de halk otobüsleri olsun, dolmuşlar olsun, kalabalık bir yer olsun yüksek sesle bir şey söylemeye çok çekinirdim. Bunun en bariz örneği dolmuş veya otobüslerde ineceğim yere vardığımda ineceğimi söyleyemememdi. Tabi bu düğmeli olmaya geçmeden önceki zamanlar :) Bu anlamsız korku ve çekingenliğimi yıkmada katıldığım bir grupla danışma etkili oldu. Grupla danışmada kendime hedef olarak yüksek sesle grup içinde konuşabilmeyi seçmiştim ve sıra benimle çalışmaya geldiğinde -ki bir kaç kez danışman benle çalışmayı teklif etse de reddetmiştim ama sonunda kabul etmek zorunda kaldım- grup liderimiz diğer arkadaşlarda bir otobüsün içini canlandırmalarını istemişti. Sandalyeleri koltuklar yaptık, bir arkadaşımız şoför oldu. Tabi yalancı konuşma ve gürültüler yapıldı. Danışmanımız benden inecek var diye bağırmamı istedi. Ama mümkün mü ağzımı bile açamadım. Kızardım, bozardım sanki boğazıma o anda bir şey oldu sesim çıkmıyordu. Belki bunun için bir saat çabaladık. Sonunda cılız sesler çıktı benden. Derken daha yükse daha yüksek ve ben artık bağırmaya başlamıştım. Daha sonra birkaç etkinlik daha yaptık. Ama o gün oradan çıktığımda gerçekten kendime bu anlamsız korkum ve çekingenliğimden ötürü hem güldüm hem kızdım. Bazı şeyler bizim gözümüzde büyüttüğüm gibi değil kesinlikle. Onları biz kendimize hiç olmadıkları kadar korkunç ve aşılmaz olarak gösteriyoruz ki an gelip zorlamalarla yaptığımızda anda hiç de öyle olmadıklarını anlıyoruz. İlk adımı atınca devamı öyle kolay geliyor ki. Şimdi bu konuda hiç bir sıkıntı yaşamıyorum. iyiki o gün bu adımı atmışım ve denemişim. Denemekten asla çekinmeyin.

yanpiriperihan
26-05-2013, 02:24 AM
Merhaba.Yazılarınızı okudum.Oldukça faydalı olmuş.Teşekkürler
Bazı ortamlarda yeri geliyor elimi nereye koyacağımı şaşırıyorum.Bazı ortamlarda nasıl duracağımı nasıl pozisyon alacağımı şaşırıyorum.Bunlar genelde kasıldığım zamanlar oluyor.Ve kibar olmaya çalıştığım zamanlar oluyor.Acaba yanlış bir şey söyler miyim diye düşünüyorum.Yani bunlara anne babanın neden olduğunu söylüyorsunuz.Haklısınız.Ama ben bu davranışlarımı dediğiniz şekilde tecrübe etmeme rağmen aşamadım.Biraz sabit fikirliyim galiba bu konuda.

pdr-ci
26-05-2013, 03:50 PM
Yorum ve Protagonist ; yazdıklarınız çok yararlı bilgiler olmuş.. Paylaşımlarınız için sağolun. Bence herkeste az da olsa sosyal fobi vardır , bazılarında fazla olduğu için meydana çıkıyor. Bazıları da dozunu ayarlayabildiği için hastalık derecesinde olmuyor.. Herkesin az da olsa kuruntuları vardır kafasında kurduğu, rezil olma korkusu, yanlış anlarlar düşüncesi vb. Ben de bazen günün sonunda kafamı yastıga koydugumda acaba şunu söylemese miydim, yanlış mı anlaşıldı dediğim, rezil oldum söylediğim şeyden dolayı gibi düşüncelerim oluyor. Birkaç dakikadan sonra bu düşüncelerim azalıyor ve unutuyorum. Unutma aşamasında --Boşver diyorum kendi kendime. Diğer insanlara göre mi şekillendireceğim söylediklerimi .. Bir kere de içimden geldiği gibi olsun. Başkaları yanlış anlasın varsın diyorum, başkaları için yaşamayalım her zaman.. -- bunlardan kurtulmak için, kendilerinde var olan fazla çekingenlik durumunu ortadan kaldırmak için tiyatroya , koroya giden arkadaşlarım var . Bu sayede kendilerine olan özgüvenini kazanma fırsatı buluyorlar.. Ve insanlarla iletişimi çok zenginleşiyor eskiye oranla. Umarım durumu özetleyebilmişimdir.. :)

emilyyy
12-06-2013, 08:56 PM
ah yorum ah demek istiyorum sadece