ortakarar
21-04-2013, 05:21 PM
çocuk yapmaktan daha saçma birşey var mıdır acaba bu dünyada? çocuk neden yapılır ki? sırf şirin bir bebeğiniz olsun da iki pışt pışt diyebilesiniz diye mi? yoksa toplumda anne-baba statüsü kazanabilmek için mi?
veya asıl soru şu olmalı belki de: siz bir çocuğa iki pışt pışt veya hanimiş benim oğlum-kızım diyebilesiniz diye o çocuk bu dünyaya gelmek zorunda mı? gördüğüm kadarıyla kemal sunalın "gülen adam" filmindeki karakteri haricinde kimse bir çocuğu dünyaya getirdikten sonra durup düşünmüyor: acaba onu bu dünyaya getirmeye hakkımız var mıydı diye? hatta o filmde kemal sunal bu soruyu kendisine sorup doğru cevabı da kendisi buluyordu. bizim onu bu pislik, acı dolu dünyaya getirmeye hakkımız yoktu deyip ağlıyordu bir de.
ama şimdiki anne-baba ların bahaneleri hazır: çocuk rızkıyla beraber gelirmişşşşşş....
ya tamam çocuk rızkıyla beraber gelir de sen anne baba olmayı becerebilecek misin? bunu bir düşünsene. hadi bakıyorum bazı doğuda zengin, tarla, bağ-bahçe sahibi adamların hasat zamanı veya günlük işlerde işçi çalıştırmayıp onun yerine kendi çocuklarını çalıştırarak işçilere vereceği paranın kendi cebinde kalmasını sağlamak gibi en azından mantıklı sebepleri var. onun için adam 9 10 tane yapıyor da yapıyor. peki diğerlerine ne oluyor arkadaş? bazıları için bu durum bi hobi haline gelmiş resmen. "kız fatma canım sıkıldı hadi kalk bi çocuk daha yapalım gibi" bir zihniyetleri var heralde.
5 6 tane çocuğu vırtlattın attın bir köşeye. eee sonra? sonra ne olacak arkadaşım? o çocuğa babalık yapmayı beceremeyince o çocuk ilerde: ben niye bu dünyaya geldim ki, niye yaptınız lan beni diye isyan etmeyecek mi, küfür etmeyecek mi sana içinden içinden? sen neyine güvendin de bu kadar çocuğu yaptın diye sormayacak mı sana? madem çocuğuna babalık edemeyecektin, madem çocuğuna oğlum-kızım dahi diyemeyecektin. madem bu kadar ki mesafeliydin çocuklarla, babalığı çocuğunun sadece para ihtiyacını karşılamaktan(hatta onu bile tam karşılayamamaktan) ibaret sanıyordun madem, sen neyine güvenip 5 6 tane çocuk yaptın demeyecek mi sana?
sen de onun karşısına geçip ne yapayım oğlum, erkek çocuk arıyorduk 4 karavana atıştan sonra en sonunda beşinci denemede hedefi 12den vurduk mu diyeceksin? peki soruyorum şimdi ona: ne oldu? erkek çocuğu buldun da ne oldu? soyadın mı devam edecek? -o güzel, o nice faydalı ve büyük işlere imza atmış soyadın- başın göğe mi erecek? ben sana cevabını da vereyim o halde. başın göğe ermeyecek. eğer o erkeğin yarın öbürgün yaşlandığında sana bakacağını düşünüyorsan, kız evlatlar erkek evlatlardan her zaman daha hayırlıdır. -bunu senin o küçük beynin almayabilir çok görmüyorum sana bunu- kız evlatlar ağzına bir edecekse erkek evlat 10 edecektir emin ol.
anlayamadığım bir konu da şu tüp bebek merkezlerinde binlerce lira paralarını dökerek çocuk sahibi olmaya çalışanlardır. derdin ne arkadaşım derdin ne? neyi zorluyorsun neyin peşindesin sen? o çocuğu yapınca madalya mı takacaklar sana? geçim sıkıntın mı sona erecek? herşey düzelecek mi? bir de bu birsürü para verip yaptırdıkları tedavi sonuç verince bir mutlu olurlar ki anlatamam. sanki cennetle müjdelenmişler. bu sevinç de çocuklarının olmasından mıdır yoksa paralarının boşa gitmemesinden mi o da tartışılır.
bence dünyada çocuk yapmak kadar saçma, iğrenç birşey yoktur. şimdi bana "herkes senin anlattığın gibi annesine babasına isyan edecek bir çocuk yetiştirecek diye birşey yok, iyi çocuk yetiştiren insanlar da olabilir" diyenler olabilirler. gayet de haklılardır çünkü bunu ben de düşündüm. ama eğer bana bunu söyleyecek insanlar varsa onlara bu dünyanın yaşama şartlarına bir göz atmasını öneririm. mesela "dünyada dertsiz insan olmaz herkesin bir derdi vardır" kuralı vardır.
herkes mutlaka acı çekecek! ya bir psikolojik hastalıkla ya beyin tümörüyle ya kolu veya bacağı olmayacak, ya vücudunda heryer sivilce olacak, ya yiyecek ekmek bulamayacak kadar fakir olacak, ya doğduğu gün sevinçten neredeyse bir tarafına kına yakacağı çocuğu büyük bir hastalığa yakalanacak, ya evi yanacak, ya kanser olacak, ya bir savaş çıkacak ve o savaşta esir düşüp en kötü işkencelere maruz kalacak, ya sosyalfobi diye illet bi hastalığa yakalanıp bütün gün evde tıkılı kalıp dışarıya insan içine çıkmaktan korkup zindan gibi bir hayat yaşayacak, ya apandisti patlayacak, ya saçında saç kıran çıkacak herkes iğrenerek bakacak, ya zeka özürlü olacak bütün hayatı boyunca sana muhtaç olacak-sen öldükten sonra ne b.k yiyecek- vs.vs.
aklıma gelenler bunlar ama hayatta o kadar çok dert alternatifi var ki düşündükçe buluyor insan. o halde bu kadar acı dolu bir dünyaya, acısız insan olmayacağının peşinen söylendiği bu dünyaya, hepsinin de mutlaka acı çekeceğini bile bile ne diye 6 7 tane çocuk vırtlatıp atıyor bu insanlar? çocuk sevmek için mi? bu kadar basit sebeplerden dolayı bir insanı bu dünyaya getirme hakkını- yetkisini kendisinde bulan insanların olduğu bir dünyada mantık aramak gerçekten de çok zor
veya asıl soru şu olmalı belki de: siz bir çocuğa iki pışt pışt veya hanimiş benim oğlum-kızım diyebilesiniz diye o çocuk bu dünyaya gelmek zorunda mı? gördüğüm kadarıyla kemal sunalın "gülen adam" filmindeki karakteri haricinde kimse bir çocuğu dünyaya getirdikten sonra durup düşünmüyor: acaba onu bu dünyaya getirmeye hakkımız var mıydı diye? hatta o filmde kemal sunal bu soruyu kendisine sorup doğru cevabı da kendisi buluyordu. bizim onu bu pislik, acı dolu dünyaya getirmeye hakkımız yoktu deyip ağlıyordu bir de.
ama şimdiki anne-baba ların bahaneleri hazır: çocuk rızkıyla beraber gelirmişşşşşş....
ya tamam çocuk rızkıyla beraber gelir de sen anne baba olmayı becerebilecek misin? bunu bir düşünsene. hadi bakıyorum bazı doğuda zengin, tarla, bağ-bahçe sahibi adamların hasat zamanı veya günlük işlerde işçi çalıştırmayıp onun yerine kendi çocuklarını çalıştırarak işçilere vereceği paranın kendi cebinde kalmasını sağlamak gibi en azından mantıklı sebepleri var. onun için adam 9 10 tane yapıyor da yapıyor. peki diğerlerine ne oluyor arkadaş? bazıları için bu durum bi hobi haline gelmiş resmen. "kız fatma canım sıkıldı hadi kalk bi çocuk daha yapalım gibi" bir zihniyetleri var heralde.
5 6 tane çocuğu vırtlattın attın bir köşeye. eee sonra? sonra ne olacak arkadaşım? o çocuğa babalık yapmayı beceremeyince o çocuk ilerde: ben niye bu dünyaya geldim ki, niye yaptınız lan beni diye isyan etmeyecek mi, küfür etmeyecek mi sana içinden içinden? sen neyine güvendin de bu kadar çocuğu yaptın diye sormayacak mı sana? madem çocuğuna babalık edemeyecektin, madem çocuğuna oğlum-kızım dahi diyemeyecektin. madem bu kadar ki mesafeliydin çocuklarla, babalığı çocuğunun sadece para ihtiyacını karşılamaktan(hatta onu bile tam karşılayamamaktan) ibaret sanıyordun madem, sen neyine güvenip 5 6 tane çocuk yaptın demeyecek mi sana?
sen de onun karşısına geçip ne yapayım oğlum, erkek çocuk arıyorduk 4 karavana atıştan sonra en sonunda beşinci denemede hedefi 12den vurduk mu diyeceksin? peki soruyorum şimdi ona: ne oldu? erkek çocuğu buldun da ne oldu? soyadın mı devam edecek? -o güzel, o nice faydalı ve büyük işlere imza atmış soyadın- başın göğe mi erecek? ben sana cevabını da vereyim o halde. başın göğe ermeyecek. eğer o erkeğin yarın öbürgün yaşlandığında sana bakacağını düşünüyorsan, kız evlatlar erkek evlatlardan her zaman daha hayırlıdır. -bunu senin o küçük beynin almayabilir çok görmüyorum sana bunu- kız evlatlar ağzına bir edecekse erkek evlat 10 edecektir emin ol.
anlayamadığım bir konu da şu tüp bebek merkezlerinde binlerce lira paralarını dökerek çocuk sahibi olmaya çalışanlardır. derdin ne arkadaşım derdin ne? neyi zorluyorsun neyin peşindesin sen? o çocuğu yapınca madalya mı takacaklar sana? geçim sıkıntın mı sona erecek? herşey düzelecek mi? bir de bu birsürü para verip yaptırdıkları tedavi sonuç verince bir mutlu olurlar ki anlatamam. sanki cennetle müjdelenmişler. bu sevinç de çocuklarının olmasından mıdır yoksa paralarının boşa gitmemesinden mi o da tartışılır.
bence dünyada çocuk yapmak kadar saçma, iğrenç birşey yoktur. şimdi bana "herkes senin anlattığın gibi annesine babasına isyan edecek bir çocuk yetiştirecek diye birşey yok, iyi çocuk yetiştiren insanlar da olabilir" diyenler olabilirler. gayet de haklılardır çünkü bunu ben de düşündüm. ama eğer bana bunu söyleyecek insanlar varsa onlara bu dünyanın yaşama şartlarına bir göz atmasını öneririm. mesela "dünyada dertsiz insan olmaz herkesin bir derdi vardır" kuralı vardır.
herkes mutlaka acı çekecek! ya bir psikolojik hastalıkla ya beyin tümörüyle ya kolu veya bacağı olmayacak, ya vücudunda heryer sivilce olacak, ya yiyecek ekmek bulamayacak kadar fakir olacak, ya doğduğu gün sevinçten neredeyse bir tarafına kına yakacağı çocuğu büyük bir hastalığa yakalanacak, ya evi yanacak, ya kanser olacak, ya bir savaş çıkacak ve o savaşta esir düşüp en kötü işkencelere maruz kalacak, ya sosyalfobi diye illet bi hastalığa yakalanıp bütün gün evde tıkılı kalıp dışarıya insan içine çıkmaktan korkup zindan gibi bir hayat yaşayacak, ya apandisti patlayacak, ya saçında saç kıran çıkacak herkes iğrenerek bakacak, ya zeka özürlü olacak bütün hayatı boyunca sana muhtaç olacak-sen öldükten sonra ne b.k yiyecek- vs.vs.
aklıma gelenler bunlar ama hayatta o kadar çok dert alternatifi var ki düşündükçe buluyor insan. o halde bu kadar acı dolu bir dünyaya, acısız insan olmayacağının peşinen söylendiği bu dünyaya, hepsinin de mutlaka acı çekeceğini bile bile ne diye 6 7 tane çocuk vırtlatıp atıyor bu insanlar? çocuk sevmek için mi? bu kadar basit sebeplerden dolayı bir insanı bu dünyaya getirme hakkını- yetkisini kendisinde bulan insanların olduğu bir dünyada mantık aramak gerçekten de çok zor