PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hayattan tat alamıyorum:-(



jabber
18-03-2013, 04:29 PM
Uzun zamandır hayattan tat alamıyorum.Ne yemek yiyorum ,doğru düzgün ne uyku uyuyorum,en insani ihtiyaçlarımı bile karşılamak içimden gelmiyor.Ders çalışmam lazım çalışamıyorum,kitap okumayı çok severim normalde okuyamıyorum,eğlenmek için insanlar film izlerler onu bile oturup izlemek içimden gelmiyor.Bir iş yaparken oturup zaman kavramını yitiriyorum bir noktaya bakarak saatlerimi harcayabiliyorum kendimi bilmeden.Bir bakmışım akşam olmuş, saatler geçmiş ve ben biri gelip kapıma vurmadan kendime gelemiyorum.Bir gün iyi oluyorum,enerjik canlı diğer gün bir o kadar çekilmez bu ruh halinden biraz olsun kurtulunca o çekilmez,huysuz insana sanki ben değilmişim gibi dışarıdan bakıyorum"bu ben miydim Allah'ım"diyorum.Herkes kafana takma oluruna bırak her şeyi diyor.Hep nasihat ediyorlar.Ne yapmalıyım sizce diyorum hep susuyorlar "onu da sen bileceksin "diyorlar.Bilsem zaten böyle olur muydum?Sizce ben ne yapmalıyım bu durumda?

ttolga1111
18-03-2013, 04:34 PM
ilginç hiçmi zevk almıyon

jabber
18-03-2013, 04:41 PM
Hayır.Bir insan çikolata yedikten sonra bile mutlu olmaz mı olmaz.Ben bu durumdayım işte.

ttolga1111
18-03-2013, 04:49 PM
hedefin amacında mı yok bunada hayır dersen

jabber
18-03-2013, 04:53 PM
Bir amacım vardı ama artık o amacı bile sorgular hale geldim.Yanlış bir amaç seçtim sanırım.Ona ulaşmak için bir şey yapmak gelmiyor içimden

ttolga1111
18-03-2013, 04:56 PM
kendimi senin yerine koymaya çalışıyorum ama bir anlam veremiyorum bende tat almıyorum ama ben okb den yoksa oooo neler neler

jabber
18-03-2013, 05:01 PM
okb nedir?
anlayamadım

ttolga1111
18-03-2013, 05:07 PM
bsesif kompulsif bozukluk (OKB) nedir?

Kişide sıkıntı ya da rahatsızlık durumu ortaya çıkaran zorlayıcı düşünce, dürtü ya da imgelemler ve/veya bu durumu ortadan kaldırmaya yönelik düşünce ve davranışların görüldüğü hastalıktır.

Bu düşünce, dürtü, imgelem ve davranışlar yineleyici olduğu için TAKINTI HASTALIĞI olarak da isimlendirmek doğru olur.

ttolga1111
18-03-2013, 05:08 PM
Kirlenme takıntısı: Bu takıntıda kişi iğrendiği, tiksindiği ya da korktuğu durumla ilgili aşırı zihinsel uğraşlarda bulunur. Örneğin idrar, ter, mikrop, kir, hayvanlara dokunma, kapı kollarının kirlenmesi, hastalık bulaşması gibi. Bu durumda zorlantı olarak aşırı yıkama ve yıkanma, bir şeye dokunmaktan kaçınma, hastalıklara karşı aşırı hassas sorgulamalar, insanlarla temastan kaçınma, dışarıda yemek yemeden kaçınma, evdeki diğer bireylerin temizlenmesi ile uğraşma.

2-Düzenleme takıntısı: Eşyaların asimetrik dizilmesi, sıralama hatası, kıyafet uyumu, hizalama hatası. Buna gelişen zorlantı eğik duran eşyayı düzeltme, kıyafetlerde uyum arama, her nesneyi sınıflandırma, ayırma.

3-Dinsel takıntı: Dinsel inanışlarla ilgili kaygı, aşırı uğraş, abdest almada yanlış yapma kaygısı, camide küfür etme kaygısı. Buna gelişen zorlantı camiye gitmeme, tekrar tekrar abdest alma, dinsel konuları konuşmama, içinden küfür geçme durumuna karşılık tövbe etme ve sürekli besmele çekme.

4- Zarar verme takıntısı: Kendine zarar verme, başkalarına zarar verme, kontrolü kaybedip saldırma kaygısı. Buna gelişen kompulsiyon zarar vermekten korktuğu durumlardan kaçma, kesici aletlerden uzak durma, çocuğunu kucağına almaktan kaçma, ürünlerin son kullanma tarihlerini takip etme, ilaç kutularını saklama gibi.

5-Cinsel takıntı: Cinsel içerikli konuşma kaygısı, cinsel organa bakma kaygısı, cinsel fantezi kurma kaygısı gibi. Buna gelişen zorlantı bakmaktan kaçınma, sohbetden kaçınma, cinsel ilişkiden kaçınma.

6-Biriktirme-saklama takıntısı: İşi bittiği halde eşyayı saklama, gereksiz nesneleri biriktirme, atamama, çöp toplama, biriktirme gibi.

7-Kontrol etme –denetleme: Kapıların kilitlendiğinden emin olma, doğalgazın kapatıldığından emin olma, yemeklerin bozuk olup olmadığını kontrol etme gibi sayılabilir.

jabber
18-03-2013, 05:17 PM
Bu konuda bayağı bilgili olduğun anlaşılıyor.Teşekkür ederim yardımın için ama bunların hiçbiri yok bende çok şükür ki
Depresyon olabilir diyorum çoğu kez ama ruh halim çok değişiyor sanki aynı bedende 2 farklı kişilik barındırıyorum.

2941994
18-03-2013, 06:33 PM
Size gönülden geçmiş olsun diliyorum.

Hayat kalitenizdeki düşüş ne kadar zaman önce başladı? (Uykunuz, iştahınız, insanlarla olan ilişkileriniz hayat kalitenizi oluşturur.)

Başlangıcına hayatınızda hüsrana veya mutsuzluğa yol açabilecek olay/ olaylar eşlik etti mi?

Dikkat seviyesinizdeki düşmeden ve hayat azminizin düşüşünden bahsetmişsiniz. Bunlar genellikle olası bir psikolojik rahatsızlığın öncü belirtileridir.

Özellikle her zaman depresif olmadığınızdan bahsetmişsiniz. Duygudurum döngünüz yüksek enerjili- düşük enerjili, mutlu- mutsuz, az depresif- çok depresif tanımlarından hangisi veya hangilerine uyuyor? Nedenini açıklayabilir misiniz?

jabber
19-03-2013, 11:32 AM
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim
Bu durumumun ne zaman başladığını inanın bilmiyorum kendimi bildim bileli böyleyim,çocukken de böyleydim.Nedenini düşünüyorum inanın bulamıyorum.Bir amaçsızlık söz konusu bir şeylere bağlanmak istiyorum ancak bağlanmaktan korkuyorum.Demek ki önceleri ya da çocukluğumda -tam hatırlamıyorum- bir şeylere bağlanıp hayal kırıklığına uğramışım ki böyle davranıyorum istemsiz olarak nitekim de insanlar beni yanıltmıyorlar bu düşüncemde.Bir şeylere isyan edip karşı çıkmak istiyorum,ona bile gücüm yok.O enerjiyi bulamıyorum içimde.Daha öncede belirttiğim gibi duygudurumum sürekli değişiyor.Hayatım boyunca neşeli,cıvıl cıvıl bir insan olmadım.Gittiğim ortamı da neşelendirmemişimdir hiçbir zaman.Beni idare edecek şekilde enerjimi yüksek tutmuşumdur,günü kurtarmak için yani.Ama bazen o kadar kötü oluyorum ki yaşamıyorum sadece nefes alan ceset gibi oluyorum.Yediğim yemeğin tadı yok,içtiğim suyun aynı şekilde ölmemek için yiyorum,yaşamayı aileme karşı olan vazifem sayıyorum,onlara karşı kendi hayatımı borçlu sayıyorum.Kendimi değil de onları mutlu etmek için yaşıyorum anlayacağınız.

yorum
19-03-2013, 01:40 PM
Böyle olmanızın genel geçer bir nedeninin var olduğunu düşünüyorum.Tatmin etmeyen bir durum.Belki bir özenti yada aile içinde yaşanmış bir durum.Veya akademik anlamda tatmin olmayan bir yaşantı hayal edip yetişememişsiniz veya özel hayatta birini hayal edip ulaşamamak.vsvs Bence siz baştan beri bunu ince eleyip sık dokursanız sorunun nerden kaynaklandığını bulursunuz.
Aile içinde nasılsınız mesela? baskıcı rahat? kaç kardeşsiniz? Bu arada bay-bayan, bayanlarda genelde bu durumun olması duygu durum bozukluğu olduğu söyleniliyor.bir anı diğer bir anını pek tutmaz.Bir anda mutlu iken hiç bir sebeb olmadan veya cok cok ufak bir şey yüzünden dünyası yıkılmış kadar mutsuz da olabiniyor. Eğer hayatınızdaki ayrıntıları buraya yazarsanız size belki faydamız dokunabilir.

jabber
19-03-2013, 04:26 PM
Geriye dönüp düşündüğümde böyle olmamın pek çok sebebi var diye düşünüyorum.Benden hariç bir erkek kardeşim var.Doğduğu zaman onu çok kıskanmışım aramızdaki yaş farkı oldukça az.Ama mutluydum o zamanlar her şeye rağmen çocuktum çünkü.Çok neşeli bir çocukmuşum benim çocukluğumu bilenler anlatıyor.Yaşı her ne olursa olsun yabancı tanıdık farketmez herkesle konuşur muhabbet edermişim.Beni bana anlatanların anlattıkları yabancı birinin yaşantısı gibi geliyor.Babam işsiz kaldığında babamla birlikte anneminde çalışmaya başlamasına neden oldu.Bu durumda da bizi babaanneme bırakıyorlardı.Babaannemin de merhametli bir kadın olduğu söylenemezdi.Kendi çocuklarına bile acımayan bir kadındı babannem. Kız çocuğu olmamıştı 3 oğlu vardı beni dövmezdi o yüzden ama nefret ederdim bu ayrıcalıklı durumdan kardeşime şiddet uygulardı.Kaç kez anneme söyledim ama annem bana inanmadı.Kendi dövmese babama dövdürürdü bizi babam bizden çok annesine inanırdı.Hiç kalmak istemezdik onun evinden kaç kere annem babam bizi onların evine bıraktıklarında ağlayarak arabanın arkasından koştuğumu bilirim.Babaannem kardeşimi dövdüğünde hep onu avutmaya çalışırdım,bir şey yapıpta tekrar dayak yemesin diye.Oda bilmezdi neden dövüldüğünü daha 3 yaşındaydı çünkü.İlkokula başladığımdan kısa bir süre sonra annem sürekli bir işte çalışmaya başladı.Bakan kimse yoktu bize.Hem kardeşime hem kendime bakmaya çalışıyordum annem işten gelene kadar babam zaten biz kardeşimle liseye gelene kadar hiç yoktu,hep çalışıyordu.Komşularımız,akrabalarımız annem babam çalışıyor,para kazanıyorlar diye bize tuhaf davranıyorlardı.Neden böyle olduğunu da anlamıyordum o zamanlar hala daha anlamıyorum bir insanın para kazanması,kimseye muhtaç olmamasını neresi kötü ki biz bunun bedeli zaten ödüyorken.Bu benim bu durumda olmamın sadece birkaçı bunlar gibi anımsayamadığım pek çok neden var anlatamadığım ya da anlattığımda daha kötülediğim çünkü zaman zaman eskileri hatırladığımda daha fazla bunalıma giriyorum.Ama artık bu kadar şey de ağır gelmeye başladı.

ttolga1111
19-03-2013, 04:35 PM
bütün herşey bir şeyden kaynaklanıyor zaten insanlardan
ben mesela biriyle konuştuğumda küçükken bana gülerdi annem falan o yuzden utangaç oldum şimdide demez mi olum konuşsana ne utanıyon diye?düşününce sinirlendim şimdi

yorum
19-03-2013, 04:39 PM
jaber, bu bile sizde bakış açınızın kökünden değişmesine neden olabilir.Zaten insan o yaşlarda hayata anlam yükler.0-5 yaş arasında kişilik oluşur derler ya. Bu sorun tetikleyici sorun.Sorunların sende yansıttığı,yani şuan korktuğun gelecekte neler var? var mı öyle şeyler. Şuan lise desiniz anladığım kadarıyla başarınız nasıl? derslerle aranız iyi mi?
Ben psikolog falan değilim ama fikrimi almak istersen.Bunları anlamlandırmaya başlamalısın.Böyle sende etki etmiş olayları tek tek anlatıp gün yüzüne çıkarıp sende olumsuz etkenleri izlemen gerek.Şuan tam olarak anlatamayacağım gelecek kaygıları oluşmuş sende diye düşünüyorum. İnsanlar acımasız ve herkesi babaannen gibi görüyorsun.Bilinçli bir şekilde bu soruma hayır dersende bilinçaltında bu var.Kime baksan babannendeki o merhametsizliği görüyorsun.Yada onda var mı diye izliyorsun. Buna benzer benimde geçmişmimde şeyler var.Ve empati yapmam pek zor deil.Tabi sizde farklı da olabilir.

jabber
19-03-2013, 05:38 PM
[QUOTE=jabber;122272]Ben kendi zindanımda çürüyüp gideceğim.Kendi kendimi cezalandırdım,müebbete çarptırdım kendimi .Her yeni güne beni özgürleştirmek için ölümüme yaklaştırdığını bilerek uyanacağım.Ve ben bu zindandan ancak öldüğümde kurtulacağım.Ölünce özgürlüğüme kavuşacağım.Güneş bir başka doğacak benden sonra benim üzerime.Belki kışlar bile şimdi olduğu kadar üşütmeyecek cesedimi.Bilemiyorum düşünmek istemiyorum artık çıldırmak üzereyim çünkü.Çıkış noktası bulmadıkça bu düşünceler beni delirtecek yoksa.Hayatım geçmişimi sorgulamakla ve bir de sorguladığımda harcadığım zamana acımakla ve pişmanlık duymakla geçiyor.Ömür işte,doyasıya yaşasan da geçiyor,ben gibi görünmez parmaklıklar ardına kendini hapsetsen de geçiyor.

yorum
19-03-2013, 05:57 PM
Jabber beni konuşturma:P yani bak seni yanıltabilirim.
Bir kere kendini zindanlara hapsetmedin.Çünkü buraya gelip yazı yazıyorsun.Yazı demek herşey demek.İç dünyanı bize açıyorsun.Bu demektir ki çığlık atıyorsun.Bu olmak istemiyorsun.Busun ama bundan kurtulmak için bütün çabanla uğraşıyorsun.Bakıyorsun ki bir çıkış yolu görünmüyor.Güneş ışıkları yok görmüyorsun o halde karanlıktan mutluluk duymaya bakıyim diyorsun.Umutların var ne güzel en azından ölümden sonrası içinde umutları olması demek bu hayatın halen yaşanır olabileceğidir.Çünkü bu hayat ne kadar acı olsada sonunda güzel bir şey bekliyor seni demektir.
Bir kitap okudum acı beden diye bir bölümü var.Sen mutsuzluktan haz alıyorsun.Yaşadığın acılardan kurtulamadığın için artık onu bir kişilik olarak yaratmış onunla yaşıyorsun.Tabi ki güzünlü zamanlarında olacak, isyan etttiğin zamanlarında olacak ama bu hayatın olmasın. hayatının ufak bir noktası olsun sadece.
Geçmişi sorgulamakla ve sorguladığın vakte acıyorsun neden ? çünkü elde bir şey bulamıyorsun.Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez,sen sorguluyorsun onarmaya çalışıyorsun.Lütfen bunu görmezden gelme.Sende diyorsn doyasıya yaşasanda geçiyor yaşamasanda geçiyor.Madem her haliyle geçiyorsa neden doyasıya yaşamaktan kendini alı koyuyorsun.
Albert camusun yaşam felsefesi hep benimserim. hayat kötü iğrenç hatta ama onuda yaşamak gerek.Tıpkı aydınlığı tanımlamak için karanlığı görmek onuda yaşamak gerektiği gibi.

2941994
19-03-2013, 07:10 PM
Bu depresifliğin sanki karakterinizin, kişiliğinizin bir parçası gibi olduğunu düşünüyor musunuz?

Herhangi bir nedenden dolayı suçluluk hissediyor musunuz?

Kaç yaşınızdasınız, kaç yaşınızdan beri (yaklaşık olarak) hayat kaliteniz tatmin edici seviyenin altında?

Çevreniz de depresif ruh hali ya da düşük enerji sahibi olduğunuzu düşünüyor mu?

Günde kaç saat uyuyorsunuz?



Özellikle her zaman depresif olmadığınızdan bahsetmişsiniz. Duygudurum döngünüz yüksek enerjili- düşük enerjili, mutlu- mutsuz, az depresif- çok depresif tanımlarından hangisi veya hangilerine uyuyor? Nedenini açıklayabilir misiniz?

Bu sorumun cevabını net olarak alamadığım için tekrar sormak istiyorum.

Sizin, ailenizin veya akrabalarınızın sahip olduğu ruhsal, fiziksel rahatsızlıklar var mı?

jabber
19-03-2013, 08:22 PM
Kişiliğimin bir parçası olduğunu söylemek zor dönem dönem oluyor.Hayatımın her döneminde böyle değildim.Çocukken böyle değildim mesela ya da böyleydim de anlamlandıramıyordum,bilemiyorum.İçimden moralimi bozmayacağım,kendimi iyi hissediyorum deyip telkin ediyorum ama bir süre sonra bir bakmışım yine eski haldeyim.Düşünüyorum çocukken yaşadığım olaylar çıkıyor önüme bu olay yüzünden böyle davranıyorum diyorum.Belki o zaman yaşadıklarımı şimdi yaşasam bende o kadar etki etmezdi.Sonuçta 5 yaşında bir çocukla 22 yaşında bir insanın aynı olay karşısındaki ruh hali, o olayı kaldırma biçimi aynı değil.Bazen insanlar beni görüp ne kadar yorgun görünüyorsun dediklerinde yorgun değilim aslında mutsuzum demek istiyorum ama insanlar sizi dinlemiyorlar.
Sırf laf olsun diye nasılsın diyen insanlar var.İyi değilim diyorsunuz.Neyin var ? diye soran biri çıkmıyor çoğu kez.Böyle bir durumda insan ister istemez insanların herhalde benden daha fazla dertleri var ki size sorma gereksinimi bile duymuyorlar.Uyku sorunuma gelince geceleri uyuyamıyorum,uyuduğumda da uyanamıyorum.Bir süre sonra uykularımda sıçrayarak ya da yüksek bir yerden düşüyormuşum gibi uyanıyorum.Diken üstünde sanki en ufak seste uyanıyorum.

2941994
19-03-2013, 08:28 PM
Sorularıma cevap vermiyorsunuz, başka şeyler anlatıyorsunuz. Tabi ki anlatın ama sorularıma da cevap verin lütfen.



Herhangi bir nedenden dolayı suçluluk hissediyor musunuz?



Kaç yaşınızdasınız, kaç yaşınızdan beri (yaklaşık olarak) hayat kaliteniz tatmin edici seviyenin altında?



Özellikle her zaman depresif olmadığınızdan bahsetmişsiniz. Duygudurum döngünüz yüksek enerjili- düşük enerjili, mutlu- mutsuz, az depresif- çok depresif tanımlarından hangisi veya hangilerine uyuyor? Nedenini açıklayabilir misiniz?


Sizin, ailenizin veya akrabalarınızın sahip olduğu ruhsal, fiziksel rahatsızlıklar var mı?

jabber
19-03-2013, 08:51 PM
Anlattıklarım içerisinde var söylediklerim aslında 22 yaşındayım benim bildiğim 5 yaşımdan beri böyleyim.Herhangi bir nedenden suçluluk duyuyor musun diye sormuşsunuz
kendimin fiili olarak yaptığım bir şeyden suçluluk duymuyorum daha çok yapamadıklarımdan dolayı suçluluk duyuyorum.Duygudurum döngüm dediğim gibi sürekli değişiyor.Çok kısa bir an çok iyi hissediyorum kendimi insanlar şaşırıyorlar bu halime bir süre sonra mutsuz depresif,asık suratlı bir insan oluyorum ama bunun nedenini bilmiyorum.Bildiğim kadarıyla ailemde ruhsal, fiziksel rahatsızlığa sahip biri yok.

2941994
19-03-2013, 09:10 PM
Yapamadıklarınızdan dolayı suçluluk duyduğunuzu söylemişsiniz. Yapamadığınız şeyler hayatın hangi alanları ile ilgiliydi? Hiç zamanında yapamadıklarınızı şimdi yapabileceğiniz şeylerle gölgelemeyi düşündünüz mü?

Kendinizi bazen çok iyi hissettiğinizi söylemişsiniz. Bu göz ardı edilemeyecek bir bilgi. Bana bu zamanlarda kendinizi, yetenek ve kabiliyetlerinizi, hayata bakış şeklinizi anlatabilir misiniz? Bu zamanlar ne kadar sürüyor ve ne kadar zamanda bir tekrar ediyor?

Ailenizde veya akrabalarınızda tiroid problemi olan var mı?

antepli
20-03-2013, 12:40 AM
depresyon. doktora git ilaç yazsın geçer.